IASC International Accounting Standards Commitee , Uluslar arası Muhasebe Standartları Komitesi 1973 yılında ülkelerin muhasebe meslek örgütleri tarafından kurulmuş ve ilk toplantısını 29 Haziran 1973 tarihinde Londra’ da gerçekleştirmiştir .
UFRS GİRİŞ
Uluslar arası Muhasebe Standartları Komitesi 2001 yılında IASB International Accounting Standards Board , Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu’ na dönüştürülmüştür.
UMS – UFRS DÖNÜŞÜMÜ
IASB(International Accounting Standards Board) 1 Ocak 2004 tarihinden itibaren çıkarılan standartların UMS yerine, Uluslararası Mali Raporlama Standartları(UMRS/IFRS – International Financial Reporting Standards) olarak isimlendirilmesini karara bağlamıştır.
Buna karşılık daha önceden Kurul tarafından yayımlanan standartlar geçerli olacağı gibi standart isim ve numaraları da aynen korunacaktır.
UFRS GİRİŞ
SPK IFRS İle uyumlu olarak ( Sermaye Piyasasında Muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ – Seri: XI No 25) yayınlanmıştır. Bu tebliğ 33 adet IFRS ‘yi kapsamış ve 34 Kısımdan oluşmuştur. Bu düzenleme 9 Nisan 2008 tarih ve 26842 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ( Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği- Seri XI No: 29 ) İle iptal edilmiştir.
UFRS GİRİŞ
Türkiye’de TÜRMOB Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Odaları ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Yönetim Kurulu Kararı ile oluşturulan TMUDESK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayınlanan TMS Türkiye Muhasebe Standartları söz konusu idi. Sonraları ise devreye TMSK Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu girdi. (1999)
UFRS GİRİŞ
TMSK idari ve mali özerkliğe sahip olan bir kamu tüzel kişiliği konumundaydı.
TMSK 2005 yılından itibaren UMS ve UFRS ye paralel olarak ve aynı numaraları oluşturacak şekilde TMS Türkiye Muhasebe Standartları ve TFRS Türkiye Finansal Raporlama Standartları şeklinde hazırlayıp ve seri olarak Resmi Gazete de yayınlamaktaydı.
UFRS GİRİŞ
Muhasebe ve denetim sistemi ile ilgili olarak düzenleme ve denetim yapmak üzere yeni, ve özerk bir kurul oluşturuldu. Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu. (2 Kasım 2011 tarihli Resmi Gazete)
Yeni kurulun kurulmasıyla birlikte TMSK kapatılıp yetkisi yeni kurulan Kamu Denetim Kurulu'na aktarıldı. Dolayısıyla yeni kurul, uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları'nı yayımlamaya devam edecek.
UFRS GİRİŞ
Finansal tabloların niteliksel özellikleri aşağıdaki gibidir.
Anlaşılabilirlik
İhtiyaca Uygunluk
Karşılaştırabilirlik
Güvenilirlik
UFRS GİRİŞ
UFRS ‘ nin temel varsayımları aşağıdaki gibidir.
Tahakkuk esası
İşletmenin Sürekliliği
Tahakkuk esası : muhasebe işlem ve etkilerinin bunlarla ilgili nakit ve nakit benzerlerinin tahsilatlarının ve ödemelerinin yapıldığı tarih itibariyle değil bunların vuku bulduğu tarihler esas alınarak mali tablolara alınmasıdır.
İşletmenin sürekliliği: İşletme tüzel kişiliğinin sonsuza kadar devam edeceği varsayımına göre faaliyetlerin yürütülmesidir.
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Kavramsal Çerçevenin Amacı : Kavramsal Çerçeve, ilgililerin kullanımı için hazırlanan ve sunulan finansal tabloların tabi olacakları usul ve esasları belirlemektedir.
Kavramsal Çerçeve bir Muhasebe Standardı değildir. Dolayısıyla herhangi bir ölçüm veya kamuyu aydınlatma konusunda standart belirlememektedir. Kavramsal Çerçevede Türkiye Muhasebe Standartlarının herhangi birinin yerini alacak hiç bir husus yer almamaktadır.
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Uygulamada, Türkiye Muhasebe Standartları ile Yorumlarında hüküm bulunmayan hallerde Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile Yorumlarına uyulur
Kavramsal Çerçeve ile Türkiye Muhasebe Standartlarından biri arasında uyuşmazlık söz konusu olduğunda Türkiye Muhasebe Standardı Kavramsal Çerçeveden önce gelir.
Finansal tablolarda yer alan bilgilerin yararlılığını belirleyen niteliksel özellikler
Finansal tabloları oluşturun unsurların tanım, tahakkuk ve ölçümleme esasları
Sermaye ve sermayenin devamlılığı (Korunması) kavramları
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Finansal tabloların amacı: Çeşitli kullanıcıların ekonomik kararlar verirken faydalanmaları için işletmenin finansal durumu, performansı(faaliyet sonuçları) ve finansal durumundaki değişiklikler hakkında bilgi sağlamaktır
FİNANSAL TABLOLARA ALINMA
Bir kalem finansal tablolara dahil edildiğinde ‘tanınmış, kayda alınmış(recognized)’ olur.
Değeri veya maliyeti güvenilir bir şekilde ölçülebilen bir varlık veya yükümlülük finansal tablolara alınır.
Hak edilmiş değerler gelir tablosuna alınır
Bir varlıkta azalış veya bir yükümlülükte azalış gider olarak gelir tablosuna alınır
Karşılıklı pazarlık ortamında bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.
TMS/ UMS 39 FİNANSAL VARLIKLAR
Finansal varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonraki ölçümlerinde, finansal varlıklar dört gruba ayrılır
Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlıklar;
Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar;
Kredi ve alacaklar; ve
Satılmaya hazır finansal varlıklar
TMS/ UMS 39 FİNANSAL VARLIKLAR
GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI KÂR VEYA ZARARA YANSITILAN FİNANSAL VARLIK VE FİNANSAL BORÇLAR ( ALIM SATIM AMAÇLI FİNANSAL VARLIKLAR)
Bir finansal varlık veya finansal borç, aşağıdaki durumlarda alım satım amaçlı elde tutulan olarak sınıflandırılır:
(1) Esas itibariyle, yakın bir tarihte satılmak veya geri satın alınmak amacıyla edinilmiş veya yüklenilmiştir;
(2) İlk muhasebeleştirme sırasında, birlikte yönetilen ve son zamanlarda kısa dönemde kâr etme konusunda belirgin bir eğilimi bulunduğu yönünde delil bulunan belirli finansal araçlardan oluşan bir portföyün parçasıdır veya
(3) Bir türev üründür (finansal teminat sözleşmesi olan veya etkin bir finansal riskten korunma aracı olan türev ürünler hariç)
DEĞERLEMSİ
Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlık ve finansal borçlar( Alım Satım Amaçlı Finansal Varlıklar: Gerçeğe uygun değer ile ölçülür ve ölçüm farkları kar/ zarar olarak muhasebeleştirilir.
Örnek : Hisse Senetleri
TMS/ UMS 39 FİNANSAL VARLIKLAR
Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar:
İşletmenin vadeye kadar elde tutma niyet ve imkanının bulunduğu sabit veya belirlenebilir nitelikte ödemeler içeren ve sabit bir vadesi bulunan, aşağıdakiler dışında kalantürev olmayan finansal varlıklardır.
Değerlemesi
Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar: iskonto edilmiş değer ile ölçülür ve ölçüm farkları kar/ zarar olarak muhasebeleştirilir.
Örnek : Hazine Bonosu Ve Devlet Tahvili
İskonto edilmiş değer : Vadeye Kadar Elde Tutulacak Yatırımlar etkin faiz oranı kullanılarak iskonto edilmiş değeri üzerinden yapılır.
TMS/ UMS 39 FİNANSAL VARLIKLAR
Kredi ve alacaklar:Sabit veya belirlenebilir nitelikte ödemelere sahip olan ve aktif bir piyasada işlem görmeyen, aşağıdakiler dışında kalan türev olmayan finansal varlıklardır.
(1) İşletmenin derhal veya yakın bir tarihte satmak niyetinde olduğu alım satım amaçlı elde tutulan olarak sınıflandırılan varlıklar ile işletme tarafından ilk muhasebeleştirme sırasında gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan olarak sınıflanan türev olmayan finansal varlıklar;
(2) İşletmenin ilk muhasebeleştirme sırasında satılmaya hazır varlık olarak sınıfladığı türev olmayan finansal varlıklar; ve
(3) Satılmaya hazır olarak sınıflanması gereken ve alacaklının, kredi değerliliğindeki kötüleşme dışındaki nedenlerden ötürü yapılan ilk yatırımın tamamına yakın bir kısmını geri kazanamayabileceği türev olmayan finansal varlıklar.
Kredi veya alacak niteliğinde olmayan varlıklardan oluşan bir varlık havuzundaki paylar (örneğin bir yatırım fonundaki veya benzer bir fondaki paylar) kredi veya alacak değildir.
Değerleme : Ölçümler etkin faiz yöntemi ile hesaplanan iskonto edilmiş değeri üzerinden yapılır.
TMS / UMS 39 FİNANSAL VARLIKLAR
Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar
Satılmaya hazır olarak tanımlanan veya (a) kredi ve alacak, (b) vadeye kadar elde tutulacak yatırım veya (c) gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlık olarak sınıflanmayan türev olmayan finansal varlıklardır.
Değerleme
Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar : Gerçeğe uygun değer ile ölçülür ve ölçüm farkları öz kaynaklar altında muhasebeleştirilir.
TMS/ UMS 2 STOKLAR
TMS 2 Stoklar : Stoklar Maliyet ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı ile değerlenir.
Ner gerçekleşebilir değer formülü : Tahmini satış fiyatı-( Tahmini tamamlanma maliyeti + satış giderleri)
TMS/ UMS 2 STOKLAR
Örnek : A Şirketi Dönem sonunda Maliyeti 100.000 olan kumaş stokunun değer düşüklüğüne uğradığı düşünülmüş ve 60.000 TL satılacağı anlaşılmıştır. Öncelikle bu stokun depoda beklemesinden dolayı solan renginin düzeltilmesi için 20.000 TL Malın alıcıya ulaştırılması içinde 10.000 TL masraf yapılması gerekmektedir.
Yukarıdaki bilgilere göre A Şirketinin kumaş stokunun net gerçekleşebilir değeri kaç TL dir.
Cevap
NGD : 60.000 – (20.000 +10.000) = 30.000 TL
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
Maddi duran varlık (MDV), gelecekteki ekonomik yararların işletmeye aktarılmasının muhtemel olması ve maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi durumunda muhasebeleştirilir.
Bir maddi duran varlık, ilk olarak maliyet değeriyle kayda alınır. Maliyet, varlığın elde edilmesi için katlanılan bedelin makul değerini (indirimler ve ıskontolar düşüldükten
(sonra) ve varlığın amaçlanan koşullarda çalışılabilmesini sağlayacak duruma
getirilene kadarki her türlü harcamaları içerir (ithalat vergileri ve iade edilmeyen alış vergileri dahil)
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
Varlıkla doğrudan ilişkilendirilen maliyetler;
yerin hazırlanmasına ilişkin maliyetler,
teslimat; kurulum maliyetleri, ilgili mesleki ücretler ve varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildiği alanın restorasyonuna (böyle bir maliyet karşılık olarak muhasebeleştirildiği
ölçüde) ilişkin tahmini maliyetlerdir.
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
Ums 16’ da 2 Maliyet Modeli Vardır.
maliyet modeli : Varlığın maliyet değerinden birikmiş amortisman ve değer azalışlarının düşülmesidir.
Yeniden değerleme modeli: Sabit kıymetin yeniden değerlenmiş tutarından gösterilmesidir.
Yeniden değerlenmiş tutar değerleme tarihinde, sabit kıymetin gerçeğe uygun değerinden sonraki dönemde birikmiş amortisman ve değer düşüklüğü zararının indirilmesiyle bulunan değerdir.
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
maliyet modeli (M.M): Varlığın maliyet değerinden birikmiş amortisman ve değer azalışlarının düşülmesidir.
Yeniden değerleme modeli( Y.M): Sabit kıymetin yeniden değerlenmiş tutarından gösterilmesidir.
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
YDM’ de yeniden değerleme düzenli olarak yapılmalıdır. Aynı varlık sınıfındaki bütün kalemler yeniden değerlenmelidir.
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
Yeniden değerleme sonucunda ortaya çıkan değerleme artışları doğrudan özkaynakta yer alır.
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
Yeniden değerleme azalışları öncellikle özkaynaktaki yeniden değerleme fonundan mahsup edilir, kalan fazlalık ise gelir tablosuna kayıt edilir
UMS/TMS 16 Maddi Duran Varlıklar
Her döneme ait amortisman gider olarak kaydedilir.
Kullanılan amortisman metodu ile sabit kıymetin kullanımından elde edilen/edilecek fayda arasında uyum olmalıdır.
Bunu sağlamak için ‘faydalı ömür’ ilkesi dahilinde amortisman ekonomik ömre yayılır.
UMS / TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar
Finansman gideri de dahil olmak üzere, sabit kıymeti edinmek için katlanılan maliyet unsurları VUK’a göre maliyete eklendiği halde UMS’ye göre bu unsurlar ayrıştırılmalıdır.
VUK’a göre amortisman ayrılması ihtiyari olduğu halde UMS’ye göre zorunludur
UFRS ‘de amortisman varlığın aktife girdiği tarihten itibaren ayrılmaya başlar ( VUK ‘a göre amortisman tam yıl ayrılır.)
UMS / TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar
İster satın alınsın, ister işletme içi kaynaklarla
duran varlıkların aktifleştirilebilmesi için ilave kriterler mevcuttur.
UMS / TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar
*Önemli Bilgi
• Araştırma giderleri gerçekleştiği anda giderleştirilir.
• Geliştirme giderleri ise sadece oluşan ürünün ya da hizmetin tamamlanmasının teknik ve ticari olarak mümkün olması durumunda aktifleştirilir.
UMS 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller
Yatırım amaçlı gayrimenkuller, kira geliri veya sermaye kazancı ya da her ikisini birden elde etmek amacıyla elde tutulur. Bu nedenle, yatırım amaçlı bir gayrimenkul işletmenin sahip olduğu diğer varlıklardan büyük ölçüde bağımsız nakit akışları yaratır.
Bu durum yatırım amaçlı gayrimenkulleri sahibi tarafından kullanılan gayrimenkullerden ayırır. Mal veya hizmet üretimi ya da tedariki (veya idari amaçlar için kullanılması), sadece gayrimenkullerle değil, üretim veya tedarik sürecinde kullanılan diğer varlıklarla da ilişkilendirilebilen nakit akışları yaratır. Sahibi tarafından kullanılan gayrimenkullere "TMS 16 Maddi Duran Varlıklar" Standardı uygulanır.
Yatırım Amaçlı Gayrimenkullere İlişkin Örnekler
Normal iş akışı çerçevesinde kısa vadede satılmaktan ziyade, uzun vadede sermaye kazancı elde etmek amacıyla elde tutulan arsalar.
Gelecekte nasıl kullanılacağına karar verilmemiş arsalar.
İşletmenin sahip olduğu (veya finansal kiralama işlemi çerçevesinde işletme tarafından elde tutulan) ve bir veya daha fazla faaliyet kiralamasına konu edilen binalar.
Bir veya daha fazla faaliyet kiralaması çerçevesinde kiralanmak üzere elde tutulan boş bir bina.
Yatırım Amaçlı Olmayan Gayrimenkullere İlişkin Örnekler
Olağan iş akışı içerisinde satılmak amacıyla elde tutulan veya satış amacıyla inşa veya geliştirme aşamasında olan (bakınız: TMS 2 Stoklar), örneğin, sadece, yakın gelecekte elden çıkarılmak veya geliştirilmek ve satılmak amacıyla edinilen gayrimenkuller.
Üçüncü kişiler adına inşa edilmekte veya geliştirilmekte olan gayrimenkuller
Gelecekte sahibi tarafından kullanılmak ya da, geliştirilmek ve ardından sahibi tarafından kullanılmak amacıyla elde tutulan, çalışanların ikamet ettiği gayrimenkuller (çalışanların piyasa rayicine uygun kira ödeyip ödemediğine bakılmaksızın) ile sahibi tarafından kullanılmakta olup elden çıkarılmayı bekleyen gayrimenkuller dahil, sahibi tarafından kullanılan gayrimenkuller
Başka bir işletmeye finansal kiralama işlemi çerçevesinde kiralanan gayrimenkuller.
UMS 40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller
Önemli Konu:
Bazı gayrimenkullerin bir bölümü kira geliri veya sermaye kazancı sağlamak amacıyla elde tutulurken, diğer bölümü ise mal veya hizmet üretim ve tedariki veya idari amaçlar için elde tutulur. Bu bölümlerin birbirinden bağımsız olarak satılmalarının mümkün olması durumunda (veya finansal kiralama yoluyla bağımsız olarak kiralanmalarının mümkün olması durumunda), işletme anılan bölümlerin her birini ayrı olarak muhasebeleştirir. Söz konusu bölümlerin ayrı olarak satılamaması durumunda, ilgili gayrimenkul, sadece önemsiz bir bölümü mal veya hizmet üretim veya tedariki ya da idari amaçlar için kullanıldığı takdirde yatırım amaçlı gayrimenkuldür.
Yatırım Amaçlı Olmayan Gayrimenkullere İlişkin Örnekler
Olağan iş akışı içerisinde satılmak amacıyla elde tutulan veya satış amacıyla inşa veya geliştirme aşamasında olan (bakınız: TMS 2 Stoklar), örneğin, sadece, yakın gelecekte elden çıkarılmak veya geliştirilmek ve satılmak amacıyla edinilen gayrimenkuller.
Üçüncü kişiler adına inşa edilmekte veya geliştirilmekte olan gayrimenkuller
Gelecekte sahibi tarafından kullanılmak ya da, geliştirilmek ve ardından sahibi tarafından kullanılmak amacıyla elde tutulan, çalışanların ikamet ettiği gayrimenkuller (çalışanların piyasa rayicine uygun kira ödeyip ödemediğine bakılmaksızın) ile sahibi tarafından kullanılmakta olup elden çıkarılmayı bekleyen gayrimenkuller dahil, sahibi tarafından kullanılan gayrimenkuller
Başka bir işletmeye finansal kiralama işlemi çerçevesinde kiralanan gayrimenkuller.
Yatırım Amaçlı Gayrimenkullerin Muhasebeleştirilmesi
Yatırım amaçlı bir gayrimenkul, ancak ve ancak, aşağıda belirtilen koşulların sağlanmış olması durumunda bir varlık olarak muhasebeleştirilir:
Gayrimenkulle ilgili gelecekteki ekonomik yararların işletmeye girişinin muhtemel olması, ve
Yatırım amaçlı gayrimenkulün maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilir olması.
Yatırım Amaçlı Gayrimenkullerin Muhasebeleştirilmesi
Yatırım amaçlı gayrimenkuller ilk olarak maliyeti bedeli ile ölçülür.
İşlem maliyetleri de başlangıç ölçümüne dahil edilir.
Yatırım Amaçlı Gayrimenkullerin Muhasebeleştirilmesi
Maliyet Bedeli
Satın alma fiyatı ve Satın alma işlemi ile doğrudan ilişkilendirilebilen harcamalardan oluşur.
Sonraki Dönemlerde Değerleme
Maliyet Yöntemi
Gerçeğe Uygun Değer Yöntemi
Maliyet Yöntemi
Yatırım Amaçlı Gayrimenkullerin Tarihi Maliyet Değeri
Karşılıklı pazarlık ortamında bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.
Gerçeğe uygu değer , bilanço tarihindeki piyasa koşullarını yansıtır.
Gerçeğe Uygun Değer
Gerçeğe uygun değerin en iyi göstergesi, aktif bir piyasada oluşan cari fiyatlardır.
Gerçeğe uygun değerdeki değişimden kaynaklanan kazanç veya kayıpları oluştuğu dönemde kar veya zarara dahil edilir.
UMS 18 Hasılat
Bu standardın amacı ; malların satışı, hizmet sağlanması ve isim hakları, faiz ve temettülerden elde edilen hasılat muhasebeleştirilme yöntemlerinin belirlenmesi.
UMS 18 Hasılat
Hasılat, tahsil edilen veya tahsil edilecek alacakların gerçeğe uygun değeri ile ölçülür.
MUHASEBELEŞTİRME
Hasılat, gelirin işletmeye ekonomik fayda sağlayacağının muhtemel olması durumunda ve gelir tutarının güvenilir olarak tahmin edilebildiği ve aşağıda belirtilen şartların karşılandığı durumlarda muhasebeleştirilir
Hasılatın muhasebeleştirilmesi için gereken beş kriter,
1. işletmenin malların mülkiyeti ile ilgili önemli risk ve getirileri alıcıya devretmiş olması,
2. işletmenin satılan mallar üzerinde etkin kontrolünü veya genellikle malların sahipliği ile
ilişkilendirilen yönetim etkinliğini sürdürmemesi,
3. hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi,
4. işlemle ilgili ekonomik yararların işletmeye girişinin muhtemel olması,
5. işlemle ilgili yüklenilen ya da yüklenilecek maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi.
MÜLKİYETİN DEVRİ
Mülkiyetin Devri: Bir işletmenin mülkiyetle ilgili önemli riskleri ve getirileri ne zaman alıcıya devrettiğini değerlendirmek için işlemin koşullarının incelenmesi gereklidir.
Genelde risklerin ve getirilerin devri aşağıdakilerle aynı zamana denk gelir:
● mülkiyet hakkının devri, ya da
● mülkiyetin alıcıya geçmesi.
Bazı durumlarda ise, bu ikisi aynı zamanda meydana gelmez ve mülkiyet ile ilgili risk ve getirilerin devri ile mülkiyetin alıcıya devri farklı zamanlarda gerçekleşir.
MUHASEBELEŞTİRME
hizmet sağlanmasında, hizmetin tamamlanma derecesi dikkate alınır.
faiz, isim hakkı ve temettü gelirleri.
Faiz - UMS 39‘a göre etkin faiz yöntemi kullanılarak.
İsim hakkı - sözleşme hükümlerine göre tahakkuk esasına göre.
Temettü gelirleri - ortakların kar paylarını tahsil etme hakları ortaya çıktığında kayıtlara alınır.
TMS/UMS 12 GELİR VERGİSİ
Yasalara göre hesaplanan vergi ile muhasebe standardına göre ödenen vergiler arasında fark olduğunda ve bu farklara ilişkin vergi etkilerinin gelecekte gerçekleşmesi olasılığı sürdüğünde ertelenmiş vergi söz konusudur.
Türk vergi mevzuatında buna ilişkin bir düzenleme yoktur, Bu konu ums 12 de düzenlenmiştir
ERTELENMİŞ VERGİ -DEFERRED TAX
“Ertelenmiş Vergi Bir varlığın ya da bir borcun (yükümlülüğün) muhasebede ki kayıtlı değeri ile vergi değeri arasındaki farktan oluşan geçici farklar üzerinden hesaplanır. ” Ertelenmiş Vergi iki yönlü olarak ortaya çıkar. Birincisi ertelenmiş vergi varlığı ikincisi ise ertelenmiş vergi borcu yükümlülüğü) dür.
ERTELENMİŞ VERGİ -DEFERRED TAX
Ertelenmiş vergi varlığı;İndirilebilir geçici farklar, kullanılmayan mali zararlar ile kullanılmayan vergi indirim ve istisnalarının ileriye doğru taşınması nedenleriyle gelecek dönemlerde geri kazanılabilir vergi tutarını ifade etmektedir.
Ertelenmiş Vergi Borcu(Yükümlülüğü)ise; Geçici farklar nedeniyle gelecek dönemlerde ödenecek vergi tutarını ifade etmektedir.
ERTELENMİŞ VERGİ -DEFERRED TAX
Ertelenmiş vergi varlığı; İndirilebilir geçici farklar, kullanılmayan mali zararlar ile kullanılmayan vergi indirim ve istisnalarının ileriye doğru taşınması nedenleriyle gelecek dönemlerde geri kazanılabilir vergi tutarını ifade etmektedir.
Ertelenmiş Vergi Borcu (Yükümlülüğü) ise; Geçici farklar nedeniyle gelecek dönemlerde ödenecek vergi tutarını ifade etmektedir.
ERTELENMİŞ VERGİ -DEFERRED TAX
TMS 12'ye göre Geçici farklar: Bir varlığın veya borcun bilançodaki defter değeri ile bunların vergi açısından taşıdıkları değerler arasındaki farkları ifade eder. Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir:
ERTELENMİŞ VERGİ -DEFERRED TAX
Vergiye tabi geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye tabi tutarlar oluştururlar; ya da
İndirilebilir geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi matrahından indirilebilir tutarlardır.
ERTELENMİŞ VERGİ -DEFERRED TAX
TMS 12 de konuyla ilgili geçen önemli tanımlardan biri de Vergiye esas değer tanımıdır bu bir varlık veya borcun vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade etmektedir.
Bir varlığın vergiye esas değeri, işletmenin gelecekte söz konusu varlığın defter değeri tutarında sağlayacağı vergiye tabi ekonomik yarardan vergisel açıdan gider olarak indirilebilecek olan tutarı ifade eder. Eğer ilerideki ekonomik faydalar vergiye tabi olmayacaksa, anılan varlığın vergiye esas değeri defter değerine eşit olmaktadır.
Konuyla İlgili Temel Prensipler
TMS 12’ ye göre Finansal raporlama yapan kuruluş bir varlığı veya borcu muhasebeleştirdiğinde bunların defter değerleri kadar bu varlıktan ileride fayda temin edileceğini, borcun ise ödeneceğini bekler. Eğer defter değerleri tutarında ileride fayda elde edildiği veya borç ödendiğinde ödenecek vergiler, bu faydanın elde edilmesi veya borcun ödenmesinin vergisel etkisinin olmadığı duruma göre fazla veya az olacaksa; bu Standart, bazı istisnai durumların dışında, işletmenin ertelenmiş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı muhasebeleştirmesini zorunlu kılmaktadır
Konuyla İlgili Temel Prensipler
Ertelenmiş vergi alacak veya borçları bilanço tarihi itibariyle yürürlükte olan veya yürürlüğe girmesi kesin olan vergi oranlarına (ve vergi kanunlarına) göre varlıkların gelire dönüştüğü veya borçların ödendiği dönemlerde uygulanması beklenen vergi oranları kullanılmak suretiyle hesaplanır.
Ertelenmiş vergi alacak ve borçlarına iskonto uygulanmasına izin verilmemiştir.
Konuyla İlgili Temel Prensipler
İşletme, ertelenmiş vergi borçlarını ve ertelenmiş vergi alacaklarını, varlıklarının defter değerlerini ne şekilde geri kazanacağı ve borçlarını defter değerleri ile ne şekilde ödeyeceği ile ilgili bilanço tarihindeki beklentilerinin vergisel sonuçlarıyla tutarlı bir şekilde hesaplar.
Sınırsız ömrü olan arsa için beklenen geri kazanma yöntemi her zaman satıştır. Her bilanço tarihinde yönetimin diğer varlıkları hangi yöntemle geri kazanacağını beklediğini (kullanımla, satışla ya da her ikisinin birleşimiyle) gözden geçirmelidir
Konuyla İlgili Temel Prensipler
Bir işletme vergi alacağını, indirilebilir geçici farkları kullanabileceği vergilendirilebilir gelir olması halinde muhasebeleştirebilir.
Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali zararlardan doğan ertelenmiş vergi alacaklarının muhasebeleştirilmesi için de aynı ilkeler uygulanmaktadır.
Konuyla İlgili Temel Prensipler
Dönem vergisi ve ertelenmiş vergi, verginin aynı veya farklı bir dönemde doğrudan özkaynakta meydana gelen bir işlem veya olaydan kaynaklanması veya bir işletme birleşmesinden kaynaklanması halleri dışında gelir veya gider olarak muhasebeleştirilir.
Konuyla İlgili Temel Prensipler
Vergi oranlarında veya vergi kanunlarında değişiklikler olması;veya ertelenmiş vergi varlığının gözden geçirilerek geri kazanılabilecek tutarın yeniden belirlenmesi; veya varlığın ne şekilde geri kazanılacağına ilişkin beklentinin değişmesi durumunda verginin sonuçları, daha önce gelir veya gider dışında kaydedilmiş olan kalemlerle ilgili değişiklikler hariç olmak üzere, gelir veya gider olarak muhasebeleştirilir.