ÜÇÜNCÜ fasilarafat ve müzdeliFE'de telbiYE

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Burada mevzu hadisleri bilmek için bazı umumi kaideler vermek isteriz.

Bunlardan biri: Resul-i Ekrem'in ağzına yakışmıyacak şekilde bu gibi mübalağalı sözleri ihtiva etmiş olmaktır. Mesela:

1- "Kim ki, (La ilahe illa'llah) derse, Allahu teala 70 bin dili konuşan kuşlar yaratır, her dil, 70 bin lugat konuşur, bütün bu diller, bu adam için istiğfar ederler."

2- "Şöyle böyle iyilikler yapan kimseye, Cennet'e 70 bin şehir verilir..." ve benzeri sözler gibi ki, bunlar tamamen yalan ve uydurmadır. Bu gibi rivayetler uyduranlar, ya çok cahil ve ahmak kimselerdir, ya da Resul-i Ekrem'in şerefini düşürmek için yazan zındıklardır.

İkincisi: Akıl ve duyuların hadisi kabul edememesidir. Mesela:

1- "Patlıcan ne maksatla yenirse, onun için olur." ve "Patlıcan bütün hastalıklara şifadır" gibi rivayetler. Bütün bunlar uydurmadır, değil Peygamber, bir cahil bile bu sözü söylese, herkes onunla alay eder. Patlıcan mideyi doldurmaktan başka bir şey yapmaz.

2- "Konuşurken aksırmak, kişinin doğru konuşmasının delilidir." Her ne kadar bazıları bunu doğrulamışlarsa da, akıl ve duyular uydurma olduğuna şehadet eder. Çünkü aksırığın yalan ve doğru ile bir münasebeti olmaz. Hadis rivayet ederken bin defa da aksırsa, bu aksırık hadisin asla delili olamaz. Ben de derim ki: "Dua ederken aksırmak, duanın kabulüne şahittir." rivayeti Camiu's-Sağir'de vardır.

3- "Mercimek yeyiniz, zira o mübarektir. Kalbi yumuşatır, rutubeti çoğaltır. 70 Peygamber onu takdis etmiştir." Abdullah bin Mübarek'e; bu hadis senden rivayet edilmiş ne diyorsun, diye sorulunca; beni bırakın, ben böyle bir şey bilmiyorum, bu yahudilerin uydurmasıdır. Değil 70 peygamber, bir peygamber bile onu takdis eder, her derde derman olurdu. Halbuki Allahu Teala Kur'an-ı Kerim'de onu, bal ve helvadan kalitesi düşük olarak tavsif etmiş, sarmısak ve pırasa seviyesine indirmiştir. Geçmiş peygamberlere de bu bir iftiradır. Çünkü, mercimeğin sevdayı tahrik ve nefes darlığı vermek gibi zararlı tarafları vardır ve bu bir uydurmadır, dedi.

4- "Allahu Teala yer ve gökleri Aşure günü yarattı."

5- "Yemek üzerine içiniz ki, doyasınız..."

6- "İnsanların en yalancıları, boyacılar, dikiciler ve terzilerdir." rivayetleri gibi. Halbuki görüp duyduklarımız bu rivayeti reddederler. Çünkü, bunlardan çok daha üstün yalancıların bulunduğunu görmekteyiz. Rafızıler, kahinler ve müneccimler gibi. Bu rivayeti te'vile de lüzum yoktur. Ben de derim ki: Bu hadis Camiu's-Sağir'de Ebu Hüreyre'den rivayet edilmiştir. İşte bütün bunlar uydurmadır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Üçüncüsü, metn-i hadis'in kusurlu olmasıdır. Mesela:

1- "Pirinç insan olsa, iyi bir adam olurdu. Onu yiyen her aç adamın karnı doyar." hadisi gibi. Bu ifadeden herkes güler, aynı zamanda pirinç fazla yendiği vakit, zararlıdır, bilenler bundan sakınır, nerde kaldı. Resul-i Ekrem.

2- "Ceviz şifa peynir hastalıktır.." Uydurana lanet.

3- "İnsanlar boy otunun hassalarını bilseydi onu altın ile tartarlardı."

4- "Sofralarınızda baklagilleri bulundurun, şeytanı uzaklaştırır."

5- "Göynük yapraklarında, Cennet suyu vardır."

6- "Maydonoz ne kötü yemektir. Ondan akşamlayın yiyip yatan kimsenin nefes boruları daralır. Onu gündüzleri yiyiniz."

7- "Menekşe yağının diğer yağlardan üstünlüğü, Ehl-i Beyt'imin diğerleri üzerine üstünlüğü gibidir."

8- "Hilyon ve pırasanın diğer baklagillere üstünlüğü, buğdayın diğer tanelere üstünlüğü gibidir."

9- "Domalan ve kereviz İlyas ve Elyasa'nın yiyecekleriydi."

10- "Dünya narları, Cennet narlarından aşılanır."

11- "Ümmetimin baharı ve yağmuru üzüm ile karpuzdur."

12- "Üzümü ekmek ile yiyiniz."

13- "Tuza devam edin, yetmiş derde devadır." Uydurana Allah lanet etsin. Ben de derim ki: Bu hadisi İbn-i Hibban Zuafa'da Aişe'den merfu olarak rivayet etmiştir.

14- "Horoza sövmeyin, o benim dostumdur. Adem oğlu onun sesindeki kerameti bilse, etini ve tüyünü altın ile tartarak alırdı." Ben de derim ki: Hadisin birinci fıkrasını Ebu Davud, hasen senet ile merfu olarak Zeyd bin Harise'den rivayet etmiştir. Rivayet şekli de şöyledir; "Horoza sövmeyin, o insanı sabah namazına uyandırır." Ayrıca, İbn-i Kani Eyyüb bin Utbe'den zayıf sened ile; "Beyaz horoz dostumdur", diğer bir rivayette, "Dostumun dostu ve Allah'ın düşmanının da düşmanıdır." ilavesi de vardır. Başka bir rivayette: "Sahibinin evini ve etrafındaki dokuz haneyi de bekler." Buna benzer daha birçok rivayet şekilleri vardır. Bütün bunlar Camiu's-Sağir'de mevcuttur. Zayıf olsalar bile, birbirini takviye eden bu rivayetler karşısında bu hadise bu kadar dokunmak uygun olmaz. Ancak ikinci fıkra müstesnadır.

15- "Beyaz horoz bulunan eve, şeytan yaklaşmaz ve sihir tesir etmez." Ben de derim ki: Beyhaki İbn-i Ömer'den, "Horoz namaza çağırır, beyaz horoz bulunduran kimse, şeytanın şerrinden, sahirin sihrinden ve kahinin kehanetinden korunmuş olur." rivayeti vardır.

16- "Allahu Teala öyle bir horoz yaratmıştır ki, başı arşın altında, ayakları ise yerin dibindedir."

İşte bütün bu rivayetler kendi kendilerini tekzib ederler. "Horozun ötmesini duyduğunuz vakit Allah'dan isteyiniz. Çünkü o, melek görür." hadisinden başka, horoz hakkında rivayet edilen bütün hadisler yalandır.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Rivayet edilen hadisin, açıkça bilinen bir sünneti bozmuş olmasıdır. Fesat, zulüm ve abesi ihtiva eden, batılı övüp hakkı yeren ve buna benzer sözleri içine alan hadislerden Resul-i Ekrem münezzehtir. Bunlardan bazıları:

1- "Ahmed veya Muhammed adını taşıyanlar Cehennem'e girmezler." Bu rivayet, "Cehennem'den isim ve lakaplar ile kurtuluş olmaz. Ondan, necat ancak, iman ve iyi ameller ile olur." mealindeki gerçek rivayete aykırıdır ve yalandır. Buna benzer daha çok rivayetler vardır. Mesela: "Bu gibi rivayetlerde Cehennem'den kurtuluş öyle sevaplara bağlanmış ki, olsa olsa bu sevaplar birer küçük hasene kabilindedirler. Cehennem'den kurtuluş için asla kafi gelmezler.