İNÖNÜ STADYUMU
Dolmabahçe'de bulunan, İstanbul'un ilk modern ve en geniş kapasiteli stadyumu.
1947'de açılışında adı İnönü Stadyumu iken 1952'de Midhatpaşa Stadyumu, 1973' te tekrar İnönü Stadyumu adını almıştır. Halk arasında bulunduğu yerden dolayı Dolmabahçe Stadyumu olarak da bilinir.
istanbul'da futbol karşılaşmaları 1910' lu yıllardan başlayarak 1928'e kadar eski Union Club ve Fenerbahçe Stadyumu'n-daO), 1929-1947 arasında da Fenerbahçe Stadyumu ile Taksim Topçu Kışlası avlusunda yapılan Taksim Stadyumu'nda oynanmaktaydı. İstanbul'da ilk statlar ahşap, tek tribünlü Fenerbahçe ile ilkel görünümlü Beşiktaş'taki Şeref Stadyumu'y-du. Taksim Kışlası'yla birlikte buradaki top sahası da kaldırılınca İstanbul'a büyük ve modern bir stat yapımı önem kazandı.
1939'da İtalya'dan davet edilen ve bu konuda büyük uzmanlığı bulunan Vietti Violi, mimar Fazıl Aysu ve mimar Şinasi
Şahingiray'la birlikte stadyum için seçilen Dolmabahçe Sarayı'nın eski hasahırlarının (Istabl-i Amire) bulunduğu yere uygun bir plan hazırladı. Uygulamada mimar Fazıl Aysu da görev aldı. Stadın temeli 19 Mayıs 1939'da atıldı. Ancak kısa bir süre sonra patlayan II. Dünya Savaşı'nm getirdiği sıkıntılar inşaatı engelledi. Bu nedenle 19 Mayıs 1943 günü yeniden bir temel atma töreni yapıldı ve hafriyat işine girişildi. Hasahırlar esasen harap durumdaydı. Bunlar kolayca ortadan kaldırılıp hafriyat yapılabildi. Ancak arkada bulunan Gazhane tesisleri en büyük problemi teşkil ediyordu. Mimar Vietti Violi'nin çizdiği planın Gazhane'ye bakan kısmına el sürülemedi. Stadın diğer yerleri plana uygun olarak yapıldı. Ancak stadın Dolmabahçe Sarayı'na bakan yüzündeki büyük demir kapısının iki yanındaki duvara gömülecek tunç rölyefler yapılamadığı gibi, yine bu tribünün sahaya bakan yüzündeki iki küçük kulenin üzerine konulması gereken disk ve cirit atan sporcu heykelleri de yapılıp yerlerine konulamadı. Stadın Gazhane'ye bakan kısmı da yüksek bir taş duvarla kaplandı. Stat, 27 Kasım 1947 günü oynanan Beşiktaş-AIK (İsveç) takımları arasındaki futbol maçıyla açıldı. Açılış konuşması İstanbul şehrine bu güzel eseri kazandıran İstanbul Vali ve Belediye Başkanı Dr. Lüt-fi Kırdar tarafından yapıldı.
Dünyaca ünlü İtalyan stadyum mimarı Vietti Violi tarafından yapılan ve o dönemin parasal değeriyle 5.000.000 TL'ye mal olan stat, başlangıçta 16.000 kişilikti. Daha sonra yapılan eklemelerle kapasitesi 38.000 kişiye çıkarılmıştır.
İstanbul'daki milli maçlar için genellikle İnönü Stadyumu tercih edilir. Bugüne kadar futbol maçları dışında Dünya Güreş Şampiyonası, Avrupa Basketbol Şampiyonası, Avrupa Profesyonel Boks Şampiyonluğu maçı, uluslararası binicilik yarışmaları gibi çeşitli sportif etkinliklere de sahne oldu. Ayrıca 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı tören ve gösterileri de burada yapılmaktadır. Yine, son yıllarda ünlü yaban-
d şarkıcı ve topluluklar da burada konserler vermektedirler. 1993'te bir Avrupa kupası final karşılaşması için bu stadyum düşünüldü ise de bazı teknik sorunlar ve eksiklikler nedeniyle bu tür bir faaliyet ileri-ki yıllara ertelenmiştir.
İnönü Stadyumu, A Milli Futbol Takı-mı'nın 1956'daki 3-1'lik Macaristan galibiyeti ile Fenerbahçe'nin 1968'deki 2-1'lik Manchester City galibiyeti gibi Türk futbol tarihinin unutulmaz zaferlerine sahne olmuştur. Ayrıca, Real Madrid (İspanya), İn-ter (İtalya), Bordeaux (Fransa), Ajax ve PSV Eindhoven (Hollanda) gibi, Avrupa' nın güçlü ekipleri de İnönü Stadyumu'nda Türk takımlarıyla karşılaşmışlardır.
Günümüzde burada Beşiktaş Futbol Takımı lig ve kupa maçlarını yapmaktadır. A. SELÇUK SAKAOĞLU
İNŞAAT SEKTÖRÜ Türkiye nüfusunun resmi kayıtlara göre yüzde 13'ünün yaşadığı İstanbul'da inşaat sektörü ekonomik hayatın önemli bir öğesi olarak yerini almaktadır. Kentleşme ve nüfus artış hızına paralel olarak gerek kentsel hizmetler, gerekse konut üretimi ve diğer binaların üretimi büyük artış gösterirken, bu üretimleri gerçekleştirmek i-çin gerekli girdilerin üretim ve dağıtımlarını üstlenen organizasyonlar da İstanbul ve çevresinde toplanmaktadır.
Makroekonomik dengeler konusunda en önemli göstergelerden biri olan inşaat sektörünün gelişimi ülke bütününde olduğu gibi İstanbul'da da ekonomik sorunlardan en kısa zamanda etkilenmekte ve belirsizlik ortamlarında kararsız bir durum ortaya koymaktadır.
İnşaat sektörünün çalışmasında kamu kesiminin rolü çok büyüktür. Üretimin çimento, demir, mazot ve elektrik gibi girdilerinin tümü veya önemli bir kısmı kamu tarafından sağlanmaktadır. Ayrıca üretilen ürünlerin, özellikle yol, su, kanalizasyon gibi altyapı tesislerinin müşterisi kamudur. Böylece özel sektör elinde bulunan inşaat sanayii bir biçimde kamuya bağımlı bulunmaktadır. İstanbul'da da altyapı inşaatlarının başlıca yatırımcısı olarak yerel yönetimler görülmektedir. Bina inşaatlarının yatırımları ise bina türüne bağlı o-larak özel kesim, kamu kesimi ve üçüncü sektör olarak adlandırılan kooperatifler a-rasında dağılmaktadır (bak. Tablo I).
İnşaat sektörünün en önemli iki girdisi malzeme ve işgücüdür. Yapı malzemesi sanayii Türkiye'de son 10 yılda nitelik ve nicelik bakımından önemli ilerlemeler kaydetmiş, toplam yatırımların yüzde 10' una ulaşmıştır. Buna rağmen talep hâlâ üretimin çok üstündedir. Malzeme fiyatlarındaki artış ise genel fiyat artışlarının ü-zerinde oluşmuştur (bak. Tablo II).
DİE verilerine göre, İstanbul'daki yapı malzemesi fiyat artışları ile Türkiye ortalaması Tablo IH'te verilmiştir.
Son yıllarda yapı malzemesi piyasasına ithal mallarının girmesi sonucunda bir yandan çeşit çoğalırken, öte yandan yerli malzemelerde fiyat ve kalite artışı da gözlenmektedir.
Dostları ilə paylaş: |