Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü Cilt


İngiliz Derin Devletinin Hiroşima ve Nagazaki'deki Kanlı Ayini



Yüklə 2,09 Mb.
səhifə14/215
tarix09.01.2022
ölçüsü2,09 Mb.
#94361
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   215
İngiliz Derin Devletinin Hiroşima ve Nagazaki'deki Kanlı Ayini

II. Dünya Savaşı'nın sonlarına yaklaşırken ABD'nin savaşa dahil olmasıyla şartlar değişmiş ve önce İtalya, ardından Almanya teslim olmuştur. Uzakdoğu'da devam eden savaş ise, yüzbinlerce sivilin katledildiği Tokyo bombardımanları, Nagoya, Yokohoma, Osaka ve Kobe Bombardımanları ve ardından gelen iki atom bombasıyla son bulmuştur. Saniyeler içinde Hiroşima'da 140 bin, Nagazaki'de ise 70 bin sivil hayatını kaybetmiştir. Radyasyondan etkilenip yaşamını yitiren veya sakat kalanların sayısı ise bundan çok daha fazladır.

Uzakdoğu'da yaşanan bu kapsamlı vahşet, görünürde ABD'nin elinden çıksa da, arka planda İngiliz derin devleti vardır. Yüzbinlerce kişinin yaşamını yitirdiği Tokyo Bombardımanı, İngiliz derin devleti tarafından planlanmış ve derin devletin ABD'deki kurmayları tarafından hayata geçirilmiştir.

Dünya siyasetini dizayn eden bu mekanizma bugün de aynı şekilde çalışmaktadır. Londra merkezli planlar ABD'lilere uygulatılmakta, bunun neticesinde dünyanın dört bir yanında vahşi katliamlar yaşanmaktadır. Yani hiçbir şey değişmemiştir.

Derin devletin sadık elemanlarından Amerikalı general Curtis LeMay, Tokyo Bombardımanındaki ürkütücü sonuçla, şu korkunç sözleri kullanarak kendince övünmektedir:

9-10 Mart gecesinde, biz Tokyo'da, aslında Hiroşima ve Nagazaki toplamında buharlaşarak yok olanlardan daha çok insanı yaktık, kaynattık ve pişirdik.41

İngiliz Yüzbaşı Liddell Hart, 1938 yılında İngiltere'de basılan Propaganda in the Next War (Gelecek Savaştaki Propaganda) adlı kitabında, Amerika'nın Avrupa'daki savaşa, Amerikan halkının çoğunluğunun istememesine rağmen kasıtlı olarak çekildiğini belirtmiştir. Yazar George Armstrong, Rothschild Money Trust (Rothschild Para İmparatorluğu) isimli kitabında Propaganda in the Next War ile ilgili olarak şöyle demektedir:



Belli ki bu kitap, İngiliz Hükümetinin yarı resmi kitaplarından biriydi. Kitabın kopyalarının yok edilmesi ise muhtemelen Savaş Bakanı Hoar-Balisha'nın emriyleydi.42

Görülebildiği gibi ABD'nin savaşa kasıtlı olarak çekilmesi ve İngiliz derin devletinin kirli oyunlarıyla atom bombaları vahşetinin yaşanması ile ilgili gerçekler hızla ortadan kaldırılmıştır. İngiliz derin devletinin güdümündeki çeşitli üst düzey bürokratlar ve siyasetçiler, bu belgelerin o dönemde yaygınlaşmaması için geniş çaplı bir sansür uygulaması başlatmışlardır.

Savaş neredeyse bitmiş olmasına rağmen ardı arkasına gelen bombardımanlar ve atılan iki atom bombası, şu anda da pek çok kesim tarafından sorgulanmaktadır. Ele geçen belgeler, İngiliz ve Amerikan istihbaratının, Truman'ın Hiroşima'ya atom bombası atmasından aylar önce, Japonların teslim olma yolları aradığına dair deliller ortaya koymuştur. Bu durumun, Başkan Truman'ın tam bilgisi dahilinde olduğu da söz konusu deliller arasındadır.

1980'lerde ortaya çıkarılan istihbarat verileri, II. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru Uzakdoğu'ya geniş çaplı bir ABD müdahalesinin gereksiz olduğunu kanıtlamaktadır. Bilgilere göre Japonya, Nisan 1945 gibi erken bir tarihten itibaren Moskova Büyükelçisi kanalıyla barış müzakereleri için çabalamaktadır. Japon Başbakanı Kantaro Suzuki 9 Ağustos 1945'te yaptığı bir konuşmayla Sovyetler Birliği'nin savaşa girmesinin kendilerini tamamen çaresiz bir konuma ittiğini ve savaşın sürmesinin anlamsız olduğunu söylemiştir. Truman bu gelişmeleri bilmektedir, zira ABD, Japon kodunu yıllar önce kırmış ve bu yöndeki tüm yazışmaları yakından takip etmiştir. 13 Temmuz 1945 tarihinde Japonya Dışişleri Bakanı Shigenori Tōgō, "Koşulsuz teslim olma (bütün egemenlikten feragat etme, özellikle İmparator'un tahttan indirilmesi) barışın önündeki tek engeldir" demişti.43

Yapılacak şey, İmparator'un başta kalmasına olanak verip, diplomasi yoluyla savaşı tamamen bitirmekti. Yüzbinlerce sivilin katledilmesi gerekmeyecekti. Bu makul taviz, mantıksız bir şekilde, Roosevelt ve Churchill arasında 1943'te yapılan Casablanca Konferansı'nda ve daha sonra da Truman, Churchill ve Stalin arasındaki Potsdam Konferansı'nda reddedildi. Bu aşamada bile, Japonlar hala, müzakereler yoluyla bir barış aramaya devam ediyorlardı.

Kısacası savaşın, zaten bomba atılmasa da bitmiş olduğu o tarihlerde ABD ve İngiltere tarafından da kabul edilmiştir. Churchill, Avam Kamarası'nda yaptığı bir konuşmada savaşı bitirenin atom bombası olduğunu öne sürdüğünde, İngiliz Amiral Henry George Thursfield, The Times'a mektup yollayarak savaşların yalnızca yıkımla bitirilemeyeceğini söylemiş ve Churchill'i yalanlamıştır.44

Amerikan Savaş Bakanı Henry L. Stimson konuyla ilgili şunları söylemiştir:

Esas soru, bomba kullanılmadan teslim olmanın sağlanıp sağlanamayacağı değil; farklı bir diplomatik ve askeri yolun daha erken tarihte teslim olmayı sağlamasının mümkün olup olmadığıydı. 1945 baharında Japon Kabinesi'nin büyük bir kısmı, nihai olarak üzerinde anlaşılan koşulları gerçekten kabul etmeye hazırdı.45

Açıkça görüldüğü gibi ABD'nin Savaş Bakanı Stimson bile, ABD'nin savaşı gereksiz yere uzattığını düşünüyordu.

Atom bombalarının atılması ve Japonya'nın teslim olmasının ardından ABD Başkanı MacArthur, Japon İmparatoru'nun, Japonya'nın ruhani lideri olarak kalmasına izin verdi. Oysa bu koşul, atom bombalarına zemin hazırlayan, daha önce ABD ve İngiltere tarafından kabul edilmeyen tek koşuldu. Açıkça görülebildiği gibi barışa engel olan sebep, İmparatorun başta kalma şartı değildi. İngiliz derin devleti ve -bilerek veya bilmeyerek- onun himayesinde bulunan ABD Başkanı, ibret verici kanlı bir son için bahane arıyorlardı.

Başkan Truman'ın Baş Askeri Yardımcısı Amiral William Leahy ise, I Was There (Oradaydım) başlıklı hatıralarında şunları söylüyordu:



Benim kanaatimce Hiroşima ve Nagazaki'de bu barbarca silahın kullanılmasının Japonya'ya karşı savaşımızda hiçbir maddi desteği yoktu. Japonlar zaten yenilmişti ve etkili deniz ablukası ve konvansiyonel silahlarla yapılan başarılı bombalamalar nedeniyle teslim olmaya hazırlardı. Kişisel fikrime göre, biz bu silahı ilk kullananlar olarak, Karanlık Çağların barbarlarında olan etik standardı benimsedik.46

General Dwight D. Eisenhower ise, 1963 yılında Newsweek'e verdiği bir röportajda şunları söylemişti:



Onları o korkunç şeyle vurmak gerekli değildi… müzakereler için çaba bile göstermeden atom bombası kullanmak, sivilleri öldürmek ve terörize etmek, çifte suçtu.47

Görülebildiği gibi II. Dünya Savaşı sırasında atom bombaları, tam olarak Japonya'nın teslim olmaya karar verdiği ve müzakere yolları aradığı bir dönemde atılmıştır. İngiliz derin devleti, söz konusu müzakere çabasını gayet iyi bilmektedir; buna rağmen atom bombalarının atılmasını organize etmiştir. Çünkü onun hain planında Japonya ile anlaşma yoktur; Japonya'da –özellikle sivil halkın– yıkılıp yok edilmesi ve dengelerin İngiliz derin devleti lehine değişmesi vardır. İşte deccali sistem, milyonlarca masum insanın canını saniyeler içinde alabilecek kadar zalim ve hain bir sistemdir.




Yüklə 2,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   215




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin