Atatürk Hava limanı
Cumhuriyet Gazetesi Arşivi, 1986
Havacılık
Müzesi'nin
bahçesinde
sergilenen
Türk Hava
Kuvvetleri'ne
ait çeşitli
uçaklar.
Araş Neftçi, 1994
- ' - •'-'•'" V-V'Tf^rC *=: - "•"" : "-"": --^-'V.-i, .:"...=s.--s.---"s>'- %•:-- -^.:v.;":-—"-'--™:'- •'•^,'-~-'•'"'•!" - ~ -.-•-s2s^£î"i?sî^MMB8S!İ
•W.
m
HAVARİYUN KİLİSESİ
24
25
HAYDAR PAŞA MEDRESESİ
ölümünden sonra gömülmesi için bir kilise yaptırmak istemiş ve surların içinde kentin en önemli tepelerinden birini seçmişti. (Kilise bugünkü Fatih Camii gibi şehre hâkimdi.) Burası imparatorluk sarayından uzak olup, eski bir Roma geleneği o-lan sur dışına gömülme anlayışına ters düşüyordu (bak. mezarlıklar).
On İki Havari'ye adanmış olan (Ayii Apostolii) kilisenin en iyi anlatımını tarihçi Eusebios (yak. 265-340) yapar. Yazarın İmparator Constantinus'un hayatını anlatan eserinde ( Vita Constantini) bina ile ilgili birçok bilgi bulmak mümkündür. Bundan anlaşılacağı üzere kilise geniş bir avlunun ortasında yer almaktaydı. Sütun-lu revaklarla çevrili bu avlunun etrafında hamamlar, nöbetçi binaları, eksedralar ve imparatorluk daireleri yer almaktaydı. Birçok araştırmacı, kilisenin haçvari bir plana sahip olduğu konusunda hemfikirdir.
Nazianzoslu (Niğde-Bekârlar) Aziz Gre-gorius, yazdığı iki şiirinde haçvari bir binadan söz eder. Kilisenin planı, daha sonra yapılmış ve muhtemelen ondan esinlenilmiş başka binalarda da görülür: Milano-Havariyun Kilisesi (4. yy), Antakya-Aziz Babila (4. yy) ve Gerasa (Ürdün)-Havari-yun Kilisesi (5. yy). Kilisenin sahip olduğu haç plandaki kolların neflere bölünüp bö-lünmediği hakkında pek bilgimiz yok, fakat Eusebios'un anlattıklarına göre bina anlatılamayacak yükseklikte olup çatısı bronz kaplıydı. Kilisenin iç duvarları renkli mermer levhalarla, tavanı ise altın yaldızlı kasalarla süslenmişti. İmparator Constan-tinus kiliseyi kendisinin ölümünden sonra içine gömülmesi amacıyla inşa ettirmişti. Bundan dolayı imparatorun ölüm tarihi olan 337'de binanın bitmiş olduğu düşünülmektedir. İmparatorun kilisenin içine mi yoksa ayrı bir mozoleye mi gömüldüğünü tam olarak saptayamıyoruz.
Bazı araştırmacılar kilisenin Constanti-
Havariyun Küisesi'nin planı.
SoterionArch. Del, 7/1921-22, s. 211
us tarafından inşa ettirildiğini ve binanın içine Constantius'un gömüldüğünü savunmaktadırlar (R. Krauthaimer ve G. Dag-ron). Bir başka grup ise (C. Mango) Constantinus'un kendisine sadece bir mozole yaptırdığını, oğlu Constantius'un kiliseyi daha sonra eklettirdiğini öne sürmektedir. Vita Constantini'de anlatıldığı üzere binanın ortasında On İki Havari'yi temsil eden mezar payeleri yer almaktaydı. Bunların ortasında imparator kendisi için bir mezar hazırlatmış ve ölümünden sonra üzerinde ayin yapılmasını vasiyet etmişti. On İki Havari arasında imparator kendini Isa ile özdeşleştirmek istiyordu. Böylece bir kilise-mozole olan Havari-yun'da imparatorluk, Hıristiyanlık ve şe-hit-aziz kültleri birbirine karışıyordu.
I. Constantinus'un bu vasiyeti dindar kesimi rahatsız etmiş olacak ki, cenazesi 359'da Ayios Akakios Kilisesi'ne geçici o-larak nakledildi. 356-357'de kiliseye Havari Andreas, Aziz Luka ve Aziz Timotheus' un rölikleri törenle yerleştirildi. Muhtemelen bu sıralarda Constantius babası için kilisenin bitişiğine bir mozole yaptırdı.
9 Nisan 370'te kilise yeniden törenle a-çıldı. 27 Ocak 438'de sürgünde ölen Aziz İoannes Hrisostomos'un rölikleri Hava-riyun Kilisesi'ne nakledildi. Muhtemelen daha sonraları harap olmuş kiliseyi İmparator I. İustinianos (hd 527-565) yeniden yaptırdı. Yine haç şeklinde yapılan bina 550'de bitti. Bu kilisenin batı kanadı bir önceki kiliseninkinden daha uzundu. Bu plan yine aynı imparator tarafından yapılmış olan Efes Aziz îoannes Kilisesi'nde tekrarlandı. İustinianos kiliseye ikinci bir mozole eklettirdi. Her iki mozole 1028'e kadar Bizans imparatorlarının gömülme yeri olarak kullanıldı. Daha sonraları kilise ve ek binalarına bazı patrik ve piskoposlar gömülmüşlerdir.
Yine kaynaklardan öğrendiğimize göre tasvirkırıcı dönemden sonra kilise, îm-
parator I. Basileios (hd 867-886) tarafından restore edildi. Aynı imparator kiliseyi mozaiklerle süsledi. Bu süslemeleri bize en iyi şekilde tarihçi Rodoslu Konstantinos 940'ta anlatır.
Kilise çeşitli dönemlerde tamir görmeye devam etti; 12. yy'da mozaikler kısmen yemden yapıldı. Kilisenin 12. yy'daki durumunu bize en iyi gösteren bina Venedik'teki St. Marco Katedrali'dir; bu kilise de İstanbul Havariyun'undan esinlenilerek uzun bir dönem içinde yapılmıştır.
1204'te Latin işgali sırasında kilise Batılı rahiplerin denetimine verilmiştir. Tarihçi Nikeatas Honiates'in anlattıklarına göre Haçlılar kiliseyi ve imparator mezarlarını yağma etmişler ve içlerinde buldukları tüm kıymetli eşyaları almışlardır. Bunların yanında Latinler kilisede bulunan rölikle-rin (kutsal emanet) bir kısmını Batı'ya götürmüşlerdir.
Tüm bunlara rağmen 14. yy'm sonu ile 15. yy'ın ilk yarısında İstanbul'a gelen Rus gezginler kilisede bulunan birçok kutsal rölikten bahsederler. Yine tarihi kaynaklara göre, 1328'deki depremde kilisenin önündeki Başmelek Mikael heykeli yıkılmıştır. Belki de bu ve bunun gibi diğer depremler ve bakımsızlık, kiliseyi oldukça harap bırakmıştır. 15. yy'ın ilk yarısında İstanbul'a gelen İtalyan Cristoforo Buon-delmonti(-t) kilisenin yıkık bir durumda olduğunu yazar.
1453'te İstanbul'u alan Fatih, kiliseyi Patrik II. Gennadios Skolarios'a patrikhane olarak kullanılmak üzere vermiştir. Bina harap durumda olduğu için patrik, 1455'te Teotokos Pammakaristos (Fethiye Camii) Kilisesi'ne taşınır.
Bizans döneminde binada bazı önemli konsiller toplanmış (II. ve VII.) ve toplantılar yapılmıştı. Kilisede kutlanan bayramlar ise oldukça fazlaydı. Bina şehrin en önemli caddesi olan Mese'ye(-0 yakın olduğundan imparatorlar paskalya gibi bazı yortularda Büyük Saray'dan yola çıkıp forumları geçerek resmi törenle Havari-yun'a ulaşırlardı.
Bibi. Constantin le Rhodien, Description deş Oeuvres d'art et de l'eglise deş Saints-Apötres de Constantinople, Paris, 1896; A. Heisenberg, Grebeskirche und Apostelkirche, II, Leipzig, 1908; K. Wulzinger, Apostelkirche und Meh-mediye zu Konstantinopel, Byzantion, VII, 1932, s. 7-39; A. Grabar, Martyrium, Recherc-hes sur le Culte deş Reliques et l'art Chretien Antique, Paris, 1946, s. 227-234; G. Downey, The Builder of the Original Church of the Apostles at Constantinople, 6/1951, s. 51-80; G. Bovini, "Le Tombe Degli İmperatori d'orien-te Dei Secoli IV, V, VI", Corsi di Cultura Sull'arte Ravennate e Bizantina, IX, 1962, s. 155-179; R. Krautheimer, A Note onjustiniaris Church of the Holy Apostles in Constantinople, Melanges E. Tisserant (Studi e Testi 232), Vatikan, 1964, II, s. 265-270; G. Dragon, Naissan-ce d'une Capitale, Constantinople et ses ins-titutions de 330 â 451, Paris, 1974; Müller-Wiener, Bildlexikon, 465; R. Krautheimer, Three Christian Capitals. Topography and Po-litics, Kaliforniya, 1983; C. Mango, "Le Deve-loppement Urbain de Constantinople (JVe-VI-le siecles)", Travaux etMemories du centrede Recherche d'histoire et Civilisation de Byzan-ce. Monograpbies 2, Paris, 1990, s. 27-35.
ASNU BİLBAN YALÇIN
Dostları ilə paylaş: |