ONBEŞİNCİ BÖLÜM
Ravisinde galat olan hadislerdir. Mesela:
1- Ebu Hüreyre'den gelen bu rivayette, "Allahu Teala yerleri Cumartesi günü yaratmıştır" denmektedir. Bu rivayet, Müslim'in kitabına böyle geçmişe de, Buhari ve diğerleri bunun ravisi Ebu Hüreyre olmayıp, Ka'bü'l-Ahbar olduğunu söylemişlerdir ve doğrudur. Çünkü, Kur'an-ı Kerim'de yer ve göklerin 6 gün içinde yaratıldıkları açıkça anlatılmıştır.
2- Mescid-i Aksa'daki Sahra (Taş) hakkında, "Allahu Teala'nın küçük ve yakın olan arşıdır." rivayeti de Kur'an’a uymayan bir rivayet olup yalancıların uydurmasıdır. Bu taş hakkındaki bütün rivayetler yalandır. Taş hakkında en sağlam rivayet Cumartesi günü yahudilerin günü olduğu gibi, bu taş da onların kıblesi idi. Bize de Allahu Teala sonradan kıble olarak Ka'be'yi seçmiştir. Hz. Ömer, bu taşın yanında cami yaptıracağı zaman, yanındakilere sordu.
“Camiyi taşın önünde mi yapalım, ardında mı? Kab, taş camiin önünde kalsın” deyince, Hz. Ömer,
“Ey yahudi çocuğu, senin eski yahudiliğin tutmuş, öyle şey yok, taş arkada kalacaktır,” dedi ve görüldüğü gibi, Mescid-i Şerif'i ön tarafta yaptı, Beyt-i Makdis'in ve bu taşın fazileti hakkında en doğru rivayet,
"Yolculuk 3 mescid için yapılır. Bunlar: Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa ve benim mescidimdir." rivayetidir ki, bu rivayet Buhari ve Müslim'de vardır. Yine Ebu Zer'den gelen bir rivayette,
"Yeryüzünde ilk mabed Mescid-i Haram ve sonra Mescid-i Aksa olduğu.." bildirilmiştir. Bu da ittifaklıdır. Yine Abdullah bin Ömer'den gelen rivayette;
"Süleyman Aleyhisselam Mescid-i Aksa'yı yaptırdığı vakit, Allah'dan üç şey diledi. Birincisi, Allahu Teala'nın hükmüne uygun hüküm vermek; ikincisi, kendisinden başka kimseye layık olamıyan bir mülke sahip olmaktır, Allahu teala bunların ikisini de kendisine verdi. Üçüncüsü de, bu mescidde namaz kılanların mağfiret olmalarını istemesidir. Bu dileğinin de kabul olmasını Allah'dan ümid ederim." rivayetidir. Bu hadisi de İmam Ahmed, Müsned'inde ve Hakim Sahih'inde rivayet etmişlerdir. Bu hususta dördüncü bir rivayet de vardır. O da, İbn-i Mace'nin Sünen'inde muzdarib olarak rivayet ettiği,
"Mescid-i Aksa'da bir namaz, 50 bin namazdan üstündür." hadisidir. Bu muhaldir. Zira Resul-i Ekrem'in mescidi, bundan faziletli iken, orada kılınan namaz, ancak diğerlerinden kılınan bir namaza muadildir. Başka bir rivayette, Mescid-i Aksa'da kılınan bir namazın diğer camilerdeki 500 namaza muadil olduğu bildirilmektedir. Bu rivayet daha uygundur. Resul-i Ekrem'in, oradan Mirac'a çıktığı ve orada peygamberlerin ervahına imam olduğu, Burak'ı kapıdaki halkaya bağladığı, mü'minlerin Ye'cuc ve Me'cuc'den korunmaları için buraya sığınacakları rivayetleri sahihtir. Ben de derim ki: Mehdi mü'minlerle birlikte Deccal'den kaçarak buraya iltica edecek, İsa Aleyhisselam Şam mescidinin minaresinden inecek ve Deccal'i öldürecektir. Sonra mescide girip orada birinci namazı Mehdi'nin imamlığında kılacaktır. İşte istisna edilen şu rivayetlerden başkaları uydurmadır.14
ONALTINCI BÖLÜM
Gece ve gündüzlere tahsis edilen, bazı nafile namazlar hakkındaki rivayetler de uydurmadır. Haftanın her gün ve gecesi için sayılan namazlar gibi, bunlara ait tafsilat yukarıda geçmiştir. Receb-i Şerif'in ilk Cum'asında kılınan Regaib namazı ve benzerleri de uydurmadır. Bunların bir benzeri de, kendisi doğru sözlü olan Abdurrahman bin Mende'nin, hadis uyduran İbn-i Cuhzum yolu ile İbn-i Enes'den merfu olarak rivayet ettiği, "Receb Allah'ın, Şaban benim, Ramazan-ı Şerif'de ümmetimin ayıdır." hadisidir. Bu rivayette, "Ramazanın ilk Cum'a gecesini unutmayın. Melekler ona Regaib adını vermişlerdir." diye uzun ilaveler vardır. İbn-i Cevzi, İbn-i Cuhzüm'ün yalan uydurduğunu söylediklerini; Abdulvehhab, ravilerinin meçhul olduğunu ve bu rivayetin hiçbir hadis kitabında bulunmadığını söylemişlerdir. Ben de derim ki: Hadisin baş tarafı Ebü'l-Feth'in Emali'sinde mürsel olarak Hasan'dan rivayet edilmiştir. Suyuti, bunu Camiu's-Sağir'ine almıştır.
"Receb-i şerifte tutulan oruç ve kılınan namazlar hakkında rivayet edilen hadislerin hepsi yalan ve iftiradır." sözü üzerinde de dururuz. Zira Receb-i şerifte oruç tumak hakkında müteaddit rivayetler vardır. Her ne kadar teker teker bu rivayetler zayıf iseler de, birbirlerini takviye ederler. Bununla beraber, Receb-i şerifte kılınan namazlar hakkındaki bazı rivayetlerin mevzu olduklarında şüphe yoktur. Mesela:
1- "Receb-i şerifin ilk gecesinde, akşam namazını, müteakip 20 rek'at namaz kılan kimse, hesap görmeden Sırat'ı geçer."
2- "Receb'den bir gün oruç tutup, iki rek'at namaz kılan ve birinci rek'atında 100 Ayete'l-Kürsi, ikinci rek'aında 100 ihlas okuyan kimse, Cennet'teki yerini görmeden ölmez." rivayetleri hep uydurmadır. Bu hususta doğruya en yakın olan, "Receb ayında oruç tutmaktan Resul-i Ekerm'in men ettiği..." hakkında İbn-i Mace'nin Sünen'indeki rivayetidir. Ben de derim ki: Resul-i Ekrem'in bu ayda oruçtan men etmesi, borç olduğuna inanarak oruç tutanlar içindir. Yoksa, Receb-i şerifte oruç tutmanın kerahetini bilen kimse için söylememiştir.
Şaban-ı Şerif'in 15 inci gecesinde kılınacak namazlara dair rivayetler de böyledir. Mesela:
"Ya Ali, Şaban'ın 15 inci gecesi bin ihlas okumak suretiyle 100 rek'at namaz kılan kimsenin, Allahu Teala o gece bütün dileklerini kabul eder ve kendisine birçok mükafatlar verir. Her hurinin etrafında 70 bin cariye ve gılman olduğu halde, kendisine 70 bin huri verir." ve devamla, "Anne ve babası 70 bin kişiye şefaat eder." şeklindeki rivayet gibi. İlimden azıcık nasibi olanların bu gibi hezeyanlara kapılmıyacaklarında şüphe yoktur. Bu gece ile ilgili namaz, Hicri 4 üncü asırdan sonra, Beyt-i Makdis'de icad edildi ve buna dair hadisler uyduruldu. (Hepsi yalan oldukları için onlar ile oyalanmayı lüzumsuz bulduk.)
ONYEDİNCİ BÖLÜM
Hadisin lafzındaki rekaket ve onu kulağını kabul etmeyip, zevki selimin çirkin görmesidir. Mesela:
1- "Dört şey dört şeyden doymaz: Kadın kocadan, yer yağmurdan, göz bakmaktan, kulak da dinlemekten." Ben de derim ki: Camiu's-Sağir'de de olduğu gibi, bu hadisi Ebu Nuaym Ebu Hüreyre'den İbn-i Adiy ve Taberani Aişe'den rivayet etmişlerdir. Şu kadar ki, "Kulak dinlemekten doymaz." yerine, "Alim ilimden doymaz." şeklindedir. Olsa olsa hadis zayıf olur, mevzu olmaz."
2- "Hatırlı iken itibarını kaybeden, zengin iken fakir olan, alim iken çocukların elinde oyuncak olan kimselere acıyınız." Ben de derim ki: Hakkaklik ve benzeri mübah olan sanatlar aleyhinde de Resul-i Ekrem'den rivayet edilen bütün hadisler yalandır. Çünkü, Allahu Teala ve Resulu hiçbir vakit san'atı yermezler. Ancak, bazı san'atlarda irtikab edilen mekruh ve haramlardan men' ederler.
3- "Sarhoş olarak ölen, mezara sarhoş olarak girer, sarhoş olarak kabirden kalkar ve sarhoş olarak Cehennem'e sevkedilir."
4- "Allahu Teala'nın yarattığı bir meleke var, adına "İmare" denir, yakuttan bir atı vardır. Boyu göz gördüğü kadar uzundur. Memleketleri dolaşır, çarşı ve pazar yerlerinde durarak, (Şu ve şu kimseler azıtsın, şuna ve şuna müsaade edilsin.) diye çağırır."
5- "Allahu Teala'nın "İmare" adında taştan bir meleği var, taştan bir merkep üzerinde yere iner ve güçlükler çıkarır." Bütün bunlar asıl astarı olmayan uydurmalardır.
Dostları ilə paylaş: |