"Kriz Hilali"
Jimmy Carter, Kasım 1976'da başkan seçildiğinde Carter'ın denetçisi ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski, Bernard Lewis'i perde arkası stratejik danışmanlığa getirmiştir.
Lewis'in, İngiliz istihbaratının, Sovyetler'in güney komşusu tüm ülkelerde, çeşitli terör örgütlerinin teşvik edilmesi planı, meşhur tabiriyle "Crescent of Crisis" (Kriz Hilali) veya "Bernard Lewis Planı" olarak tanınmıştır. Buna plan dahilinde, Sovyetler Birliği'nin, Amerika'nın kontrol ettiği Müslüman ülkeler tarafından mutlaka çevrelenmesi düşünülmüştür. Lewis'in plan şeması Time dergisinin 15 Ocak 1979 nüshasında "Kriz Hilali: İran ve Giderek istikrarsızlaşan Bölge" başlığı altında kapak olmuştur. Başmakale Zbigniew Brzezinski'den bir alıntı ile başlamakta ve şu sözler yer almaktadır: "Bir kriz gemisi Hint Okyanusu kıyıları boyunca seyrediyor; bu bölgenin kırılgan sosyo-politik yapılarının bizim için hayati önemi var. ... Ortaya çıkacak politik karmaşa bizim değerlerimize düşman ve hasımlarımıza dost unsurlarca doldurulabilir."479
Time yayını, "Kriz Hilali" taraftarlarının beklenen bu karmaşayı kendi jeopolitik avantajları için kullanmak istediklerini yeterince açık şekilde ifade etmiştir:
Uzun vadede, bu hilalde yaratılan kimyada, Batı için fırsat hedefleri bile ortaya çıkabilir. İslam şüphesiz sosyalizmle uyumludur; ama tanrıtanımaz komünizme düşmandır. Sovyetler halen dünyanın en büyük beşinci Müslüman halkını barındırır. 2000 yılında sınır cumhuriyetlerdeki Müslüman nüfus, Rusya'nın hakim Slav unsurunu geçecektir. Rusya'nın güney sınırındaki İslami demokrasilerden mutaassıp bir Kurani dindarlık, sınırı aşarak, bu siyaseten bastırılmış Sovyet Cumhuriyetleri'ne sızabilir; Kremlin için problemler çıkarabilir... Çözüm ne olursa olsun, ABD için Kissinger'ın tabiriyle "jeopolitik anı" yakalamak gereği vardır. İşte bu, kriz hilalinde düzenin tesisi için bize her şeyden fazla yardımcı olacaktır.480
Time'ın bu nüshasının yayınından birkaç ay sonra ve Sovyetler Birliği Afganistan'ı istilaya başlamadan 6 ay önce, ABD Başkanı Carter, Brzezinski tarafından hazırlanmış bir gizli emri imzalayarak Afgan mücahitlerine gizli yardım başlatmıştır.
Lewis'in, Sovyetler'e komşu Müslüman ülkelerde karışıklık çıkarma planı, işte bu şekilde yürürlüğe konmuştur. Afganistan'daki radikal gruplar beslenmiş, ülke, önce söz konusu plandan tedirgin olan Sovyetler, ardından da ABD tarafından işgal edilmiş ve bir daha içinden çıkamadığı korkunç bir felakete sürüklenmiştir.
Afganistan, İngiliz derin devleti için önemli bir stratejik noktadadır. Orta Asya'nın tüm zenginliklerinin merkezindedir. Bütün Asya'ya jeopolitik olarak hakimdir. Afganistan'ı ele geçiren bir ülke, Çin, İran ve Hindistan'ın kara sınırlarına dayanabilir; Rusya'ya yakınlaşabilir. Orta Asya petrollerini ve Hint Okyanusu'nun ticaret yolunu elinin altına alabilir. İşte Afganistan, bu ve bunun gibi pek çok sebep nedeniyle daima İngiliz derin devletinin gözdesi olmuş ve zavallı Afgan halkı, sürekli zulüm ile pençeleşmek zorunda kalmıştır.
Yazar Joseph Brawda, Kriz Hilali kavramının ortaya atılmasının bir İngiliz derin devleti projesi olduğunu ise şu sözlerle ifade etmiştir:
Ulusal Güvenlik Danışmanı Zbigniew Brzezinski'nin "Kriz Hilali" gerçekte ulus devletleri yıkmak için oluşturulmuş bir İngiliz planıydı. "Bernard Lewis planı" olarak tanınan bu dizayn, Ortadoğu'dan Hindistan'a kadar olan bölgedeki bütün ülkeleri, etnik, mezhepsel ve dilbilimsel çizgide parçalara ayırmayı hedefliyordu.481
Lewis, ABD'ye geldikten ve çeşitli ABD başkanlarının danışmanı olarak çalışmaya başladıktan sonra, Arap dünyasına eğilim göstermiştir. Lewis'in ABD'ye geliş dönemi Lübnan iç savaşına denk düşmüştür. Lewis, Lübnan'daki karışıklığı kendi modeli için oldukça uygun bulmuş ve bunu tüm Arap dünyası için önermiştir. Daha sonra uygulamaya geçirilecek olan bu öneri, Lübnanlaşma teorisi olarak anılmaktadır. Lübnan iç savaşının da, İngiliz derin devletinin etki ettiği isimlerden olan ABD ulusal Güvenlik danışmanı ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tarafından teşvik edildiğini hatırlatalım. Hatırlanacağı gibi Kissinger'ın hedefi, tüm dünyayı devletçiklere bölerek parçalamaktır. Bu hedefe, Ortadoğu'dan başlamıştır.
Dostları ilə paylaş: |