KAZAKİSTAN
Kazakistan’da bu yıl insan hakları ihlalleri basın-yayın, ifade hürriyeti, seçme-seçilme hakkı ve örgütlenme ve siyasi faaliyette bulunma hakları üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.
19 Eylül’de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ve sonrasında muhalif siyasi partilere ve basın-yayın organlarına yönelik baskıların arttığı gözlenmiştir. Bazı parti üyelerine yönelik gözaltılar gerçekleşmiştir. Çeşitli muhalif gazete ve dergilere karşı dava açılmış, yazılarına sansür uygulanmış, ofisleri polis tarafından basılıp aranmış ve kimi gazeteler kapatma cezası almıştır. Birçok gazeteci de yazdıkları yazılar nedeniyle gözaltına alınmış ve kimileri de hapis cezalarına çarptırılmıştır. Ayrıca, gazetecilerin polis üniformalı kişilerce dövüldüğü veya siyasi baskılar sonucu işten atıldığı vakalara da rastlanmıştır. İfade hürriyeti ve basın-yayın özgürlüğüne yönelik bu ihlaller, 23 Kasım’da Almata’da yapılan ve Orta Asya ülkelerinden birçok insan hakları savunucusunun ve gazetecinin biraraya geldiği İnsan Hakları Konferansı’nda da gündeme getirilmiş ve bu uygulamalar kınanmıştır. Ayrıca konferansta, Kazakistan’daki diğer bazı temel insan haklarına yönelik ihlaller de, özellikle seçme-seçilme hakkı, seyahat özgürlüğü, din ve vicdan hürriyetine yönelik ihlaller ve işkence, ön plana çıkmıştır. Gündeme gelen Basın Kanunu’ndaki değişiklikler de yeterli görülmemektedir.
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle oldukça gündeme gelen bir diğer konuda da seçme-seçilme hürriyetine yöneliktir. Seçim Kanunuyla ilgili düzenlemeler yapılırken, bunlar muhalif partilerce yeterli görülmemiş ve idarenin seçimlere müdahalesini engellemeye yetmeyeceği için veto edilmesi yönünde açıklamalar yapılmıştır. Özellikle uygulanan elektronik oy kullanma sisteminin serbest ve adil seçim ilkesine gölge düşüren şüphelere sebep olduğu için eleştirilmektedir. Bu konu, AGİT temsilcilerince de endişe yaratmış ve seçimleri izlemek için bir Gözlem Grubu oluşturulmasına karar verilmiştir.
Kazakistan’da bulunan Özbeklere ait camiler ise dini kurumlara ilişkin anayasaya aykırı olduğu iddia edilen yasal düzenlemelerle devletin denetimindeki bir çatı kurum altında toplanmaya çalışılmış, ancak yoğun tepkilerle karşılaşılmıştır.
Sonuç olarak, Kazakistan’da, bu yıl, değinilen haklar ve özgürlüklere yönelik ihlaller yoğunlaşmış ve yapılan yasal düzenlemeler de durumu iyileştirmeye yönelik yeterli olmamıştır.
ERMENİSTAN
İnsan hakları uygulaması açısından Ermenistan’da bu yıl ihlallerin özellikle basın-yayın ifade hürriyeti, örgütlenme hakkı ve bilgi edinme hakkı alanlarında yoğunlaştığı gözlenmiştir. Geçen yılki seçimlerin etkisinin Ermenistan’da devam ettiğini söyleyebiliriz. Muhalif partilere ve üyelerine yönelik baskılar devam etmektedir. Gösteri ve yürüyüşleri müdahalelerle ve tutuklamalarla sonuçlanmıştır. Bir çok muhalif siyasi de çeşitli nedenlerle gözaltına alınmıştır. Basın-yayın organlarına yönelik baskılar da devam etmektedir. Bazı yayın şirketlerine lisans hakkı verilmemiş, diğer tarafta özellikle rüşvet ve ulusal güvenliğe yönelik haberlerde oto sansür uygulamalarıyla karşılaşılmıştır. Muhalif tutumlu gazetelere karşı eleştirel yazılarından dolayı dava açılmış ve birçoğu para cezasına çarptırılmıştır. Saldırıya uğrayan gazetecilerin sayısında artış olmuştur. Çeşitli nedenlerle birçok gazeteci gözaltına alınmış, tutuklanmıştır. Hatta bir gazeteci ortadan kaybolmuştur. Kataisk Bölgesi’nde de trafik polislerince insanların seyahat hakları engelleniyor iddialarını araştırmak için bölgeye giden gazeteci ve kameramanlar gözaltına alınmıştır. Avrupa Konseyi de Ermenistan’daki bu hak ihlallerine ilişkin endişelerini dile getirmiştir.
Yoğun ihlallerin görüldüğü diğer bir alan ise toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yönelik olmuştur. Özellikle muhalif partilerin Cumhurbaşkanı’na yönelik eleştirilerinin yoğunlaştığı dönemlerde yapılan toplantı ve gösterilen neredeyse tümü müdahaleyle karşılaşmış ve yüzlerce kişi tutuklanmıştır. Çıkarılan bir düzenlemeyle stratejik olarak önemli nitelendirilen yerlerde gösteri ve yürüyüşlere izin verilmeyecektir. Diğer yerlerdeki bu tip eylemler de izne bağlanmıştır.
KIRGIZİSTAN
Kırgızistan’da insan hakları ihlalleri bu yılda geçen yıl olduğu gibi özellikle basın-yayın hürriyeti, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü alanında yoğunlaştığı gözlenmiştir. Muhalif siyasi parti liderleri ve önde gelenleri çeşitli nedenlerle hapse atılmakta ve bu konuda ülke çeşitli uluslararası insan hakları kuruluşları ve kamuoyunca eleştirilmektedir. 2005 yılında yapılacak seçimler için şimdiden muhalefet partilerine yönelik kısıtlamalar getirilmekte, seçim kampanyaları yapmaları engellenmektedir. Ocak ayında milletvekillerinin odalarında dinleme cihazları bulundu.
Muhalif gazete ve televizyon kanalları baskı görmektedir. Basın-yayın kuruluşlarına karşı davalar açılmakta, para cezası ve kapatma cezaları almaktadırlar. Yayınladıkları yazılara sıklıkla sansür uygulandığı gözlenmiştir. Kimi gazete binalarına polis baskınları düzenlenmiş, kimileri ise kimliği belirsiz kişilerce soyulup gazetecileri tehdit edilmiştir.
Gazetecilere karşı baskı ve kötü muamele de artarak devam etmektedir. 2003’te Karasu’da ölü bulunan gazeteci Nazalov’un davası devam ediyor. Yetkililer boğulduğu üzerinde ısrarlıyken yakınları dövülerek öldürüldüğünü iddia etmektedir. Basın-yayın kuruluşları sanal ortamda da çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır.
Kırgısiztan’da dikkat çeken diğer bir insan hakları ihlali ise neredeyse sistematik hale gelmiş olan işkence ve kötü muamele uygulamalarıdır. Özellikle gözaltında ve hapishanelerde sıklıkla bu tür uygulamalara rastlanmıştır. Örneğin, Jalal Abat’ta gözaltına alınan 6 kişi işkence görmüş ve daha sonra suçsuz oldukları anlaşılınca serbest bırakılmıştır. Ayrıca Kırgız Ombudsmanlık Kurumu’nun açıklamalarında da yer alan haksız tutuklama ve gözaltına almalar, gözaltında kötü muamele ve hapishanelerin gayri insani koşulları endişe yaratmaktadır.
Din ve vicdan hürriyetine yönelik ihlaller ve ülkedeki yabancılara yönelik kötü muamelede dikkat çekmektedir. Bu uygulamalar ülkenin güney bölgelerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Bazar ve Karasu bölgelerinde Müslüman ilkokul çocuklarının öğretmenleri tarafından günlük ibadetlerini yerine getirmemeleri ve hatta bunu evlerinde de yapmamaları konusunda uyarılmış, kız öğrenciler başörtüleriyle derse alınmamış ve Suzak’ta bazı camiler yıkılmıştır. Bazı kiliselere karşıda ağır vergiler getirilmiştir. Vahhabilere karşı da merkezi yönetimden açık bir baskı olmasa yerel medya da yoğun bir karşı-kampanya vardır. Diğer tarafta, Hizbut Tahrir’le mücadele gerekçesiyle de Müslümanların hakları ihlal edilmektedir. Ayrıca 15.000 Çeçen’in yaşadığı ülkede 1996’dan beri 15 Çeçen işadamı öldürülmüştür. Gösteri ve yürüyüş yapma hakkı hususunda da ihlaller gözlenmiştir. Özellikle muhalif eylemlere polis müdahaleleriyle karşılaşmış, yoğun gözaltılar olmuş hatta 2002’de polisin silahlı müdahalesi sonucu ölümle sonuçlanan bir gösterinin davası bu yıl sonuçlanmıştır.
Ottawa Sözleşmesini imzalamayan ülkede karamayınları patlamaları sonucu birçok kişi sakat kalmakta ve ölmektedir.
GÜRCİSTAN
2004 yılında, ülkedeki siyasi gelişmelerin de etkisiyle insan hakları ihlallerinin daha çok siyasi faaliyette bulunma ve basın-yayın hürriyeti alanlarında yoğunlaştığı görülmektedir. Muhalefet parti üyeleri çeşitli gerekçelerle gözaltına alınmış, bazı siyasilere yönelik silahlı saldırılar gerçekleşmiş ve ölümle sonuçlananlar da olmuştur. Tutuklanan bazı siyasi parti üyeleri bu süreç boyunca işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını iddia etmektedir.
Basın-yayın hürriyetine yönelik ihlaller de artarak devam etmektedir. Bazı televizyon kanalı ve gazeteler kapatılmıştır. Muhalif yazı veya yayınları nedeniyle de bazı kanal ve gazeteler de tehdit edilmekte, sansüre maruz kalmaktadır. Yazdıkları nedeniyle de birçok gazeteciye karşı davalar açılmış, kimileri hapis kimileri de para cezasına çarptırılmıştır. Gazetecilerin evlerine saldırı vakalarında da artış olmuştur. Kimi gazeteciler de kimliği belirsiz kişilerin saldırılarına uğramıştır. Görevleri başında darp alma ve kameraları kırılma olayları da sıklıkla rastlanmıştır. Yetkili kurumlardan bilgi almak isteyen basın mensupları engellenmekte, hatta bazı resmi binalara girişleri yasaklanmaktadır. Ülkede görev alan bazı yabancı basın mensupları da çeşitli şekillerde kötü muameleye maruz kalmıştır.
Muhalif partilerce düzenlenen toplantı ve yürüyüşlere polis müdahale etmiş ve onlarca kişi gözaltına alınmıştır. Ülkedeki bir diğer ihlal de kötü muamele ve işkence olaylarıdır. Ayrıca, Gürcistan’da özellikle ülkenin Güney Osetya ve Abhazya sorunlarına yönelik tutum ve uygulamalarının da çeşitli hak ihlallerine sebep olduğu gözlenmiştir.
Dostları ilə paylaş: |