Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü Cilt


Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. (Bakara Suresi, 256)



Yüklə 2,09 Mb.
səhifə131/215
tarix09.01.2022
ölçüsü2,09 Mb.
#94361
1   ...   127   128   129   130   131   132   133   134   ...   215
Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. (Bakara Suresi, 256)

Ve de ki: "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin." (Kehf Suresi, 29)

Artık sen, öğüt verip-hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici-bir hatırlatıcısın. Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin. (Gaşiye Suresi, 21-22)

Burada Ed Husain'in inancını yitirdiğine ilişkin itiraflarını ifşa ederken amacımız başkadır. Bu sözlerin sahibi olan kişi, kendisini Müslüman olarak tanıtmakta, Müslümanları kurtarmak adına ortaya çıktığını iddia etmekte; fakat aynı zamanda yoğun şekilde dinsizlik propagandası yapmaktadır. Bu propaganda dahilinde Allah'ı, Kuran'ı ve İslam'ı suçlamakta (Yüce Rabbimizi, Kutsal Kitabımız Kuran'ı ve İslam'ı tenzih ederiz), tüm Müslümanları potansiyel terörist olarak görmekte ve göstermekte ve hatta İngiliz Hükümeti'ne Müslümanların fişlenmesi gerektiğini salık verip onların takip edilmeleri gerektiğine inanmaktadır.

"Müslümanım" diyerek ortaya çıkan, fakat Müslümanlara yönelik bu tip faaliyetler yürüten bir kişinin, İslam ve Allah inancı konusundaki gerçek fikirleri önemlidir ve bilinmelidir. Bu bilindiğinde insanların değerlendirmeleri de buna göre olacaktır. Özellikle Müslümanlar, kendilerini aldatma hatasına düşmeyeceklerdir. Dolayısıyla, buradaki eleştiri konumuz inançsızlık veya inançsız insanlar değil; Müslüman görünümü altında Müslümanlığa aykırı düşünen ve bu düşüncesini yaygınlaştırmaya çalışanlardır.

Kitabında, lisedeyken Cemaat-i İslami faaliyetlerine destek verdiğini anlatan Ed Husain, kendi anlatımıyla bir süre sonra Hizb ut-Tahrir'e girmiş ve grubun düzenli toplantılarına katılmıştır. Anlatımlarına göre Husain'in Hizb ut-Tahrir'deki faaliyetleri İngiliz derin devleti tarafından desteklenmiş ve bu grup üyelerinin verdiği demeçler gazetelerde, televizyonlarda yer almıştır. Ed Husain kitabında bunu açıkça belirtmektedir:



İngiltere, Hizb'e fikirlerini ifade etme ve çekinmeden üye edinme özgürlüğü verdi. Hizb, İngiltere'de yasal ancak Arap dünyasında illegal bir yapılanmaydı. İngiliz Devleti ortadan kaybolmasını istemediği takdirde yok olmazdı.391

Söz konusu itiraf, radikal bilinen çeşitli örgütlerin doğrudan İngiliz derin devletinin denetiminde olduğunun da bir itirafı niteliğindedir.

Ed Husain, "MI5, ne yaptığımızı, neyi savunduğumuzu kesinlikle çok iyi biliyor fakat yine de bize İngiltere'de faaliyet yapmamız için yeşil ışık yakıyorlar"392 derken kendilerine verilen bu destekten bahsetmektedir. Bu örgütlenme içinde Ed Husain, ilginç bir şekilde kendince diğer Müslümanlardan üstün olduğuna inanmıştır:

Şimdi sadece tanıdığım bildiğim diğer tüm Müslümanlar gibi değildim; daha iyi ve daha üstündüm.393

Bu açıklamaların sonrasında Ed Husain, ilginç bir itiraf yapar:



Bu tür aldatmacalar sadece İngiltere'deki küfür yöneticilere yönelik değildi. Müslümanlar arasında bile ikiyüzlü kurnaz profesyonellerdik.

Bu sözler, İngiliz derin devletinin oluşturmayı arzuladığı Müslüman portresini hatırlatmaktadır. İngiliz derin devleti, genellikle kendi safına çekmek için, "kibirli ve gururlu yapıya sahip, kurnazlığı sayesinde iki taraflı davrandığını itiraf edebilen, imanı zayıflamış Müslüman karakterini" ön plana çıkarmaktadır. Buradaki tarif de, imanı ve kişiliği zayıf bazı Müslümanlar için model olarak sunulmaktadır. Keza, İngiliz derin devletinin yaklaştığı kişilerin ve grupların ortak özelliği, samimi Müslümanları kendilerince akılsız olarak değerlendirmeleridir. Ancak bu kişiler, kendilerinin ulaşılamaz dâhiler olduklarına inanırlar. (Tüm samimi Müslümanları tenzih ederiz)

Ed Husain, kitabında, İngiltere medyasının kendilerine o dönemde nasıl destek verdiğini şöyle anlatmaktadır:

İngiliz medyası bize daha fazlasını sağladı: Arap diktatörler, kırk yıl önce yasakladıkları bir grubun profilini yükseltmek için çok endişelilerdi. İngiltere ise ... Hizb'e yeni bir soluk vermişti. Medyanın ilgisinden dolayı üzerimizde bir neşe vardı; ve şimdi ülkenin dört yanındaki İngiliz üniversitelerinde boy gösteriyorduk. Artık tek bir kolejdeki İslami Toplumun başkanı olmaktan çıkmış ve İngiltere'nin en önde gelen eğitim kurumlarındaki hırslı öğrenciler ağının bir parçası haline gelmiştim...394

Her şeyden önce, İngiliz istihbaratının ve medyasının kendine tehlike olarak gördüğü bir örgütlenmeye izin vermeyeceği açıktır. Derin devletin hizmetinde olması dışında, dışarıdan bakıldığında radikal ya da aşırılıkçı gibi görünen bir Müslüman örgütün İngiltere sınırları içinde faaliyetlerine devam etmesi mümkün olamaz. İngiliz derin devleti söz konusu yapılanmaya destek vermiştir, çünkü böyle bir örgütlenme derin devletin İngiltere'de bulunan Müslümanların içine ajan yerleştirebileceği, onların şahıslarını, ailelerini ve yakın çevrelerini tanıyabileceği, haklarında her türlü gizli bilgiye ulaşabileceği çok uygun bir yapılanmadır.

Gerçekte işin aslı çok daha büyüktür. Bu tip radikal örgütler, doğrudan İngiliz derin devletinin üretimidir. Bu konuya kitabın 3. cildinde geniş yer verilecektir.


Yüklə 2,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   127   128   129   130   131   132   133   134   ...   215




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin