Avustralya
İngiliz derin devletinin Avustralya'yı sömürgeleştirme hareketi esas olarak 1788 yılında başlamıştır. 1803 yılında Avustralya'nın güneyinde yer alan Tazmanya Adası'na ilk İngiliz yerleşimciler gelmiştir. Yeni gelen yerleşimciler, kıtada yeni bir tarım ceza kolonisi kurmak isteyen asker ve hükümlülerden oluşmaktadır.133
İngiltere'den gönderilen yerleşimciler adaya gelir gelmez, buranın yerli halkı olan Aborijinlerin kendi kaynaklarına el koymaya başlamışlardır. Yerlilerin arazileri ile birlikte yiyecek kaynakları da yok edilmiştir. Sonra bu soykırım, Aborijinlere yönelik olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Çoğunluğu hapishanelerden sevk edilmiş, cinayet başta olmak üzere çeşitli suçlardan sabıkalı olan İngiliz yerleşimciler, ilk önce verimli sahil bölgelerine ve su kaynaklarının bulunduğu alanlara yerleşmişlerdir. Avustralya kıtası zaten büyük ölçüde çöl olduğu için sahil bölgelerinde yaşamak bir lüks değil, hayati önemi olan bir gerekliliktir. Yerlilerin bu bölgelerden iç kesimlere sürülmesi, onları ölüme terk etmek anlamına gelmiştir.
Yaşam alanlarının sürekli yok edilmesi yerliler ile yerleşimcileri sık sık karşı karşıya getirmiştir. Yerleşimcilerin nüfusunun hızla artması adada tahribatı arttırmış ve bu durum yerlilerin zor duruma düşmesine neden olmuştur.
Adada madenler çıkmaya ve işletilmeye başlayınca işgal ve yerleşim iyice genişlemiştir. Toprakları ellerinden alınan, yaşam alanları yağmalanan ve köle olarak çalıştırılmak istenen Aborijinlerin bütün bu haksızlıklara tepkisi, İngiliz derin devletinin Aborijin soykırımı için de bir başlangıç olmuştur. İngiliz derin devletinin Ada'ya gönderdiği yağmacılar, Aborijinlere yönelik korkunç bir katliam başlatmıştır.
Nitekim 1800'lü yılların başlarında, soykırım ve terör gittikçe yoğunlaşmıştır. Sömürge yönetiminin 1826 yılında çıkardığı askeri bir kanunla, yeni yerleşen beyaz sömürgeci topluluğa bir yerlinin herhangi bir şekilde yaklaşması dahi o yerli için ölüm nedeni sayılmıştır.134
Sosyal Antropolog ve Etnolog olan Sefa M. Yürükel bir eserinde İngiliz derin devletinin Avustralya yerlileri ile ilgili politikasını şöyle değerlendirmiştir:
İngiliz yönetimi … Avustralya yerlilerini de siyah, zayıf ve en alt ırki kesim olarak tanımlamaktaydı. Hatta sömürgecilerin yerlileri, hayvani bir ırk olarak görmesi münasebetiyle, yerlilere karşı her türlü aşağılama ve yok etme uygulamalarını, kendilerine göre yapılması gereken bir görev olarak sayıyorlardı. Çünkü Avustralya, İngiliz sömürgecileri için, bir Terra Nullius (sahipsizler ülkesiydi) idi. Yani İngilizler, kendilerinden önce binlerce yıldır var olan bu topluluğun/halkın haklarının ve hukuklarının, bu yeni İngiliz sömürgesi üzerinde hiçbir hakkı olmadığını iddia ediyorlardı ve yerlileri insan olarak saymıyorlardı. Esasında bu sömürgeci anlayışla, İngilizler kendi icat ettikleri ve sürekli kendilerine yonttukları Terra nullius doktriniyle kendilerini ahlaken haklı çıkarmak istiyorlardı. Bu anlayış, İngilizlerin huzur içinde, yerlileri insan olarak görmek istememelerinden ve yerlilere her türlü eziyeti yapmak için bahane bulmaktan başka bir şey değildi. İngiliz sömürgeciler Terra nullius doktriniyle hareket ettiklerinden dolayı bir bakıma kendi mantıklarına göre, kendi haklı adaletlerini savunuyor görünümündeydiler. Bundan da hiçbir huzursuzluk ve rahatsızlık duymadılar. İngiliz sömürge doktrinine göre, nasıl hayvanların yüzyıllardır yaşadıkları yerlerde nesiller boyunca hakları yoksa, İngilizler tarafından hayvan ırkı seviyesinde görülen Avustralya yerlilerinin de tabi ki aynı şekilde yaşadıkları topraklarda hiçbir hakkı yoktu.135
İngiliz derin devletinin Avustralya'da en çok kullandığı yöntem Ada'daki yerel yönetim tarafından fiili durum yaratılıp, sözde güvenlik gerekçesiyle hayvan avına çıkar gibi yerli insan avına çıkılmasıdır. Avda yakalanan yerlilerin kafaları kesilip torbalara konulmuştur. Avın başarılı geçtiğinin bir delili olarak kesilen yerli kafaları sömürge yönetimine delil olarak herkesin görebileceği bir ortamda, yerli insan avına katılanlar tarafından gösterilmiştir. Bu tür olayların açıklamalarına, 1883 yılında İngiliz Hükümeti Yüksek Komiseri olan Hamilton Gordon'nun şahsi dostu da olan zamanın Başbakanı William Gladstone'a yazdığı raporlarda da yer verilmiştir.136
İngiliz yerleşimciler ile onları destekleyen askerlerde modern ateşli silahlar; tüfekler ve tabancalar vardır ve "bul ve yok et taktiği" ile tam bir kara savaşı yürütmüşlerdir. Yerleşimciler, 1829 Mayıs ayında yerlilere yönelik bir "av" bile düzenlemişlerdir.137
4 Eylül 1880 tarihli The Queenslander gazetesinde yayımlanan başyazıda, İngiliz sömürgecilerin gerçekleştirdiği korkunç katliamın gerekçesi şu şekilde mazur gösterilmektedir:
Beyaz adamın yerküredeki gelişmesinde, Avustralya yerlilerinin acı çekmesinin ve bunlara eziyet edilmesinin önüne geçilemez. Biz bu siyah insanları (yerlileri) korkutarak yıldırmalıyız ve bu insanlara yeni ev sahiplerine karşı direnmenin faydasızlığını öğretmeliyiz.
Avustralya yerlilerine yönelik ırkçı görüşler, 1883 yılında, The Normanton Herald gazetesinde de görülüyordu. Gazetenin yayınladığı bir makalede; "…Yarı uygarlaşmış zenciler aşağılık zavallılardır ve onları yeryüzünden silmek bir suç değil, aslında bir merhamet göstergesidir"138 denmekteydi. Bu durum sömürgeci yönetimin, yerlilerin bu dünyada var olma hakkına karşı tahammülsüzlüğünü ve sömürgecilerin ürettikleri insanlık dışı soykırım yöntemlerinin hangi anlayışla gerçekleştirildiğini gözler önüne sermektedir.
Avustralya'yı ziyaret eden ünlü İngiliz edebiyatçı Anthony Trollope, İngiliz sömürgecilerin Avustralya yerlilerine uyguladıkları vahşeti şöyle anlatmıştır:
Biz onların (yerlilerin) topraklarını (vatanını) ellerinden aldık, yiyeceklerini yok ettik, onları, alışkanlıklarına ve geleneklerine ters olan kanunlara uymaya mecbur ettik. Nefret ettikleri zevklerimize tahammül etmek zorunda bıraktık. Kendilerini ve varlıklarını savunduklarında onları katlettik ve onlara efendileri olduğumuzu kabul etmeyi ağır savaş taktikleriyle zorla öğrettik.139
Avustralya yerlilerinin söz konusu kıyım ve haksızlığa başkaldırıları ise çok sert bir karşılık gördü. İngiliz sömürge yönetimi, bu direnişlerde ölen her beyaz karşılığında, ceza olarak yerlilerden 50'sini katletti.140
Tarihçi Marc Ferro, Sömürgecilik Tarihi adlı eserinde, İngilizlerin Avustralya'daki tutumlarından şöyle söz etmiştir:
Sömürgeci yerleşimciler siyahları vahşi hayvanlar olarak görüyorlardı. Onları tüfekle avlayıp öldürüyorlardı. Avustraly
Dostları ilə paylaş: |