Başlık 2: Kişilerin serbest dolaşımı Son İlerleme Raporundan bu yana kaydedilen gelişme
Mesleki niteliklerin karşılıklı tanınması, vatandaşın hakları veya sosyal güvenlik sistemlerinin gelecekte koordinasyonu alanında bildirilecek herhangi bir ilerleme yoktur.
İşçilerin serbest dolaşımı konusunda, Şubat 2003’te yabancı işçilerin çalışma izinleri üzerine bir yasa kabul edildi. Bu yasa, yabancılar için (farklı sürelere ve koşullara tabi olan) farklı türlerde çalışma izinleri öngörmektedir. Yasa, bu sürelerin, AB vatandaşları ve (AB kökenli olsunlar veya olmasınlar) onların eşleri ve çocukları için geçerli olmadıklarını belirtmektedir.
İdari kapasiteyle ilgili olarak, bildirilecek gelişmeler yoktur.
Genel değerlendirme
Mesleki niteliklerin karşılıklı tanınması alanında, bir ulusal mesleki standartlar kurumu henüz tesis edilmemiştir. 250 Türk mesleği için asgari eğitim gereklerinde tadilat yapan mevzuat henüz çıkarılmamıştır.
Mesleklere girişe izin verilmesinden, kısmen özel sektör kuruluşları ve meslek örgütleri, kısmen de Yüksek Öğrenim Kurulu gibi devlet kuruluşları olmak üzere, farklı kurumlar sorumludur. Diplomaların ve mesleki niteliklerin karşılıklı olarak tanınması için henüz bir ulusal eşgüdümcü yoktur. Akademik ve mesleki tanıma arasında bir ayrım sağlamak ve hizmet sunulmasına olanak veren daha basit usuller koymak için mevzuatın izlenmesi gerekir. Yabancılar için çalışma izinlerine dair yasa, işçilerin serbest dolaşımıyla ilgili önemli bir gelişmedir.
Türkiye, yabancı işçilerin serbest dolaşımı üzerindeki kısıtlamaları kaldırmak için çeşitli yasaları ve meslek örgütlerinin rolünü gözden geçirmelidir.
Sosyal güvenlik sistemlerinin eşgüdümüyle ilgili olarak, sosyal güvenlik sisteminin düzgün işlemesini ve mali bakımdan sürdürülebilirliğini sağlamak için, var olan mevzuatta değişiklikler yapılması gerekir. Emeklilik sistemi ve sosyal güvenlik kurumlarındaki verimsizlikler ve usulsüzlükler, geçen yılın İlerleme Raporunda belirtildiği gibi, kısmen yasalardaki eksiklere, kısmen de idari kapasitenin yetersiz olmasına bağlıdır. Türkiye, sosyal güvenlik sisteminde istikrar sağlamak için çabalarını sürdürmelidir.
Sonuç
Raporlama döneminde, özellikle işçilerin serbest dolaşımı alanında, ilerleme olmuştur.
Türkiye’nin bu alandaki müktesebat ile uyumlaşması sınırlı kalmaya devam etmektedir. Türkiye, özellikle niteliklerin karşılıklı tanınması ve uyumlulaştırılmış müfredatın ve eğitim gereklerinin yürürlüğe konulması yönünden, bu alandaki müktesebatın bütün ilgili yönleriyle mevzuatın uyumlulaştırılması üzerinde odaklanmalıdır. Gerekli idari yapıları geliştirmek için düzenlemeler yapılmasına hâlâ gereksinme vardır. Sosyal güvenlik sistemleriyle ilgili olarak, mali istikrarı sağlamak ve idari kapasiteyi güçlendirmek için daha fazla kurumsal reformlar gereklidir.
Başlık 3: Hizmet sunma özgürlüğü Son İlerleme Raporundan bu yana kaydedilen gelişme
Kuruluş hakkı veya mali olmayan hizmetler sunma özgürlüğü alanında bazı gelişmeler olmuştur. Şubat 2003’te yabancı işçilerin çalışma izinleri hakkında bir yasa kabul edilmiştir. Bu yasa, serbest çalışan kişiler ve yabancı yatırımcılarca istihdam edilen yabancılar dahil, çeşitli kategorilerde çalışanlar için çalışma izinleri verilmesi hakkında kurallar koymaktadır.
Mali hizmetler alanında, bankacılık ve menkul kıymet sektörlerinde esaslı ilerleme kaydedilmiştir. 2001 ve 2002’deki önemli gelişmelerin ardından, uluslararası muhasebe standartlarının bankacılık sektöründe Türk muhasebe ilkelerine aktarılması ile ilgili olarak yeni çabalar sarf edilmiştir. Haziran 2002’de kabul edilen yeni muhasebe standartları Ekim 2003’te yürürlüğe girmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), bankaların kurulması ve işleyişine dair kurallar ile ilgili bir dizi değişiklik ve bankaların denetlenmesi ve risk yönetim sistemleri üzerine uygulama kuralları kabul etmiştir. BDDK, ayrıca bankaların risklerinin değerlendirilmesi konusunda bir tebliğ yayımlamıştır. BDDK, özel finans kurumlarının tablolarına ilişkin uygulama mevzuatında da değişiklik yapmıştır.
Bunların yanı sıra, bankacılık sektörü, Banka Sermayesi Güçlendirme programı çerçevesinde yeniden yapılanmasına devam etmektedir.
Menkul kıymetler ile ilgili olarak, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Aralık 2002’de sermaye piyasası araçlarının Merkezi Kayıt tarafından kaydedilmesine ilişkin usul ve esasları kabul etti.
SPK, portföy yönetim şirketlerinin kurulması ve faaliyetleri hakkında kurallar kabul etti. Ayrıca, yatırım performansı standartlarıyla ilgili bir tebliğ kabul etti ve sermaye piyasası kanununa tabi olan şirketlerin genel kurul toplantılarında kümülatif oylama için kurallar ve ilkeler belirledi. Raporlama döneminde, oy verme hakkına sahip olmayan hisseler ile kâr ve zarara iştirak eden hisselerin tescil edilmesinin esaslarına ilişkin iki ayrı mevzuat kabul etti. Ayrıca, Mart 2003’te girişim sermayesi yatırım şirketlerinin kurulmasına ilişkin esaslar belirledi.
Şubat 2003’te sermaye piyasası araçlarının halka arzıyla ilgili uygulama mevzuatında bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik yoluyla, açıklama gereklerine ilişkin esaslar belirlendi ve yatırım gruplarının tanımları yapıldı. Ayrıca, hisselerin kaydedilmesi ve satılması hakkında ilkeler üzerine tebliğde bir değişiklik yapıldı. Bu değişiklik ile, hisseleri alınıp satılacak olan şirketlerin taahhüt edilmiş sermaye miktarlarına göre asgari halka arz oranlarında bir artış yapıldı ve bir kayıt sistemi getirildi. Bunun yanında, şirketler, önalım haklarının kısıtlanması durumunda önerilen ihraç fiyatlarının gerekçelerini belirten yazılı bir rapor sunmakla yükümlü tutuldular.
SPK, Mart 2003’te borsalardan başka menkul kıymet piyasalarını kurulması ve çalışmasına ilişkin esaslar üzerine bir uygulama yönetmeliği kabul etti. Bu yönetmelik ile, SPK, KOBİ’lerin finansman temin edebilecekleri menkul kıymet piyasalarının kurulmasına ilişkin gerekli kuralları koymaya yetkili oldu.
SPK, bundan başka, bağımsız izleme, yüksek enflasyon dönemlerinde mali tablolar, aracılık ve aracı kurumlar ile ilgili tebliğlerde değişiklikler yaptı.
Sigortacılık ve bilgi toplumu yönetmelikleri konularında, bildirilecek gelişmeler yoktur. Kişisel verilerin korunması alanında, yasal düzenleme hazırlıkları başlatılmış olmakla birlikte, belirtilebilecek herhangi bir ilerleme yoktur.
Genel değerlendirme
Yabancılar için çalışma izinleri üzerine yasanın kabul edilmesi, profesyonel hizmetler sunma özgürlüğünü kolaylaştırma yönünde olumlu bir adımdır. Ancak, farklı sektörlerde çeşitli mevzuat parçaları, yabancıları piyasadan dışlayan bazı kısıtlamalar içermeye devam etmektedir. Türk mevzuatını bu konuda müktesebat ile uyumlaştırmak için hâlâ önemli bir çabaya gerek vardır.
Sigorta hizmetleri hariç mali hizmetler alanında, uyumlaşma bir hayli ileri düzeyde olup, piyasa yabancı operatörlerin girişine büyük ölçüde açıktır. Bankacılık sektöründeki reformlar da, olumlu adımlardır.
2001 mali krizinden sonra, Türkiye bankacılık sektörünü önemli derecede yeniden yapılandırdı ve mevzuatını müktesebat ve uluslararası standartlar ile uyumlulaştırdı. Ancak, özellikle mevduatlar için devlet garantisi ve mevduat garanti programıyla ilgili mevzuatın uyumlulaştırılması konularında, daha fazla çabalar gerekli olmaya devam etmektedir. Mevzuatın önemli bir kesimi, ilgili müktesebat ve uluslararası standartlar ile uyumludur, fakat kabul edilen mevzuatın ve ihtiyat standartlarının etkili biçimde uygulanması daha fazla dikkat istemektedir. Bu açıdan, BDDK’nın dış baskılardan bağımsızlığının korunması çok önemli olmaya devam etmektedir.
İdari kapasite ile ilgili olarak, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) personeli, halen 70 yönetici ve 181 uzmandan oluşmaktadır. BDDK’nın harcamaları, bankalar tarafından önceki yıla ait bilançoları temelinde Kurul’a ödenen katkılar yoluyla finanse edilmektedir. BDDK, Türkiye’deki her banka için yıllık teftişler yapmaktadır. Raporlama döneminde, toplam 76 adet yerinde teftiş yapıldı. Raporlar BDDK’nın İnternet sitesinde yayımlanmaktadır. BDDK’nın müdahalesi sonucunda 13 bankanın lisansları geri alındı. İki yabancı banka dahil, toplam 6 lisans, bankaların talepleri üzerine BDDK tarafından geri çekildi.
Yatırım hizmetleri alanında, Türk mevzuatını ilgili müktesebat ve uluslararası standartlar ile uyumlaştırmak için önemli çalışmalar yapıldı.
Sermaye piyasası araçlarının kayıt standartları ve ilkelerinin belirlenmesi ve merkezi kaydı tam olarak etkin duruma getirmeye yönelik çabalar, önemli olumlu gelişmelerdir. Ancak, yatırımcı koruma sisteminin kapsamı, ilgili müktesebat ile uyumsuz olmaya devam etmektedir.
Halka arzlar konusunda, toplam kayıtlı sermayenin bir yüzdesi olarak ifade edilen, asgari bir halka arz eşiğinin getirilmesi bir ilerlemedir. Ancak, ilgili müktesebat ile uyumlaşmak için yeni çabalara gerek vardır. Toplu yatırımlar konusunda da ilerleme kaydedilmiş olup, bu türden yatırımlarla ilgili önceki kısıtlamalar kaldırılmıştır.
Raporlama döneminde, SPK, toplu oy verme ve oydan yoksun hisse senetleri, yatarım araçları performansı ile ilgili bilgi verilmesi üzerine ilkeler kabul ederek, borsada kayıtlı şirketlerin saydamlık gereklerine ve hissedar haklarını güvence altına alan kurallara ilişkin bir ilerleme sağlamıştır. Ancak, bu alanda daha çok uyumlaşmaya yönelik önemli çabalar gösterilmesi gereği sürmektedir. Devredilebilir menkul kıymetler alanında toplu yatırımlara yönelik işletmeler konusunda, yatırım fonları kurabilecek kişilerin kısıtlanması, saklayıcıların sorumlulukları ve yatırım araçlarının türleri, ilgili müktesebat ile uyumlu hale getirilmelidir. İzahname standartlarını AB ile uyumlaştırmak için daha fazla çabalar gereklidir. Mali aracılık konusunda, borsada menkul kıymet ticaretine girmek isteyen bankalar, bunu ancak kendilerine bağlı aracılık firmalarıyla yapabilmektedir.
İdari kapasite yönünden, SPK yedi üyeli bir Kurul’dan oluşmaktadır ve toplam 427 personel arasında 197 profesyonel uzmana sahiptir. SPK 1 463 kurumu düzenlemekte ve denetlemektedir. SPK, Uluslararası Menkul Kıymet Komisyonları Teşkilatının (IOSCO) üyesidir ve Mayıs 2002’den bu yana IOSCO’nun Yükselen Piyasalar Komitesi’nin başkanıdır. SPK, aynı zamanda, Sermaye Piyasası Düzenleme ve Denetleme Danışma Grubu’nun da üyesidir.
Sigortacılık alanında, müktesebat ile uyumlaşma düzeyi, özellikle başka mali hizmetlere kıyasla, düşüktür. Yabancıları piyasadan dışlayan bazı kısıtlamalar var olmaya devam etmektedir. Sigorta şirketlerinden toplanan mali veriler ve sigorta muhasebesi üzerine ilkeler, bu konuyla ilgili müktesebata uygun değildir. Ayrıca, ihtiyat standartları, müktesebat ve uluslararası standartlar ile uyumlulaştırılmalıdır. Sigorta işletmelerinin borç ödeme kabiliyetine ilişkin gerekler konusunda AB mevzuatı ile Türk mevzuatı arasında farklar vardır. Türk mevzuatı, sigorta yönergelerinde konulan asgari borç ödeme kabiliyeti marjıyla ilgili gerekleri uygulamıyor. Sigorta Murakabe Kurulu, işletme açısından bağımsız değildir ve sigorta sektöründe izleme kalitesi düşüktür, zira ilgili yönetmelikler müktesebat ile tam olarak uyumlu değildir. Devam eden reasürans tekeli, müktesebat ile önemli bir çelişki olmayı sürdürmektedir. Hâlâ var olan ve müktesebat ile uyum sağlamak için kaldırılması gereken, önceden tarife kontrolü bakımından da aynı husus söylenebilir.
Sigortacılık sektörü, Türkiye’de Hazine Müsteşarlığı tarafından düzenlenir ve denetlenir. Sigorta Genel Müdürlüğü (SGM), mevzuatın hazırlanması ve uygulanmasından ve ayrıca uzaktan denetim yapılmasından sorumludur. Sigorta Denetleme Kurulu ise, yerinde denetim faaliyetleri yapar. SGM’nin toplam personeli 34’tür. Sigorta Denetleme Kurulu ise toplam 56 personelden oluşur. Genelde, sigorta denetleme organlarının idari kapasitesi büyük ölçüde arttırılmalıdır.
Türkiye, tam olarak bağımsız bir veri koruma denetimi otoritesinin kurulması dahil, veri koruma alanında müktesebat ile uyumlu mevzuat çıkarmaya yönelik bugünkü çabalarını sürdürmeye teşvik edilir.
Bilgi toplumu hizmetleri alanında, müktesebat ile uyumlaşma düzeyi nispeten düşük olup, daha fazla çabalar gereklidir.
Sonuç
Son İlerleme Raporundan bu yana, Türkiye bu alanda, özellikle bankacılık sektörüyle ve yatırım hizmetleri ve menkul kıymet piyasalarıyla ilgili olarak, ilerleme kaydetmiştir.
Profesyonel hizmetler alanında, uyumlaşma yetersizdir ve mevzuatı ilgili müktesebat ile uyumlaştırmak için önemli bir çaba gereklidir. Mali hizmetler alanında, bankacılık ve menkul kıymet sektörlerinde genel uyumlaşma düzeyi yüksektir. Ancak, sigorta mevzuatını ilgili müktesebat ile uyumlaştırmak için esaslı çaba gereklidir. Ayrıca, sigorta denetim organlarının idari kapasitesi güçlendirilmelidir. Veri korumaya ilişkin müktesebat ile uyumlu mevzuat kabul etmeye yönelik bugünkü çabalar, tam olarak bağımsız bir denetim otoritesine olan gereksinme dahil, devam ettirilmelidir. Müktesebat ile uyumlu olarak, bilgi toplumu hizmetleri alanında daha çok mevzuat kabul edilmelidir.
Dostları ilə paylaş: |