University of finance and management in bialystok poland uluslararasi sempozyum V


Keywords: Economic crisis, Real economy, Financial sector. SERBEST TİCARET, KRİZ VE İSTİHDAM



Yüklə 0,63 Mb.
səhifə8/11
tarix05.09.2018
ölçüsü0,63 Mb.
#77369
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

Keywords: Economic crisis, Real economy, Financial sector.

SERBEST TİCARET, KRİZ VE İSTİHDAM
Doç. Dr. M. Faysal GÖKALP

Arş. Gör. Gonca AKGÜN
Serbest ticaret politikası, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının da katkısıyla ülkelerin üretim, ihracat ve istihdam yapılarını değiştirmektedir. Heckscher-Ohlin Teorisine göre, dışa açılma süreci, ülkelerin bol bulunan üretim faktörlerinin talebini artıracaktır. Bu çerçevede azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bol bulunan vasıfsız emeğin istihdamının artması beklenmektedir. Ancak, beklenenin aksine gelişmekte olan ülkelerde dahi, H-O teoremine aykırı biçimde, vasıflı emek talebi vasıfsız emek talebinden daha fazla artmaktadır. Bu durum, vasıfsız emek yoğun olan azgelişmiş/gelişmekte olan ülkelerde vasıfsız emek istihdamını sınırlı tutmaktadır. Vasıflı emek, ticarete konu olan ve büyüme eğiliminde olan sektörlerde istihdam edilirken, vasıfsız emek ticarete konu olmayan sektörlerde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik konjonktürün uygun olduğu dönemlerde vasıflı emek istihdamının vasıfsız emeğe oranla daha yüksek olması söz konusu iken, kriz dönemlerinde nispeten talep esnekliği ve krizden etkilenme derecesi yüksek olan ticarete konu olan sektörlerdeki vasıflı emek istihdamı, vasıfsız emek istihdamına göre azalmaktadır.

Çalışmamızın amacı, Türkiye’de serbest ticaret politikasının istihdam yapısı üzerindeki etkisini ve kriz-istihdam ilişkisini araştırmaktır.


Anahtar Kelimeler: Serbest ticaret, kriz ve istihdam, gelir dağılımı
FREE TRADE, CRISIS AND EMPLOYMENT

Free trade policy, together with the help of direct foreign capital investments, changes the production, export and employment structures of countries. According to the Heckscher-Ohlin Theory, the process of free trade will increase the demand for factors of production found in great amounts in countries. Within this frame, it is expected to increase the employment of unskilled labour which is plenty in underdeveloped and developing countries. But despite the expectations, even in the developing countries, contrary to the H-O theorem, demand for skilled labour increases more than the demand for unskilled labour. This situation keeps the unskilled labour employment limited in unskilled labur intensive underdeveloped/developing countries. Skilled labour is employed in sectors subject to trade which has a tendency of growth whereas unskilled labour is heavily used in sectors which are not subject to trade. In periods when the economic conjuncture is suitable, skilled labour employment is higher compared to unskilled labour; but in times of crisis, skilled labour employment decreases compared to unskilled labour employment in sectors subject to trade where the demand elasticity and the degree of being influnced by the crisis is high.



The aim of our study is to search the influence of the free trade policy on the employment structure in Turkey, and the crisis-employment relationship.
Keywords: Free trade, crisis and employment, income distribution.


TURİZM TALEBİNİN BELİRLEYİCİLERİ: 1990-2008 TÜRKİYE ÖRNEĞİ
Yrd. Doç. Dr. Sabriye ÇELİK UĞUZ

Yrd. Doç. Dr. Ferhat TOPBAŞ
Günümüzde, ülke ekonomilerinde ve toplumsal kalkınmada önemli yere sahip olan turizm, Türkiye ekonomisi için vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir. 1990'li yıllarda Türkiye'ye yönelik turizm talebinin sürekli bir gelişme gösterdiği ve buna paralel olarak da turizm gelirlerinin arttığı görülmüştür. Bu noktadan hareketle çalışmanın temel amacı, Türkiye için bir turizm talep modeli oluşturmak ve bu model çerçevesinde politika önerileri geliştirmektir. Bu çalışmada, 1990-2008 yıllarına ait istatistiklerle 11 Avrupa ülkesinden (Almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya, Yunanistan) Türkiye’ye yönelik turizm talebi ekonometrik olarak analiz edilmiştir. Satın alma gücü paritesine göre gelir, işsizlik, enflasyon gibi ekonomik değişkenlerin turizm talebi ile ilişkisi, panel nedensellik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Turist gönderen ülkenin satın alma gücüne göre gelirinin turizm talebinin istatistiksel olarak anlamlı bir nedeni olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Turizm talebi, Panel nedensellik, Türkiye’de turizm sektörü
THE DETERMINANTS OF TOURISM DEMAND: CASE OF TURKEY FOR THE PERIOD 1990-2008
Today, tourism has an important place in the national economy and social development and tourism has become an indispensable sector for Turkey's economy. In the 1990s, the demand of tourism for Turkey showed a continuous development and tourism incomes increased in parallel was seen. Therefore, the basic aim of this study, to create a model of tourism demand for Turkey and within the framework of this model is to develop the policy proposals. In this study, with the statistics on the period 1990-2008, tourism demand coming to Turkey from the eleven European countries have been analyzed as the econometric. The relationship between tourism demand and economic variables such as income according to purchasing power parity (ppp), unemployment, inflation have been examined by panel causality analysis. İncome by purchasing power parity of the tourist generating country has been identified as a significanse cause for the istatistical of tourism demand.
Keywords: Tourism demand, Panel causality, Tourism sector in Turkey.
SOSYAL PİYASA EKONOMİSİ 2008–2009 EKONOMİK MALİ KRİZİNİ ÖNLEYEBİLİR MİYDİ?
Doç. Dr. rer. pol. Rıza Arslan
Yaşanan mali krizin ardından önemli siyasi ve ekonomist çevrelerden, bir daha böyle bir krizin yaşanmaması için, önlemler alınması gerektiği yönünde talepler yükselmektedir. Bu çevrelerin önerdikleri önlemler ise farklılaşmaktadır. Benzer krizleri önlemek açısından bazı çevreler kısıtlı devlet kontrolü talep ederken, diğerleri serbest piyasa koşullarından taviz verilmeden böyle bir denetimin söz konusu olabileceğini dile getirmektedirler. Ancak bu önlemlerin neler olabilecekleri konusunda fikir birliği sağlanmış değildir. Çalışma ise böyle bir krizin tekrar yaşanmaması için bir alternatif çözüm olarak Sosyal Piyasa Ekonomisini tartışmaya açmaktadır. Çalışma kapsamında, Sosyal Piyasa Ekonomisi tanımlanmakta, nasıl işlediği irdelenmekte, Serbest Piyasa Ekonomisinden farkı açıklanmakta ve söz konusu krizleri önleyici yönlerinin olup olmadığı tartışılmaktadır. Ardından Sosyal Piyasa Ekonomisinin uygulandığı ülkelerdeki başarıları ele alınmakta ve sonuçları hakkında bazı bulgular sunulmaktadır.

Sonuç itibariyle çalışma, yaşanmakta olan küresel mali krizin faturasının gelecekte de vergilerini düzenli ödeyen ve sınırlı gelire sahip vatandaşlara çıkarılmaması için önlemlerin alınması gerektiğine vurgu yaparak bu tür önlemlerin neler olabilecekleri konusunda çözüm aramaktadır. Özetle, sadece Serbest Piyasa Ekonomisine önem verilerek ve vurgu yapılarak kurumsal kontrolleri reddeden bir anlayışın, finansal sistem tepetaklak olduğunda da devletten yardım ve destek bekleyen ve böylece krizlerin faturasını vatandaşa ödetmek isteyen bir yapının değişiminden bahsedilmektedir. Bu nedenle Sosyal Piyasa Ekonomisi araştırması, serbest piyasadaki aktörlerin sorumsuz hareketlerinin ve kararlarının yarattığı sıkıntıyı gidermek için değil, aynı zamanda, kapitalizmin yapısal sorunlarına nihai çözümler üretmek için de katkı yapmayı amaçlamaktadır.



Anahtar Kelimeler: Mali Kriz ve Sosyal Piyasa Ekonomisi
SOCIAL MARKET ECONOMY: COULD IT AVOID 2008–2009 FINANCIAL CRISIS?
Following the recent economic crisis, there are warnings from some political and economic figures concerning the precautions to be taken in order not to confront another one. The precautions suggested by these authorities differ from each other. To avoid similar crisis, while some experts think there should be a limited state control, others think state control can be achieved without any concessions from free market economy. But there is not a single consensus about what these precautions should be. This study discusses Social Market Economy as an alternative solution. First, the term Social Market Economy is defined, then the process of this system is explained, finally the study discusses the difference between Social Market Economy and Free Market Economy and exhibits whether Social Market Economy has a preventive capability or not. The study ends with findings of results of the Social Market Economy and successes of some countries where Social Market Economy is applied.

As a result, this study seeks solutions concerning what precautions should be taken in order that citizens who pay their taxes regularly and have limited incomes don’t pay for the results of the present crisis in the future. To summarize, the change of a concept only valuing the Free Market Economy and calling for the help from the government in case of a crisis, but ignoring institutional controls is discussed. Consequently, not only does the research of Social Market Economy aim to eliminate the irresponsible policies of the actors in the market, but also it aims to contribute to bring ultimate solutions to the structural problems of Capitalism.


Keywords: Financial Crisis and Social Market Economics

2007/08 KÜRESEL KRİZİN BİR ÇÖZÜMLEMESİ VE YERLEŞİK İKTİSAT PARADİGMASINDA YENİ ARAYIŞLAR
Dr. Esra Güler
2007 yılında ABD’nin ipotekli emlak piyasasında (mortgage) patlak veren ve kısa denebilecek bir sürede küresel boyuta taşınan krizin, 1929 Büyük Bunalım’ından bu yana yaşanan en ciddi küresel kriz olduğu aşikardır. Kriz, finansal temelli olmakla birlikte reel piyasalara da yansıyarak küresel bir resesyona dönüşmüştür. Bu noktada iktisatçılar arasında tam bir fikir birliği olmakla birlikte, kapitalizmin tarihi boyunca yaşanan tüm diğer krizlerde olduğu gibi bu krizde de olgunun ele alınış tarzı ve çözümlemeler birbirinden oldukça farklıdır. Bu durum doğal olarak farklı bakış açılarını yansıtan farklı çözümlemeleri de beraberinde getirmektedir. Bununla birlikte belirtmek gerekir ki; sözkonusu krizin kapitalizmin geçmişteki krizleri içerisinde en ayırtedici özelliklerinden biri de –belki de ilk kez- yerleşik iktisat paradigmasının ciddi derecede sorgulanmasının önünü açmasıdır. Bu sorgulamaların bizzat hakim paradigma sözcüleri tarafından da açık bir şekilde dile getiriliyor olması (kimi zaman itiraf kimi zaman tespit niteliğinde) bu açıdan çarpıcıdır.

Çalışmanın ilk bölümünde, kapitalizmin tarihsel gelişimi içinde -özellikle de 19.y.y.dan itibaren- yaşanan küresel ölçekteki krizlerin sistem çerçevesinde değerlendirilmesine çalışılacaktır. Bu değerlendirme, 2007/08 küresel krizinin kapitalist sistemin nitelikleri ve bugün itibarıyla ulaştığı boyut açısından daha net bir şekilde anlaşılmasına zemin hazırlayacaktır. İkinci bölümde ise yine tarihsel süreç bağlamında mevcut krizin dinamikleri ortaya konarak “yeni global düzen” olarak da adlandırılan 21. y.y. dünya ekonomisinin belirleyicisi yerleşik iktisat paradigmasında sözkonusu krizin etkileri incelenecektir.



Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Yerleşik İktisat, Küresel Ekonomik Kriz
AN ANALYSIS OF THE 2007/08 GLOBAL CRISIS AND NEW QUESTS IN THE PARADIGM OF MAINSTREAM ECONOMICS
2007/08 global crisis, which broke out in the mortgage market of the USA, the center of the world finance’s capital in August 2007 and affected the whole world in a relatively short period, has taken its place in the economics literature as one of the most severe crises of the capitalist system since the 1929 Great Depression.

In the process which we are experiencing, besides being the most severe crisis seen since the Great Depression, the most distinctive characteristic of this last crisis is that it has triggered the serious discussions about whether the capitalist system, as a whole, has reached its limits. Another remarkable detail at this point is that the criticisms against the system are, for very first time, also articulated by economists and policy-makers who have the ideology of the mainstream economics. While the system has tried to bring solution for the crises with various methods up to this point in time, an axis shift has never been occurred and, on the contrary, (although each crisis has different characteristics) crises have been handled as temporary malfunctions (deviations) within the system. However, this last crisis broke out after an period of growing and stability which has been experienced in the world economy as of 2000’s and has been called “Great Moderation”. At the same time, this crises which broke out in the period in which the financial capital has been swiftly scaled up has been appeared directly as a product of financialization process of the capitalism. At this point, the aim of this study is to present it is whether a crisis that is intrinsic to the capitalist system or a temporary deviation that occurs in the system like the previous crisis. Presenting this analysis, this study also aims to give a viable foresight about the developments that might occur in the paradigm of mainstream economics.



Keywords: Financial Crisis, Mainstream Economics, Global Economic Crisis
KÜRESEL REKABET ORTAMINDA, KRİZLERE KARŞI HAZIR OLMAK VE KRİZLERİ ÖNLEMEK İÇİN DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİNİN ÖNEMİ.


Yrd. Doç.Dr. Mustafa YÜCEL
Günümüz küresel rekabet ortamında, krizlere karşı hazır olabilmek ve karşı koyabilmek için değişimi öğrenmek, planlamak ve uygulamak işletmelerin uzun vadede yaşamını sürdürebilmesi ve başarısı için en önemli önceliklerden biri olarak görülmektedir.

Kriz; beklenmeyen bir anda gelen, geldiğinde hızlı ve mantıklı kararlar almayı gerektiren, aksi takdirde işletmeyi felç edebilecek güce sahip bir durumdur. Krizi önlemek için her şeyden önce işletmenin ihtiyaçlarını ve yönetim değerlerini tanımlamak, belirlenecek amaçlarda bu ihtiyaç ve değerleri göz önüne almak gerekmektedir. İşletmenin nereye gittiğini bilmek, yönetimin temel alanlarında bilgi ve değerleri paylaşma, yönetimin felsefesini kavramak, krizden kaçınmak için önemlidir.

İşletmelerin kriz dönemleri sırasında, organizasyonel yapılarında da bir takım değişikliklere gitmeleri gerekebilmektedir. Değişim mühendisliği uygulamaları ile işletme süreçlerinin yeniden tasarlanması ve daha sonra yeni süreçlerin uygulamaya konularak krizlere kaşı koyabilecek ya da krizlerden hızlı bir şekilde en az bir zararla çıkabilecek değişim faaliyetlerinin gerçekleştirmesi öngörülmektedir.


Anahtar Kelimeler: Kriz, Kriz Yönetimi, Değişim Mühendisliği, Toplam Kalite Yönetimi
IN GLOBAL COMPETITIVE ENVIRONMENT, READY TO BE AGAINST CRISIS AND THE IMPORTANCE OF REENGINEERING TO PREVENT CRISIS
In today’s globally competitive enviroment, can be prepared against attack and to resist change to learn, to plan and implement business in the long term to continue life and most important priority for he success is seen as one.

Crisis at an unexpected moment comes, it comes fast and rational decisions that require, otherwise you have the power to paralyze a business situation. To prevent the crisis first and foremost the needs of business and management to define the values, needs and values that will be determined in order to take into consideration is required. To know where the business is going, in key areas of management to share information and values, to understand the philosophy of management, it is important to avoid crisis.



Businesses during the crisis period, a team of the organziasyonel structure changes may be required to go. Reengıneerıng and redesing of business processes and applications, new processes implemented later in the crisis or crises that may put scratches quickly with the least harm will come to perform activities of change is envisaged.
Keywords: Crisis, Crisis Management, Reengineering, Total Quality Management

KÜRESEL KRİZ SONRASINDA KÜRESEL FİNANSAL SİSTEMDE YAPISAL DÖNÜŞÜMLER
Dr. Bora SELÇUK

Dr. Naci YILMAZ
ABD’de konut kredileri piyasasında subprime mortgage sözleşmelerine yönelik olarak başlayan sıkıntılar kısa zamanda küresel bir kriz haline dönüşerek küresel finansal sistemi tehdit eder hale gelmiştir. Küresel krizin olumsuz etkileri küresel finansal sistemin işleyişini sorgular hale getirmiştir. Küresel krizin çıkış süreci kadar uygulanan müdahale yöntemleri de bu süreçte ilgi çekmektedir. Kriz öncesi dönemde özellikle gelişmekte olan ülkelerde uygulanması hakim iktisadi görüşlerce olumsuz karşılaşılan yöntemlerin neo-liberal iktisadi politikaların kalbi olan ülkelerde uygulanması bu açıdan önemlidir. Bu süreçte finansal piyasalarda yaşanan değişim ve bu değişime paralel daha fazla karşımıza çıkan küresel finansal mimari kavramı ekonomik ve politik aktörler tarafından sıklıkla tartışılır bir kavram halini almıştır. Küresel finansal mimari tartışmalarının merkezini ise IMF, Dünya bankası gibi uluslararası finansal kurumlar oluşturmaktadır.
Yukarıda belirtilen süreç göz önüne alındığında hazırlanacak sempozyum bildirisinde ABD’de konut piyasalarında yaşanan bir dizi sorunun nasıl küresel bir krize dönüştüğü incelenecek. İlgili ülkelerin küresel finansal krize müdahale yolları, regülasyonlara yöneliş çabaları sorgulandıktan sonra yeni küresel mimari kavramı etrafında küresel finansal sistemin geleceği tartışılacaktır. Küresel krizin ülkemiz finans sistemine olası etkilerine değinilecek ve ek önlemlere, atılacak adımlara yer verilecektir.
Anahtar Kelimeler: Küresel Finansal Mimari, Müdahale Yöntemleri, Regülasyon,
THE STRUCTURAL CHANGES IN GLOBAL FINANCIAL SYSTEM AFTER THE GLOBAL CRISIS
The problems started in the subprime mortgage contracts in US housing credit market have become a threat to the global financial system by its quick conversion to a global crisis. The negative effects of the crisis have made questioned the functioning of the global financial system. The methods of intervention applied to the crisis have drawn attention in this process as much its emergence process. In this respect, it is very important that some methods, especially their application to the developing countries have been seen negatively before the crisis by the leading economic views, have been applied in the countries so called “the heart of the neo-liberal economic policies”. The notion “financial architecture”, emerged from the change seen in financial markets, has become one thing being argued more often by the economic and political actors in this process. International Institutions such as IMF and the WB have been center of the debates on the financial architecture.

As taking into consideration the process mentioned above, it will be reviewed by us in our symposium presentation how a series of problems seen in US housing markets conversed into a global crisis. After questioned the ways of intervention to global crisis and the efforts to the regulations in the interested countries, it will be debated the future of global financial system around the notion of “new financial architecture”. It will be also argued the possible effects of the crisis to the Turkish financial system and dealt with the additional measures to be taken and steps to be put forward.


Keywords: Global Financial Architecture, Intervention Methods, Regulation.

IMF: ULUSLARARASI SON BORÇ VERME MERCİİ OLABİLİR Mİ?
Öğr. Gör. Dr. M. Ozan BAŞKOL
Uluslararası finansal mimarinin yeniden yapılandırılmasına yönelik önerilerden birisi de bir uluslararası son borç verme merciinin oluşturulmasıdır. Son borç verme mercii (lender of last resort) kavramı, likidite sıkıntısı çeken fakat ödeme gücü bulunan mevduat kuruluşlarına, ortaya çıkacak bir finansal kriz karşısında kredi açmaya hazır durumdaki kuruluşu yani merkez bankasını işaret eder. Tıpkı merkez bankaları gibi uluslararası düzeyde de bir son borç verme merciinin oluşturulmasının finansal krizlerin önlenmesinde etkili olacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda literatürdeki çalışmalarda özellikle IMF’nin şu anki yapısıyla uluslararası son borç verme mercii işlevini etkin bir şekilde yerine getirip getiremeyeceği konusu tartışılmaktadır. Bazı iktisatçılar IMF’nin merkez bankaları gibi sınırsız likidite yaratamadığını için uluslararası son borç verme mercii olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürmektedir. Bazı iktisatçılar ise, IMF’nin ek rezerv kolaylığı ve olağanüstü kredi kolaylığı gibi finansman olanaklarını genişletici yeni düzenlemelerinin IMF’ye bir son borç verme mercii niteliği kazandırdığını söylemektedirler. Bu çalışmanın amacı, tüm bu tartışmalar ışığında IMF’nin bir uluslararası son borç verme mercii olarak kabul edilip edilemeyeceğini analiz etmektir.
Anahtar Kelimeler: Son borç verme mercii, Finansal kriz, Uluslararası Para Fonu
CAN THE IMF BE AN INTERNATIONAL LENDER OF LAST RESORT?
One of the proposals to restructure the international financial architecture is to form an international lender of last resort. The concept of the lender of last resort points deposit institutions, which are in liquidity trouble but have the ability to pay, to the institution which has the ability to open credit against a financial crisis, that is, the central bank. It is believed that forming a lender of last resort, just like central banks, at the international level will be effective in preventing financial crises. In this respect, the issue of whether the IMF would be able to fulfill the function of international lender of last resort with its current structure is discussed in the literature. Some economists argue that the IMF can not be considered to be an international lender of last resort since it is unable to create unlimited liquidity as can a central bank. Some economists, on the other hand, advocate the idea that the new regulations to expand its financial capabilities such as the supplemental reserve facility and the Contingent Credit Lines render the IMF a lender of last resort. The aim of this study is to analyze whether the IMF can be considered to be an international lender of last resort via discussing all these opposing arguments.
Keywords: Lender of last resort, Financial crisis, IMF

IMF’İN YENİDEN YAPILANDIRILMASI
İsmail Cem ÖZKURT
1944 yılında Dünya Bankası ile birlikte kurulan Uluslararası Para Fonu (IMF) o zamandan itibaren dünyadaki ekonomik düzenin işlemesinde çok önemli roller üstlenmiştir. Gelişimin ve değişimin çok hızlı olduğu günümüzde IMF’nin de günün şartlarına uygun olarak yeniden yapılanması gerekliliği kaçınılmazdır. Bu çalışmanın amacı IMF politikalarının yanlışlarını tespit etmek ve günün şartlarına uygun yeni bir yapılanmanın nasıl olacağını tespit etmektir. Bu amaçla IMF’nin özellikle kriz zamanlarında üye ülkelere sunduğu politikalar incelenerek yapılan yanlışlar belirlenecek daha sonra daha etkin bir IMF nasıl olabilir konusu üzerinde durulacaktır.
Anahtar Kelimeler: IMF, yeniden yapılanma
RECONSTRUCTION OF IMF
International Monetary Found (IMF) established together in 1944 with World Bank are very important role of functioning world economic order. At the present day; development and alternation is so fast, necessity of reconstruction of IMF is ineluctable. The purpose of this study is determinate of IMF policy mistake and how can be reconstructated according to the days conditions. For this aim the wrongness done by IMF’s especially at the crisis time police presantation to member countries will be determinated and later on it will be emphasized that how can IMF be more effective.
Keywords: IMF, reconstruction
KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE BANKACILIK SEKTÖRÜ ÜZERİNE ETKİLERİ: VERİ ZARFLAMA ANALİZİ YÖNTEMİYLE ETKİNLİK ANALİZİ
Prof. Dr. Recep KÖK

Didem ÖZTEKİN

Filiz ERATAŞ
Bu çalışmanın amacı, ABD’de mortgage krizi olarak başlayan küresel krizin, Türkiye bankacılık sektörü üzerindeki etkilerinin belirlenmesidir. Küresel krizin, Türkiye’de finansal sistemi ve bankacılık sektörünü, reel sektöre göre daha az etkilediği görüşü çerçevesinde, bankacılık sektörünün kriz öncesi ve sonrası etkinlik değerleri karşılaştırılmıştır. 2008 yılı itibariyle aktif büyüklüklerine göre ilk 25 banka içerisinde olan 20 ticari bankanın, 2005:IV -2009:III dönemi çeyrekli verileriyle VZA yöntemi yardımıyla etkinlik ölçümü yapılmıştır. Araştırmanın analitik bulgularına göre; teknik etkinlik göstergeleri çerçevesinde kriz sonrası dönemde etkinlik düzeyi düşme eğilimi göstermektedir, toplam faktör verimliliği göstergeleri bağlamında kriz sonrası dönemde performans önemli ölçüde düşmekle birlikte para politikasındaki değişmelere bağlı olarak dalgalı (konjonktürel) bir yapı sergilenmektedir. Bu sonuçlara göre küresel krizin, Türkiye’de finansal sektörü reel sektörden daha az etkilediği görüşü doğrulanmaktadır. Ancak, bu durum finansal sektör açısından bir başarı gibi algılansa da bu başarı reel sektörün önemli ölçüde küçülmesi sonucunu doğurmuştur.
Yüklə 0,63 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin