Ünye ticaret borsasi- ünye iSTİhdam ve sosyo-ekonomik yapi raporu



Yüklə 439,79 Kb.
səhifə6/9
tarix29.10.2017
ölçüsü439,79 Kb.
#20963
1   2   3   4   5   6   7   8   9


Botanik Bakımından Fındık





Türkiye %

İspanya %

İtalya %

Su

3,46

3,33

3,88

yağ

67,30

68

63,60

Yumurta akı

14,05

14

17,20

Karbon

10,50

9,88

10,41

Dünya fındık üretiminde lider konumdaki Türkiye, 2001 yılında 258 bin ton fındık ihraç ederek ihracat rekoru kırdı. Dünya fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran ve yaklaşık 80 ülkeye fındık satan Türkiye, 2001 yılında dış satımda rekora ulaştı. Bunun karşılığında ise yaklaşık 7 yüz milyon dolar döviz girdisi sağlandı. Artık, önemli olan dünya pazarını tamamen ele geçirmek ve fındığa bağımlı hale getirebilmektir. Olması gereken hedef ise 300 bin ton iç fındık ihraç edebilmektir. Bu rakama ulaşıldığı takdirde, fındık istikrarlı bir gelir kaynağı haline gelebilecektir. Devlet geçmişte fındığa yüksek sübvanse uyguluyordu. Sübvansiyonlar bazı yıllar 300-400 milyon dolara kadar çıkmıştı. Oysa geçen yıl 100 milyon dolara bile ulaşmadı. Bu da devletin kasasından fazla para çıkmadan, bu işin ekonominin kuralları içinde başarılabileceğini ortaya koymuştur. Fındığın tanıtımına ağırlık verilmesi, özelliklede Çinli’ye fındık yedirebilmek için çaba sarfedilmesi için daha etkili reklam kampanyalarına yönelinmesi gerekmektedir.

Dünya Fındık üretim ve ihracatının büyük bölümünü elinde bulunduran Türkiye , son 10 yılda ihracattan toplam 6 milyar 686 milyon 154 bin 383 dolar elde etti . Yaklaşık 80 ülkeye fındık ihraç eden Türkiye'nin 1991 - 2000 arasındaki 10 yıllık dönemde gerçekleştirdiği fındık ihracatı ve döviz girdisi şöyledir:


1991

169.105

472.024.354

1992

173.213

447.744.213

1993

197.751

568.474.213

1994

186.401

712.146.000

1995

242.632

771.356.919

1996

198.366

612.999.000

1997

2.020.909

925.651.050

1998

201.883

866.313.561

1999

190.088

720.993.000

2000

177.653

588.452.000

2001

258.124

739.970.130

TOPLAM

2.029.020

6.954.100.159

Türkiye'nin fındık ihraç ettiği 100 ülke arasına geçen sezon Hindistan, Panama, Kuzey Yemen ve Katar da katılmıştır. 2001-2002 fındık ihraç sezonunda 100 ülkeye yapılan 255 bin 133 ton fındık ihracatından, 635 milyon 276 bin dolar gelir sağlanmıştır.2001-2002 fındık ihraç sezonunda en fazla fındık Almanya'ya ihraç edilmiştir; 199 milyon 355 bin dolar tutarında 82 bin 413 ton fındık ihraç edildi. Almanya'yı 74 milyon 380 bin dolar tutarında 32 bin 835 ton fındık ihraç edilen İtalya, İtalya'yı ise 58 milyon 747 bin dolar tutarında 23 bin 986 ton fındık ihraç edilen Fransa izledi. Türkiye'nin, dünya fındık üretimi ile tüketiminin yüzde 73'ünü sağlamaktadır.


Türk fındığını Uzakdoğu ülkelerine tanıtma ve yeni pazarlar bulma çalışmalarında büyük başarı sağlamış olup , ilk kez tatmış oldukları fındığı çok seven Çinliler, fındığa enerji veren kutsal yemiş anlamına gelen Weizhengu adını vermişlerdir. 2000 yılında başlatılan Türk fındığını Japonya ve Çin başta olmak üzere Uzakdoğu ülkelerine tanıtma ve fındığa yeni pazarlar bulma çalışmaları 2001 yılında aktif hale gelerek, bu ülkelere yapılan fındık ihracatında % 400 artış sağlanmıştır. Çin'de yoğunlaşan promasyon çalışmalarıyla nüfusu 1 milyarı geçen bu ülkede Türk fındığı tanıtılarak fındığı, Çin pazarına sürülmesiyle, bir vitamin deposu olan fındık, sağlığına düşkün olan Çinlilerin bir hayli dikkatini çekti. Fındığın, bir çok hastalığa ve cilde iyi geldiği konusunda kendilerini bilgilendirildiğinde, fındıkla çok daha fazla ilgilendiler. Çinlilere, reklam panoları, VCD, tanıtım katologlarıyla fındığın tanıtımını ve kuruyemiş piyasasındaki imajını anlatılmaya çalışıldı. Çin'de ismi bile olmayan fındığı tanıtabilmek için isim bulma yarışması yapıldı. İkibine yakın isim arasında enerji veren kutsal yemiş anlamına gelen Weizhengu seçildi. Şu an fındık Çin'de Weizhengu ismi ile anılmaya başlandı.
Türkiye, 2001 yılı içerisinde Çin'e 522 ton fındık ihracatı yaparak, 1 milyon 706 bin dolar, Japonya'ya ise 607 ton ihracat gerçekleştirerek, 2 milyon 100 bin dolar gelir elde etmiştir.
6.2.Ünye’nin Fındık Ve Mamulleri İhracatında Alternatif Pazarların Geliştirilmesi
Piyasada bilginin hızlıca aktığı ve ekonomik olanın daha çabuk keşfedilip esnek üretim yöntemlerinin benimsendiği günümüzde Amerika gibi bir büyük ülke, fındık ihracatı açısından bizim ülkemiz için hayati önemdedir. Ancak Amerika şokella, sarella, mütela tipi ürünlerde fındık yerine badem ezmesi kullanmaya başlamıştır. Bu damak zevkini reklamlarla da olsa hem değiştirirken aslında olan en kalitesiz fındık konusunda tüketicilerin ve örgütlü üreticilerin tepkisidir. Ve fındık ihracatı konusunda bizim gibi ülkeleri fazlasıyla etkilemektedir. Bu durumda genel olarak fındık ihracatımızı geliştirmek doğrultusunda neler yapılabilir asıl soru olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye ekonomisinin en önemli problemlerinden birisi, ihracatın istikrarsız ve potansiyelin çok gerisinde olmasıdır. Her yıl meydana gelen dış açıklar ekonomik gelişmemizi büyük ölçüde engellemektedir. İhracatımızın istikrarsız ve potansiyelin çok gerisinde olmasının nedeni, ihraç edilecek ürünlerimizin olmaması veya doğal kaynaklarımızın yetersizliği değildir. Aksine dünya çapında büyük önem taşıyan birçok ürün ülkemizde bolca üretilebilmektedir. Asıl neden, bu ürünlerden gereği gibi yararlanılamamasıdır. Bu ürünlerden birisi de, en önemli geleneksel ihraç ürünlerimizden olan fındıktır.
Sert kabuklu kuru meyveler grubuna giren fındık, bütün dünyada çok geniş bir tüketim alanına sahiptir. Çerez olarak tüketilebildiği gibi, çeşitli işlemlere tabi tutularak mamul (fındık ezmesi, fındık püresi, fındık krokanı, vs.) hale getirilip, bu şekilde de tüketilebilir. Çerez olarak sadece nihai tüketiciler tarafından tüketilen fındık, mamul şeklinde hem tüketiciler, hem de çeşitli sanayi dalları tarafından yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu sanayi dalları arasında çikolatacılık başta olmak üzere; bisküvi, pasta, tatlı, şekerleme, dondurma gibi pek çok sanayi dalı vardır.
1997 yılı verilerine göre (653 bin ton kabuklu olan) dünya fındık üretiminin yaklaşık %75’i ülkemizde yapılmaktadır. Bunun % 20’si iç pazarda tüketilirken, geri kalan kısmı ihraç edilmeye çalışılmaktadır. 482 bin ton kabuklu olan 1997 yılı dünya fındık ihracatının % 84’ü ülkemizden yapılmıştır. Dünya fındık üretim ve ihracatında Türkiye’nin bu kadar büyük bir payı olmasına rağmen, bu üründen gereği gibi yararlanıldığını söylemek mümkün değildir. Bunun iki temel nedeni vardır. Birincisi, fındık mamulleri (işlenmiş fındık ürünleri) üretim ve ihracatının çok düşük olmasıdır. İkincisi ise, geleneksel pazarımız olan AB pazarı dışına çok az çıkılmasıdır. Bu değerli ürünümüzün kaderi yıllardır birkaç Avrupa ülkesinin iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlı kalmaktadır. Zira fındık ve mamulleri ihracatımızın % 87’si bu ülkelere yapıl-maktadır. Bu pazar yapısı nedeniyle, özellikle dünya üretiminin tüketimden fazla olduğu yıllarda, ya büyük stoklarla karşılaşılmakta, ya da Avrupa ülkeleri fındığımızı istedikleri şartlardan satın alabilmektedirler. Böylece hem üreticilerimiz, hem de ihracatçılarımız zor durumlarda kalmakta, önemli gelir kayıplarına uğramaktadırlar.
Diğer taraftan ülkemizden sonra dünyanın en çok fındık üreten ülkeleri olan İtalya ve İspanya’nın Avrupa Birliği üyesi ülkeler olmaları pazar riskimizi daha da artırmaktadır. Çünkü bu ülkeler üyelik avantajlarını kullanarak üye ülkelere gümrüksüz satış yapmakta, dolayısıyla üretimin fazla olduğu yıllarda stok yükü tamamen Türkiye üzerinde kalmaktadır.
Ayrıca, bazı Avrupa ülkeleri bizden satın aldıkları fındıkla aynı zamanda önemli bir fındık mamulleri üretici-ihracatçısı oldukları için, ülkemizden yapılacak işlenmiş ürün ihracatına birlik bazında önemli sınırlamalar getirmektedirler. Nitekim yapılan GB anlaşmasında fındık ve mamulleri tamamen kapsam dışı tutulmuştur.
Ülkemizin Avrupa ülkeleri tarafından sırtından para kazanılan fason ülke konumundan kurtulabilmesi için fındık ihracatında “pazar ve mamul geliştirilmesi” konusuna özel bir önem verilmesi gerekir. Hazır ürünü hazır pazarlara satmak yerine, yeni pazarlar ve yeni mamuller geliştirmek için bir an önce harekete geçilmelidir. Bunun başarılması halinde, ülkemiz bu üründen çok daha büyük miktarlarda döviz kazanabilecektir. Ayrıca fındık mamulleri üretimine dayalı yatırımlarla işsizliğin çok yüksek olduğu ülkemizde önemli bir istihdam alanı oluşturulabilecektir. Arz fazlası fındık için özellikle kalitesiz fındık sahalarının daraltılması, kalitenin ve standart çeşitlerinin ortaya konulması sağlıklı ürün yetiştirilmesi, alfatoksin için önlemler alınması gereklidir.


Yüklə 439,79 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin