Mürsel Hadisle İlgili Eserler:
Mürsel hadîsleri bâzıları müstakil kitaplarda tedvîn etmiştir. Ebu Davud Sicistânî ile İbnu ebî Hâtim'in te'lifleri Kitâbu'l Merâsîl adını taşır. Ebu Saîd Selâhu'd-Din el-Alâî (761/1360) 'nin kitabı da Câmi'u't-Tahsîl fî Ahkâmi'l-Merâsîl adını taşır.230
Ebu Saîd Selâhu'd-Din el-Alâî (761/1360) 'nin kitabı, Irak Evkaf Nezareti tarafından Hamdi Abdulmecid es-Silefi’nin tahkik ve tahrici ile Bağdat’ta 1398/1978’de ilk kez basılmıştır.
Türkçe’de de Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Selahaddin Polat’ın “Mürsel Hadisler” adını taşıyan ir doktora tezi bulunmaktadır. 231
B- Munkatı' Hadîs:
Munkatı, lügatta; kesik, kesilmiş, kopmuş demektir. Bu tabir ilk asırlarda, lügat manâsına uygun olarak, umumiyetle isnadı muttasıl olmayan hadisler için kullanılıyordu. Buna göre senedinin herhangi bir yerinde bir veya birden çok ravi düşerse veya müphem (kapalı) bir ravi zikredilirse bu hadise munkatı deniyordu.232 Önceleri Tabiînden sonra yaşamış bir şahsın sahabiden rivayet ettiği habere de munkatı diyorlardı.233 Fakat hadislerle ilgili her durum için yeni terimler bulununca munkatı daha dar anlamda kullanılmaya başladı. Buna göre, senedinde sahabiden önce bir veya -peşipeşine olmamak şartıyla- iki ravinin zikredilmediği veya kapalı bir şekilde zikredildiği hadise "munkatı hadis" denir.234
Fuhaha ve muhaddislerin cumhurunca makbûl olan tarife göre, isnâdının herhangi bir yerinde kopukluk (inkıta) bulunan hadîstir. Bu tarife göre, mürsel, muallak, mu'dal rivâyetler de munkatı sayılır. Ancak, Nevevi'nin belirttiği üzere munkatı deyince, çoğunluk itibâriyle, sahâbeden rivâyette bulunan tâbiinden önceki kopukluklara munkatı denmektedir. İmam Mâlik'in İbnu Ömer'den rivâyeti gibi. Mâlûm olduğu üzere, İmam Mâlik etbauttâbiîn'dendir ve İbnu Ömer'le görüşmemiştir. 235
Tariften anlaşıldığı üzere, bir hadise munkatı denilebilmesi için senedden, Sahabî hariç, yalnız bir ravinin düşmüş olması gerekir. Şayet iki veya daha fazla ravi düşmüş ise, bunların birbirini takip eden raviler olmaması lazımdır. Çünkü Sahabî atlanmışsa hadise mürsel; peşipeşine iki ravi atlanmışsa mu'dal denir.
Hakim Nîsaburî'den236 itibaren "Racül", "Şeyh" gibi müphem lafızlarla zikredilen ravilerin yer aldığı isnadlar da munkatı sayılmıştır.237 "Allahım, bütün işlerimde bana sebat vermeni dilerim" hadisi buna bir örnektir. Bu hadisin senedi şöyledir. Abdullah b. eş-Şihhir an Racüleyn an Şeddâd b. Evs an Rasûlüllâh Buradaki "iki adamın" kim oldukları belli değildir.238 Eğer müphem isim bir başka rivayette tasrih edilmişse o takdirde hadis munkatı olmaktan kurtulur. Buna örnek, "...Sufyân es-Sevrî haddesenâ Dâvûd b. Ebî Hind haddesenâ Şeyhun an Ebî Hureyre" isnadıyla gelen, "Kişinin, acizlikle fısku fucûr arasında muhayyer kalacağı bir zaman gelecektir. Bu zamana yetişen kimse aczi fısk u fucûra tercih etsin" hadisidir. Bu hadisin munkatı sayılmamasının sebebi, müphem ravinin diğer bir rivayette Ebû Amr el-Cedelî olarak zikredilmesidir.239
Bilindiği üzere Peygamber Efendimizden nakledilen bir haberin muteber sayılabilmesi için, onu rivayet edenlerin güvenilir (sika) olmaları ve işitme, yazışma gibi geçerli bir metodla elde etmeleri asgarî şartlardır. Bu itibarla, munkatı hadis, raviler arasındaki kopukluk yüzünden zayıf kabul edilir; sahih bir isnadla desteklenmedikçe makbul sayılmaz.240
Bazılarının, Tâbiî'nden önceki râvinin düştüğü veya mübhem241 bir ismin zikredildiği hadise munkatı dediğini de bilmeliyiz. Keza, bâzıları, Tâbiî veya Etbauttâbiî'den yapılan fiil, kavl nevinden rivâyetlere munkatı demiştir. Halbuki buna müteahhir ûlemânın maktu hadîs dediklerini daha önce belirtmiştik.
İnkıta bazan açıktır, kolayca anlaşılabilir, bazan hafidir, sadece ihtisâs sahipleri görebilir. Normalde bir başka vecihten ziyade bir iki isimle aynı hadisin gelmiş olmasıyla inkıta' anlaşılır.
Suyûtî, Müslim'in sahîh'inde on küsur hadiste inkıta' olduğunu fakat, hepsinin Müslim'de veya başkalarında farklı vecihlerden muttasıl olarak rivâyet edildiğini söyler ve hadîsleri teker teker gösterir. Suyûti'nin verdiği misâle göre: "Humeydu't-Tavîl, Ebu Râfi'den, O da Ebu Hureyre (radıyallahu anh)'den rivâyet ettiğine göre, Ebu Hüreyre Medine sokaklarının birinde Hz. Peygamberle karşılaşmıştı..." hadîsi munkatıdır. Doğrusu şöyledir: "Humeydu't-Tavîl, Bekru'l-Müsenî'den, Bekr Ebu Râfi'den, o da Ebu Hüreyre'den...". Önceki senette Bekr el-Müsenî düşmüştür. Ancak hadîs, doğru şekliyle, Kütüb-i Hamse'de, Ahmed İbnu Hanbel'le İbnu Ebî Şeybe'nin Müsned'lerinde gelmiştir.242
Böyle bir hadisin Rasulullah’a isnad edilmesi ile bir başkasına isnadı arasında hiç fark yoktur. Munkatı’ Hadis, Mürsel Hadisten daha zayıftır.243
İnkıta’ Türleri:
Munkatı’ hadisin senedindeki inkıta denilen ravi düşmesi veya kapalı geçmesi ik türlü olur244 :
1) Zahiri İnkıta’ (Açık Kesiklik):
Ravinin muasırı olmayan bir şeyhden rivayet ettiğini ifade etmesi. 245
2) Hafi İnkıta (Gizli Kesiklik):
Ravinin muasırı olduğu lakin görüşmediği; görüştüğü halde hadis almadığı bir şeyhten rivayet ettiğini ifade etmesi.
Ravinin görüşüp hadis rivayet ettiği bir şeyhten, işitmediği bir hadisi rivayet ediyor görünmesi de gizli kesiklik sebeplerindendir.
Meşhur muhaddis Abdu’r-Rezzak’ın şu rivayeti munkatı’ hadise güzel bir örnek teşkil eder:
“Süfyan-ı Sevri’den, o Ebu İshak’dan, o Zeyd b. Yusey’den, o da Huzeyfe’den rivayet etmiştir. Huzeyfe demiştir ki Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Hilafete Ebu Bekir’i geçirirseniz (iyi olur); çünkü o kuvvetli ve güvenilir biridir. Hiçbir koğucunun kınaması onu Allah yolundan alıkoymaz. Ali’yi geçirseniz (de olur); çünkü o, yol göstericidir, doğru yoldadır. Sizi de doğru yolda tutar.”
Bu hadisin senedi ilk bakışta kesiksizdir. Lakin iyice tetkik eden hadis alimleri onun iki yerinde inkıta olduğunu tesbit etmişlerdir. Bunlardan birincisi, Abdu’r-Rezzak bu hadisi Süfyan (us-Sevri) den değil, en-Nu’man b. Ebi Şeybe’den duymuştur. İkincisi de Süfyanu’s-Sevri Ebu İshak’dan değil, Şureyk’den rivayet etmiştir. Böylece isnadın iki yerinde en-Nu’man b. Ebi Şeybe ile Şureyk atlanmıştır.
İsnadında ravi ismi kapalı geçen munkatı’ hadise misal:
Ebu A’la b. Abdullah b. eş-Şahir’den rivayet edilmiştir: O iki kişiden, (onlar) Şeddad b. Evs’ten rivayet etmişlerdir. Şeddad demiştir ki: Hz. Peygamber birimize namazında (dua ederek) şöyle demesini öğretti “Allah’ım! Senden işler (im) de sebat (etmeme yardımcı olmanı) diliyorum.”
Bu hadislerin senedinde de, görüldüğü gibi iki kişiden bahsedilmiş, ancak bu iki kişinin kim oldukları açıklanmamıştır. 246
Dostları ilə paylaş: |