Ünden bugüN


KADİRÎLİK 374 375 KADİRÎLİK



Yüklə 8,87 Mb.
səhifə95/140
tarix27.12.2018
ölçüsü8,87 Mb.
#86730
1   ...   91   92   93   94   95   96   97   98   ...   140

KADİRÎLİK

374


375

KADİRÎLİK

Hattat Aziz

Efendi'ye

ait bir


levhada

ortada


müjgânlı

Kadiri tacı ve

etrafında

celi sülüs

hatla

istiflenmiş "Ya



Hazret-i Pîr

Abdülkarirü'l

Geylanî"

yazısı.


TtEMArşivi, 3473

duğu tekkeler de tarikatın suriçindeki faaliyetlerini tamamlayıcı bir özellik taşımaktadırlar, istanbul'un kara surları boyunca 16. yy'dan itibaren çeşitli tarikatlarca geliştirilen faaliyetlere paralel olarak Kadirîliğin bu bölgedeki varlığı, 18. yy'da Mev-lanakapı'da kurduğu Gavsî Tekkesi aracılığıyla güçlenmeye başlar. Enfîzade Mehmed Rıza Efendi'nin halifelerinden Mustafa Gavsî Efendi'nin (ö. 1756) ilk postnişin-liğini yaptığı bu tekke meşihatına daha sonra oğlu Numan Efendi atanmıştır. Eyüp İdrisköşkü'ndeki Hatuniye Tekkesi(->) ise sur dışındaki ilk Kadiri merkezlerinden-dir. 18. yy'm başlarında Seyyid Hasan Efendi tarafından faaliyete geçirilmiş, ardından "Çakmak Şeyh" lakabıyla tanınan Mehmed Efendi halifesi Hasan Efendi (ö. 1752) ve ondan hilafet alan Ali Efendi tarafından bu tekkede temsil edilen Kadirî meşihatı, bir süre sonra Hace Selim Sırrî Efendi (ö. 1812) aracılığıyla Nakşibendîliğe bağlanmıştır. Kadirîliğin 18. yy'da kurduğu son tarikat merkezi, Kasımpaşa'daki Türa-bî Tekkesi'dir. Hint kökenli Kadirîlerden Mehmed Türabî'nin (ö. 1812) ilk postni-şinliğini yaptığı bu tekke asıl faaliyetini 19. yy'da gerçekleştirmiş ve tarikatın Ka-

Mustafa Resmî Efendi'nin eşine izafeten Alime Hatun Tekkesi olarak da tanınır. Resmî Efendi'nin 1791'de Kıbrıs'a sürülmesi ve 2 yıl sonra vefat etmesiyle kardeşi Süleyman Safi Efendi (ö. 1837) posta oturmuştur. Mustafa Resmî Efendi'nin Edirne-kapı'da temellerini attığı ve Kabakulak Tekkesi ile ortak meşihata bağladığı Resmî Tekkesi ise kurucusunun annesine izafeten Ayşe Hatun Tekkesi adıyla tanınmıştır. Mustafa Efendi'den sonra tekkenin yönetimini diğer kardeşi Mehmed Said Efendi (ö. 1811) üstlenmiş ve 19. yy'da posta geçen şeyhler Said Efendi ailesinden gelmişlerdir. Resmîliğe bağlı üçüncü tarikat merkezi, Mustafa Resmî Efendi halifelerinden Akşemseddin soyuna mensup Mehmed Şemseddin Efendi (ö. 1812) tarafından Fatih'te kurulmuştur. Kaynaklarda Akşemseddin veya Şeyh Muhyî Efendi Tekkesi şeklinde belirtilen bu merkezin ilk post-nişini Mehmed Şemseddin Efendi'dir. Vakfiyesi 1203/1788'de düzenlenen tekke meşihatı, Şemseddin Efendi'den sonra 19. yy' da oğullan tarafından sürdürülmüştür.

Kadirîliğin 18. yy İstanbul topografya-smdaki dağılımını göstermeleri açısından Mevlanakapı, Eyüp ve Kasımpaşa'da kur-

sımpaşa'da yaygınlaşmasını sağlamıştır, istanbul'daki Hint kökenli derviş gruplarının Türabî Tekkesi'nden önce Aksaray'da Nakşibendîliğe bağlı Hindîler Tekkesi' ni(-+) kurmaları ve ardından 1737'de Üsküdar'da bu defa Kadirîliğe mensup ikinci Hindîler Tekkesi'ni(-») faaliyete geçirmeleri, tarikatın şehir hayatına imparatorluk dışındaki farklı tasavvuf kültürlerini kazandırmada oynadığı aracı rolün önemini göstermektedir. İlk postnişinliğini Feyzullah Hindî'nin (ö. 1748) yaptığı bu tekkede 18. yy boyunca Bereket Hindî, EmanullahHindî.RahimullahŞah (ö. 1779), Mehmed Sultan (ö. 1787) ve oğlu Mehmed Efendi (ö. 1792) sırasıyla Kadirîliği temsil etmişlerdir.

Kadirîliğin 18. yy'da kurduğu tekkeler kadar, diğer tarikatlardan devraldığı tekkeler de bu mistik örgütlenmenin İstanbul ölçeğindeki yaygınlığını ve kendi dışındaki tarikatlarla ilişkisini göstermesi açısından ayrı birer öneme sahiptirler. Bu dönemde kuruluş itibariyle başka tarikatlara ait olup sonradan Kadirîliğin denetimine giren 7 tekkeden 5 tanesi Halvetî, diğerleri ise Nakşibendî ve Bayramîliğe aittirler. Halvetîlikten Kadirîliğe geçen tarikat merkezlerinden ilki, Abdal Yakub Tekkesi'dir. Fatih'te Hekimoğlu Ali Paşa Külliye-si(->) bünyesindeki bu tekke Abdal Yakub Dede tarafından inşa ettirilmiş ve halifesi Üveys Dede'nin meşihatından sonra Hal-vetîliğin Cihangiri kolunu kuran Hasan Burhaneddin Efendi (ö. 1663) halifelerinden Enfî İbrahim Vehbî Efendi (ö. 1710) aracılığıyla Cihangirîliğe bağlanmıştır. Vehbî Efendi'nin vefatından sonra Kadirîliğe mensup oğlu Mehmed Rıza Efendi (ö. 1749) tarafından tarikatın Eşrefi koluna geçirilen tekke, daha sonra oğlu İbrahim Edhem Efendi (ö. 1792) ve halifesi Abdülkadir Efendi (ö. 1808) yönetiminde kalmıştır. 19. yy'da İbrahim Edhem Efendi'nin oğlu Mehmed Nasreddin (ö. 1856) ile Sadeddin İsmail Efendi'nin (ö. 1913) postnişinlik yaptığı Abdal Yakub Tekke-si'nin bilinen son şeyhi Müfid Efendi'dir. Tekkeyi Eşrefîliğe bağlayan Mehmed Rıza Efendi'nin halifesi Mustafa Gavsî Efendi ise, Mevlanakapı'da kendi adına Kadirîliğe mensup Gavsî Tekkesi'ni kurmuştur. Halvetîlikten geçen ikinci tekke, Kasımpaşa'daki Muabbir Tekkesi'dir. Bostan Efendi tarafından 17. yy'm ortalarında kurulan bu tekke Arabacızade İbrahim Efendi ile Halvetîliğin Sivasî koluna bağlanmış, vefatından sonra 1733'te Ali Vahidî (ö. 1764) aracılığıyla Kadirîliğe geçmiştir. Muabbir Tekkesi, Kasımpaşa'da Türabî Tekkesi'nden önce Kadirî denetimine giren ilk tarikat merkezi olması bakımından önem taşır. Fakat bu tekkenin dikkati çeken asıl ö-zelliği, 19. yy'da Kasımpaşa'da Bayramîliğe ait Saçlı Emir Tekkesi(->) ve Paşmak-çı Tekkesi'ni(->) Kadirî organizasyonuna sokacak şeyhleri yetiştirmesidir. 18. yy'da Halvetîlikten Kadirîliğe geçen diğer tarikat merkezleri ise Karabaş, Hulvî Efendi ve Ağaçayırı tekkeleridir. Tophane'de Ka-dirîhane'ye Çok yakın bir mevkide bulunan Karabaş Tekkesi, 16. yy'ın başların-

da Mehmed Kasım Çelebi (ö. 1509) tarafından Halvetîliğin Cemalî koluna mensup bir merkez şeklinde faaliyete geçmiş, 1784' te başlayan Debbağzade Mustafa Muhsin Efendi'nin (ö. 1795) meşihat döneminde Kadirîliğe bağlanmıştır. Halvetîliğin Sina-nî kolundan devralınan Şehremini'deki Hulvî Tekkesi'nde ise yalnızca 1788-1796 arasında Kadirîhane Postnişini Mehmed Sırrî Efendi'nin meşihatı görülmektedir. Ağaçayın Tekkesi ise, 18. yy'da Halvetîlikten Kadirîliğe geçen son tekkedir. 18. yy' in başlarında Halvetîliğin Sünbülî koluna mensup bir merkez olarak Kocamustafa-paşa'da faaliyete geçen Ağaçayırı Tekkesi, 1792'de Ebubekir Efendi (ö. 1804) tarafından Kadirîliğe geçirilmiştir. Bu dönemde ayrıca Nakşibendîliğin önemli merkezlerinden Edirnekapı'daki Emir Buharı Tekkesi(->) 1731'de Abdurrahman Edirne-vî'nin (ö. 1749) posta oturmasıyla Kadirîliğe bağlanmış ve bu aileye mensup şeyhlerden "Bardakçı" lakabıyla tanınan Feyzullah Efendi (ö. 1770) ile Küçük Abdurrahman Efendi'nin (ö. 1810) meşihat dönemlerinde Kadirî denetiminde kalmıştır. 19. yy'm başlarında Mehmed Emin Efendi'nin (ö. 1813) postnişinliğinden sonra tekke, Hace Mehmed Şerafeddin Çelebi halifelerinden Abdülhalim Efendi aracılığıyla tekrar Nakşibendiliğe geçmiştir. Şehremini'deki Yavaşça Mehmed Ağa Tekkesi ise 18. yy'm sonunda Kadirîliğe bağlanan tek Bayramı tekkesidir. 1770'te Bay-ramîliğin Himmetî koluna mensup Mehmed Habîb Efendi'nin vefatıyla boşalan tekke meşihatı, Mehmed Emin Sırrî Efendi (ö. 1790) ile doldurulmuş ve böylece burada başlayan Kadirî denetimi 19. yy'm sonuna kadar sürmüştür.

19. yy'da Kadirîliğin gelişimi, yeni tekkeler aracılığıyla, bu dönemde giderek belirginleşen şehrin orta ve üst tabakaları a-rasındaki modernleşme sonucu ortaya çıkan kültürel kopukluğu bir ölçüde ortak bir zihniyet çerçevesi içinde yeniden bütünleştirme çabasına paralel olarak gerçekleşmiştir. Tarikatın bu dönemde Müştakî-lik ve Enverîlik adıyla iki yeni kol meydana getirdiği ve özellikle Müştakîlik aracılığıyla İstanbul'a göç etmiş orta tabaka Doğulu insan nüfusunu şehir kültürüyle kaynaştırdığı görülmektedir. Buna benzer bir işlevi, aynı dönemde Nakşibendîliğin Halidî kolu da üstlenmiştir. Diğer yandan Kadirîlik, Tanzimat sonrasında şekillenen siyasi hayatın daha çok içinde yer almaya başlamış, tarikatlara yeni bir düzen vererek, bu mistik kurumlan merkezi otorite denetimine sokmayı amaçlayan "Meclis-i Meşayih" üzerinde etkili olmuştur. Özellikle Kadirîhane postnişinlerinin bu yeni siyasi oluşum içinde rol aldıkları ve modernleşme karşıtı grupların sözcülüğünü yaparak II. Abdülhamid (hd 1876-1909) yanlısı bir tutum sergiledikleri görülmektedir. 1868-1880 döneminde Kadirîhane Postnişini Mehmed Şerafeddin Efendi "Meclis-i Meşayih" üyeliğinde bulunmuş, 1889'da bu görevi Vanî Tekkesi Şeyhi Yekçeşm Mehmed Emin Efendi üstienmiştir. 1897' den itibaren Kadirîhane Postnişini Ahmed

İsmail

Rumî'nin


Kadirîhane

Tekkesi'nde

bulunan

türbesi.


Yavuz Çelenk,

1994

Muhyieddin Efendi'nin Meclis-i Meşayih başkanlığına atanmasıyla Kadirîliğin siyasi hayattaki rolü perçinlenmiştir.

Bu dönemde Kadirîhane meşihatı, Mehmed Sırrî Efendi'den (ö. 1811) itibaren sırasıyla aynı aileye mensup bulunan Şerif Abdurrahman Efendi (ö. 1812), Şerif Mehmed Fahreddin Efendi (ö. 1812), Mehmed Emin Efendi (ö. 1845), Ali Rıza Efendi (ö. 1887), Abdüşşekûr Efendi (ö. 1860), Mehmed Şerafeddin Efendi (ö. 1884), Ahmed Muhyieddin Efendi (ö. 1909), Abdüşşekûr Efendi ve İsmail Gavsî Efendi ile Cumhuriyet dönemine kadar yürütülmüş olup son temsilcisi Gavsî Efendi'nin oğlu Misbah ErkmenkuPdur.

Doğrudan Kadirîliğe bağlı olarak 19. yy'da suriçinde kurulan tekkelerin ilki Haseki'deki Şeyh Taha Tekkesi'dir. Taha Efendi'nin (ö. 1845) burada başlattığı Kadirî meşihatı, aynı aileden gelen Tatar Ahmed Efendi (ö. 1855), Mehmed Salih Efendi (ö. 1893) ve Hasan Taha Efendi tarafından 20. yy'ın başlarına kadar sürdürülmüştür. İkinci merkez ise Sultanahmet'teki Kaygusuz Tekkesi'dir. Bu tekkenin şeyhleri, II. Abdülhamid döneminde eski bir tarikat geleneği olarak cuma namazı sonrası Sultan Ahmed Camii'nde Kadirîhane

postnişinine vekâleten Kadirî ayini icra etmekle görevliydiler. II. Meşrutiyeften sonra bu ayinleri bizzat Kadirîhane şeyhleri üstlenmişlerdir. Tekkenin ilk postnişini Kaygusuz İbrahim Baha'dır (ö. 1873). Yerine sırasıyla halifeleri Süleyman Sabri Efendi (ö. 1880), Aksaray'da Oğlanlar Tekkesi(->) Şeyhi Şerif Ali'nin oğlu Mehmed Sururî Baba ve Mustafa Şevki Efendi geçmiştir. Mehmed Sururî Baha'nın oğlu Abdülhay Öztoprak (ö. 1961) ise Beşiktaş' taki Yahya Efendi Tekkesi'nin son Kadirî-Nakşî şeyhidir.

Sur dışında 19. yy boyunca kurulan Kadirî tekkelerinin topografik dağılımı, tarikatın Hasköy-Kasımpaşa ekseninde yoğunlaşan faaliyetlerini Boğaziçi'ne aktaran bir hat boyunca gelişme göstermiştir. Has-köy'deki Abdüsselâm Camii'ne meşihat konulmak suretiyle kurulan Abdüsselâm Camii Tekkesi'nde Süleyman Safi Efendi (ö. 1856) ile başlayan Kadirî meşihatı Abdurrahman Hüsnî Efendi (ö. 1861), Mehmed Seyfeddin Efendi (ö. 1883), Mehmed Raif Efendi (ö. 1885), Halid Efendi ve Fazıl Efendi'nin idaresinde Cumhuriyet dönemine kadar sürmüştür. Kasımpaşa'daki Aynî Ali Baba Tekkesi(-») ise 1900'de Bağdatlı Kadirî-Rıfaî şeyhlerinden Mehmed



KADİRÎLİK

376

377


KADİRÎLİK

Ensarî tarafından yeniden inşa ettirilmek suretiyle faaliyete geçirilmiş ve oğlu Muh-yieddin Ensarî'nin (ö. 1978) çabalarıyla yakın zamana kadar yaşatılmıştır. Aynî Ali Baba Tekkesi'nden sonra Kadirîliğin 19. yy'da Boğaziçi'nde kurduğu tarikat merkezlerinin ilk halkası olan Fındıklı'daki Ali Baba Tekkesi gelir. Vakfiye tarihi 1868 olan bu tekke, ilk şeyhinin adıyla Ali Hulusi Efendi Tekkesi olarak da tanınmıştır. Kendi evini tekkeye dönüştürerek Kadirîliğe bağlayan Hulusi Efendi'nin vefatıyla Tahsin Efendi ve Hüseyin Resmî Efendi burada postnişinlik yapmışlardır. Daha sonra Boğaziçi'ndeki ikinci merkez Ru-melihisan'ndaki Ahmed Sıdkî Efendi Tek-

Kabakulak Tekkesi'nin haziresindeki bir mezar taşında Kadirîliğin Rumî kolunun sembollerinden

terkli taç ve ortasındaki "Kadirî gülü" kabartması (en üstte). Bir mezar taşında Kadirî sembollerinden 18 köşeli yıldız kabartması (üstte) ve bir başka mezar taşında Kadirî

sembollerinden etrafı destarlı tacın içine oturtulmuş 18 köşeli yıldız

kabartması. M. Baha

kesi'dir. Bunu ise Emirgân'da Haffaf Hüseyin Efendi Tekkesi izler. Şeyh Hüseyin Efendi'nin kendi evini tekkeye dönüştürerek oluşturduğu bu merkezde Mahmud Efendi, Bağdatlı Ganîzade Abdüllatif Efendi ve oğlu Ahmed Muhyieddin Efendi (ö. 1953) Kadirî meşihatını temsil etmişlerdir. Çengelköy'deki Şeyh Nevruz Tekkesi ise, tarikatın 19. yy'da bu bölgede kurduğu son tekkedir.

Kadirîlik 19. yy'da iki yeni kola daha ayrılmıştır. Müştakîlik ve Enverîlik adıyla faaliyet gösteren bu kolların kendi tekkelerini kurmadıkları, fakat diğer tarikatlara ait tekkeleri Kadirîliğe bağlamada önemli bir rol üstlendikleri görülmektedir. Müş-

takîlik, aslen Bitlisli olan Mehmed Mustafa Müştak Efendi'nin (ö. 1831) kendi adına kurduğu bir Kadirî koludur. 18. yy'ın sonlarında Mustafa Selami Efendi'nin Eyüp'te bir Nakşibendî tekkesi olarak temellerini attığı Selamî Tekkesi meşihatına geçerek 1813-1826 arasında burada Kadirîliği temsil etmiş, daha sonra tekke Rıfaîliğe bağlanmıştır. Müştakîlik, Mustafa Efendi'nin vefatıyla bu kola mensup halifelerce istanbul'da yaygınlaştırılmış, bunlardan Seyyid Sadullah Efendi, Davutpaşa'daki Gümüş Baba Tekkesi'ni ve "Baba Efendi" lakabıyla tanınan Ahmed Müştak Efendi (ö. 1880) Bayrampaşa Tekkesi'ni Halve-tîliğin Sünbülî kolundan Kadirîliğe geçirmiştir. Gümüş Baba Tekkesi'ndeki Müşta-kî meşihatı izzet Efendi ve Mustafa Müştak Efendi'nin oğlu Edhem Baha'nın halifelerinden ibrahim Efendi (ö. 1897) tarafından sürdürülürken Bayrampaşa Tekkesi postuna da Mehmed Ali Müştak Efendi (ö. 1891) atanmıştır. Müştakîliğin faaliyette bulunduğu diğer tekkeler ise, Vezneci-ler'deki Celvetîliğe bağlı Keşfî Osman Efendi Tekkesi ile Şehremini'deki Geyla-nî Tekkesi'dir. Keşfî Osman Efendi Tekkesi'nin boş arsası üzerinde 1896'da yaptırdığı ve daha çok kendi lakabıyla Kemte-rî Tekkesi olarak da tanınan bu merkezde oğlu Cavid Efendi postnişinlik yapmış, kardeşi Halid Ulvî Efendi de Geylanî Tekkesi meşihatım üstlenmiştir. 19. yy'da İstanbul'un tasavvuf hayatına katılan ikinci Kadirî kolu olan Enverîliğin kurucusu, Osman Nureddin Şems Efendi'dir (ö. 1893). Döneminin önde gelen aydınlarından sayılan Şems Efendi, Hersekli Arif Hikmet Bey'in Laleli'deki evinde yapılan ve aralarında Namık Kemal ile Ziya Paşa'nın da bulunduğu toplantıların müdavimlerinden olup bizzat kendisi bir tekkede şeyhlik yapmamış, halifelerinden Mehmed Iz-zî Bedreddin Efendi (ö. 1918), 1893-1918 arasında Aydınoğlu Tekkesi'ni Enverîli-ğe bağlamıştır. Halvetîliğin Cerrahî kolundan Kadirîliğe geçen bu tekkenin son şeyhi Mehmed Sadeddin Süheyl Efendi'dir (ö. 1924).

18. yy'da olduğu gibi 19. yy'da da Kadirîliğe bağlanan tekkelerin bir kısmı Halveti tarikatına aittir. Bunlardan en önemlisi Silivrikapı'daki Gülşenî merkezlerinden Peyk Dede Tekkesi olup 19. yy'ın başlarında Hilalci ibrahim Efendi (ö. 1822) aracılığıyla Kadirîliğe geçmiş ve burada şeyhlik yapan Tiryaki Mehmed Aşkî Efendi'nin (ö. 1854) halifesi Abdülhalim Zik-rî Efendi (ö. 1903), Nişancı Tekkesi'ndeki Cerrahî meşihaüna 1858'de son vererek bu tekkeyi Kadirî organizasyonuna dahil etmiştir. 1858-1925 arasında Ahmed Şemsed-din Efendi (ö. 1905) ve oğlu Abdülkadir Bahrüddin (Elçioğlu) (ö. 1954) tarafından Nişancı Tekkesi'nde Kadirîliğin İstanbul' da pek yaygın olmayan Ahilik meşihatı sürdürülmüştür. Halvetîlikten Kadirîliğe geçen bir diğer tarikat merkezi de Aksaray'daki Oğlanlar Tekkesi'dir. Tıpkı Ahî-lik gibi Kadirîliğin İstanbul'da çok az tanınan ve daha çok Doğu'da yaygın olan Ha-lisîlik kolunu bu tekkede Safvet Efendi

temsil etmiştir. Tekkenin diğer postnişini Ali Efendi ise, oğlu Sururî Baba aracılığıyla Kaygusuz Tekkesi ve torunu Abdülhay Efendi ile de Yahya Efendi Tekkesi'ni içine alan Kadirî örgütlenmesinin mimarıdır. Sur dışında ise Halvetîlikten Kadirîliğe geçen en önemli merkez, Kasım Çavuş Tekkesi'dir. 1838'de ismail Aşkî Efendi (ö. 1848) tarafından Kadirîliğe bağlanan bu tekkede kendisinden sonra aile mensupları olan Mehmed Bahaeddin Efendi (ö. 1866), ismail Hakkı Efendi (ö. 1878) ve Mustafa Efendi postnişinlik yapmışlardır.

Kadirîliğin 19. yy'da Nakşibendîlikten devraldığı tarikat merkezleri arasında Silivrikapı'daki Vânî Tekkesi ile Beşiktaş'taki Neccarzade Tekkesi vardır. Vânî Tekkesi 1830-1904 arasında Abdullah Bağdadî (ö. 1854) ve Mehmed Emin Efendi' nin (ö. 1904) meşihat dönemlerinde Neccarzade Tekkesi ise Kadirîhane Postnişini Abdüşşekûr Efendi tarafından 1841-1860 arasında vekâleten Kadirîliğe bağlanmıştır. Bunların dışında Kadirîliğin devraldığı Rıfaî merkezlerinden Kelamı Tekkesi'nde Mehmed Raşid Efendi'nin (ö. 1878), 1853-1878 arasında postnişinliği vardır. Tekke daha sonra tekrar Rıfaî denetimine geçmiştir. Bayramîlikten devralınan tekkeler ise Çarşamba'da Mehmed Ağa Tekkesi ile Kasımpaşa'da Paşmakçı ve Saçlı Emir tekkeleridir. Mehmed Ağa Tekkesi 1855'te Ab-durrahman Efendi'nin meşihat döneminde Bayramîliğin Himmetî kolundan Kadirîliğe geçmiş ve 1868'e kadar tarikatın yönetiminde kalmıştır. Kasımpaşa'da bir Bay-ramî-Melamî merkezi olarak Haşimî Osman Efendi'nin (ö. 1594) kurduğu Saçlı Emir Tekkesi, 18. yy'ın sonlarında Ali Efendi (ö. 1789) tarafından Kadirîliğe bağlanmakla birlikte tarikat organizasyonu içindeki asıl yerini 19. yy'da almış ve Hamdî Efendi Tekkesi şeyhlerinden Mehmed Ha-şim Efendi'nin (ö. 1815) faaliyetleri sonucu bu dönemde Kadirîliğe geçmiştir. 19. yy boyunca Mehmed Emin Şeyda ve Küçük Hamdi Efendi'nin denetiminde kalan tekke, daha sonra Mehmed Süreyya Baba tarafından bir Bektaşî merkezine dönüştürülmüştür. Bayramîlikten Kadirîliğe geçen Kasımpaşa'daki Paşmakçı Tekkesi ise buradaki Muabbir Tekkesi postnişinlerin-ce ortak meşihat modeline göre yönetilmiştir. Ali Vahidî'nin (ö. 1764) halifeleri o-lan bu şeyhlerden ilki Ali Rrza Efendi'dir (ö. 1847). 1800-1847 arasında Paşmakçı ve Muabbir tekkelerini kendi yönetimi altında birleştirmiş ve kendisinden sonra bu ortak meşihat anlayışı Mustafa Sabri Efendi (ö. 1873) tarafından sürdürülmüştür. 1875'te sona eren ortak meşihat, ardından yalnızca Paşmakçı Tekkesi'nde Mehmed Arif Efendi (ö. 1889) ve Haydarhane Tekkesi Postnişini Süleyman Efendi'nin Kadirî meşihatı sürmüş, tekke daha sonra Mehmed Cemaleddin Efendi (ö. 1937) tarafından Rıfaî-Bayramî ortak meşihatına bağlanmıştır.

istanbul'da 19- yy'ın sonlarında 57 tekkeye sahip bulunan Kadirîlik, şehir hayatında Halvetîlik ve Nakşibendîlikten sonra en yaygın tarikat olarak dikkati çekmek-

tedir. Tarikatın en yoğun şekilde faaliyet gösterdiği bölgeler, suriçi istanbul'u ve Kasımpaşa'dır. Bu bölgelerin dışında ağırlıklı olarak Eyüp'te Hâki Baba, Cafer Paşa, Âşık Efendi, Ümmî Şeyh Süleyman, Evlice Baba, Molla Çelebi ve Yavedud tekkelerinde; Üsküdar'da ise Bektaşîlikten devraldığı Yarımca Baba Tekkesi ile, Halim Gülüm Dede, Bâlî Çavuş, Kartal Dede, Abdülhay Efendi, Avnizade ve Serbölük Ahmed Efendi tekkelerinde belli aralıklarla faaliyet göstermiştir.

Kadirîlik, istanbul'un tasavvuf hayatında Halvetîlik ile Nakşibendîlik arasında bir denge unsuru olmuştur. Tarikatın özündeki Arap kökenli tasavvuf geleneğinin ö-zellikle istanbul'da estetik bir forma dökülerek şekillendirilmesi sonucu ortaya çıkan Kadirî kültürü, bu yönüyle Halvetîliğe paralel bir şekilde yer almış, fakat öte yandan Nakşibendîliğin şeriat yorumuna yakın bir konumda kendi mistik çerçevesinin sınırlarını belirlemiştir. Bu çift yönlü etkileşim nedeniyle Kadirîliğin İstanbul'da en çok Halvetî ve Nakşî zümreleri üzerinde etkili olduğu, böylece her iki tarikata ait tekkeleri bir ölçüde kendine bağlamak suretiyle orta tabakanın farklı tasavvuf e-ğilimleri arasındaki kültürel dolaşımı sağladığı görülmektedir. Kadirî kültürünün istanbul'un tarikat folkloruna yaptığı katkılar da çok yönlüdür. Bunlardan en tipik olanı Kadirîhane'de pişirilen ve İstanbul halkı arasında yaygın bir şöhrete sahip bulunan "erbain helvası"dır. Bu helva, Ka-dirîhane'nin tarihi boyunca "etvar-ı seb'a" yi temsil eden 7 derviş tarafından "tevhid-i şerîf" okunarak pişirilmiş, belirli kurallar dahilinde düzenlenen geleneksel törenlerle hem saraya gönderilmiş, hem de tekke çevresindeki fakir fukaraya dağıtılmıştır.

Kadirîliğin tarikat sembollerini ihtiva eden birkaç değişik türde taç vardır. Bunlardan en çok tanınmışı, genellikle Avrupalı sanatçılarca yaygın şekilde resmedilen Bağdat ya da Celalî müjgânlısı olarak adlandırılan taçtır. Mevlevî sikkesine benzemekle birlikte kubbe kısmı daha yüksek ve sivridir. Başa geçen "lenger"inde des-tar yerine, adına "müjgân" denilen kürklü bir kuşak bulunur. Rumî koluna ait taç ise, diğer "esma" tarikatlarında kullanılan forma benzer şekilde kreme yakın beyaz çuhadan imal edilmiş olup 8 terklidir. Ayrıca tepe kısmında "besmele-i şerifin 19 harfini sembolize eden 19 tığlı ve 7 renkli "Kadirî gülü" bulunur. 18 köşeli yıldız da Kadiriler tarafından kullanılmış tarikat sembolleri arasındadır. Kadirî dervişleri, tıpkı Bektaşîler gibi keşkül, teber ve kan-beriye türünden tarikat sembollerini de üzerlerinde taşımışlardır.



Bibi. BOA, Cevdet Evkaf, no. 11426 (12 Cema-ziyelevvel 1164); BOA, Cevdet Evkaf, no. 32501 (Rebiülahir 1191); BOA, Cevdet Evkaf, no. 6796 (29 Şaban 1203); BOA. İrade Mec-lis-i Vâlâ, no. 15946 (6 Cumadelulâ 1273); BOA, Yıldız Mütenevvî Maruzat, Dosya 8, Sıra no. 33 (18. 2. 1299); BOA, İrade Evkaf, no. 1305/13 (26 Cemaziyelahir 1313); CSR, Dosya B/66; Harirîzade, Tibyân, l, 77a-79b; M. Ali Aynî, Un grandsaint de l'islam Abdal-Ka-dir Guilânî, Paris, 1938; W. Braune, "Abd al-Kâdir al-Djîlanî", El2, I, 70-72; J. Chabbi "Abd

Bir Kadirî dervişine ait mezar taşının başlığı. Lenger kısmı müjgânlı olup tepesinde 18 köşeli "Kadirî gülü" vardır.



M. Baha Tartman

al-Kâdir al Djilani personnage historique. Qu-elques elements de biographie", Studia Isla-mica, XXXVIII (1973), s. 75-106; Bursalı Mehmed Veliyüddin, Menakıb-ı Eşrefzâde, İst., 1976; Mecdî, Hadaikü'ş-Şakaik, 225; Ataî, Ha-daiku'l-Hakaik, I, 65; Sarı Abdullah, Semerâ-tü'l-Fuâd, İst., 1288, s. 145; Sicill-i Osmanî, I, 377; Osmanlı Müellifleri, I, 17; Ayvansara-yî, Mecmuâ-i Tevârih, 224; K. Kufralı, "Eşre-fîye", M, IV, 396-397; Vicdanî, Tomar-Kadi-riye, 39-69; Seyyid Sırrı Ali, Tuhfe-i Rûmî, İst., 1992; Vassaf, Sefine, I, 51-189; Hocazade, Ziyaret, 79-83; Hocazade Ahmed Hilmi, Hadîka-tü'l-Evliyâ'dan Silsile-i Meşayih-i Kadiriyye, İst., 1318; Raif, Mir'at, 376-387; J. P. Brown, The Darvishes ör Oriental Spiritualism, Londra, 1927, s. 474-477; C. Server Revnakoğlu, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış: Kadirîlik", Yeni Tarih Dünyası, 1/1 (17 Eylül 1953), s. 17-19; ay, "Kadirî Tarikati İstanbul'a Nasıl Geldi, Nasıl Yayıldı?", ae, 1/2 (l Ekim 1953), s. 68-70; ay, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış III. Eşrefoğlu'nun Eserleri ve Şahsiyeti", ae, 1/3 (15 Ekim 1953), s. 135-138; ay, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış IV. Eşrefoğlu'nun Eserleri ve Şahsiyeti", ae, 1/4 (29 Ekim 1953), s. 169-170; ay, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış V. Kadirîliğin İstanbul'a Gelişi ve Yayılışı", ae, 1/6 (26 Kasım 1953), s. 254-256; ay, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış VI, Kadirîliğin İstanbul'a Gelişi ve Yayılışı", ae, 1/7 (17 Aralık 1953), s. 300-301; ay, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış VII, Rumî-lik ve İsmail-i Rumî", ae, 1/8 (31 Aralık 1953), s. 348-350; ay, "Tarikatlerin Tarihine Toplu Bir Bakış VIII. İstanbul Kadirîhanesi ve Safhaları", ae, 11/10 (30 Ocak 1954), s. 431-434; V. Mırmıroğlu-N. Ebussuudoğlu, "Tophane'de Kadirîhane Tekkesi Tarihi", TTOKBelleteni, S. 60 (1947), s. 12-16; Yahya Efendi'nin Dergâhı Son Postnişini Şeyh Abdülhay Öztoprak Efendi'nin Hayatı ve Dersleri, İst., 1980; R. Lifchez-Z. Çelik, "The Dervişti Tekkes of istanbul: A Survey in Progress", Essays in Islamic Art and Architecture, Malibu, 1981, s. 87-108; T. Zarcone, "Un document inedit sur leş Tekke Kadirî de l'Empire Ottoman et du monde musulınan au XEXe siecle", Varla Turcica, XLX (1992), s. 275-283; ay, "Histoire et croyances deş derviches turkestanais et indiens â istanbul", Anatolia Moderna, II (1991), s. 170-181. EKREM IŞIN



Kadirîlikte Zikir Usulü ve Musiki

Kadirîlik, tarikat ayinlerindeki çeşitli zikir tarzlarından, ayakta durarak zikretmek demek olan "kıyami" usulünü benimsen-



Yüklə 8,87 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   91   92   93   94   95   96   97   98   ...   140




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin