Alman vergi hukuku karmaşık bir yapıya sahip olup, sürekli olarak değişikliklere uğramaktadır. Almanya’da ekonomik faaliyette bulunulması açısından özellikle Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Ticari ve Sanayi İşletme Vergisi ve Katma Değer Vergisi en önemli olanlardandır.
İki farklı ülkede paralel vergilendirilmeyi önlemek için, Almanya bazı ülkelerle Çifte Vergilendirme Anlaşmaları yapmıştır. Böylece, bir şirketin veya şahsın iki ülkedeki faaliyetleri dolayı her ülke tarafından ayrı ayrı vergilendirilmesinin önü, kısmen de olsa, kesilmiştir.
1. Gelir vergisi
Gelir Vergisi ile gerçek kişilerin gelirleri vergilendirilmektedir. Bu durum aynı zamanda şahıs şirketleri bünyesinde elde edilen gelirler için de geçerlidir, çünkü bu şirketlerin ortakları şeffaf vergilendirme uyarınca vergi mükellefi sıfatı taşımaktadırlar. Evi veya mutat ikametgahı Almanya’da bulunan kişiler sınırsız vergi mükellefidirler. Evi veya mutat ikametgahı Almanya dışında bulunan kişiler yurtiçinde elde edilen gelirlere yönelik olarak sınırsız vergi mükellefidirler. Gelir Vergisi yedi gelir türü üzerinden tahsil edilir:
-
Müstakil olmayan çalışmadan elde edilen gelirler (Ücret vergisi)
-
Yatırım gelirleri (Nema vergisi)
-
Müstakil çalışmadan elde edilen gelirler
-
Ticari ve sanayi işletmeler gelirleri
-
Tarım ve ormancılıktan elde edilen gelirler
-
Kira gelirleri
-
Diğer gelirler
Almanya’da tanınmış dini tüzel kişi statüsündeki bir birliğe üye olan bir kişi aynı zamanda, Gelir Vergisi ile bağlantılı olarak, Kilise Vergisi’ne tabi tutulabilir.
İşletme giderleri, reklam harcamaları ve diğer yükümlülükler yıllık Gelir Vergisi Beyanı’nda gösterilebilir. Maliye Bakanlığı avans ödeme yapılmasını isteyebilir.
2. Kurumlar vergisi
Kurumlar Vergisi tüzel kişilere ait Gelir Vergisi’dir. Almanya’dan idare edilen veya merkezi Almanya’da bulunan tüzel kişiler, şahıs şirketleri ve malvarlıkları sınırsız olarak vergi mükellefidirler. Şirketin (Kurumlar Vergisi) ve hissedarın (Nema Vergisi) çifte vergilendirilmesi, her iki verginin birbirinden mahsup edilmesi suretiyle (mahsup işlemi), önlenir.
3. Ticari ve Sanayi İşletme vergisi
Her ticari ve sanayi işletme, Almanya’da faaliyet gösterdiği sürece, ticari ve sanayi işletme vergisine tabidir. Bu vergi kurumlar vergisinden ayrı olarak ödenir ve böylece Almanya’da tartışılan önemli bir vergi yüküne sebep vermektedir. Serbest meslek sahipleri ise, bu vergiye tabi değildir. İşletmenin adına faaliyet gösterdiği müteşebbis vergilendirilir. Şahıs şirketlerinde şeffaf olmayan bir vergilendirme sözkonusudur, yani şahıs yerine şirket vergilendirilir.
Vergiye tabi olmayan miktarlar nedeniyle küçük veya yeni kurulmuş işletmeler ilk yıllarda ticari ve sanayi işletme vergisini ödemezler.
4. Katma değer vergisi
Bir müteşebbisin ücret karşılığı Almanya’da yaptığı her teslimat ya da verdiği her hizmet Katma Değer Vergisi’ne tabidir. Müteşebbis ödemek durumunda olduğu Katma Değer Vergisi’ni ön vergi olarak kendine ait asıl vergi borcundan indirebilir. Genel vergi oranı şu anda 16%’dır. İndirimli vergi oranları da mevcuttur, bu oran gıda maddeleri, kitap ve dergiler ile bilim ve sanat ürünleri ve hizmetleri için 7% dir.
5. Ücret Vergisi
Almancası ‘Lohnsteuer’ olan bu vergi de aslında ‘gelir vergisi’ olup belli bir gelir sınırına ulaşmayan işçiler ve sözleşmelilerin işverenleri tarafından vergi yükümlüsü adına dolaysız vergi idaresine ödenir. Mahsup edilebilecek hususlar vergi yükümlüsü tarafından her yılın sonunda vergi dairesine bildirilir ve böylece duruma göre vergi iadesi sağlanabilir.
VI – Sosyal güvenlik hukuku
Sosyal güvenlik hukuku aşağıda belirtilen yasal sigortaları tanır:
-
Emeklilik sigortası,
-
Sağlık sigortası,
-
Bakım sigortası,
-
İşsizlik sigortası,
-
Kaza sigortası.
Çalışana ait primler işveren tarafından ücretinden kesilerek, sigorta kuruluşuna ödenir. Emeklilik, İşsizlik, Sağlık ve Bakım sigortalarına ilişkin primler işveren ve çalışan tarafından eşit olarak paylaşılır.
Kaza sigortası priminin tamamı ise işveren tarafından ödenir. Bu primler esas itibariyle yabancı çalışanlar için de ödenmek durumundadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus; çalışanların geldikleri ülke ve kalış süreleri dikkate alınmaksızın, onlar adına prim ödemesi yapılması gereken ve ‘Ek bakım kasaları/teşkilatları’ olarak da bilinen kuruluşlara yapılacak ödemelerdir.
1. Emeklilik sigortası
Emeklilik sigortası primleri belli bir gelirin üstünde olan çalışanlar için ödenir. Prim oranı 19,3% çıvarında olup arasıra değişmektedir. İşçiler için primler işçi emeklilik kurumuna, sözleşmeliler için ise Almancası ‚Bundesversicherungsanstalt’ olan Federal Sigorta Kurumuna ödenir. Yasal emeklilik sigortası hizmetleri yaşlılık ve maluliyet için yapılan ödemeler ile çalışma kabiliyetinin yeniden kazandırılması için alınan rehabilitasyon önlemlerini kapsar.
Serbest meslek sahipleri de, çalışmaya başlamalarından itibaren ilk beş yıl içinde karar vermeleri durumunda, zorunlu veya ihtiyari sigorta koruması talep etme hakları bulunmaktadır. Böyle bir durumda zorunlu sigorta korumasının tercih edilmesi halinde, toplam serbest çalışma süresi boyunca prim ödeme yükümlülüğü devam edecektir.
Çalışma yaşamına katılan her kişi sigorta piyasası’nda mevcut sayısız şirket arasından bir veya daha fazlası arasında seçim yaparak örneğin yaşam sigortası şirketleri gibi, emeklilik aylığı almaya yönelik ek önlemler alma imkanı bulunmaktadır.
Esnaf loncasına kayıtlı sanatkârlar sanatkâr mükellefiyet sigortası’na tabidirler. Bir şahıs şirketinin esnaf loncasına kayıtlı olması durumunda, kişisel olarak esnaf loncasına kayıt için gerekli şartları yerine getiren kişi, sanatkâr olarak sayılır. İsteği üzerine, 18 yıl süre ile (216 ay) yasal emeklilik sigortası primlerini ödemiş bir kişinin sigorta yükümlülüğü sona erdirilebilir. Serbest çalışmaya başlanmasından itibaren 3 yıl geçene kadar prim ödemesi istek üzerine yarıya indirilebilir. Yetkili kurum Eyalet Sigorta Kurumu’dur.
Sanatçılar ve serbest meslek sahiplerinin mesleklerine ait bakım kurumlarına sigorta yaptırma yükümlülükleri bulunmaktadır.
2. Sağlık sigortası
Yasal sağlık sigortasının amacı sağlığa yönelik tedbirlerin alınması ve hastalıklardan korunma ile erken teşhis ve tedavinin sağlanmasıdır. Çalışanın sigorta koruması eşini ve çocuklarını da içerir ve tıbbi ve diş hekimliği ile ilgili muayeneleri, alınan ilaçları ve hastanede kalışları kapsar.
Çalışan kişi, hizmet yelpazeleri yasal hükümler nedeniyle büyük oranda aynı olan, ancak prim miktarları açısından (hastalık kasasının türüne göre gelirin %11-14’ü arasında değişen oranlarda) farklılık gösteren, çeşitli yasal hastalık kasaları arasında tercih yapabilir. Eğer gelir Batı Almanya için 6.450,-- DM ve Doğu Almanya için 5.325,-- DM olan prim takdir sınırının üzerinde bulunuyorsa, bu durumda çalışan ihtiyari olarak yasal bir hastalık kasasına bağlı kalıp kalmamaya veya özel bir sağlık sigortasına dahil olup olmamaya karar verecektir. Özel hastalık sigortalarının yasal hastalık kasalarından farkı, primlerin yüzdesel olarak sigortalının gelirine bağlı olmamasıdır.
Müstakil çalışan kişiler sağlık sigortasından kendileri sorumludur. Özel bir sağlık sigortası şirketine sigorta yaptırabilirler. Müstakil çalışmaya başlamadan önce yasal bir hastalık kasasına sigorta yaptırmış kişiler, kural olarak bu sigortayı sürdürebilirler. Bu durum belki de aile sigortası nedeniyle daha uygun olabilir.
Hastalık sigortaları alanına yönelik sigorta piyasasında şiddetli bir rekabet sözkonusu olduğundan dolayı, yapılan masraflar ile alınan hizmetlere dair titiz bir tetkikin yapılması gerekmektedir.
3. Bakım sigortası
1995’den bu yana bakıma muhtaç kişilerin bakımını finanse etmeye yönelik bakım sigortası uygulanmaktadır. Halihazırda prim oranı 1,7% dir. Yasal bir hastalık kasasına ihtiyari olarak sigorta yaptırmış bir kişi, ihtiyari ve yasal bakım sigortası arasında tercih yapabilir.
4. İşsizlik sigortası
Yasal işsizlik sigortası çalışanı, işsiz kalması halinde, finansal olarak güvence altına almalıdır. Halihazırda prim oranı 6,5%’dur. İşsizlik durumunda çalışan ilk olarak işsizlik parası, daha sonra da zaman içinde azalan, işsizlik yardımı alır. İş Bulma Kurumu böyle durumlarda çalışanın müstakil çalışmaya başlamasına yönelik yardımlar sağlar.
Serbest çalışanlar ve müstakil çalışanlar işsizlik sigortasına tabi değildir.
5. Kaza sigortası
İşverenler çalışanlarını iş kazalarına ve belirli iş hastalıklarına karşı sigortalamak zorundadırlar. Çalışanlar faaliyet alanları ile ilgili bir ‚meslek kooperatifi’ne (Berufsgenossenschaft) üye olmaları gerekir, işveren ise buna ilişkin primlerin ödemesiyle yükümlüdür.
Bu kooperatifler aynı zamanda iş güvenliğinin, özellikle de işyerindeki güvenliğin, sağlanmasından sorumludur.
Serbest meslek sahipleri için kaza sigortası yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu kişiler yasal kaza sigortasına ihtiyari olarak üye olabilirler veya özel bir kaza sigortası yaptırabilirler.
Genel olarak, gerekli bilgiler Federal Sigorta Kurumundan temin edilebilir. Özel sigorta şirketlerinin fiyatları ve hizmetleri arasında bir karşılaştırma yapmak faydalı olabilir.
Dostları ilə paylaş: |