Bibi. J. De Kay, Sketches of Turkey, 1831-1832, New York, 1833; Tarib-i Lutft, II; Meh-med Esad Efendi, Mirat-ı Mühendishane-i Berri-i Hümayun, ist., 1312; A. Galante, His-toire desjuifs de Turquie, V, ist., ty; E. Ihsa-noğlu, Başhoca Ishak Efendi (Türkiye'de Modern Bilimin Öncüsü), Ankara, 1989; E. îhsanoğlu, "Başhoca Ishak Efendi: Pioneer of Modern Science in Turkey", Decision Making and Change in the Ottoman Empire, (yay. Ca-esar E. Farah, The Thomas Jefferson Univer-sity), USA, 1993, s. 157-168.
EKMELEDDİN İHSANOĞLU
İSHAK KARAMANI TEKKESİ
bak. KORUK TEKKESÎ
İshak Paşa Camii
Cengiz Kahraman, 1994
İSHAK PAŞA CAMİİ
Eminönü llçesi'nde, Cankurtaran Mahallesi'nde, Bâb-ı Hümayun'dan Ahırkapı Mey-danı'na doğru inen Ishak Paşa Caddesi ü-zerinde yer almaktadır.
II. Mehmed (Fatih) (1451-1481) ve II. Bayezid (1481-1512) dönemlerinin devlet ricalinden Sadrazam Ishak Paşa (ö. 1487) tarafından, yanındaki hamamla ve günümüze ulaşamamış olan mekteple birlikte inşa ettirilmiştir, îshak Paşa'nın istanbul' daki bu eserlerinden başka, doğum yeri olması muhtemel görünen inegöl'de bir külliyesi, ayrıca Bursa, Kütahya, Ankara, Selanik ve Köstendil'de birçok hayratı bulunmaktadır. Son şeklini 891/1486'da alan vakfiyesinin birden fazla aşamada kaleme aldığı, inegöl'deki külliyenin kısmen 8737 1468-69'da tamamlanmış olduğu anlaşılmaktadır. Vakfiyede "mescit" olarak zikredilen, sonradan minber ilavesiyle camiye dönüştürüldüğü anlaşılan istanbul'daki bu yapı da II. Mehmed (Fatih) dönemine veya II. Bayezid döneminin başlarına ait olmalıdır.
Caminin girişi üzerinde, yan yana yer alan üç adet kitabe, yapının 1116/1704'te mütevelli Mehmed Ağa, 1144/1731-32'de Bağdatlı Yahya Ağa, 1226/1811'de de III. Selim'in üçüncü kadını (1855'te vefat e-den Tab'ısafa Kadın olacak) tarafından tamir ettirildiğini belgelemektedir. 1918'de Cankurtaran semtim baştan başa harap e-den yangında Ishak Paşa Camii ile hamamı da büyük ölçüde hasar görmüş, cami 1951'de onarılmış, daha sonra da elden geçirilmiştir.
Cami, kare planlı (8,60x8,60 m) ve kubbeli bir harim ile kare planlı ve kubbeli i-ki birimden oluşan bir son cemaat yerinden meydana gelmektedir. Harimin kuzey duvarındaki izlerden, son onarımda ihya edilmemiş olan son cemaat yerinde kubbelerin yuvarlak kemerlere oturduğu anlaşılır. Harimin girişi kuzey cephesinin soluna (doğu kesimine) kaydırılmış, aynı cephede yer alan iki pencerenin arasına, yapının ekseninde bulunmayan küçük bir son cemaat yeri mihrabı yerleştirilmiştir. Moloz taşlarla örülmüş olan cephelerde, iki sıra halinde düzenlenmiş dörder pencere vardır. Alttaki pencerelerin dikdört-
gen açıklıkları mermer sövelerle kuşatılmış, topuzlu demir parmaklıklarla donatılmış ve tuğla örgülü sivri hafifletme kemerleri ile taçlandırılmıştır. Kurşun kaplı kubbe içeriden pandantiflere, dışandan sekizgen prizma biçiminde, sağır bir kasnağa oturur. Beden duvarlarının ve kasnağın saçakları testere dişi silmelerle oluşturulmuştur.
Harimin kuzeybatı köşesinde yer alan minare, kesme küfeki taşı ile örülmüş, yarım sekizgen biçiminde bir kaide üzerine oturur. Silindir biçimindeki, tuğla örgülü gövdesinde küfeki taşından iki adet bilezik dikkati çeker.
BibL Barkan-Ayverdi, Tahrir Defteri, 5, no. 27; Ayvansarayî, Hadîka, I, 26; Osman Bey, Mec-mua-i Cevâmi, I, 4-5, no. 17; V. Tamer, "Fatih Devri Ricalinden İshak Paşa'nm Vakfiyeleri ve Vakıfları", VD, IV, 107 vd; Öz, istanbul Camileri, I, 77; Ayverdi, Fatih IH, 293, 425-426; Eminönü Camileri, 97-98.
M. BAHA TANMAN
İSHAK PAŞA HAMAMI
Eminönü llçesi'nde, Cankurtaran Mahallesi'nde, Ishak Paşa Camii'nin batısında yer almaktadır.
Cami ile beraber II. Mehmed (Fatih) döneminde (1451-1481) veya II. Bayezid döneminin (1481-1512) ilk yıllarında inşa e-dilnıiş olan hamam günümüzde ardiye ve imalathane olarak kullanılmaktadır. Sıcaklığın ve ılıklığın bazı kesimleri yıkılmış, geriye kalan ve çok harap durumda bulunan kesimler de sonradan açılan kapılarla özgün tasarımlarım belirli ölçüde yitirmiştir.
Tek hamam olarak tasarlanan yapının duvarları kaba yontulu küfeki taşı ile, üst yapısını oluşturan kubbe ve tonozlar ise tuğla ile örülmüştür. Kare planlı (ll,50x 11,50 m) soğukluk kubbe ile örtülmüş, kubbeye geçiş, prizmatik üçgenlerin dol-guladığı tromplarla sağlanmıştır. Giriş cephesi ile bunun solunda yer alan cephede, soğukluğu aydınlatan, üç sıra halinde düzenlenmiş pencereler görülür. Sıcaklıkta Türk hamam mimarisinin en eski ve en yaygın şeması olan dört eyvanlı plan uygulanmış, kare planlı ve kubbeli köşe halvetlerinden biri ılıklık olarak değerlendirilmiştir. Köşeleri pahlanmış kare planlı
İSİDOROS
198
199
İSKELELER
Miletoslu îsidoros ve Tralles'li Antemios'un büyük eseri Ayasofya. Tahsin Aydoğmuş
İshak Paşa Hamamı
Tahsin Aydoğmuş, 1992
ve kubbeli merkezi birim göbektaşını barındırır. Dört yönde bunu kuşatan eyvanlardan ikisi dilimli yarım kubbelerle, ikisi de yıldız tonozlarla örtülüdür. Köşe halvetlerine pahlı köşelerden geçiş sağlanmıştır. Ilıklık bölümüne açılan helanın varlığı temel izlerinden tespit edilebilmektedir.
Bibi. Glück, Bâder, 66-69; Ayverdi, Fatih III, 426-427.
M. BAHA TANMAN
İSİDOROS
(Mesembria [Nesebar], Bulgaristan, 1380'e doğru-Roma, 27Nisan 1453) Din adamı.
Gençliğinde Konstantinopolis'teki Ayi-os Dimitrios Manastırı'nda papaz olan Isidoros, 1434'te llliria başpiskoposu yardımcısı sıfatıyla, Ortodoks ve Katolik kiliselerinin birleşmesini görüşen Basel Kongre-si'ne katıldı ve bu birliğin savunucusu olarak 1437'de Kiev metropoliti ve tüm Rusya'nın patriği seçildi. Ertesi yıl İtalya'ya giderek Floransa Konsili'ne katıldı ve iki kilisenin birleşmesi için büyük çabalar harcadı. Floransa'ya gelen Bizans imparatoru VIII. loannes Paleologos'un(-») da katkısıyla bu birlik onaylandıktan sonra Isidoros Kiev ve oradan Moskova'ya giderek kiliseler birliği kararını Kremlin Katedra-li'nde okudu. Ancak Rus rahiplerinin tepkisi karşısında Grandük II. Vassili kararı reddedip Isidoros'u bir manastıra hapsetti. Oradan kaçabilen metropolit, Roma'ya döndü ve bu defa Papa IV. Eugenius tarafından kiliseler birliğim sağlamak üzere Konstantinopolis'e gönderildi. Burada da başarı sağlayamayan Isidoros 1452'de, bu defa yaklaşan Türk tehlikesi karşısında yeniden Bizans başkentine geldi. Kentin alınışında esir düştü ve fidye karşılığında Ga-latalılara teslim edildi.
Oradan Roma'ya yazdığı mektup istanbul'un fethini anlatmakla birlikte, propaganda mahiyetinde olduğu ve Avrupa'da Türklere karşı bir tepki oluşturmayı amaç-
ladığı için olaylardan çok yakınmalara yer verir. Özellikle kent halkının tutsak e-dilmesinden ve kentten çıkarılarak sağa sola dağıtılmasından yakınır.
STEFANOS YERASÎMOS
İSİDOROS (Miletoslu)
(6. yy) Mimar.
Batı Anadolu'da bugünkü Söke yakınında ilkçağın ünlü medeniyet merkezlerinden Miletos'ta dünyaya gelen Isidoros, 6. yy'da yaşamıştır. Yaşamı hakkında yeterli bilgi elde edilememektedir. Çağının iyi yetişmiş bir "mühendis mimarı" ve matematikçisi olduğu anlaşılan Isidoros, aynı derecede başarılı bir mühendis olanı, Tralles'li Antemios(-») ile birlikte imparator I. lustinianos (hd 527-565) tarafından, Nika Ayaklanması sırasında 532'de harap olan Ayasofya'nın yeni bir plana göre inşa edilmesi için görevlendirilmiştir.
Ayasofya, bu iki mimarın planına göre ve çağına göre çok cüretli sayılabilecek bir tekniğin uygulanması ile 532-537 arasında gerçekleştirildi. Çok büyük olan kubbe o yulara kadar hiç denenmemiş bir düzene göre binanın ortasına oturtulmuştu. Ancak Roma mimari tekniğine göre yapılan ve hayli yayvan olan bu kubbenin 557'de çökmesi üzerine imparator I. lustinianos, onarım yapılmasını, îsidoros'un yeğeni Genç Isidoros'tan istedi. O da İus-tinianos'un Suriye'de Fırat kıyılarında Ze-nobia'daki imar işlerinde çalışmış yetenekli bir mimardı. Ayasofya'nın kubbesi, sistemi ve tekniği bütünüyle değiştirilerek, eskisine nispetle daha yükseltilmiş o-larak Genç Isidoros yönetiminde inşa e-dildi. Esasında bir matematikçi olan Isidoros, bu ilim dalında Evtokios'un yetişmesine yardımcı olmuş, ayrıca Heron'un Ka-marika adlı eserine bir açıklama yazmıştır. Genellikle Isidoros, aynı adlı yeğeni ile karıştırılır. Suriye sınırındaki Dara şehrinin surlarında taşkınlardan meydana gelen za-
rarların onarımında danışman olarak fikri alınan Isidoros ile yine Suriye'de Kinnes-rin'de 550 tarihli kitabede adı geçen "ünlü mühendis" îsidoros'un bu iki mimar-mühendisten biri olduğu sanılır. C. Butler de 6. yy'da yapılan Kasr ibn Vartan Saray ve Kilisesi'ni Isidoroslara izafe eder. Ayrıca bu mimarlardan birincisinin Konstanti-nopolis'te yine I. lustinianos'un yeniden yaptırdığı Havariyun (Ayii Apostoli) Kilise-si'nin(-*) inşasını da gerçekleştirdiği tahmin edilir.
Her iki Isidoros hakkında bilinenler, I. lustinianos döneminin yazarı Prokopios' un bu imparatorun yapıları hakkındaki Peri ktismaton (Latince De Aedificiis) başlıklı eserinde (I, l, 24, 50, 70 ve II, 3, 7; Genç Isidoros'a dair, II, 8, 25) ve Agatias' ta (V, 9) rastlanan kısa notlardan ibarettir.
Bibi. Fabricius, "Isidoros von Milet", Pauly-Wissowa, Realencyklopadie, DC, 2, sütun 2081; H. Glück, "îsidoros", Tbieme-Becker, Künstler-lexikon, XIX, s. 251; "Isidoro", Encydopedia Italiana, 1933, XIX, s. 602.
SEMAVÎ EYlCE
İSKELE CAMÜ
bak. MUSTAFA III CAMii
İSKELELER
iskeleler, deniz ulaşım ağının duraklarıdır. Önceleri kayıkların, buhar döneminden sonra da vapurların yanaştığı, yolcu ve yük alıp boşalttığı yerlerdir.
19. yy'm ortalarına değin, istanbul'da deniz taşımacılığı kayıklarla yapılmaktaydı. Örneğin, 17. yy'da, Marmara, Haliç ve Boğaziçi'nde yirmiye yakın kayıkçı iskelesi olduğu biliniyor. Bu iskeleler, suya doğru uzatılmış ahşap köprüler biçimindeydi, iskele binaları yoktu. Halkın genel kullanımına açık, pazar kayıklarının yanaştığı bu iskelelerinin dışında, sarayların, yalıların da özel iskeleleri bulunmaktaydı, iskele binalarının ve yanaşma yerlerinin
Sebah&
Joaillier'in
fotoğrafında
Sirkeci Araba
Vapuru
iskelesi.
Alman Arkeoloji
Enstitüsü Fotoğraf
Arşivi, 9709
daha düzgün, daha özenli yapılması, buharlı vapurların kullanılmasından sonra gerçekleştirilmiştir.
istanbul iskelelerinin pek çoğunun belirli bir mimari çizgi birliği içinde gerçekleştirildiği daha ilk bakışta anlaşılmaktadır. Bunların bir bölümü ahşaptır ve eski istanbul evlerinin, Boğaz yalılarının küçük müştemilatları gibidir.
istanbul iskelelerini, yapılış ve işlevlerine göre, önce ahşap veya kagir olarak, sonra da sadece iskele kullanımlı veya bunun yanısıra başka işlevler de taşıyanlar biçiminde sınıflandırmak mümkündür.
Genellikle, ahşap iskeleler başka işlev görmezler. Buna karşılık, kagir (taş-beton) olanlar, dükkân, dernek vb ikinci bir işlev de yüklenmiş durumdadır.
iskele binalarının çoğu neoklasik tarzda inşa edilmiştir. Ahşap olan dikdörtgen planlı iskelelerin içinde, bekleme salonu, başmemur, çımacı odaları, hela, bilet satış gişesi bulunmaktadır. Çoğu tek katlıdır. Bazılarında yolcu çıkış mahalli vardır. Bu bölüm, binanın bir yanında sundurma biçimindedir ve açık tarafı ahşap direklerle çevrilidir. Pencerelerin çoğu giyotin ti-pindedir. Bazılarında sivri kemerli pencereler bulunur. Binaların çatıları ise, beşik veya kırma çatı tarzındadır. En yeni olanlarda teras tipi çatılara da rastlanmaktadır.
Kagir iskele binalan, ahşap olanlardan biçim bakımından farklıdır. Çift katlılar çoğunluktadır. Bazı yeni örnekler dışında hepsi neoklasik tarzda inşa edilmiştir. Bunların planları, çok işlevli oldukları için çe-
şitlilik göstermektedir, iskelelerin ahşap veya beton yanaşma yerleri de çeşitli biçimdedir. Bir kısım denize doğru uzamakta, diğerleri ise (özellikle Boğaz'ın dar ve akıntılı yerlerinde) bina önünde dar bir şerit biçiminde yer almaktadır.
istanbul iskelelerinin belirtilmesi gereken bir başka özelliği de, iskele meydanlarıdır, iskelelerin ilk inşa edildiği 19. yy' dan bu yana, iskele meydanları küçülmüş, birçok yerde de ortadan kalkmıştır. İskelelerin kara yönünde açıldığı meydanlar, o semtin merkezi sayılabilir. İskele binasına girecek olan yolcular bu meydanda toplanır, vapurlardan inenler de aynı yerde karşılanır. İskele meydanlarının çevresinde çoğu kez, o semtin veya köyün çarşısı bulunur. Dükkânlar, kahvehaneler ve camiler yer alır. Bu meydanlar sosyal yaşamın odaklaştığı canlı mekânlardır.
İstanbul kent içi deniz ulaşım ağı ve kapasitesi bakımından, dünyada New York' tan sonra ikinci sırada yer almaktadır. Böyle olunca da, vapurların uğrak yerleri iskeleler büyük önem kazanmaktadır. 1994'te, hizmette olan Şehir Hatları iskelelerinin sayısı elli biridir. Yalova, Çınarcık, Topçular, Karamürsel ve Hereke iskeleleri de bu sayı içindedir. Aynca, istanbul Büyükşehir Belediyesi deniz otobüslerinin de dokuz terminali bulunmaktadır.
Eminönü-Sirkeci iskeleleri: istanbul'da vapurların ilk kalkış ve dönüş yeri olarak Eminönü dikkati çekmektedir. Eski yıllarda iskelelerle donanmış Galata Köprüsü' nün yan tarafı Eminönü'nün yükünü pay-
laşmaktaydı. Ancak 1980'lerden beri köprü bu iş için kullanılmamaktadır.
1993'te açılan yeni Galata Köprüsü' nün Eminönü ayağından 200 m mesafede Boğaz' hattı iskele binası yer almaktadır. Dikdörtgen planlı, tek katlı betonarme yapının geniş gölgelikli çatısı eternitle kaplanmıştır. İskele binasının uzun ön duvarı denize paralel konumdadır. Önünde beton yanaşma yeri vardır. Galata Köprüsü' ne bakan kısa yanında gişeler ve yolcu çıkış mahalli bulunmaktadır, iskele binasının büyük bölümü yolcu salonuna ayrılmış durumdadır. Ayrıca başmemur, memur ve çımacı odaları ile kara yanında dükkânlar yer almaktadır.
Boğaziçi'ne sefer yapan özel gezi ve tarifeli vapurlar Boğaz Hattı İskelesi'ne yanaşmaktadır. Boğaz Hattı İskelesi'nin Sirkeci yönüne doğru aralıklı olarak sıralanan Kadıköy ve Üsküdar iskeleleri de aynı mimari yapı tarzında inşa edilmiştir. Adlarından da anlaşıldığı gibi, Eminönü-Kadı-köy ve Eminönü-Üsküdar vapur seferleri bu iskelelerden yapılmaktadır, iskele binaları 20. yy'm son çeyreğinde inşa edilmiştir. Ancak, dikkati çeken mimari bir özellik taşımamaktadır. 1990'lardan sonra artan yolcu sayısı karşısında bu iskeleler yetersiz kalmıştır. Bunun için Şehir Hatları İşletmesi yeni proje çalışmaları yapmaktadır. Ayrıca, Marmara'ya, Bostancı ve Adalar'a giden tüm vapurlar için Yenika-pı semtinde büyük bir iskeleler grubunun planlama çalışılmaları sürmektedir.
Sirkeci'de, Üsküdar İskelesi'nin hemen
İSKELELER
200
201
İSKELELER
İ
K
R
Rumeli Yakası: Tophane (yıkıldı), Salıpazarı (yıkıldı), Kabataş, Barbaros Hayrettin, Beşiktaş, Ortaköy, Kuruçeşme (hizmet dışı), Arnavutköy, Bebek, Rumelihisarı (hizmet dışı), Boyacıköy (yıkıldı), Emirgân (yıkıldı), îstinye, Yeniköy, Ta-rabya (hizmet dışı), Kireçburnu (yıkıldı), eski Büyükdere (hizmet dışı), Büyükde-re, Sarıyer, Yenimahalle (yıkıldı), Rumelikavağı.
Anadolu Yakası: Üsküdar, Kuzguncuk, Beylerbeyi, Çengelköy, Vaniköy (yıkıldı), Kandilli, Anadoluhisarı, Kanlıca, Çubuklu, eski Paşabahçe (hizmet dışı), Paşabah-çe, Beykoz, Anadolukavağı.
Haliç: Köprü-Haliç, Yemiş (yıkıldı), Cibali (yıkıldı), Fener, Balat, Ayvansaray (hizmet dışı), Defterdar (hizmet dışı), Eyüp (hizmet dışı), Kâğıthane (yıkıldı). Sütlüce (yangın geçirdi), Halıcıoğlu (yıkıldı), Hasköy (hizmet dışı), Camialtı, Kasımpaşa.
Ada İskeleleri: Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada, Sedefadası, Yassı-ada.
Diğer iskeleler: Salacak (yıkıldı), Moda (hizmet dışı), Kalamış (yıkıldı), Fenerbahçe (yıkıldı), Caddebostan (yıkıldı), Suadiye (yıkıldı), eski Kartal (hizmet dışı), Pendik (hizmet dışı), Darıca (hizmet dışı), Sirkeci, Eminönü, Karaköy, Harem (araba vapuru), Haydarpaşa, eski Kadıköy, Bostancı, Kartal, Eskihisar, Yalova, Çınarcık.
nünde 50 m ilerisinde bulunan küçük Kabataş I İskelesi de dikdörtgen planlıdır ve kemerli pencereleriyle dikkati çekmektedir. Bu iskele genellikle yazın açılmakta, Üsküdar'a ring seferi yapan motorbotlara hizmet vermektedir.
Kabataş'ta bulunan bir başka iskele de, Deniz Otobüsleri îskelesi'dir. Vapur iskelesinin Fındıklı yönünde konumlanmış bu iskelenin, dar kenarı denize dik durumdadır. Çelik konstrüksiyonlu prefabrik binası, beşik çatı ile örtülmüştür. Bina girişinde gişeler ve turnikeler bulunmakta-
yanındaki Sirkeci-Harem Araba Vapuru iskelesi, daire planlı beton bir binadır. Konik çatısı eternit kaplıdır. Bol pencereli duvarlarda bir bölüm gişelere ayrılmıştır. Binanın denize dönük yüzünde yapılan ek bir bölme, başmemur, memur ve çımacı o-daları içindir, iskelenin yanaşma yerinde motorlu araçların vapura girebilmesi için rampa bulunmaktadır. Bu iskele, 1988-1989 arasında hizmetini durdurmuş, daha sonra yine açılmıştır.
Sirkeci-Harem Araba Vapuru İskelesi ile Sepetçiler Kasrı arasında Adalar iskelesi yer alır. Asıl iskele binası, kare planlı beton bir yapıdır. Kırma çatısı kırmızı kre-mitle kaplı binanın büyük pencereleri vardır. Pencerelerin üst kısmı çapraz çıtalarla yapılan gölgelikle süslenmiş; ana binanın büyük bölümü yolcu salonuna ayrılmıştır. Sonradan yapıldığı anlaşılan iki küçük ek dikkati çekmektedir. Kara yönündeki iki köşesine, gişeler ve başmemur kulübeleri eklenmiş; bu bölümler tuğla ile yapılmıştır, iskelenin yanaşma yeri ise betondur. Adalar Iskelesi'nden, Adalar, Yalova ve Çınarcık'a vapur seferleri yapılmaktadır.
Haliç İskeleleri: Kâğıthane ile Alibey-köy derelerinin birleşmesiyle ortaya çıkan Haliç, zamanla alüvyonlar ve çevredeki fabrika atıkları yüzünden hızla dolmuştur. Bu nedenle çok sığlaşmış, bazı yerlerde adacıklar oluşmuştur. Eskiden Kâğıthane Deresi ağzına değin gidebilen vapurlar artık yolun yarısına uzanabilmektedir. Halic'in çamur ve atıklarla dolması, buradaki iskelelerin birçoğunu etkilemiştir. 1994' te, Halic'e sefer yapan vapurlar, Köprü-Haliç, Kasımpaşa, Fener ve Balat iskelelerine ulaşabilmekteydi. Daha ilerideki iskeleler ise kapalı durumdaydı. 1980'li yularda, park yapımı için Haliç kıyılarındaki birçok bina yıkılmış; o sırada Yemiş, Ci-bali, Halıcıoğlu iskeleleri de ortadan kaldırılmıştır. Sütlüce iskelesi 1992'de geçirdiği bir yangın sonucu harabeye döndü. Halic'in en uç iskelesi olan Kağıthane İskelesi ise yıllar önce yok olmuştu. Hasköy, Ayvansaray, Defterdar ve Eyüp iskeleleri sağlam olmalarına karşın vapur yanaşmasına uygun su derinliği bulunmadığı için kullanılmamaktadır.
Haliç'te bugünkü iskele binaları 1910' lu yıllarda inşa edilmiştir. Genel hatları bakımından Boğaziçi iskelelerine benzemektedir. Bunların hepsi ahşaptır. Ancak, yeni yapılan betonarme Köprü-Haliç İskelesi bunların dışında tutulabilir. Galata Köprüsü inşaatı sırasında geçici olarak Eminönü yakasında yapılan prefabrik iskele, 1994 içinde, köprüye yakın yeni iskeleye taşınacaktır. Bu iskele betonarme bir yapıdır. Alçak tavanlı ve dikdörtgen planlı binanın orta bölümündeki yolcu salonu daha yüksek yapılmıştır. 1980lerden sonra inşa edilen betonarme iskelelerin alışılmış biçiminde olan Köprü-Haliç İskelesi, çatısıyla birleşen geniş alınlığı ile dikkati çeker. Kare planlı ve yüksek damlı yolcu bölümü dışında, iskele binasında gişe, başmemur ve çımacı odaları ile hela bulunmaktadır. Üsküdar'dan kalkan Şe-
hir Hatları İşletmesi'ne ait motorbotlar, önce Galata Köprüsü'nün altından geçerek Halic'in Eminönü sahilindeki Köprü-Haliç îskelesi'ne, sonra da diğerlerine uğrar.
Köprü-Haliç İskelesi'nden sonraki ilk durak, Atatürk Köprüsü'nün altından geçilerek ulaşılan Kasımpaşa İskelesi'dir. Kasımpaşa iskele binası, bu hattın en büyük yapısıdır. Kare planlı, tek katlı bu ahşap bina, kiremitli kırma çatısı ve Haliç yönünde uzayan, daha alçak ikinci çatı uzantı-sıyla dikkati çeker. Bu uzantı, altındaki i-leri çıkmış yolcu salonunun üstünü örtmektedir. Denizden bakılınca sol yanda kalan sundurma, yolcu çıkış mahallidir. Kasımpaşa iskele binasının yolcu bekleme salonu iki bölümlüdür. Galata Köprüsü yönündeki Üsküdar Bekleme Salonu, Hasköy yönündeki ise Haliç Bekleme Sa-lonu'dur. Ayrıca binada gişe, başmemur, memur, çımacı odaları ile hela bulunmaktadır. Kasımpaşa îskelesi'nin dar ahşap yanaşma yerine duba eklenmiştir.
Halic'in üçüncü iskelesi Fener'dir. Bu iskele binası dikdörtgen planlıdır. Uzun kenarı denize bakan binanın kırma çatısı kiremide kaplıdır. Denizden bakıldığında, sol tarafında sundurma biçiminde yolcu çıkış mahalli bulunmaktadır. Binanın sağ tarafında ise yolcu bekleme salonu, gişe, başmemur ve çımacı odaları yer alır. İskelenin kazıklar üstünde suya uzanan geniş cepheli yanaşma yeri ahşaptır.
Fener İskelesi'nden sonraki durak Ba-lat'tadır. Balat Vapur İskelesi Nisan 1994' te Halic'in son iskelesi durumundaydı. Balat iskele binası ve Halic'in hizmet dışı bırakılmış diğer iskele binaları, Fener İskelesi modeline aynen uyan yapılardır.
Balat'tan Hasköy kıyısına uzanan eski Galata Köprüsü, yeni konumunda çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Köprü dubalarının zaten az olan Haliç akıntısını kestiği ve atıkların yığılmasını kolaylaştırdığı görülmektedir. Eski Galata Köprüsü'nün Halic'e yerleştirilmesinin ardından, 1994 başlarında Hasköy ve Ayvansaray iskele-
lerine uğrayan motorbotlarm seferleri iptal edilmiştir.
Karaköy iskeleleri: Halic'in İstanbul Boğazı'na bağlandığı yerin Beyoğlu yakasında bulunan Karaköy İskelesi, duba ü-zerindedir. 1960'ta açılan eski yüzer iskele 19<56'da bir kaza sonucu yanmış, onarılarak yeniden hizmet görmüştü. Daha sonra inşa edilen yeni Karaköy İskelesi, 1984' te yerine konmuştur. Bu iskelenin sualtı dubaları ile güverte platformu Haliç Ter-sanesi'nde inşa edilmiş, üstündeki bina ise özel bir firmaya yaptırılmıştır. Güvertesi 83x26,5 m olan yüzer iskele iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Denize uzanan geniş kenarlarındaki ve alnındaki yanaşma yerlerine gerekirse üç vapur yanaşabil-mektedir.
• Karaköy İskelesi'nin alt katında, karadan bakılınca sağ yanda, banliyö trenleri bilet gişesi, polis güvenlik odası, solda ise yük bileti satış gişesi bulunmaktadır. Az içeride dört jeton gişesi, onların ilerisinde de turnikeler ve karda geçiş kısmı yer almaktadır. Turnikelerden geçilince bekleme salonuna girilir. Bekleme bölümünün sol yanında başmemur odası ve salonun dip kısmında da sanat galerisi ile gazete bayii bulunmaktadır. 1991'de hizmete giren 40 ırf'lik sanat galerisi, yolculara vapur beklerken sergi izleme olanağı yaratmıştır. Gazete bayii ve sanat galerisinin ötesinde kalan bölüme, bekleme salonundan çıkılarak iskelenin alnına bakan kapılardan girilebilmektedir. Burada, çımacı, armatör, temizlik, itfaiye odaları ile mescit, depo, kalorifer kazanı, banyo ve hela bulunmaktadır.
Karaköy İskelesi'nin üst katında ise çeşitli enspektörlük odaları, nöbetçi yatakhaneleri, Devlet Demiryolları bilet satış gişesi ve yolcu bekleme salonu vardır. Bu bekleme salonu, alt kattaki salonla merdiven bağlantılıdır. Üst kat salonu ancak kalabalık saatlerde açılmaktadır. Bu katın etrafı genişçe bir balkonla çevrilidir ve binanın iki yanına, yanaşan vapurlara giriş
için, davlumbaz denen merdivenli bölümler yapılmıştır.
Karaköy îskelesi'nin çatısında bulunan seyrüsefer kulesi ise, Şehir Katlan vapurlarının tarifeye uyup uymadıklarının kontrol edildiği yerdir. Büyük yolcu kitlelerine hizmet veren bu iskele, aynı zamanda bir yönetim ve kontrol merkezidir. O nedenle de birçok görevliyi barındırmaktadır. Karaköy îskelesi'nde elli kişi çalışmaktadır. Diğer iskelelerin hiçbirinde bu kadar kalabalık bir personel yoktur. Karaköy İskelesi'nden Haydarpaşa bağlantılı Kadıköy seferleri yapılmaktadır.
Karaköy Vapur İskelesi'nin Tophane yönünde ve az ilerisinde istanbul Büyük-şehir Belediyesi'nin Karaköy Deniz Otobüsü İskelesi bulunmaktadır. Bu iskele de vapur iskelesi gibi duba üstündedir. Ancak boyut olarak onun yarısı kadardır ve tek kadıdır. Denize dik konumdaki iskelenin iki yanında yanaşma yerleri vardır, iskele binası, metal konstrüksiyonlu ve prefabrik bir yapıdır. Beşik çatısı oldukça yayvandır. Metal duvarları çepeçevre pencerelidir. Kara yönünden binaya girilince sol tarafta gişeler ve terminal şefinin odası vardır. Turnikelerin arkası ise tamamen yolcu bekleme salonuna ayrılmıştır. Karaköy Deniz Otobüsü İskelesi'nden Bostancı ve Kadıköy'e tarifeli seferler yapılmaktadır.
Kabataş iskeleleri: Fındıklı ile Dolma-bahçe semtleri arasında kalan Kabataş'ın adı 19. yy'dan kalmadır. "Köse Kethüda" diye anılan Mustafa Necib Çelebi, orada bulunan büyük bir kayayı yontturarak iskele durumuna getirtmişti. Kabataş adı bu iskeleden kaynaklanmıştır. Sonraları, aynı yere Şirket-i Hayriye tarafından yapdan ahşap iskele, Üsküdar'a sefer yapan yandan çarklı araba vapurları içindi.
Şirket-i Hayriye zamanında Boğaziçi' ne sefer yapan yolcu vapurları da bu iskeleye uğrardı. İskele binası, önceleri ahşapken, 1960'ta yeniden betonarme olarak yapılmıştır. Daha sonra bu bina da yıkılarak 1989'da yerine daha büyük bir iskele inşa edilmiştir.
Kabataş İskelesi, dikdörtgen planlı betonarme bir yapıdır. Teras izlenimini veren düz çatılı yapının geniş bir alın kısmı vardır. Karadan bakılınca, çatının biraz altından öne doğru uzanan ve iki sütun ü-zerinde duran lacivert gölgelikli bir girişi bulunmaktadır. Binanın kapı ağzında iki gişe, sonra da turnikeler vardır. Turnikelerin önü büyük bir yolcu salonudur. Her iki yan duvar büyük pencereler ve çıkış kapılarıyla kaplıdır. Karşı duvarda ise seramik bir eski istanbul Limanı resmi bulunmaktadır, iskele binasının denize dönük dar yüzünde, girişteki gölgelik hizasında çatısı bulunan küçük bir ek bölüm daha vardır. Burada da başmemur, memur, çımacı odaları yer almaktadır.
iskelenin denize 55 m uzanan betonarme yanaşma yeri 23 m genişliğindedir ve üç geminin yanaşmasına uygundur. Kabataş îskelesi'nden Üsküdar, Yalova ve Çınarcık'a seferler yapılmaktadır.
Kabataş îskelesi'nin, Dolmabahçe yö-
Dostları ilə paylaş: |