KONYA TİCARET ODASI
HOLLANDA KRALLIĞI
ÜLKE RAPORU
Etüd-Araştırma Servisi
Nisan 2007
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ 3
KAYNAKÇA 34
GİRİŞ
Son yıllarda, dünya ekonomisindeki global bozulmanın da etkisiyle, diğer Avrupa ülkeleri gibi Hollanda ekonomisi de büyümenin tersine döndüğü bir dönem yaşamıştır. Geniş bir ihracat sektörüne sahip, küçük ve açık olma özellikleri taşıyan Hollanda ekonomisi, global ticaretteki düşüşün ve euro’daki güçlenmenin kısmi etkisiyle negatif büyüme ile karşı karşıya kalmış ve bir durgunluk dönemine girmiştir
Hollanda ekonomisi, son yıllarda içinde bulunduğu bu zorlu dönemden yavaş yavaş kurtulmak üzeredir. Hükümet tarafından ekonomik yapının güçlendirilmesi yönünde atılan adımların da yardımıyla Hollanda ekonomisi için ileriye dönük beklentilerde olumlu bir gelişme gözlenmektedir. Petrol fiyatlarının düşmesi ve Amerikan ekonomisine yönelik güvenin yeniden tesis edilmesi halinde bu iyileşmenin daha da çabuk olabileceği düşünülmektedir. 2004 yılında Hollanda ekonomisi % 1,4 oranında büyümüştür. Ancak, yüksek petrol fiyatları ve zayıf ABD Dolarının kısmi etkisiyle 2005 yılında büyümenin bir miktar düşmesi, 2006 yılında ise yeniden artması beklenmektedir.
Hollanda, Avrupa’nın ana limanı ve lojistik merkezi konumundadır. Dış ticaretinin önemli bir bölümünü, Rotterdam limanı ve Schiphol havalimanı gibi lojistik faaliyetlerinin en yoğun olduğu limanlar vasıtasıyla ABD ve Asya’dan yapılan ithalat oluşturmaktadır. Hollanda’nın ihracat ve ithalatının yarıdan fazlası, gıda ürünleri ve kimyasal ürünler ile bilgisayarlar ve parçaları başta olmak üzere makinelerden oluşmaktadır. Bilgisayarlar gibi ithal edilen ürünlerin önemli bir bölümü çok az veya hiç bir işleme tabi tutulmadan diğer ülkelere ihraç edilmektedir (re-export). Bu durum, Hollanda’nın, Avrupa’nın en önemli ticaret ve dağıtım merkezi olma özelliğini yansıtmaktadır.
Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geçmişi 400 yıl öncesine dayanmakla birlikte, ikili ticaret hacmi 1980’li yıllara kadar düşük düzeyde kalmış ve Türk ekonomisinin 1980’li yılların başında dışa açılmasından sonra artış göstermiştir. 24 Ocak 1985 tarihinde iki ülke arasında Ekonomik ve Teknik İşbirliği Karma Komisyonu kurulmasına yönelik bir anlaşma imzalanmıştır. Ayrıca, 27 Mart 1986 tarihinde Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması ile Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları akdedilmiştir.
Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) tarafından açıklanan 2005 yılı rakamları, Türkiye’nin Hollanda’dan ithalatının yaklaşık 2128 milyar Dolar, Hollanda’ya ihracatının ise 2465 milyar Dolar olduğunu ve 4593 milyar Dolara ulaşan ikili ticaretin Türkiye lehine 337 milyon Dolar fazla verdiğini göstermektedir.
BİRİNCİ BÖLÜM
HOLLANDA HAKKINDA GENEL BİLGİLER
-
ÜLKE KİMLİĞİ
Resmi Adı: Hollanda Krallığı
Yönetim Biçimi: Anayasal Monarşi ve Parlamenter Demokrasi
Devlet Başkanı: Kraliçe Beatrix
Başbakan: Jan Peter Balkanenede
Başkenti: Amsterdam
Siyasi Başkenti: The Hague – La Hey
Nüfusu: 16,491,461 (2006 Temmuz.)
Nüfus Artışı: % 0.49 (2006)
Yüzölçümü: 41.526 km²
Kullanabilen arazi: Ekili alan (% 57,9), Orman (%7,6) Kazanılmakta olan alan (%7,5)
Su (%17,4) Doğal rezerv (%3,59), Diğer (%6,1)
Resmi Din: Katolik (%31) , Protestan (%13) , Kalvinist (%7), Müslüman (%5.5)
Diller: Hollandaca
Başlıca Kentleri: Amsterdam, Rotterdam, La Hey, Utrect, Eindhoven, Arnhem
Etnik Yapısı: Hollandalı (83%), diğer (17%)(Türk, Fas, Surinam ve Endonezya kökenli)
Para Birimi: Euro (€)
Para Kuru: 1 € = 1.19 US $ (Mart 2006)
Saat Farkı: Türkiye’den 1 saat geri (-1 saat))
Resmi tatiller: 1 Ocak: Yılbaşı, 30 Nisan: Kraliçenin doğum günü ,
5 Mayıs: Kurtuluş günü, 25 - 26Aralık: Noel.
Ayrıca ilkbaharda değişken zamanlarda Good Friday, Paskalya Yortusu gibi dini tatiller de bulunmaktadır.
1.2. COĞRAFİ YAPISI VE ETKİLERİ
Çokuluslu şirketlerin edindikleri karlara uygulanan vergi rejimi, Hollanda’yı İrlanda ve İngiltere ile birlikte Avrupa’daki en cazip ülke konumuna getirmektedir. Yaklaşık olarak 5000 yabancı kökenli çokuluslu firma bulunan Hollanda’da, Hollandalı işgücünün %10’nu bu firmalar tarafından istihdam edilmektedir.
Özellikle kuzey ve batısı olmak üzere ülkenin ¼’ü deniz seviyesinin altında bulunmaktadır. En alçak nokta deniz seviyesinin 6.7 metre altındadır. Amsterdam Havaalanı (Schiphol) deniz seviyesinden 4.5 metre aşağıda bulunmaktadır. Nehir, kanal ve göller Hollanda’da 4000 kilometrekare alan kaplamaktadır. Amsterdam tamamen kazıklar üzerine inşa edilmiştir ve şehirde 1281 köprü bulunmaktadır.
Hollanda coğrafyasının en çarpıcı tarafı denizden kazanılan topraklardır (polder). Yüzyıllardır Hollandalıların bu mücadelesi sürmektedir. Polderler su baskınlarından geçmişte yel değirmenleri ile korunurken, günümüzde gelişmiş teknolojiler ve setler kullanılmakta, su seviyesi sürekli kontrol edilmektedir. Bugün ülkede hala bin adet civarında çalışır durumda yel değirmeni bulunmaktadır.
Ayrıca Batı Avrupa’nın üç büyük nehrinin deltasında bulunmaktadır. Bütün bu faktörler Hollanda’nın deniz ticareti ve liman hizmetleri açısından dünyada çok önemli bir yer edinmesini sağlamıştır. Rusya, Kanada ve ABD’den sonra dünyadaki dördüncü büyük üretici durumundaki Hollanda, önemli doğal gaz rezervlerine sahiptir.
1.3. YÖNETİM VE SİYASİ YAPI
Hollanda, devlet yapısı Monarşiyi (Krallık) öngörmesine karşılık, ‘Parlamenter Demokrasi’ ile yönetilen bir ülkedir. “Yasama” (Parlamento), “Yürütme” (Hükümet) ve “Yargı” (Bağımsız Mahkemeler) birbirinden ayrı güçler halindedir. Yasama organı görevini Parlamento yerine getirmektedir. Parlamento, iki kanatlı bir yapıdan oluşmaktadır. Bir tarafta, doğrudan halk tarafından seçilen temsilcilerin yer aldığı 150 üyeli Meclis (Tweede Kamer), diğer tarafta, yine halk tarafından ancak dolaylı olarak (Eyalet Meclisi Seçimleriyle) belirlenen 75 üyeli Senato yer almaktadır. Halk, parlamentoda yer alan Milletvekillerini, her dört yılda bir yapılan seçimlerle belirlemektedir.
Hollanda’da 500’ün üzerinde belediye bulunmaktadır. Nüfusu 50 binin üzerinde olan ve şehir statüsü bulunan 60 belediye vardır. Belediye meclisleri, o yerleşim birimiyle ilgili konut, trafik, çevre, alt yapı gibi temel konularda karar almaktadır. Bunun yanı sıra belediye meclislerinde, spor, eğitim, kültür ve sanat etkinlikleri, çocuk bakım yuvaları, toplu taşım araçları konularında da kararlar alınmaktadır.
Hollanda’da 1919 yılından bu yana, her Hollanda vatandaşının seçimlere, seçme ve seçilme şeklinde hakkı bulunuyor. İlgili yasaya göre, 18 yaşını dolduran ve oy verme yeterliliğine sahip herkes, seçmen olarak adlandırılıyor.
Siyasi parti kurmak için önemli zorluklar bulunmamaktadır. Hollanda’da siyasi parti kurmak isteyen kişi, önce bir dernek/cemiyet (vereniging) kurmak zorunda. Bu derneğin kayıtlara geçirilmiş seçilmiş bir yönetimi ve statüsü olacak. Oluşturulan bu dernek ya da kurum, siyasi parti olarak faaliyet göstermek ve seçimlere katılmak istediği zaman, Seçim Konseyi’ne (Kiesraad) kendisini kayıt ettirmesi gerekiyor.
Yasama Organı olan Mecliste (Tweede Kamer), 150 üye yer almaktadır. Meclisin asıl görevi yürütme organı olan hükümetin çalışmalarını halk adına, halkın temsilcileri olarak kontrol etmektir. Milletvekili olabilmek için de18 yaş sınırı aranmaktadır. Meclis, hükümetin getirdiği yasa değişiklikleri ve kararları, verilen önergelerle değiştirebilmektedir.
Meclis, halkın doğrudan seçtiği kişilerden oluşurken, buradan geçen yasalar, Senatoda, ikinci bir denetime tabi tutulmaktadır. 75 üyeli Senato, eyalet meclisleri aracılığıyla oluşturulmaktadır. Seçim açısından Senatonun Meclisten farkı, üyelerinin doğrudan seçimle bu göreve getirilmemeleridir. Senatörlük görevi de 4 yıl olarak yapılmaktadır. En son eyalet meclisi seçimleri 1999 yılında yapıldı. Senatoya üye olabilme yaşı 18 olarak belirlenmiştir.
Hollanda’da 12 eyalet var ve bu eyalet meclisleri içinde en çok üye, nüfusu en yoğun olan Zuid Holland Eyalet Meclisinde bulunuyor. Zuid Holland Eyalet Meclisinde 83 Üye yer almaktadır. Eyalet meclisleri yönetim sistemi içinde merkezi hükümet ile yerel yönetimler arasında bir konumda bulunuyor.
Belediye, kendi sınırları içinde ayrı bir hükümet gibi, gerektiğinde, ilgili yasalar çerçevesinde bağımsız kararlar alabilen ve bunları uygulayan bir yönetim organıdır. Ancak çalışma alanı yasalarla belirlendiği için her belediye birbirinden tamamen ayrı bir davranış ve yönetim biçimi gösteremez. Hollanda’daki belediyelere seçilen meclis üyelerinin sayısı, en az 9 en çok 43 olarak belirlenmişti.
Hollanda Seçim Sistemi, oyların dağılım oranıyla bağlantılı olarak temsilcilerin sayısının belirlenmesini öngörmektedir. Kullanılan oyların sayısı/çokluğu, kaç temsilci çıkarılacağını belirlemektedir. Diğer yandan sistem seçim barajını da öngörmektedir. Ancak seçim barajı Hollanda’da çok düşük tutulmuştur. Türkiye ve bir çok ülkede olduğu gibi yüzde 10 ve 5’ düzeyinde değildir.
Milletvekili genel seçimlerinin yapılmasından sonra Kraliçenin, Danıştay ve Senato başkanlarından, “hangi parti hükümet kurulabilir?” konusunda aldığı ilk öneri ile başlamaktadır. Hiç bir parti tek başına iktidara gelmemişse Kraliçe, hangi partiler arasında hükümet kurulmasına araştırmak üzere bir görevli atamaktadır. Bu görevli bütün partiler ile görüşmesini tamamladıktan sonra raporunu Kraliçeye sunuyor. Bu raporda (muhtemel başbakan adayı) belirtiliyor. Kraliçe de, ‘formateur’u hükümeti kurmakla görevlendiriyor. Formateur, partilerle görüşmesinin ardından hükümeti kurmaya karar vermiş ise, bunu Kraliçeye bildiriyor. Kraliçenin yeni başbakanın bildirdiği Bakanlar Kurulu listesinin onaylamasının hükümet kurulmuş kabul ediliyor.
İKİNCİ BÖLÜM
GENEL EKONOMİK DURUM
2.1. EKONOMİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Hollanda, kişi başına düşen yüksek gelir ve eşite yakın gelir dağılımı ile gelişmiş bir ekonomiye sahiptir. Nominal GSYİH’nın %60’ınden fazlasına tekabül eden toplam mal ve hizmet ihracat ve ithalatı, Hollandalının refah düzeyinin ana etkeninin dış ticaret olduğunu gösterir. Endüstriyel ve dağıtım faaliyetleri ile tek başına GYİH’nın %2’sine karşılık gelen yıllık katma değer oluşturan Rotterdam Limanı, Dünya’nın en büyük limanı olma özelliğini 2005’te Çin’in Şanghay Limanına kaptırmıştır. Doğal kaynaklar ve hammaddeler bakımından oldukça yoksul olan Hollanda’nın, taşımacılık bakımından Avrupa’nın kritik ve merkezi konumunda bulunması ve yurtiçi pazarın küçüklüğü, ülkenin dünyadaki en önemli dışa açık ekonomilerinden biri haline gelmesinde başlıca etmenlerdir.
Hollanda ekonomisinin ana unsurlarını, ticaret ve dağıtımın yanı sıra, yüksek teknolojili sanayi yapısı ve geniş bir hizmetler sektörü oluşturmaktadır. Hollanda sosyo-ekonomik politikalarının başarılı olma nedeni olarak dünyaca ünlü “polder modeli” görülmektedir. İşverenler, sendikalar ve hükümet gibi iktisadi aktörler arasında tam bir uzlaşıyı ifade eden bu model sayesinde uzun yıllar boyunca Hollanda ekonomisinde ücret artışları makul düzeyde kalmış, ürün fiyatları dış dünya ile rekabet edebilir seviyede belirlenmiştir.
Bahçecilik ve çiçekçilik ürünlerinde dünya liderliğini elinde tutan Hollanda, et ve süt ürünlerinde de belli başlı ihracatçı ülkeler arasında yer almaktadır. Yalnızca Avrupa’ya değil, Amerika ve Japonya da dahil dünyanın pek çok limanına ürünlerin dağıtımı Hollanda üzerinden gerçekleşmektedir. Yılda yaklaşık 11 milyar kiloluk süt üretimi ile Hollanda, dünyanın başta gelen süt ve süt ürünleri üreticilerindendir. Süt üretiminin yaklaşık yarısı peynir üretiminde kullanılmaktadır. Ayrıca, bira üretimi açısından da dünya çapında bir üne sahiptir. “Heineken”, 170 ülkede faaliyet gösteren, dünyanın en önemli bira üretim firmasıdır. Hollanda’da, tarım sektörü ve gıda işleme sanayinde araştırma ve geliştirme çalışmaları oldukça yüksek düzeydedir. Hollandalı firmalar, gıdaların tat, lezzet ve besleyicilik değerlerinin geliştirilmesi gibi konularda da sürekli bir atılım içindedirler. Ayrıca, büyük çiftlik işletmelerinde yapılan tarımda, hektar başına elde edilen ürün miktarı ve kalitesi de giderek artmaktadır.
Hollanda sanayisi yüksek teknolojiye dayalıdır ve çok çeşitli sektörleri içermektedir. Kimya sektörü, sanayideki istihdamın sadece % 10’unu sağlamakla beraber, en fazla ihracat yapan sektör durumundadır. Bunun nedeni, Hollanda’nın dünyanın en büyük 20 şirketi arasında yer alan Shell Chemie, Akzo Nobel ve DSM gibi uluslararası şirketlere sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, gıda işleme sektörü de üretim hacmi bakımından ikinci sırada gelmektedir. Bu alandaki en önemli Hollandalı uluslararası şirket Unilever’dir. Yabancı firmaların ilgisini çekmekteki başarısı da Hollanda ekonomisinin dışa açıklığının bir göstergesidir. Yabancı yatırımlar için mevcut vergi avantajları bir çok çokuluslu şirketin bu ülkede faaliyet göstermesine neden olmuştur.
Yabancı yatırımcıları çekmek açısından da Hollanda ekonomisi başarı göstermektedir. Birçok uluslararası şirketin üretim ve dağıtım merkezi durumundadır. Economic Intelligence Unit tarafından yapılan bir araştırmaya göre Hollanda gerek tüm dünya ülkeleri sıralamasında ve gerek bulunduğu bölgede, çeşitli ekonomik kriterler göz önüne alınarak yapılan sıralamada, dünyanın en cazip iş lokasyonu seçilmiştir.Bu sonuca ulaşmada ülkenin istikrarlı makro ekonomik durumu, etkin finans sektörü ve fiziki altyapısı ve insan kaynaklarının kalitesi önemli rol oynamıştır. Yatırımları teşvik tedbirleri Hollanda ya yabancı sermaye akışını hızlandırmıştır. Mevcut çokuluslu yabancı firmalar, Polaroid, Esso, Dow Chemical, Fuji, Nissan, Engelhardt, Amsco, Thorn EMI and Rank Xerox dur.
Göreceli olarak küçük olan imalat sektörü, GSYİH’nın %36’sını oluştururken, hizmetler sektörü % 50 gibi büyük bir paya sahiptir. İthal edilen hammadde ve girdilere bağımlı olan imalat sektörü için ticaret can alıcı bir öneme sahiptir. En önemli imalat sektörleri, kimya, gıda işleme, metal işleme ve gaz ve petrol rafine sektörleridir. Baskı ve elektronik mühendisliği sektörleri de dünya klasmanında yer almaktadır. Hollanda metal işleme şirketleri, Hollanda’nın, taşıt araçları, gıda işleme malzemesi ve kimya sanayi için makine üretimi alanında dünya lideri olmasını sağlayan, ileri elektronik kontrollerin uygulandığı makine imalat sektöründe uzmanlaşmışlardır.
Ticaret, Hollanda ekonomisinin en önemli sektörüdür. Bu durum, tamamıyla ülkenin coğrafi konumundan kaynaklanmaktadır. Endüstriyel ve dağıtım faaliyetleri ile tek başına GYİH’nın %10’una karşılık gelen yıllık katma değer oluşturan Rotterdam Limanı, Avrupa’nın en büyük limanıdır. Ayrıca, Amsterdam Limanı ve Schipol Havavalanı da Hollanda’nın ABD ve Asya için Avrupa’ya açılım kapısı olmasını sağlamıştır. Hollanda’nın transit ülke olma özelliği, taşımacılık gibi destek sanayilerine de gelişmesi için imkan yaratmıştır. Hollanda taşımacılık firmaları, Avrupa taşımacılık sektöründe önemli bir yere sahiptir.
Hollanda ekonomisinde en büyük pay, hizmetler sektörüne aittir. Hizmetler sektörü bir taraftan iç piyasada gelişirken, diğer taraftan, ihracat açısından da artış göstermektedir. Özellikle uluslararası lojistik hizmetler nedeniyle hizmetler ticaretindeki ihracat fazlası hızla artmaktadır. Nakliye ve lojistik faaliyetler her zaman Hollanda için özel bir önemi haiz olmuştur. Mali hizmetler sektöründe ise uluslararası işbirliği, başarılı geleceğin anahtarı olarak görülmektedir. Avrupa’da bu süreç, IMF ve Euro’nun kullanımı ile birlikte hızlanmıştır. ABN Amro Bank, ING Bank, ve Fortis gibi Hollanda bankaları ve sigorta şirketleri, geçmiş yıllarda gerçekleştirdikleri devir alma, birleşme gibi faaliyetler yoluyla varlıklarını hissettirmişlerdir.
Hollanda, Avrupa’da bilgisayar kullanımı bakımından en büyük yoğunluğa sahip ülke konumundadır ve enformasyon teknolojisinin önemi, Hollanda toplumunun her kesimi tarafından kabul edilmektedir. Hollanda, nispeten genç olan bilgisayar sektörüne gelişmesi ve büyümesi için her türlü imkanı tanımıştır. Getronics, CMG ve Origin gibi önemli Hollandalı enformasyon teknolojisi firmaları, faaliyetlerine uluslararası nitelik kazandırmışlar ve dış pazarlara konsantre olmuşlardır.
Enerji alanında ise Hollanda, uluslararası arenada birden fazla alanda faaliyet göstermektedir. Bir taraftan, Kuzey-Batı Avrupa’nın tamamına petrol ürünleri antreposu olarak hizmet verirken, diğer taraftan, sürdürülebilir enerji açısından dünya liderliğini elinden bırakmamaktadır. Shell, Esso, Nerefco (BP ve Texaco arasındaki joint venture), Kuveyt Petrolleri ve Total’in, Rotterdam Limanı bölgesinde rafinerileri bulunmaktadır. Hollanda topraklarındaki doğal gaz rezervleri, ve Kuzey Denizindeki petrol ve gaz rezervleri, Hollanda’nın Avrupa enerji arzına önemli ölçüde katkıda bulunmasını sağlamaktadır. Bu alandaki en önemli alıcı ülkeler, Almanya, Belçika, Fransa, İtalya ve İsviçre’dir. Her yıl yaklaşık 40 milyar m3 doğal gaz, 17 gaz istasyonu vasıtasıyla Avrupa’ya dağıtılmaktadır.
Hollanda’da sürdürülebilir enerji konusu giderek daha fazla ilgi çekmekte ve güneş, rüzgar, su ve biomass/atık gibi alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesine yönelik araştırma/geliştirme faaliyetlerine giderek daha fazla yatırım yapılmaktadır. Sözkonusu yatırımlar, sadece alternatif enerji kaynakları tarafından üretilen elektriğin payının artmasını sağlamamakta, aynı zamanda, sürdürülebilir enerji ürünleri ve hizmetlerinin de yurt dışına satışını teşvik etmektedir.
Hollanda’da, ham ve yarı mamul maddelere talep artmaktadır. Yoğun işletme yatırımları nedeniyle giderek daha fazla miktarlarda makine ve ulaşım araçları yurtdışından satın alınmaktadır. Giyim eşyaları ve elektronik eşyalar gibi yabancı dayanıklı tüketim mallarının satışları da artış kaydetmektedir.
Makul enflasyon oranıyla ve 1995-2000 yılları arasındaki dönemde gerçekleştirdiği hızlı ancak istikrarlı büyümeyle Avrupa ülkeleri için örnek teşkil eden Hollanda ekonomisi, 2000 yılının son çeyreğinden başlamak üzere belirgin bir yavaşlama sürecine girmiş, belirtilen yıla kadar ortalama % 3,6 oranında seyreden büyüme hızı, olumsuz içsel ve dışsal etkenlerle 2001 ve 2002 yıllarında %1,3’e ve % 0,2’ye gerilemiştir. Hollanda İstatistik Bürosu (CBS), 2003 yılının ilk yarısında yaptığı açıklamayla, 2002 yılının son çeyreğinde % 0,3, ve 2003 yılının ilk çeyreğinde de % 0,2 olmak üzere üst üste iki çeyrek dönem negatif büyüme gösteren ekonominin bir daralma (recession) sürecine girdiğini resmen açıklamıştır. Hollanda ekonomisi, 2003 yılında da zayıf bir performans göstermiştir. GSMH, % 0,8 oranında azalmış ve 20 yıldır ilk defa ekonomik büyüme negatif olarak gerçekleşmiştir.
Ekonominin 2001 yılı başından itibaren önce yavaşlama ve daha sonra da daralma sürecine girmesindeki en önemli etken, pozitif sonuçların yaşandığı 2000 yılına kadarki dönemde işgücü piyasası başta olmak üzere, ekonominin genelinde belirtilerini gösteren olumsuz gelişmelere yönelik uygun makro ekonomik politikaların yürürlüğe konulamamış olmasıdır. 2000 yılı sonuna kadarki hızlı ve istikrarlı büyüme içgücü piyasasında arz noksanlığı yaratmış, bu durum emeğin pazarlık gücünü artırmış ve 2001 yılına gelindiğinde yüksek oranda ücret artış taleplerini gündeme getirmiştir.
Emek piyasasında oluşan sözkonusu şartlar nedeniyle ücretlerde meydana gelen olağanüstü artışlar, ekonominin genel dengelerini olumsuz yönde etkilemiştir. Yapılan yüksek oranlı ücret ayarlamaları nedeniyle üretim maliyetleri artmış, ancak talep darlığı ve yüksek enflasyon nedeniyle maliyet artışlarının sadece bir bölümü fiyatlara yansıtılabilmiş, bu durum ise şirketlerin karlılık oranlarının düşmesine neden olduğu gibi maliyete bağlı fiyat artışları dolayısıyla ekonominin dış pazarlardaki rekabet üstünlüğünün kaybolmasına yol açmıştır.
2.2. TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER
TABLO 1. Temel Ekonomik Göstergeler
|
2002
|
2003
|
2004
|
2005
|
2006(a)
|
GSYİH (Cari fiyatlarla €)
|
465.2
|
476.9
|
489.9
|
505.6
|
534.6
|
GSYİH (Milyar $)
|
439.6
|
540.0
|
609.3
|
629.4
|
669.6
|
GSYİH Artış Oranı (%)
|
0.1
|
0.3
|
2.0
|
1.5
|
2.9
|
Enflasyon oranı (TÜFE-%)
|
3.3
|
2.1
|
1.2
|
1.7
|
1.4
|
İhracat (fob) (Milyon $)
|
209.7
|
265.4
|
318.4
|
348.2
|
427.1
|
İthalat (fob9 (Milyon $)
|
191.2
|
228.8
|
276.6
|
301.8
|
377.6
|
Dış Ödemeler Dengesi (Milyon $)
|
10.9
|
29.6
|
51.9
|
48.5
|
59.1
|
Döviz Rezervleri (Altın Hariç)
(Milyar $)
|
9.6
|
11.2
|
10.2
|
9.1
|
-
|
Döviz Kuru (ortalama) (€=$)
|
0.94
|
1.13
|
1.24
|
1.24
|
1.25
|
(a) Economist Intelligence Unit tahmini.
The Economist Intelligence Unit, Hollanda Ülke Raporu, 3 Ocak 2007
2006-2007 döneminde Hollanda'daki bütçe açığının GSYİH'nın %1'ini oluşturacağı tahmin edilmektedir. 2005'de GSYİH'deki büyümenin % 1.1'le hız keseceği tahminleri yapılmasına rağmen; özel tüketim ve yatırımın artmasından dolayı 2006'da % 2 ve 2007'de % 2.4'lük bir artış yaşayacağı öngörülmektedir. 2004'de % 1.4 ortalamasında seyreden enflasyonun, % 2'nin altında kalacağı düşünülmektedir.
Avrupa Merkez Bankası Konseyi, Ocak 2007 ayındaki toplantısında, Avro bölgesindeki faiz oranlarını % 0.25 puan artırarak % 3.5 oranına yükseltmiştir. 2007 sonlarına kadar oranlarda başka bir yükselme beklenmemektedir.
2006'da 1 avronun yaklaşık 1.25 dolar; 2007'de ise 1.34 dolar olacağı tahmin edilmektedir. (Daha önce US$ 1.29 and US$ 1.36 tahminleri yapılmıştı)Avroda yaşanan değer düşüşlerinin 2006'nın ilk dönemlerinde değişmeyeceği öngörülmektedir. Ancak 2006'nın ikinci yarısından itibaren, ABD'nin bütçe açığındaki artışın mali piyasa katılımcıları arasında önem kazanmasıyla, doların avro karşısında gerileyeceği beklentisi vardır.
2006-2007 döneminde Hollanda'daki bütçe açığının GSYİH'nın %1'ini oluşturacağı tahmin edilmektedir. 2005'de GSYİH'deki büyümenin % 1.1'le hız keseceği tahminleri yapılmasına rağmen; özel tüketim ve yatırımın artmasından dolayı 2006'da % 2 ve 2007'de % 2.4'lük bir artış yaşayacağı öngörülmektedir. 2004'de % 1.4 ortalamasında seyreden enflasyonun, % 2'nin altında kalacağı düşünülmektedir.
Eylül 2005'de açıklanan 2006 bütçesinde, önceki planlara göre vergi indirimlerinin 20 milyar avroyu bulduğu, harcamaların ise 500 milyon avro olarak arttığı bildirilmiştir. Hükümet maliyesinin beklenenden daha sağlıklı olduğu, kurumlar vergisi gelirinin tahminlerden yüksek olması sebebiyle de yaklaşık 3 milyar avro daha fazla vergi geliri beklendiği açıklanmıştır.
Bir önceki kısıtlayıcı mali politikalardan vazgeçilmesi sebebiyle 2006 ve 2007'de özel tüketimde ılımlı bir artış beklenmektedir. 2005'de düşen ihracat artışının 2006 ve 2007 yıllarında yavaş yavaş yükseleceği beklenmektedir. 2005 yılında yavaşlayan ticari yatırımların devam eden yüksek karlar, olumlu mali şartlar ve modernizasyona olan ihtiyaçtan dolayı yükseleceği; GSYİH'nın ise 2006'da % 2.9 ve 2007'de % 2.4'lük bir artış yaşayacağı öngörülmektedir.
Yakın zamana kadar birçok Hollanda firması artan işçi ücretlerinin getirdiği düşük rekabet gücü gibi büyümeye büyük engel teşkil eden sorunlar yaşamışlardır. Geçtiğimiz iki yıl düşük seyreden ücret artışları rekabet gücünü yeniden sağlamıştır ve 2006-2007 döneminde de yeni ücret sözleşmelerinin getireceği ölçülü ücret artışları beklenmektedir.
Dostları ilə paylaş: |