Ünden bugüN



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə449/877
tarix09.01.2022
ölçüsü8,87 Mb.
#93648
1   ...   445   446   447   448   449   450   451   452   ...   877
İSVEÇ ELÇİLİĞİ BİNASI

istanbul'daki en eski elçilik binalarından olup İstiklal Caddesi üzerinde Şahkulu Bostanı Sokağı'nın köşesinde yer alır; aynı zamanda isveç Krallığı'nın da yurtdışındaki en eski binasıdır.

isveç'in ticari amaçlarla Akdeniz'e gönderdiği iki temsilci istanbul'a gelip sadrazam tarafından kabul edildikten l yıl sonra, 1735'te, İsveç maslahatgüzarı sıfatıyla Osmanlı başkentine atandılar, iki ülke a-rasında 1737'de imzalanan ticaret antlaşması, diğer Avrupalı misyonlar gibi İsveçlilere de dinsel faaliyet için tam serbesti tanıyınca isveç temsilcileri, İstanbul'da bir Protestan kilisesi yaptırmak ve kentteki Protestan esirleri serbest bıraktırmak için ülkelerinden fon talep ettiler, çünkü Avrupa'nın Protestan Germen devletleri tarafından gönderilen kurtarmalık paralar Katolik rahiplerce Katolik esirleri kurtarmak için kullanılıyor, Protestan esirler içinse ancak Katolik olmaları koşuluyla kurtarmalık ödeniyordu. Böylece isveçliler, hem Protestan kilisesi açmak, hem de Protestan e-sirlere yardımcı olmak suretiyle istanbul' da bir anlamda Protestanlığın ilk öncüleri arasına giriyorlardı. Bu talebi karşılamak için, isveç Parlamentosu 1740 ve 1741 yılları için ek bir kilise vergisi öngördü, ama toplanan vergüer ancak 1753' te istanbul'a gönderildi ve o zamanki isveç misyonunun başı olan Güstav Celsing 1757'de Jean Lisle adlı bir ingiliz tüccarının Pera'daki emlakini satın aldı. Dinsel amaçlı bir vergiyle oluşturulan fonlarla alınan diplomatik misyon binasının ilk biçimi ve ilk sahibi bugün bilinmiyor. Bina, ikinci sahibi olan Osmanlı hariciyesinin önde gelen tercümanlarından Alexandre Ghi-ka adlı bir Arnavutun gözden düşüp, kellesini yitirmesinden sonra birkaç Avrupalı sahip değiştirmiş ve ana bölümü yaptıracak olan İngiliz tüccara geçmişti.

Binaya, o zamanın istanbul'unda en geçerli Avrupa dili olan Fransızcayla Palais de Suede (isveç Sarayı) adı verildi. O günden günümüze kalmış amatörce çizimlere bakılırsa, binanın dışı, pilastr ve süs panolarıyla barok üsluptaydı, fakat içinde abartılı süslemeleriyle rokoko ve İslam karışımı bir hava hâkimdi. Bununla birlikte, genel olarak bina o dönemde Boğaziçi kıyılarında yapılan ve çoğu bugüne değin korunmuş olan yalıları andırıyordu, çağdaşları arasında en çok da Safvet Paşa Yalısı' na benziyordu.

Satın alındıktan sonra tadilat, genişletme ve onarım gören bina, yanlarda kanatları bulunan bir ana gövde ile, bahçeye girişin sağ tarafındaki küçük bir köşkten oluşuyordu. Cepheden bakıldığında giriş katı ile üstündeki kattan oluşuyormuş gibi gözüken yapı, dik eğimli bir yokuşun üzerinde bulunduğundan, giriş katı altında zemin ve bodrum kadarıyla birlikte, denize bakan arka cephesinde dört kadı idi. Girişte, o zamanki islam mimarisine uygun olarak ve aynı mimariden etkilenmiş Venedik yapılarına da benzer şekilde uzunlamasına bir orta salon vardı. Salonun bir köşesi ayin için düzenlenerek kilise haline getirilmiş, sütunlar ve duvarlara pilastr-lar, ayrıca ibadet sıraları arasında geçitler bırakılmıştı, ihtiyaç halinde salonun tamamı ibadet için kullanılmaktaydı.

1780'lerde binada değişiklikler yapıldı, giriş salonundan üst kata çıkan sade mer-

J s

1818 yangını sonrası onarılan isveç Sarayı'm gösteren suluboya çizim. Cengiz Kahraman arşivi



diven kaldırılarak, saraylardaki gibi iki çift yanlı anıtsal görünümlü merdiven yapıldı, böylece diplomatik misyona ve büyükelçiye ait olan idari amaçlı üst kat ile altındaki ruhani amaçlı salonun ilişkisi kesildi, üst kattaki odalarda da tadilat yapılarak köşedeki odaya bir süit eklendi, ortadaki kabul salonu, aynı zamanda tiyatro temsillerine de elverecek şekilde düzenlendi.

Sözünü ettiğimiz bina 1818 paskalya kutlamaları sırasında yandı, elçilik mecburen bahçedeki köşke taşındı ve zamanın ünlü mimarı Paverata'ya yeni bir binanın projelerini yapması için talimat verildi. Ancak mimarın yaptığı projeler Stockholm tarafından reddedildi. Bunun üzerine köşkün genişletilmesi ve ihtiyaca uygun hale getirilmesi ile yetinildi. O dönemden kalma bazı suluboya çizimlerden köşkün içinin, Kandilli'deki Kont Ostrorog Yalı-sı'nın(-0 içini andırdığı görülmektedir. Geçen zaman içinde İsveç-Osmanlı ilişkileri önemsizleşmiş, uzunca bir dönem (1831-1858) İstanbul'daki misyon şefliği Antonio Testa adlı İtalyan asıllı eski bir tercümana kalmıştı (bugün istiklal Cadde-si'ndeki Korsan Çıkmazı eskiden Testa ailesinin adını taşımaktaydı). Aynca bina, bu dönemde isveç ve Norveç'in birleşmesi sonucu isveç ve Norveç Birleşik Krallığı' nın diplomatik misyonuna ait olmuştu. Misyon 1858'de, kısa süre sonra Norveç başbakanlığına atanacak olan Georg Sib-bern'in yönetimine verildi. Bu diplomat misyon binasında değişiklik ve genişletme çalışmalarını yeniden başlattı. Sibbern aynı zamanda bir Protestan şapelinin yapımına da girişti ve ibadethane kısa zamanda hizmete açıldı. Isveç-Norveç misyonu 1860'larda yeni bir elçilik binasının ve Grand Rue de Pera üzerinde sürekli gelir getirecek sekiz dükkânın yapımı için Avusturyalı mimar müteahhit Pulgher'e sipariş verdi. Misyon 1870'te yeni binasına taşındı. Bu bina giriş katı ile üzerinde yükselen bir üst kattan ve deniz tarafından görülen bir zemin katından ibaretti. Yanan




Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   445   446   447   448   449   450   451   452   ...   877




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin