Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü Cilt


Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Araf Suresi, 54)



Yüklə 2,09 Mb.
səhifə160/215
tarix09.01.2022
ölçüsü2,09 Mb.
#94361
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   215
... Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Araf Suresi, 54)

Bernard Lewis, kimi çevrelerce Amerikalı olarak bilinmektedir; oysa İngiltere doğumludur. İngiltere'de casusların yetiştirildiği Londra Üniversitesi'ndeki Şark ve Afrika Araştırmaları Okulu'nda (SOAS) okumuştur ve ABD'ye taşınacağı 1974 yılına kadar 30 yıl bu okulda profesörlük yapmış, geleceğin casuslarını eğitmiştir. Lewis, ayrıca, II. Dünya Savaşı sırasında İngiliz askeri istihbaratında görev almıştır.

Özetle Bernard Lewis İngiliz derin devletiyle iç içedir. Derin devletin en önemli vitrinlerinden ve sözcülerinden biridir.

1961'de SOAS'ta profesörken yayınladığı Modern Türkiye'nin Doğuşu kitabında Atatürk ve Atatürk'ün milli devlet kurma geleneğini kendince eleştirmiştir. Türk Milleti teriminin bir 19. yüzyıl icadı olduğunu iddia ederek, Türk Milleti'ni milli değerlerinden uzaklaştırmaya yönelik bir strateji izlemiştir. Ancak bu beyhude çaba, Türkiye Cumhuriyeti'nin kapısından dahi girememiştir.

1967'de Chatham House'un dergisinde yer alan yazısında Haşhaşilik üzerinden intihar bombacılığının İslam'da meşru bir uygulama olduğunu iddia etmiştir.478 Bu tarihe kadar Müslüman intihar bomba eylemi hiç olmamıştır.

Bernard Lewis'in Amerika'ya taşındıktan sonra Jimmy Carter, Ronald Reagan, George H. W. Bush, Bill Clinton ve George W. Bush gibi Amerikan başkanlarının politikalarını belirleyenlerden olduğu belirtilmektedir.

2001 yılındaki Foreign Affairs makalesinde ise Bin Ladin'i Haşhaşi geleneğinin modern temsilcisi olarak anlatmıştır.

Lewis, Irak işgalinin de arkasındaki en etkili ses olarak kabul edilmektedir.

Derin devletin himayesinde bulunan tüm düşünce kuruluşlarının tipik özelliği Lewis'te de göze çarpmaktadır. Bernard Lewis, gerçekte İslam'a karşı ciddi bir mücadele yürüten bir kişilik olmasına rağmen Rumiliğin birinci dereceden savunucularındandır. Lewis'in, Mevlana'nın şiirlerinin de yer aldığı Music of a Distant Drum (Uzaktaki Davulun Müziği) isimli bir şiir kitabı da vardır.

Bugün Müslüman ülkeleri parçalayan haritaların ilk hali "Bernard Lewis Planı" haritasıdır. Lewis'in bu planı, Ortadoğu'nun bölünüp parçalanması fikri üzerine geliştirilen kurguları artırmıştır. Bunlardan en ünlüsü, Amerikalı diplomat Henry Kissinger'a aittir.

Amerikan dış politikasının akıl hocası Kissinger, 2014'te, dünyada adil olmayan kaynak bölüşümünün ülkeler arasındaki uçurumu büyüttüğünü iddia etmiştir. Bundan dolayı, Amerikan hakimiyetinin, Amerika'ya tehdit oluşturabilecek ülkeleri, ancak bölüp parçalayarak ve yeni küçük devletler oluşturarak sağlanabileceğinin altını çizmiştir. Kissinger'a göre, bundan sonra tüm dünyada bir kargaşa hakim olacaktır ve onu yönetecek "derin eller" işbaşında olacaktır.

Kissinger'ın bu gerekçelere dayandırdığı hesaplara göre, ilk paylaşım savaşında sayısı 50 olan devletler ikinci paylaşım savaşında 100'e çıkmıştır. Şu anda ise dünyada 200'den fazla devlet bulunmaktadır. Kissinger, birkaç on yıl sonra dünyada 1000 devlet olabileceğini iddia etmiştir. Kissinger'a göre binlerce küçük devletçik oluşacak ve dünya bu şekilde "kolay" ve "istendiği şekilde" idare edilebilecektir.

İşte diyalektik materyalist zihniyetin üretimi olan ve hak dinler ile, insanın yaratılış amacı olan sevgi, vicdan ve insaniyet ile hiçbir şekilde bağdaşmayan "medeniyetler çatışması" fikri, gerçekte böylesine felaketler zincirinin ideolojisidir. Dikkat edileceği gibi İngiliz derin devleti tarafından yönlendirilen bir kısım fikir adamları ve yazarlar, özellikle İngiliz derin devletinin himayesi altındaki kurumları ve yayınları kullanarak toplumlara empoze edilmesi gereken fikirleri böyle yaygınlaştırmaktadırlar. İngiliz derin devletinin himayesinde olan ana akım medya buralardan gerekli mesajı almakta, hedefteki ülkelerdeki çeşitli ajanlar ve yancılar işe koyulmakta ve bu fikir, adeta bir moda şeklinde yaygınlaştırılmaktadır.

Toplumlar, zihinler, politikacılar buna hazır hale getirildiğinde, milli kimliği yok edilmiş genç kitleler yönlendirilebildiğinde, birkaç sihirli sözcük kullanıldığında, ülkeleri ve devletleri yıkmak zor olmamaktadır. Bugün, üniversitelerde bile adeta muhteşem bir fikirmiş gibi anlatılan, üzerine doktora tezleri yazılan, çeşitli profesörler tarafından saatlerce tartışılan "medeniyetler çatışması" fikrinin aslında zihinlere enjekte edilmiş bir zehir olduğunu kimse söyleyememektedir. Toplumların çatışması, özellikle Müslümanların, Musevi ve Hristiyanlarla hasım hale gelmesi, bu zihin operasyonu ile kitlelere normal gelmeye başlamaktadır. İnsanlar, bu sahte ideolojinin yönlendirmesiyle, devletlerin küçük parçalara ayrılmasının kaçınılmaz olduğunu düşünmeye başlamakta veya hiç olmazsa, bunun "mutlaka yüz yüze gelecekleri bir zorunluluk" olduğuna inandırılmaktadırlar. Parçalanan ülkeler, küçülen milletler, daha fazla kan akmasına sebep olmakta, nefret ve öfke yaygınlaşmakta, tüm dünyada kardeşlik ruhu yerini kavgaya bırakmaktadır.

Allah, tüm kainatı sevgi üzerine yaratmıştır. Eğer bir kişi çıkıp "refaha ermek için toplumların çatışması gerekiyor" diyorsa mutlaka –bilerek ya da bilmeyerek– Deccali bir sisteme hizmet ediyordur. İnsanlar ve toplumlar, birbirlerinden uzaklaşarak, bölünerek, parçalanarak değil; bir araya gelerek, birlik olarak, iyilerin ittifakını savunarak refaha erebilirler.

Dünya, insanların birbirlerine dostluklarını gösterebilecekleri ve böylelikle kainatın yaratılış amacını hissedebilecekleri bir mekan olarak yaratılmıştır. Bunun aksinin yaşandığı ortamların tümünde hiç durmadan kan akması, daima huzursuzlukların yaşanması, toplumlarda ümitsizlik gelişmesi önemli bir uyarıdır. Barışın ve huzurun, şiddet ve bölünme sonucunda ortaya çıkması beklenmemelidir. Bu büyük bir aldatmacadır. Neredeyse tüm dünya, böylesine büyük bir akıl tutulmasının içine girmiş ve bu büyük iftiraya inanmıştır.

Dünyanın iyiliğini isteyen tüm insanlar, Rabbimiz'in şu çağrısına kulak vermelidirler:

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır. Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. (Al-i İmran Suresi, 104-105)

Bernard Lewis'in ideolojilerinden ikisi, Ortadoğu'da pratiğe dökülmüş olmalarından dolayı dikkat çekicidir. Bunlardan birincisi Kriz Hilali, diğeri ise Lübnanlaşma'dır.




Yüklə 2,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   215




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin