Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü Cilt


Türkiye Cumhuriyeti isteneni yapmak zorunda. Yapmazsa uluslararası hukuk devreye girer



Yüklə 2,09 Mb.
səhifə104/215
tarix09.01.2022
ölçüsü2,09 Mb.
#94361
1   ...   100   101   102   103   104   105   106   107   ...   215
Türkiye Cumhuriyeti isteneni yapmak zorunda. Yapmazsa uluslararası hukuk devreye girer. Bunun için de yeterince malzeme verdi. PKK resmen tanındı. TÜRKİYE İTİRAZ EDERSE, YAPTIRIMLAR GÜNDEME GETİRİLİR. HATTA YAPTIRIMLARIN EŞİĞİNDEYİZ.352

Burada geçen "Türkiye Cumhuriyeti isteneni yapmak zorunda" ifadesindeki "istenen"den kastın ne olduğu ve bunu "isteyen"in kim olduğu çok açıktır. "İstenen" şey, bir PKK Devleti kurulması, bunu "isteyen"se İngiliz derin devletidir.

Bu alıntıda geçen ifadeleri çok dikkatli incelemek gerekmektedir. Bu açıklamalara göre Türkiye, PKK'ya teslim edilecektir ve İngiliz derin devletinin her dediğini yapmak üzere hazır hale getirilecektir.

Allah'a şükür, PKK terörünün İngiliz derin devletine ait bir parçalama planı olduğuna dair uyarılarımız yerini bulmuş, Hükümetimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımız'ın basiretli, halkımızın sağduyulu yaklaşımı sayesinde Türkiye böyle bir istikrarsızlık dönemine girmemiştir. İngiliz derin devletinin kendince gerçekleşmesini garanti gördüğü bölünme planı, birdenbire tersine dönmüştür. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İngiliz derin devletinin baskılarını hiçe saymış ve bu tuzağı tersine çevirmiştir. Türkiye üzerinde ameliyata bir kez daha izin verilmemiştir.

Bahsedilen "yaptırımlar" da devreye girmekte gecikmemiş, Türkiye, 15 Temmuz 2016 tarihinde kalleşçe bir darbe girişimi ile karşılaşmıştır. Ancak İngiliz derin devleti, yine daha önce hesap etmediği bir durumla yani Türk Milletinin cesareti ile karşılaşmıştır. Türk Milletinin imanı ve şok edici cesareti, İngiliz derin devletinin tüm planlarını alt üst etmiştir. Türkiye üzerindeki tüm bu planlar başarısız olmaya mahkumdur. İngiliz derin devletinin yakında buna tam anlamıyla kanaati gelecektir.

Chatham House raporlarında, Türkler ve Kürtler arasında sürekli olarak bir anlaşmazlık varmış gibi bir görüntü çizilmesine titizlik gösterilmektedir. Kitabın 1. cildinde, tümüyle suni bir terim olan "Kürt Sorunu" kavramının yine İngiliz derin devleti tarafından ortaya atıldığı ve Kürt kardeşlerimizi isteklerine aykırı olarak kendi vatanlarından ayırma politikasının sinsi şekilde yürürlüğe konulduğunu delilleriyle anlatmıştık. Bu proje daha da güçlenerek bugün devam etmekte, Türkiye'nin bölücü terör örgütüne karşı mücadelesi kasıtlı olarak ve ısrarla çarpıtılarak, sanki "Türklerin Kürtlerle sorunu" varmış gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Bu konuda başlıca görev yine Chatham House'a düşmüştür.

Chatham House'un tüm raporlarında "PKK" ya da "terör örgütü" ifadelerinin yerine hep "Kürtler" tanımı kullanılmaktadır. 2011 yılı raporunda "Kürt sorunu Arap baharı gibi bir devrime dönüşebilir" denmiştir. Bu rapordan sonra Gezi ve 6-8 Ekim olayları yaşanmıştır. Söz konusu olaylara PKK doğrudan dahil olmuştur.

Chatham House'un bu rapordaki diğer iddiaları şu şekildedir:353



Kürt probleminin varlığı, Türkiye'nin hala millet haline gelemediğini gösteriyor.

Türkiye, üniter devlet yapısından dolayı diğer Müslüman ülkelere örnek model gösterilemez.

Suriye'deki Kürt nüfus, Arap Milliyetçisi ve Baas'çı rejim tarafından yıllarca ezildi. Bu nedenle Kuzey Irak benzeri özerk bir yapı bekliyor.

IŞİD'le direk savaşan tek yapı PYD'dir. PYD'nin ideolojik lideri Abdullah Öcalan'dır. Barzani, Suriye'deki diğer yapı olan Kürt Milli Konseyi'ni desteklemektedir. PYD ise kendi kararı ile kantonlar kurmuştur.

PYD, Öcalan'ın komünist yapısından ayrılıp demokratik konfederalizm modeline geçmiştir.

Rojava bölgesinde geçerli anayasa, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi'ne uygundur. Komşu ülkelerde uygulanmayan özgürlükçü maddelere sahiptir. İdam cezasını kaldırmıştır. Cinsiyet ayrımını engellemektedir.

Kürt probleminin çözümü için yerinden yönetim ve valilerin yerel seçimi gereklidir.

PYD, Kürt kadınının politikada daha fazla olmasını sağlamaktadır.

Türkiye AB'ye girişini hızlandırmak için PKK ile barış sürecini geliştirmelidir.

Kürtler, eğer bölgede etkili olmak istiyorlarsa PKK, PYD ve Barzani birleşmelidir.

PYD'nin Rojava yönetimi, PKK ve Öcalan'ın demokratik konfederasyon ideolojisinin hayata geçirilmiş halidir. Demokratik Konfederalizme göre ulus, devlet ve kapitalizm dönemi sona ermiştir. Laiklik ve kadın erkek eşitliği üzerine yeni bir devlet modeli kurulmalıdır.

PYD'nin Bugün 50 bin askeri vardır. Türkiye'nin PYD'ye karşı olmasının sebebi Türkiye'deki Kürtlere daha fazla hak vermek zorunda kalmamaktır. Suriyeli gruplar, Türkiye'nin bu nedenle radikal gruplara destek verdiğini iddia etmektedirler.

6-8 Ekim olayları Kürtlerin Türk Devleti'ne hala güvenmediklerini gösteriyor. Türk Devleti Kürt haklarını tanıyan düzgün bir plan ortaya koyamadı.

İran, Türkiye'ye bu politikalarda destek oluyor. PJAK'ın İran'da özerk bir yapı oluşturmasına izin vermiyor.

Chatham House'un söz konusu raporundaki bu sözler, aleni ve açık bir şekilde PKK'nın Türkiye toprakları üzerinde bir devlet kurmasını teşvik etmekte ve açık şekilde terör örgütü PKK'yı desteklemektedir. Türkiye'nin hala bir millet haline gelemediğini iddia ederek bölünmüş bir ülke görünümü vermekte, üniter yapının Türkiye'yi diğer Müslüman ülkelere örnek olamayacak hale getirdiğini iddia ederek ülke içinde federasyonu teşvik etmekte; Türkiye'de Rojava benzeri bir kanton kurulup orada PKK'nın devlet oluşturmasına izin verilmesi beklenmektedir.

Türkiye'yi bölmek, terör örgütüne alan açmak ve bu yolla Türkiye'yi ve diğer bölge devletlerini yok etmek üzerine kurulan bu hain plan, doğrudan İngiliz derin devletinin projesidir. PKK, adeta komünizmi terk etmiş, insan haklarına ve eşitliğe saygılı bir "üst model" gibi tarif edilmekte, bu kanlı terör örgütü sinsi bir proje dahilinde Türk Devleti'nin, Türk Milleti'nin ve vatanının içine dahil edilmeye çalışılmaktadır. "Demokratik Konfederalizm" gibi sahte bir isim türetilmekte ve bununla birlikte "ulus, devlet ve kapitalizm döneminin sona erdiği" iddia edilerek adeta kelime oyunlarıyla yine komünizm tarif edilmektedir. Bu, İngiliz derin devletinin halkı ve siyasetçileri ne kadar ucuz gördüğünün de bir göstergesidir.

PKK'ya toprak verme ihtirası, İngiliz derin devletinin geçmişten beri en büyük arzusudur. Bu konu, İngiliz derin devleti için Sevr sonrasında yarım kalmış bir konudur. İngiliz derin devleti, bütün gücüyle Türk topraklarını parçalama azmi içindedir. Şu an savaşlar yoluyla halledilemeyen bu hain plan, terör örgütleri ve onları destekleyen düşünce kuruluşları yoluyla yapılmaktadır. Hesaba katılmayan şey ise yine azimli, imanlı ve Türk topraklarında asla geçit vermemiş olan Türk Milleti olmuştur. Bu plan, Allah'ın izniyle asla gerçekleşmeyecektir.

Yüce Allah, ayetlerinde şöyle bildirmektedir:

Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkında olmadığı bir düzen kurduk. Artık sen, onların kurdukları hileli-düzenin uğradığı sona bir bak... (Neml Suresi, 50-51)

Şunu da önemle belirtmek gerekmektedir: İngiliz derin devletinin gerçek hedefi, PKK'ya toprak sağlamanın çok ötesindedir. İngiliz derin devleti, PKK'yı bu şekilde devreye sokarak Türkiye'nin parçalanmasını ve komünist-anarşist-terörist bir yapıyı destekleyerek bütün bölgenin istikrarsızlaşmasını istemektedir. Yoksa İngiliz derin devleti için PKK sadece bir piyondur. Bu amaç için kullanıldıktan sonra PKK, yine İngiliz derin devleti tarafından bir kenara atılacaktır.




Yüklə 2,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   100   101   102   103   104   105   106   107   ...   215




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin