İSKENDER BABA TEKKESİ
bak. KAYMAKÇI TEKKESİ
İSKENDER ÇELEBİ MESCİDİ
bak. AĞAÇKAKAN MESCİDİ VE SIBYAN MEKTEBİ
İSKENDER PAŞA CAMÜ
Fatih'te Sarıgüzel Caddesi üzerindedir. Bir adı da Terkim Camii'dir.
Banisi olan İskender Paşa'nın aynı tarihlerde yaşamış olan birkaç iskender Pa-şa'dan hangisi olduğu çok kesin değildir. Bazı kanaatlere göre vezir ve Bosna beylerbeyi olan ve 912/1506'da vefat eden İskender Paşa'dır. 911/1505 tarihli vakfiyesinde İskender Paşa Mescidi Mahallesinde olan mescitten ve Galata Mevlevîhane-si(->) ve Etyemez semtindeki Okmeydanı'n-dan bahsedilmektedir. Vakfiyede aynı zamanda Vize'ye bağlı Çakallu Köyü'nde bir mescidi daha olduğu kayıtlıdır. İstanbul'daki cami ve zaviyesine Vize'de çiftlik ve köyler, İstanbul'da 21 hücreli bir kervansaray, dükkânlar, evler ve bahçeler vak-fedilmiştir.
Cami 1756, 1887, 1945 ve 1956 tarihlerinde çeşitli tamirler geçirmiştir. İskender Paşa Camii, iki kapılı bir avlu içindedir. Sağ taraftaki avlu kapısına merdivenle ulaşılmaktadır. Tamamen kesme taştan ve kubbeli olarak yapılmış caminin iç ölçüleri 10,95x10,90 m'dir. Duvar kalınlığı 1,45 m, son cemaat yeri 4,25 m derinliğin-dedir. Minaresi sağda yer alır, giriş kapısı ise dışarıdandır. Son cemaat yeri 4 sütun üzerinde ve sağ ve sol bölümleri kubbe ile, ortası ise yıldız biçiminde tonozla örtülüdür, Cümle kapısı sade silmeli, üstü mu-kamaslıdır. Kapı kemeri makaralı geçme ile siyah ve pembe mermerden yapılmıştır. Üzerindeki kitabe yerinde boya ile yazılmış bir ayet ve 1170/1756 tarihi vardır. Caminin inşa tarihini belli eden bir başka kitabe yoktur. İç hacimdeki kubbe köşelikleri pandantiftir (aslangöğsü). Son ce-
maat duvarında 2 alt ve 2 üst, diğer duvarlarda da aynı biçimde 2 alt, 2 üst pencere mevcuttur. On iki kenarlı kubbe kas-na»ında 4 adet pencere vardır. Caminin mihrabı küfeki taşından olup mukarnaslı-dır Ahşap minberi ise yenidir. Kesme taştan olan minaresinin kübü kare, pabuç kıs-mı oldukça yüksek, gövdesi çok kenarlıdır. Eski olan şerefe stalaktitlidir, petek ve külahı son asırda yenilenmiştir. Caminin avlusunda olan ve karşısına isabet e-den medrese odaları ve avlu ortasındaki şadırvan yenidir.
Bibi Ayvansarayî, Hadîka, I, 88; Barkan-Ay-
verdi Tahrir Defteri; 222; M. T. Gökbilgin, XV-
XVI. 'Asırlarda Edirne ve Paşa Livası, İst., 1952,
s 432-433; Öz, İstanbul Camileri, II, 40; S, Eyi-
ce "İstanbul Minareleri", Türk Sanatı Tarihi
Arattırmaları ve incelemeleri, I (1963), s. 43-
44- (Konyalı), Abideler, 50-52; Yüksel, Bâye-
zid-Yavuz,251. L AYDIN
İSKENDER PAŞA KÜLLİYESİ
Beykoz îlçesi'nde, Kanlıca'da, iskelenin ö-nündeki küçük meydanda yer almaktadır.
Başlangıçta cami, türbe, medrese ve hamam bölümlerinden oluşan bu külliye I. Süleyman (Kanuni) ve II. Selim dönemlerinin devlet ricalinden, "Magosa Fatihi" olarak tanınan Gazi İskender Paşa (ö. 1570) tarafından yaptırılmıştır. Caminin harim kapısı üzerindeki kitabede görülen 967/ 1559-60 tarihi külliyenin tamamlanma tarihi olarak kabul edilebilir. Yapıların taşanını Mimar Sinan'a aittir. Sinan'ın eserlerinin dökümünü veren tezkirelerde, caminin, türbenin ve hamamın yamsıra medresenin de adı geçer. Ancak caminin çevresinde, zamanında bir medresenin bulunduğuna dair herhangi bir ipucu ele geçmediği gibi, mimari özelliklerinden cami ile çağdaş olduğu anlaşılan, 19. yy'ın sonlarında tadil edilerek iptidai mektebe (ilkokula), 1940'larda bir daha tadilat görerek karakola dönüştürülen sıbyan mektebinin varlığı, tezkirelerde bu yapının medrese adı altında zikredilmiş olabileceği şüphesini uyandırmaktadır.
Zaman içinde çeşitli onarımlar geçiren bu yapı topluluğu 19. yy' da birtakım ek binalarla donatılmış, Tanzimat dönemi ricalinden M. Sadık Rıfat Paşa (ö. 1857) türbeye bitişik bir muvakkithane inşa ettirmiş, aşağı yukarı aynı yıllarda caminin doğu yönüne, zemin katı kahvehane olarak kullanılan fevkani bir mektep yaptırılmıştır. 1925'te Üsküdar'ı Beykoz'a bağlayan yolun genişletilmesi amacıyla, Kanlıca'nın çekirdeğini teşkil eden bu küçük külliye önemli ölçüde tahrip edilmiş, 19l6'da bir yangın geçirerek harap düşmüş olan hamam, ayrıca camiyi üç yönden kuşatan ha-zire, çevre duvarları, üç adet avlu kapısı, fevkani mektep, caminin mihrap duvarının arkasında yer alan ahşap imam meşrutası ile yanındaki aşhane (imaret) ortadan kaldırılmış, bu arada, camiyi kuşatan ve nazireleri gölgelendiren asırlık ağaçların da bir kısmı kesilmiştir.
Cami: Sinan'ın çatılı camilerinden olan yapı, her ikisi de enine dikdörtgen planlı, kagir duvarlı bir harim ile ahşap duvar-
İskender Paşa Külliyesi'nde caminin ön cephesinden bir görünüm.
Kadir Ahtay/Onyx, 1994
larla kuşatılmış bir son cemaat yerinden meydana gelir. Son cemaat yerinin aslında, ahşap direklerle taşınan bir sundurma şeklinde tasarlandığı, bu niteliğe sahip yapıların büyük çoğunluğunda olduğu gibi, sonradan ahşap duvarlarla kapatıldığı ve içine bir kat ilave edildiği anlaşılmaktadır. Sonuçta iki katlı bir ahşap mesken görünümü kazanmış olan son cemaat yerinin yan cepheleri sağır bırakılmış, kuzey cephesinin eksenine caminin girişi yerleştirilmiş, söz konusu cephe iki sıra halinde dikdörtgen pencerelerle donatılmıştır. Harim girişinin basık kemeri üzerine, 967 tarihli Arapça manzum kitabe kon-
İskender Paşa Küllivesi'nin kütüphane ve türbesinin dış cephesinden bir görünüm. Kadir Aktay/Onyx, 1994
Dostları ilə paylaş: |