Unite 1=turkiyenin toplumsal ve ekonomik yapisi toplumsal yapi kavraminin genel çERÇevesi


UNITE 2=TURKIYE’DE DEMOGRAFIK DEGISIM



Yüklə 343,39 Kb.
səhifə2/8
tarix18.01.2018
ölçüsü343,39 Kb.
#38742
1   2   3   4   5   6   7   8

UNITE 2=TURKIYE’DE DEMOGRAFIK DEGISIM


DEMOGRAFİ,DEMOGRAFİK BÜYÜME VE HAREKETLİLİK Demografinin Tanımı ve Demografik Çalısmaların Tarihi Demografi;dünyada veya bir ülkede bulunan nüfusun,yaş,cinsiyet,evlilik durumu,geçim durumu,tahsil durumu gibi çeşitli sosyal ve ekonomik yönlerini,dogum,ölüm,göç gibi hareketleri inceler.

**İlk sayım Eski Çin ve Roma'da askerlik ve vergi toplamak icin yapılmıştır. Hz.Ömer devrinde müslümanlardan ve gayri müslim ahaliden alınan öşür,cizye ve haraç vergileriyle ilgili olarak tutulan defterler,askerlere yapılan maaş ve diğer ödemelerle ilgili divanlar,birer istatistik özellik taşımaktadır.

Avrupa'da Nüfus Çalısmaları:Batı dünyasında,demografi uzmanlarının temel vasıtasını teşkil eden nüfus sayımının Roma İmp.na kadar uzandığı bilinmektedir. Demografinin Özelliği:Demografi,bir toplumun gelişme ve değişme hareketlerinde,tüm diğer faktörleri etkileyebilecek önemli bir maddi güç olarak düşünülmelidir.

Demografik Büyüme:Kentleri demografik,ekonomik ve sosyal anlamda yeniden bicimlendiren süreçler;toplam nüfus içinde kentsel nüfus oranındaki artışı,tarımsal nüfusun tarım dışı nüfusa dönüşümünü,kent ölçeklerinin genişlemesini,kırsal alanlarda yeni kentlerin oluşumunu ve kentsel ekonomi ile kentlileşmeyi ortaya çıkarmış ve hızlandırmıştır.Bir kentin kentleşme düzeyi,oradaki demografik canlılığa bağlı olduğu kadar kentin kendi cevresine yansıttığı çekiciliğine dayalı olarak da ölçülebilir.

NÜFUS,İSTİHDAM VE KALKINMA İLİSKİSİ

Nüfus ve İstihdam:Nüfus tek başına ne olumlu ne olumsuzdur;kalkınma programı ile bir arada düsünülüp, planlandığında daha farklı bir anlam ve güç kazanır. Nüfus ve Kalkınma:Nüfus,ülke işgücünün kaynağıdır.Bu sebeble ekonomik kalkınmanın insan temelini oluşturur.

**Ekonomik teoriler olaya geçim-insan sayısı açısından bakmaktadır.Ekonomik teorilerin öncüsü R.Malthus.Malthus'a gore tarımsal üretim nüfus artışını yakalayamamaktadır.(Ancak daha sonra Malthus'un haklı olmadığı ortaya çıkmıştır.) Ülkemizdeki kalkınma planları başlangıcından beri,nüfus konusuna hak ettiği değeri vermiştir.

**Romer-> İçsel Büyüme Teorisi Teknolojik gelişmelerin dışsallığını reddetmiş ve bunu modele dahil ederek işe başlamıştır. **Neoklasik büyüme teorisi sermayenin azalan getirisini kabul ederken;icsel büyüme modelleri beşeri sermayeyi de kapsayan sermayenin artan getirisinin olabileceğini ve bu artan getirinin de uzun dönemde büyümeyi azaltmayacağını kabul etmektedir.

**Ülkeyi yönetenlerin ulusal eylem planları aracılığıyla ekonomik büyüme,insan kaynağı,halk sağlığı,üreme sağlığı konularında göstereceği kararlılık,nüfus ve kalkınma ile ilgili programları basarıya ulaştıracaktır.Ulusal eylem planlarının amacı,nüfusla ilgili bütün ulusal kalkınma stratejileri,plan,politika ve programlarıyla bütünleştirmektir. **Optimal Nüfus:Ülkenin dogal kaynaklarını mevcut sermaye ile en iyi sekilde kullanabilecek nüfus miktarıdır.

NÜFUS ARTIŞ HIZI VE NÜFUSU PLANLAYICI ÇABALAR

Nüfus Artışı ve Muhtemel Sonuclar Nüfus artışı;kentlesmeyi hızlandırır,güvenlik artışını ve güvenlik harcamalarını artırır,suç oranları artar,ekonomik sorunlar artar.Demografi biliminin temel endişesi nüfus artış hızının devam etmesi halinde dünya kaynaklarının yetersiz kalacağıydı.Her ülkenin yaşadığı bir demografi süreci bulunmaktadır ve bu süreç yaklaşık 150-300 yıl arası sürmektedir. Nüfus,Doğurganlık ve Gelişme 19.yy ın sonlarında başlayan ve 20.yy ın ortalarında tüm dünyada hızlı bir azalma eğilimi kazanan ölüm oranlarına,yaklaşık 40 yıldır,dünya nüfusunun cogunlugunu etkisi altına alan doğurganlık düşüşü eşlik etmeye başlamıştır.Ölüm oranlarındaki ciddi düşüşler nedeniyle dünya nüfus artış hızı 20.yy ın ortalarında yükselmiş fakat daha sonra doğum oranlarının da düşmesiyle tekrar azalma eğilimi göstermiştir.'Demografik geçiş' olarak isimlendirilen bu süreç,kabaca 1900'lü yılların başı ve sonu arasında dünyanın her yerinde başlamıştır.

**İlk olarak Warren Thompson tarafından öne sürülen ancak daha sonra Kingsley Davis ve Frank Notestein çeşitli yaklaşımlarla getirdikleri 'Demografik geçiş teorisi',18.yy sonlarından itibaren tarım toplumundan endüstri toplumuna geçiş yapan gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinin demografik degisim modeli dikkate alınarak formüle edilmiştir

Nüfus,Sosyal Politika ve Demografi Hızlı şehirleşmenin yarattığı sorunların giderilmesine ve şehirler icin etkili idari ve cevre yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi dahil olmak üzere,şehirleşme ve yerleşme politikaları yapılmaktadır.Ayrıca göç edilen ve terk edilen ülke arasında,göç edenlerin haklarını gözeten bir işbirliğinin sağlanmasına yönelik çalısmalar devam etmektedir

**Nüfusun yaş-cinsiyet bileşimi,kamu politikalarının belirlenmesini etkilemektedir.Türkiye'de insanların erken yaşta emekli edilmesi ve iş yapamayacak bir sekilde onların boşta bırakılması,sadece ekonomik degil,aynı zamanda sosyal ve psikolojik bir çöküşe imkan hazırlayıcı bir yaklaşımdır.Emekli insanları,cok farklı iş alanlarında part-time veya yan hizmetlerde çalıştırmak ve hatta danışmanlık gibi konularda kendilerinden faydalanmak mümkündür.Böyle bir durumda,onların sadece tüketici degil,aynı zamanda üretici olmalarına imkan verilmiş olacaktır.

**Gelişmiş ülkeler,artan bağımlılık oranlarına tepki olarak birkaç politika degisikligi yapmışlardır.Bu degisiklikler göç yasalarında liberallesme,yüksek dogum oranlarını teşvik etme,vergi oranlarını yükseltme,emekli aylığı ve saglık karlarını azaltmayı içermektedir. **Emeklilik icin yüksek göç kabul etme politikası,bazı ülkelerde önem kazanmaktadır.(ABD).Batılı ülkeler bu politika ile dogum oranlarını azaltmak suretiyle,ekonomik hayata dinamizm kazandırdığını düşünmektedirler;mevcut nüfusun yaşlanması ve emekliye ayrılmasının arkasından,baska ülkelerden göç yoluyla genc nüfusu almaktadır.Avantajlı gibi gözüken bu durum göçmenlerin dini,kültürel ve geleneksel uyum sağlamakta zorlanmasıyla yeni sorunlara yolacmaktadır.

NÜFUS,GÖÇ VE CEVRE DENGESİ

Göç Sebebiyle Nüfus Hareketlilikleri-Kentsel alanların kırsal alanları sarf ederek kademeli artışlar veya genişlemeler göstermesi -Kentlerin zamanla kademeli olarak ve çeşitli biçimlerde farklılaşmalar göstermesi (yeni teknolojilerin girişi,yeni yatırım yolları ile yeni kuruluşların ve tersiyer sektör üretiminin ortaya çıkışı) **Göçleri bünyesinde toplayan ve onları en uygun ve ölçülü bir sekilde kontrol edip yönlendiren mekanizmaların eksikliği sebebiyle,herhangi bir sisteme bağlı olmayan bu insan yığınları,sektörlerin işleyiş düzeninden,toplum ici sosyal iliski ve çatışmalara kadar bir yığın problemi gündeme getirmektedir.

**Kentler,kendi ekonomik ve sosyal kapasitelerinin üstünde insan baskısına uğraması,kente yeni sosyal sorunlar acmaktadır.Yoksulluk,ucuz işçi çalıştırma,üretim ve gelirin düşmesi gibi.. Bu sorunların giderilmesi icin etkili idari ve cevre yönetimi stratejileri geliştirilmekte ve şehirleşme ve yerleşme politikaları yapılmaktadır. Nüfus ve Cevre İliskileri Cevrenin çeşitli imkanlarının kullanılması ve değerlendirilmesi noktasında,nüfusun belirleyici ve dönüştürücü etkisi bulunmaktadır.Cevrenin planlanması ve cevre faktörlerinin dengelenmesi nüfusun bilgi,bilinç ve yaşama felsefesiyle büyük ölçüde baglantılıdır.İnsanın yaşadığı cevre,onun kültürel ve sosyal gelişiminin öncüsü olmaktadır.

**Dünyanın yıllık nüfus artışı %1.7 olduguna gore 35 yıl icinde bir kat artacağından,35 yıl sonra en az günümüzdeki kadar ev,okul,hastane,fabrika ve işyeri acmak zorundayız.45-50 yıl sonra beslenmenin güçlüğü hatta imkansızlığı ortadadır.Hızlı nüfus artışı doğal kaynaklarımızı yok etmekle kalmayıp,cevrenin kirlenerek bozulmasına neden olmakta ve insanlığın gelecegini tehlikeye atmaktadır.

**Kentleşme ile birlikte cevre problemlerinin artışını,kent misyonu ve kültürünün yanlış veya eksik felsefeler üzerine kurulmasıyla izah etmek mümkündür.

**Dünya dogal enerji kaynakları ve dogal alanların aşırı ve bilinçsizce kullanımından vazgecilemedigi ve kaynakların eşit paylaşımı sağlanamadığı sürece sorunların artarak devam etmesi kaçınılmaz görünmektedir.En guzel olanı,doğanın kendi düzeni icinde temiz kalacağı,nüfus miktarının üstüne çıkmamak ve cevre bilincinin benimsenmesi gerektigidir.

NÜFUS ve KENTLEŞME VE DEMOGRAFİK DÖNÜŞÜM

Nüfusun Kentlesmeyle Nitelik Değiştirmesi Bölgesel olarak nüfus dağılımını belirlemek icin;nüfus yığılmalarını gösteren uydu görüntüleriyle,nüfus sayım verilerini birleştiren projeler yürütülmektedir.GRUMP Projesi1 gibi.. (Küresel Kırsal Kentsel Haritalama Projesi) Kentlerin cazip merkezler haline gelmesi,nüfusun yoğunlaşmasına yol açmıştır.Türkiye'de son elli yıldır hızlı bir kentleşme süreci yaşanmaktadır.Özellikle 1980'li yıllarda hız kazanan kırdan kente göç olgusunda itici,çekici ve iletici olmak üzere başlıca faktörler rol oynamaktadır.

İtici Faktörler -> Geçim sıkıntısı,ek gelir ihtiyacı,egitim,saglık ve is alanlarının yetersizliği Çekici Faktörler -> Daha iyi egitim ve saglık olanakları,iş bulma ümidi,modern hayat tarzına duyulan özlem ve daha iyi yasama arzusu İletici Faktörler -> İletişim ve haberleşme imkanının gelişmesi,internetin yaygınlaşması,gazete ve televizyon Kentler,belirli özellikleri sebebiyle nitelik degisimine uğramakta ve böylece farklı boyutlara ulasmaktadırlar.Kentler,nufusları barındırmak üzere,cok büyük alanlara yayılarak,insanların bir anlamda yabancılaşmasına sebebiyet vermektedir. Avrupa'da Demografik Dönüşüm Avrupa kıtası nüfus politikaları icinde iki önemli ve stratejik karar ile karsı karşıyadır. 1.Temel ekonomik ve sosyal faaliyetler icin yetişkin nüfus açığının nasıl kapatılacağıdır. 2.Demografik trend icinde en erken 200 yıl sonra başlayacak olan nüfus artışı daha öne çekilmeli mi bu nasıl sağlanacaktır?

**AB bu amaçla kapsamlı göçmen politikası üzerinde çalışmaktadır. Birleşmiş Milletler'in yaptıgı çalısmada,demografik dönüşümün dört faktörden kaynaklandığı belirtilmektedir: > Gelir düzeyinin artması > Saglık harcamalarının artması > Teknolojideki gelişmeler > Sosyal ve kültürel alandaki gelişmeler

**1950 ve 1960'larda demografik dönüşüm sosyal evrim teorisiyle birlikte geniş kapsamlı olarak incelenmeye başlanmıştır. **1970'lerde; demografik kültür,bölgesel yapılar ve ev ekonomisi kavramlarının incelendiği modeller ortaya konmustur.

**Demografik dönüşümün en önemli etkisi 65 yaşın üzerindeki nüfusun yükselmesi sonucu,yaşlı nüfusun toplam nüfus içerisindeki oranının artması olarak degerlendirilmektedir. Yaşlanmanın etkisi en yogun sekilde AB ve Japonya'da görülmektedir.

*****Demokrafik dönüşüm;dünyadaki yüksek dogum ve ölüm oranlarının tarihsel süreçte azalarak düşük dogum ve ölüm oranlarına ulasmasıdır.1800'lerde Avrupa'da sanayileşmenin başlaması ile ortaya çıkmıştır,2100 yılında bu sürecin biteceği tahmin edilmektedir. Türkiye'de Demokrafik Dönüşüm Avrupa'nın önümüzdeki dönemde ihtiyac duyacağı dışarıdan nüfus desteginin en önemli kaynağı Türkiye ve K.Afrika ülkeleridir.Avrupa'nın ihtiyacı iki yöndendir.Hem is gücü açığının kapatılması hem de nüfusun yenilenmesi.Türkiye'de ihtiyac duyulan;nüfusun yetişmiş ve kaliteli nüfus gücü..

**Aile planlaması konusu,Türkiye'nin gündeminde uzun yıllardan beri devam eden bir konudur.Aile planlaması danışmanlığı;dogum öncesi bakım ve güvenli dogum,emzirme,bebek ve anne saglıgı,kısırlık ve düşüğün önlenmesi,üreme yolları enfeksiyonlarının tedavisi,cinsel yolla bulasan hastalıklarla ilgili hizmetlerin tümüne üreme çağındaki nüfusun ulaşmasını sağlamaktadır.

UNITE 3=TURKIYEDE KENTLESME VE GÖÇ

Şehirleşme;dar mekanlı bir cemaat hayatından,geniş mekanlı bir cemiyet hayatına geçiştir.Şehrin üç temel ön şartı vardır: -Tarım yapmaya uygun ekolojik şartlar -Artı değer üretmek -Sosyal organizasyon ve iktidar

**Ülkemizde kentleşme 1950'li yıllarda başlamıştır.Kentlesmeyle birlikte işsizlik,yerleşme-konut problemi,kontrolden çıkmış nüfus birikimi,sosyoekonomik ve saglık hizmetlerindeki eksiklikler,alt yapı problemleri gibi sorunlar ortaya çıkmıştır.Wirth'e göre kent ve kentlilesme bir medeniyet ve modernite problemidir.Prof. Dr. Alex Carrel,çağdaş insanın en büyük problemi olarak hayattaki asli görevini ve gercek varlığını bilmemesi ve dolayısıyla gercek varlığına uygun bir yaşama tarzını bulamamasını göstermektedir.

**Şehirlerin ilk kuruluş dönemlerine bakıldığında,aşırı bir hız ve plansızlığa rastlamaktayız.Buna sebep de zengin maden yataklarının bulunması ve fabrikalarda işçi olmak suretiyle zenginleşme rüyalarının varlığıdır.

Kent ve Göç İliskisi:Göç,kişilerin gelecek yaşantılarının ya bir bölümünü ya da tamamını geçirmek üzere bir yerleşim biriminden diğerine yerleşmek amacıyla yapmış oldukları coğrafi nitelikli yer değiştirme olayıdır.

**Göç hareketi,“itme”-“çekme” modeli çerçevesinde incelenmektedir.Bireylerin göç kararlarının temelinde,göçün nedenlerini içeren,itici ve çekici faktörler vardır. =>Bireylerin doğdukları ve alışkın oldukları yaşam tarzını bırakarak göç kararı almasına neden olan etkenlere itici faktörler denilmektedir.

=>Göç etmek üzere karar verilen yerin cazibelerine ise çekici faktörler adı verilmektedir. Her göç kararında itici ve çekici faktörlerin karışımı vardır.Her biri ayrı araştırma konusu olabilecek bu faktörler şunlardır: <:>Ekili alanların dikili hale gelmesi:Ekili tarım alanlarının fındık, çay,fıstık,kiraz,ceviz,turunçgil, zeytin,kavak gibi ticari değer taşıyan ağaç ve meyvelerle dikili hale getirilmesiyle köylülerin köye ve toprağa bağımlılıktan kurtulması sonucu ortaya çıkan göçler. <:>Eğitimde taşımalı sistem:Köy okullarının kapatılması ya da taşımalı sisteme geçilmesi sonucu kırsal kesimdeki insanlarımızın,çocuklarının yollarda mağdur olmaması ve daha iyi eğitim alabilmelerini sağlamak için kentlere yerleşmek istemeleri sonucu ortaya çıkan göçler. <:>Yurtdışına göç ve geri dönüşler:Kırsal kesimden yurtdışına giden kişilerin kesin dönüşlerinde yerleşmek için kentleri tercih etmeleri sonucu ortaya çıkan göçler. <:>Yeniden yerleştirme:Deprem,heyelan,sel,yangın gibi doğal veya terör gibi beşeri afetler nedeniyle,ya da baraj suları altında kaldıkları için kamulaştırma gibi sebeplerle köylülerin devlet eliyle kentlere yönlendirilmeleri sonucu ortaya çıkan göçler. <:>Askerlik:Kırsal kesimden askeri görev yeri olarak kentsel alanlara giden bazı gençlerin terhislerinden sonra bu kentlere yerleşmeleri sonucu olan göçler. <:>Kırda refah düzeyinin artması:Köylerde herhangi bir şekilde maddi durumu iyileşen kişilerin sonraki hayatlarında daimi ikametgâh yeri olarak şehirleri tercih etmeleri sonucu olan göçler. <:>Yüksek öğrenim:Köyde doğup büyüyen gençlerin üniversiteyi kazanmaları ve okullarını bitirdikten sonra bir daha kırsal kesime dönmeyerek kentlere yerleşmeleri sonucu ortaya çıkan göçler. <:>Sezonluk istihdam:İnşaat veya hizmet sektöründe çalışan geçici ya da mevsimlik isçilerin çalıştıkları kentlerde kalıcı hale gelmeleriyle oluşan göçler. <:>Evlilik:Köylerde yaşayan genç kızların kentlerdeki akranları ile evlenmeleri yoluyla,ya da kente göç etmek şartıyla köyden biriyle yapılan evlilikler sonucu meydana gelen göçler. Kırsal Kesimden Ayrılma Sebepleri Evlilik yaşına gelmiş genç kızlar veya yeni evli bayanlara göre kendilerini kırsal kesimden ayrılmaya sevk eden başlıca itici faktörler şunlardır:

*Tarım ve hayvancılığın egemen olduğu kırsal uğraşı,bu uğraşıya bağlı olarak bir gün bile tatil olmadan bütün yıl devam eden hayvan besleme,süt sağma,tarla sürme,bahçe yapma gibi sabah başlayan gece geç vakte kadar devam eden faaliyetler.

*Zaman içinde ücretsiz aile işçisi olduklarının farkına varmaları. *Altyapısı yeterli olmayan konutlarda yaşamaları,bu nedenle de çoğunlukla ev içinde suyun musluktan akmaması,aksa bile çoğu yerde tazyikli su olmadığı için sıcak su temininin güç olması.Sıcak suyun olmamasına bağlı olarak (alım gücü ve parası olsa bile) çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi alınıp kullanılamaması,neticede arzu edilen temizliğin kolay yoldan ve yorulmadan sağlanamaması. *Köy işlerinin yıpratıcılığının iyice farkına varılması.Sosyal güvence olmayışı,hastalık durumunda çaresiz ve başkalarına muhtaç kalacağını düşünmesi.

*Doğacak çocuklarının eğitim ve sağlık imkânlarından yeterince yararlanamayacağı endişesi. *Aylık sabit bir geliri olmayışı,kendi özel ihtiyaçları için hep başkalarına bağımlı olması. *Köylerde genç sayısının gittikçe azalması,arkadaşlık yapacak kimsenin kalmaması. Kentlerin Nitelikli Nüfusu Çekmesi:Büyük kentler ve gelişmiş bölgeler kırsal alanların ve az gelişmiş bölgelerin genç ve kabiliyetli insan gücünü çekmektedir.Büyük kentler ve gelişmiş bölgeler kırsal alanların ve az gelişmiş bölgelerin genç ve kabiliyetli insan gücünü çekmektedir.Bu ise bölgeleri işe yarar nüfustan yoksun bırakarak,dengesizlikleri artırmaktadır.Böylece göç veren yerlerdeki daha olumsuz koşullar ortaya çıkmaktadır.

Göç ve İş Gücü Hareketliliği:Kentlerde oluşan işgücü piyasasındaki işgücü arzı ve talebi kırsal kesim işgücü arzı ve talebinden daha farklı bir karaktere sahiptir.Örneğin,kentlerde mevcut olan zengin ve çeşitli nitelikteki işçilerin yer aldığı işgücü havuzları ve kentlerde bilginin daha hızlı yayılmasıemeğin üretkenliğini artırmaktadır.Üretkenliği artan işgücüne ise daha fazla talep olmaktadır.Dolayısıyla hem arzı hem de talebi artan işgücünün artan istihdamı ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır.

***Boratav;sanayi,ticaret ve finans sektörlerinde toplanan artı değerdeki artış oranlarının yeni yapısal değişikliklerin doğal bir sonucu olduğunu belirtir. Islam Medeniyetinde Şehir:Geleneksel İslâm mimarisi ve şehirciliği bütünleşmiş bir hayat kavramından kaynaklandığı için,kendisi de böyle bir hayatı olabildiğince mümkün ve kolay kılmaya çalışır.Bu anlayışla,birbiriyle iç içe geçmiş,yakın ve çok yönlü kullanıma elverişli mekânlar açarak, insanların çalışmayı ve dinlenmeyi bir arada gerçekleştirmeleri;bir yanda gündelik nafakalarını kazanırken,bir yandan da -yine bir arada yürüyen- ilim ve ibadetle hem kafalarını,hem de ruhlarını olgunlaştırmalarına imkân hazırlar. Islam Şehrinin Özellikleri

***Sao Paulo;dünyanın en hızlı gelişen şehri ***Bağdat;Hint okyanusu ticaretinin büyük antreposu Bugün İslam şehirlerinin çok boyutlu ve insanı temel alan özelliğini devamını maalesef bulamıyoruz İdeal şehir kavramına yaklaşan bu şehir tipi,düşünce ve kültür alanındaki gerilemeyle birlikte kendi gelişimini sağlayamadı.Fakat,bugün Batı’da İslam şehirlerinin sahip olduğu bazı temel niteliklerin yeniden canlandırılmasına şahit oluyoruz.“Slow Cities” denilen akım,insani bir şehrin birçok güzel niteliğine sahip olmaya çalışıyor.

Sanayileşme Öncesi Batı'da Sehir:Kentler,genellikle tarımsal olmayan üretim ile tarımsal üretimin kontrol edildiği ve tarım dışı üretimin yapıldığı yerdi.Kentlerde çeşitli kademelerde yer alan beyler,onlarla birlikte iç ve dış düzeni sürdüren rahipler ve tarım dışı üretim yapan zanaatkârlar, esnaf ve tüccar yaşardı.Sanayi öncesi kentlerde fonksiyon bakımından farklılaşmış bir düzende olan bir meydan vardır.Yani sürekli olarak bir mekân işgal etmesi gerekmeyen işler burada yapılır.Bu meydanın etrafında kale ve saray gibi idari mekânizmanın yerleşmiş olduğu mekânlar vardır.

**İlk kez belediyeler kuruldu ve belediyeleri tüccarlar yönetti.Para birimini standartlaştırdılar. Şehirlerarası müzakereyi ve bunları kanunlaştırmayı ise krallara bıraktılar. **Wirth’e göre,Batı uygarlığının başlangıç noktasını Akdeniz havzasında önceleri göçebe bir yaşam süren ve sonra yerleşik düzene geçen halklar oluştururken,bu uygarlığın modernliğinin simgesi büyük kentler olmuştur.Ona göre çağdaş dünya için kullanılan “kentlileşme”nin derecesi tam olarak kentlerde yaşayan toplam nüfusla ölçülemez.Çünkü;Kentlerin,toplumsal yaşam ya da insan üzerindeki etkileri,kentli nüfusun oranının göstereceği etkiden daha büyüktür.

***Wirth’e göre kent birdenbire ortaya çıkmayıp bir gelişme sürecinin ürünüdür.Sanayi öncesi kentte mahalleler ya da semtler arası büyük toplumsal farklılaşmalar vardır.Sanayi öncesi kentlerde iş örgütlenmesi loncalar şeklinde gerçekleşir.Loncalar mesleğe giriş ve meslekte yükselme ilişkilerini düzenler.Ayrıca ürünlerin kalite standartları ile fiyatlarını belirlemede yetkilidirler.Kimi dinsel işlevleri de yerine getirirler.Loncalar,üyeleri zor durumda kaldığında onlara yardım ederek bir toplumsal güvenlik kurumu olarak da hareket ederlerdi.

***Laçiner’in ifadesiyle kentlerin merkezleri,“kentli dendiğinde ilk akla gelenler” in iş ve ikamet alanlarıydı.Yani kentli davranışı ve kent kültürü tanımlamaları,genellikle bu alanlarda yaşayanlara özgü değer,norm ve davranış kalıpları olarak ele alınıyordu.Batıda vahşi kapitalizmin kentlere işçi çekmek için oynadığı oyun sonucunda,kırsal üretimdeki işlerinden olan insanların kentlerde karşılaştıkları manzara işsizlik olmasa da korkunç yaşam koşullarıdır. Kentlilesmenin Meydana Getirdigi Problemler >>Sürekli parçalanma ve birleşmelerin meydana gelmesine kültürel karışımların,melezlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. >>Mekansal farklılaşmayı ve kutuplaşmayı getirir. >>Eşitsizlik artar.

Northrop:"Dünya bir kaos değil,düzen ve kozmos içindedir.Tıpkı bir organizma gibi canlıdır ve aynı zamanda bir kanuna bağlıdır"

Çarpık Kentleşme:Türkiye’de konut ve kentleşmeye ilişkin sorunlar,1950’lerden başlayarak ele alınabilir.1950’lerde kırsal alanlardan kentsel mekânlara hızlı göçün yarattığı yerleşim sorunları ve çarpık kentleşme olarak anılan plansız ve düzensiz yayılma,1980’lere gelindiğinde egemenlik kazanan neo-liberal politikaların da etkisiyle artarak devam etmiştir.

**1980’lerde kentlerin kenarlarında kalan arsaların büyük bir bölümü yarı enfromal (quasi-informal) yerleşime açılmıştır.Örtük bir biçimde de olsa,yerel yönetimlerin görmezden gelerek,merkezi yönetimin ise imar bağışlamaları içeren yasaları birbiri ardısıra yürürlüğe sokarak ve mevcut kaçak yapılara,gecekondulara kentsel hizmet,altyapı sunarak,bu enformelleşme süreci kışkırtılmıştır.

Kent ve Yoksulluk:Kalabalık mahallelerde oturan ve “sürü” yaşantısı içerisinde geleceğe yönelik beklentisi olmayan,kendini dışlanmış hisseden kentsel yoksulluk ifadesi,sanayi devrimi sonrasında kentleşme sürecinde ortaya çıkmış çok boyutlu ve karmaşık bir olgudur.Genellikle kentlerin gecekondu bölgelerinde görülmektedir.

**Sanayileşme ve kentleşmeye bağlı göç hareketleriyle kentlerde yoğunlaşan nüfusun,iş edinme ve yaşam koşullarını iyileştirme olanaklarının daralması,kentsel yoksulluğun temel nedenlerindendir. Ekonomik dönüşümlerin,yani tarımdan sanayiye,sanayiden bilgi toplumuna geçişin yaratmışolduğu işsizlik rakamları arttıkça;kayıt dışı istihdamın artması,istihdamda ayrımcılığın ve fırsat eşitsizliğinin büyümesi,piyasanın gerektirdiği eğitim,beceri gibi kalifiye bir kişi olmayı sağlayacak unsurları geliştirme olanaklarının bulunamaması,sermaye ve girişim yetersizliği,ailenin demografik yapısı gibi faktörler kentsel yoksulluğu kenar kesimlerden şehir merkezlerine kadar taşımaktadır. **Kentsel yoksulluğun önlenmesinde,kırsal kesimin yardımları göz ardı edilmemelidir.Kırsal topluluklar,kentsel tedirginlik ya da ekonomik kriz dönemlerinde,kentsel yoksulluk için sosyal tampon görevi görmektedir.

**Yoksulluk hakkında yapılan araştırmalar,yoksulluğun uzun zaman değişmeden kaldığını ve kesin bir kavram olduğunu savunan görüşlerin yanında,nispi bir kavram olduğunu ve zaman içinde anlamının değişebileceğini savunan görüşler de bulunmaktadır.

***Enformel istihdam kavramı,ILO tarafından 1970 yılında düzenlenen Dünya İstihdam Programındaki Kenya Raporunda kullanılmıştır.Kırsal kesimden göç eden ancak formel kesimde iş bulamadığı halde açık işsizlik rakamlarının beklenenden düşük çıkmasına neden olan,kayıt dışılığa kaymış kesim için kullanılmıştır .

Yüklə 343,39 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin