Suyun kirlenmesi; çeşitli biyolojik, kimyasal ve fi-
ziksel artıklann su kalitesinde yaptığı değişiklik şek-
linde tanımlanır.
Eski çağlardan beri insanlık, zaman zaman zayıf
sağlık hizmetleri ve kirli sular nedeniyle salgın has-
talıklara naruz kalmış ve büyük kayıplara uğramış-
tır. 19 ncu asrın ortası gibi pek yakın bir tarihte
Londra'yı perişan eden büyük tifo salgını bunun en
canlı örneğidir. Gelişmiş ülkelerde bu tarihten sonra
Epidemik hastalıkları yayma tehlikesine karşı, kirli
sularla savaş başlamıştır.
Bugün su kirlenmesi problemi gelişmiş ülkelerde
çok ileri seviyeye ulaşmıştır. Hatta bir düşünceye gö-
re su kirlenmesi, gelişmişliğin bedeli olarak zikredil-
mektedir.
Asnn başlarında suların kirliliği sanayinin kesif ol-
duğu bölgelere has bir problem niteliğini muhafaza
ederken, bugün, bütün sanayi artıklarının, denizlerde,
göllerde ve akar sularda taşıma işlerini yapan araç-
lann bütün artıklarının bu sulara dökülmesi, denizler-
de bir takım nükleer denemelerin yapılması nedenle-
riyle suyun kirliliği genelleşme istidadını kazanmış
bulunmaktadır.
Geçmişte salgın hastalıkların kaynağı olan kirli
sular, bugün içindeki canlılann yaşamasını zorlaştıran
bir ortam haline dönüşmüştür. Sağlık yönünden alı-
nan tedbirlerle kirli suların bulaşıcı hastalık yayması
önlenmiştir.
Kirlenme sorunu. Yurdumuzun hemen hemen bü-
tün yerleşme merkezlerinde değişik karakterde mev-
cuttur. Halic'e dökülen endüstri ve diğer artıklann
bu bölgedeki yaşantıyı etkilediği, deniz hayvanlarının
yaşamasını gittikçe imkânsız hale getirdiği bilinmek-
r'
50
MÜHENDİS VE MAKİNA / CİLT 18 - SAYI 205 . ŞUBAT MT4
tedir. Bu duruma bakarak izmit Körfezinin geleceği
hakkında fikir yürütmek mümkündür.
Tabiî prosesler ve su kirlenmesi; sulara dökülen
organik artıklar, bakteriyel olaylar sonucu dekompo-
ze olmaktadırlar. Sulara dökülen artıklar, sudaki ok-
sijeni tüketirler. Bu nedenle suda yaşayan balık ve
diğer canlıların yaşama ortamı yok olmaktadır. Eğer
sudaki oksijen tamamen sarfedilmiş ise dekompozis-
yon başka yöne doğru inkişaf etmekte ve proses so-
nucu sudan karbon dioksit yerine METAN ve HİDRO-
JEN SULFIT yayılmaktadır. Bu aşırı kirlenme sonu-
cunda suyun rengi siyahlaşmakta ve su ölmektedir.
Bundan sonraki kademe, suyun çevreye olan tesir-
leridir.
Sulara, sıcak sulu artıkların verilmesi buradaki
hayatı etkilediği gibi biyolojik ve kimyasal reaksiyon-
ları da hızlandırır. Su sıcaklığının yükselmesi genel-
likle balık üretimini önlemektedir. Akarsu ve denizle-
rin dışında, kirliliğin sebep olduğu diğer bir problem
de göllerin ölmesidir. Her ne kadar tabiî olarak bin-
lerce yıl sonra ölme olacaksa da; deterjan, gübre, in-
san artıkları ve erozyonun göllerin kirlenip ölmesini
hızlandırdığı da bir gerçektir.
Suyun Kirlenme Kaynaklan:
Çok çeşitli olan kaynakların, ülkelerin gelişme du-
rumları ile yakından ilgisi vardır. Bu kaynaklar:
a. Endüstriyel kaynaklar,
b . Şehir kanalizasyonları, vb. gibi sıhhî tesisler,
c. Ziraî kaynaklar, olmak üzere sıralanabilirler.
Endüstriyel Artıklar:
A.B.D.'de 1964 yılında yapılmış bulunan tahmine
göre, endüstrinin sulara döktüğü artıklar insan artık-
larının 3 ilâ 4 misline ulaşmıştır. Endüstriyel kaynak-
lar başlıca;
a.Kâğıt endüstrisi,
b.Organik kimya endüstrisi,
c.Petrol endüstrisi,
d.Çelik endüstrisi, olarak,
dört grupta toplanmaktadır.
Endüstriyel artıkların azaltılması konusunda ileri ül-
keler tedbirler almışlardır.
Suyun kirlenmesinde en önemli problem, suların
sıcak artıklarla ısınması olarak gösterilmektedir. Ter-
mal kirlenme adı verilen bu tip kirlenme tamamen
gelişmiş ülkelerin problemi olarak gözükmektedir. Ge-
nellikle elektrik santrallanndan gelen bu kirlenme,
önüne geçilmez zor bir problem olarak mütalâa edil-
mektedir.
Şehirleşmenin Getirdiği
(Belediyelere Ait) Artıklar:
Bu tür artıklar genel olarak, belediye tesislerinden,
ticarethanelerden, apartman ve evlerden gelmektedir.
Gelişmiş ülkelerde bu artıklar, suya karışmadan
önce kirletme kabiliyetlerini azaltıcı çeşitli prosesler-
den geçirilmektedir.
Ziraî Artıklar:
ileri ülkelerde ziraî artıkların başlıcalan gıda en-
düstrisinden gelmektedir. Bu memleketlerde, hayvan
artıklarının insan artıklarının birkaç misline ulaştığı
görülmüştür. Bu nedenle ziraî artıklar yönünden hay-
van artıklarının payı büyük değerdedir.
A.B.D.'de yapılan incelemelere göre, ülkedeki hay-
van artıkları 2 milyar insan artığına eşdeğerdir. Ayrı-
ca, toprağa karıştırılan fosfat ve nitrat bileşikleri, yağ-
mur erozyonu sonucunda sulara karışarak bir takım
problemlerin doğmasına sebep olmaktadır.
Yağ ve Tehlikeli Maddeler:
Son yıllarda akarsu ve denizlere dökülen petrol ar-
tıkları ve tehlikeli maddeler gelişmiş ülkelerin büyük
sorunları arasına girmiştir. Gelişmekte olan ülkeler
içinde konunun ele alınması gereklidir.
Diğer Kaynaklar:
Bu bölümde erozyon ve tortu problemi belirtile-
cektir. Sulara rüzgâr erozyonu ile karışan katı mad-
delerin miktarı oldukça yüksektir. Bitki örtüsüz top-
raklarda bu erozyonun, çok hızlı cereyan etmesi so-
nucu, bu bölgelerde suların kirlenmesi aşın derecede
olmaktadır.
Ormanların tahribi de erozyon hızını artırmakta
ve sonuç olarak kirlenmeyi hızlandırmaktadır. Maden
ocakları ve su yollarında hareket eden vasıtalar diğer
kirlilik kaynakları olarak karşımıza çıkmaktadır.
Su Kirliliğinin Zararları:
Su kirliliği insan sağlığından, tarımsal istihsale ka-
dar çeşitli zararlar tevlit eder. insan sağlığı ile ilgili
olarak; yüzme, su kayağı, amatör balıkçılık yönünden
olumsuz etkileri vardır. Turistik amaçlan zedeleyen
önemli bir faktördür.
Ayrıca, kirli suların ticarî balıkçılık için de büyük
zararları olduğu bilinmektedir. Tarımsal sulamada da
kirlilik önemli bir faktördür. Endüstride kullanılan
suyun da belli bir kalitede olma mecburiyeti kirli su-
lardan faydalanabilme imkânlarını önlemektedir. Ev-
lerde ve bahçelerde ise, kullanılma olanağından bah-
setmek hiç mümkün değildir.
Gürültü, Radyasyon ve Tarımsal Mücadele
İlaçlan İle Diğer Kimyasal Maddeler:
Bugün gürültü, radyasyon ve kimyasal maddeler
yeni bir problem olarak çevre sorunları içine girmiş-
tir. Bu üç konunun henüz her tarafta ağırlığı hisse-
dilmemekle beraber mücadele edilmek üzere çevre so-
runları arasında düşünülmesi gereklidir.
Gürültü; istenmeyen ses olarak tarif edilmektedir.
Çağımızda problem olacak seviyeye yükselmiştir.
Tarımsal ilâçlar ve kimyasal maddeler, insanlar
tarafından daha iyi yaşama ortamı sağlamak için
geliştirilmiş olmakla beraber, bugün bir kısım hay-
vanlar, bitkiler ve bazan da insanlar için öldürücü
olmaktadır.
Radyasyon ise, insanlar için bunlardan daha teh-
likelidir.
Yerleşme yerlerinde gürültü; taşıtlardan inşaatlar-
dan, endüstriyel faaliyetlerden hasıl olmaktadır.
MÜHENDİS VE MAKİNA / CİLT 18 - SAYI 205 . ŞUBAT 1974
51
Türkiye'de birkaç büyük yerleşme yeri dışında gü-
rültü halen problem olma durumda değildir. Ancak,
artan gelişme ile böyle bir çevre probleminin ortaya
çıkacağım hatırda bulundurmak gereklidir.
Yapılmış bir incelemeye göre, gürültü nedeniyle
AJB.D.'de işitme kabiliyetini çeşitli derecelerde kay-
betmiş 16 milyon insan bulunmaktadır.
Modern şehirlerde trafik gürültüsü 90 desibele ula-
şabilmektedir. (Desibel sesin logaritmik ölçü birimi-
dir) Devamlı bu şiddetteki gürültü sürekli işitme kay-
bına sebep olabilmektedir.
Gelişen havacılık, hava alanlarının civarı için bü-
yük gürültü problemleri getirmektedir. Yerleşme yer-
lerindeki bir kısım sanayi faaliyetleri de gürültü kay-
nağı olarak kabul edilmektedir. Diğer gürültü kaynak-
lan içinde, belediye faaliyetlerinden, yol onarımların-
da kullanılan kompresör ve konkasör gibi vasıta ses-
leri ve iş makinalarmın sesleri sıralanabilir. Diskotek-
lerdeki yüksek tonda elektronik seslerin rahatsız edi-
ci özelliği diğer bir kaynak durumundadır.
Gürültü; ses vibrasyonları ile insan bünyesinde
rahatsızlık, yorulma,, zedelenme ve diğer kabiliyetle-
rin aksaması şeklinde zararlı tesirler yaratmaktadır.
Uzun süreli dikkat isteyen işlerde gürültü, verimi
azaltıcı tesir yaptığı tesbit edilmiştir. Kaza ve hata ih-
timallerini artırır. Seviyesine göre geçici ve kalıcı sa-
ğırlık yapabilir. Bugün duyulmayan seslerin de insan
sağlığına zararlı etkileri olduğu bilinmektedir. Bu ne-
denle, yerleşme merkezlerindeki gürültü kaynakları-
nın izole edilme imkânları araştırılmalıdır. Belli stan-
dartlarla gürültünün sınırlanması faaliyetlerine giriş-
mek gereklidir.
Radyasyon, denince; önceleri akla gelen tek konu
nükleer silâhlar idi. Ancak, bugün gelişen teknolojiye
paralel olarak yeni radyasyon kaynaklan ortaya çık-
mıştır.
Tıpta kullanılan radyo izotop tedavi usulleri, ge-
lişmekte olan Nükleer Santral teknolojisi, yeni yeni
radyasyon kaynaklan olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde ilâve olarak «X»— Işınlı kontrol
cihazları ve radyoaktif malzemeler radyasyon kayna-
ğı durumundadır.
Yakın gelecekte, nükleer santralların çoğalması ile,
yeri seçimi ve artıklann depolanması problemi, önem-
li bir konu olarak karşımıza çıkacaktır. Ayrıca nük-
leer santrallaınn geniş ölçüde soğutma suyuna ihtiyaç
gösterdikleri gözönüne alınırsa, bu santrallann, sula-
rın termal kirlenmesine bir başka kaynak olma du-
rumunda bulunduktan anlaşılır.
Nüfus Artışı ve Kaynaklar:
Nüfus artışı buraya kadar ifade edilen sorunlan
ağırlaştırdığı gibi pek çok sorunu da beraberinde ge-
tirmektedir.
Yurdumuzda nüfus artışı konusu sür'atle ehemmi-
yet kazanmaktadır. Ankara, istanbul ve izmir'de nü-
fus artışı konusu mevcut imkânlarla çözümlenemez
duruma gelmiştir.
Gelişmiş ülkelerde TV. gibi modern bir ihtiyaç çev-
re sorunu olarak mütalâa edilirken; Ankara'nın etra-
52
fındaki gecekondularda çime suyu gibi en iptidaî ih-
tiyaçlar ve zaruri sağlık tedbirleri en önemli sorun
durumundadır.
Nüfus artışı; sorunlarımızı her iki halde de ağır-
laştırmaktadır. Bu ağırlaştırma, gelişmemiş ülkelerde
nüfus artışı ve nüfus intikalleri kontrol altına alınma-
dığı takdirde, çok daha içinden çıkılmaz durumlara
götürmektedir. Nüfus artışı ve yeni sanayi tesislerin-
den gelen artıklar üzerinde önemle durulması gere-
ken sorunlardandır. Tabiat içinde artıklar belli bir
kapalı devre içinde birinden diğerine dönüşürken, irı-
san artıklan açık devrede kalmaktadır. Durumun bu
şekliyle devamı mümkün görülmemekte, artıklann
mutlaka kapalı bir devreye sokulması gerekmektedir.
Bugün çevre problemi hükümetlerin problemleri
olarak ele alınmakla birlikte bütün sorunların prob-
lemin çözümünde yer alması durumu gittikçe ağırlaş-
tırmaktadır.
Aynca, 'belediye temizlik hizmetleri sonucunda top-
lanan katı artıklann uygun şekilde zararsız hale ge-
tirilmeleri gerekmektedir.
Sanayi veÇevre İlişkileri:
Buraya kadar çevre sorunlannın başlıcalan ana
hatlan ile gözden geçirilmiş bulunuyor.
Bu sorunlar içinde sanayinin payını belirtmek ge-
rekirse; sanayinin zehirli ağır metaller, yağlar, tanm-
sal ilâç artıklan, fosfor ve fosfor bileşikleri, gazlar,
partiküller, termal artıklar ile gürültü ve radyasyon
yaymak suretiyle çevre sorunlannı olumsuz yönde et-
kilemekte olduğunu ifade edebiliriz. Bu nedenle, sa-
nayi tesisleri ile çevre ilişkilerinin belli standartlara
sokulması gerekmektedir. Bugün yaşama ortamına za-
rarlı etkilerinin olduğunu gördüğümüz sanayi kuru-
luşlannın istenmeyen tesirlerini asgariye indirmek
için gerekli uygulamalara girmek icap etmektedir.
Şimdiye kadar değindiğimiz konulan da içine alan
korunma tedbirleri aşağıda belirtilmiştir.
Tedbirler:
Sanayi tesisleri kurulmadan önce çevre sorunlan
iyi değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme hem o gü-
nün koşullanm, hem de uzun vadeli geleceği içine al-
malıdır. Yurdumuzda önemli problem olma niteliği
kazanmaya başlayan hava ve su kirlenmesi bu yön-
den değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
Artan nüfusun tarıma elverişli sahalar aleyhine ye-
ni alanlar işgal ettiği gözönüne alınırsa; arazinin kul-
lanılması mutlaka kontrol altına alınmalıdır.
Uzun vadeli zaman perspektifi içinde gelişen nüfus
ve artan millî gelir yönünden yerjeşme yerleri ve sa-
nayi bölgeleri Önceden tespit edilerek devlet kontro-
lunda plânlı olarak hazırlanmalıdır.
Çevre sorunlan her devlet kuruluşu içinde müca-
dele edilecek bir sorun olarak ele alınmalı, ona göre
teşkilâtlanmalıdır. Orta ve yüksek eğitim programla-
(Devamı Sayfa 56'da)
MÜHENDİS VE MAKİNA / CİLT 18 • SAVI 205 - ŞUBAT 1974
Haddeleme programlarının teorik metodlarla tesbit edile-
bilmesi için elektronik hesap makinalarının kullanılması ge-
rekmektedir. Bu yazıda, COOK ve PARKER tarafından ge-
liştirilen ve haddeleme kuvvetinin pratik olarak hesaplana-
rak rasyonel haddeleme programlarının hazırlanmasını sağ-
layan bir metod incelenmiştir.
Saçların soğuk haddelenmesinde, haddeleme kuv-
vetinin COOK ve PARKER matodu ile pratik olarak
hesaplanabilmesi için Şekil I'de tavlı kartuş pirinci
(% 70 Cu, % 30 Zn) ve Şekil 2'de bakır için verilmiş
olan eğrilerin bilinmesi gerekir.
COOK ve PARKER saç kalınlığının e, den e,, ye
haddelenmesi sırasında çeşitli kademelerde harcanan
enerjilerin toplamının aynı işlemin bir tek kademede
yapılması halinde harcanacak enerjiye eşit olduğunu
ispat ederek