Kara Davud Paşa Camii
Tahsin Aydoğmuş
ligi 14,50 m, genişliği 23,50 m, duvar kalınlığı ise l m kadardır. Çok sade bir giriş kapısı, altta on beş, üstte ikisi yuvarlak on iki penceresi vardır. Mihrap yeni Kütahya çinileri ile kaplıdır. Ahşaptan, yeni fakat güzel bir minberi vardır.
Bibi. Barkan-Ayverdi, Tahrir Deften, 243; Ay-vansarayî, Hadîka, II, 205; Osman Bey, Mecmua-i Cevâmi, II, 62-63, no. 173; Raif, Mir'at, 106; Öz, istanbul Camileri, II, 19; Konyalı, Üsküdar Tarihi, I, 137-139; Yüksel, Bâyezid-Yavuz, 269-271.
1. AYDIN YÜKSEL
KARA KETHÜDA CAMÜ
bak. BÜYÜKDERE CAMİİ
KARAABAII TEKKESİ
Beyoğlu îlçesi'nde, Dolmabahçe'de, Ömer Avni Mahallesinde, Dolmabahçe Camii'nin karşısındaki Emin Ağa Sebili'nin üstündeki sette, Karaabalı Sokağı'nda yer almaktaydı.
Karaabalı Tekkesi'nin güney (cadde) cephesi.
Vakıflar Arşivi
Kaynaklarda çeşitli adlarla (Abaî, Attar-zade, Attar Mustafa Efendi, Çakır Dede, Çakır Baba, Karaabalı) anılan bu tekke 1000/1688'den önce, tespit edilemeyen bir tarihte Çakır Dede adındaki bir hayır sahibinin inşa ettirdiği mescide 18. yy'ın ikinci yarısında Nakşibendî ve Halveö-Sünbü-lî tarikatlarına mensup olan Attarzade Şeyh Mustafa Efendi (ö. 1790) tarafından tevhid-hane ilave edilmesi ve burada ayin icra e-dilmeye başlanması sonucunda kurulmuştur. Tekkenin tesis edildiği dönemde civarında "Karaabalı" veya "Karabali" olarak adlandırılan bir bahçenin bulunduğu bilinmekte, bu adın tekkeye de verildiği anlaşılmaktadır.
Çakır Dede'nin inşa ettirdiği, "Dolmabahçe Mescidi" adıyla da anılan yapı zamanla harap düşmüş, III. Ahmed döneminde (1703-1730) Tersane Emini Hacı Hüseyin Ağa (ö. 1753) tarafından fevkani olarak ihya edilmiş, ayrıca bir minber eklenmek suretiyle camiye dönüştürülmüştür. Beşiktaş'taki Neccarzade Tekkesi'nin(~») şeyhi Mustafa Rızaeddin Efendi'nin halifesi, aynı zamanda Güzelce Kasım Paşa Camii'n-de(->) cuma vaizi olan Attarzade Şeyh Mustafa Efendi bu fevkani mescidin altına bir tevhidhane ilave etmiş, burada cuma geceleri ve salı günleri öğle namazından sonra Halveü-Sünbülî ve Nakşibendî ayinleri icra etmeye başlamış, vefatında mes-cit-tekkenin içindeki türbeye gömülmüş, daha sonra oğlu ile kızı da babalarının yanında toprağa verilmiştir.
Attarzade Şeyh Mustafa Efendi'nin ölümünden 2 yıl sonra 1207/1792'de Şeyh Ta-hir Efendi adında bir kişinin bu mescit-tekkeye tekrar meşihat koydurduğu ve 1224/1809'da bir vakfiye düzenlediği, bu sırada yapının da tamamen yenilendiği, tevhidhane, türbe ve diğer bölümlerden o-luşan bir tekkenin inşa ettirildiği tespit e-dilmektedir. Şeyh Tahir Efendi vakfın tevliyeti ile tekkenin meşihatını neslinden gelenlere şart koşmuştur. Ancak tekkenin kuruluşundan beri mevcut olan iki tarikata birden bağlı olma özelliğinin bu tarihten
sonra da sürdürüldüğü, biri Sünbülîliğe, diğeri Nakşibendîliğe mensup iki şeyhin aynı anda burada faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Nitekim 1249/1834'te, II. Mah-mud'un (hd 1808-1839) kızlarından Saliha Sultan'ın düğününe davet edilen tekke şeyhlerinin dökümünde Karaabalı Tekkesi iki ayrı adla (Attarzade ve Çakır Baba) zikredilmekte ve biri Sünbülî, diğeri Nakşibendî olan iki şeyhin (Şükrullah Efendi ile Abdüşşekûr Efendi) adlan verilmektedir. Karaabalı Tekkesi 19. yy'da önce II. Mah-mud tarafından 1254/1838'de, sonra II. Ab-dülhamid (hd 1876-1909) tarafından 1876-1896 arasında yeniden inşa ettirilmiş, 1958' de, çevresinin düzenlenmesi sırasında yıktırılarak tarihe karışmıştır.
Karaabalı Tekkesi, İstanbul'da az sayıda rastlanan çift tarikatlı tekkelerdendir. Başlangıçta cuma geceleri ve salı günleri ayin icra edilirken 19. yy'ın ikinci çeyreğinden itibaren ayin günü olarak çarşambanın seçildiği anlaşılmakta, 20. yy'ın başlarında Maliye Nezareti'nden günde l okka 200 dirhem et tahsisatı olduğu tespit edilmektedir.
Son olarak II. Abdülhamid döneminde yenilenen ve bu dönemin eklektik zevkim yansıtan tekkenin tevhidhanesi, türbesi ve selamlığı iki katlı ahşap bir binanın içinde toplanmış, zemin katın orta kesimi tevhidhane, bunun önüne (kuzeyine) kapalı son cemaat yeri niteliğinde bir giriş bölümü, kıble yönüne de türbe yerleştirilmiştir. Yuvarlak kemerli geniş pencerelerin aydınlattığı türbe ile tevhidhaneyi ayıran
19. yy'ın
başında
Melling'in
deseninde
Karaağaç ğH Sahilsarayı ve Bahçesi. »s,,,, Melling, Voyage '--—-
Ara Güler fotoğraf arşivi
Mecmuası, S. 8 (Ağustos 1977), s. 10-18; ay, "Beşiktaş'tan Ortaköy'e", ae, S. 10 (Ekim 1977), s. 60-67; H. K. Yılmaz, Aztz Mahmud Hüdâyîve Celvetiyye Tarikatı, İst., 1982, s. 291-292; B. Turnalı-E. Yücel, "istanbul'daki Bazı Tekkelerin Yerlerine Dair Bir Araştırma", VD, XVIII, 153-156.
M. BAHA TANMAN
Dostları ilə paylaş: |