Quilliam Vakfı'nın İngiliz Hükümeti'ne Etkisi
Quilliam Vakfı, İngiliz Hükümeti'yle çeşitli vesilelerle sürekli iç içedir. Kuşkusuz bunun en önemli nedeni, söz konusu vakfın İngiliz derin devletinin etkisi altında bulunması ve İngiliz Hükümeti'ne yönelik çeşitli yönlendirici uygulamaların bu vakıflar vesilesi ile sağlanmasıdır.
Quilliam Vakfı'nın kurucularından biri olan Ed Husain, 2009 yılında İngiliz Hükümeti'ne, terör eylemlerini önlemek amacıyla, hiçbir suçtan dolayı suçlanmamış veya şüpheli konumuna düşmemiş olan masum Müslümanların izlenmesi ve onlar hakkında casusluk faaliyeti yapılması gerektiğine dair bir öneri getirmiş ve bu program PREVENT olarak adlandırılmıştır. Quilliam Vakfı ile bağlantılı olan Ghaffar Hussain isimli kişi, PREVENT programının başına getirilmiştir. Bundan bir yıl sonra, Quilliam Vakfı'nın hükümete bir liste verdiği ve bu listenin içindeki kişi ve grupların, teröristlerle aynı ideolojiye sahip olduğunun belirtildiği ortaya çıkmıştır. Oysa listede bulunan kişilerin büyük bir çoğunluğu barışçıl Müslümanlardan oluşmaktadır.374 Quilliam Vakfı temsilcileri söz konusu listede kendileri hariç tüm Müslüman organizasyonları ve kişileri radikal görüşlü ve el-Kaide çizgisindeki kurumlar ve kişiler olarak göstermiştir. Ed Husain, PREVENT programı kapsamında yapılan casusluk faaliyetlerini sürekli olarak kendi yazılarında savunmaktadır.
The Guardian gazetesinin, söz konusu listenin gerçekte terör eylemlerine katılan şüphelilerden ziyade masum insanları kapsadığını ortaya çıkarmasından sonra Ed Husain, bu listeye dayanarak hükümetin yaptığı takibin güya "ahlaki olarak doğru" olduğunu iddia etmiştir.375
Vakfın açıkladığı bazı bilgilere göre; 2015 yılının Haziran ayında Lordlar Kamarası'ndan, Dış İlişkiler Komitesi Liberal Demokratların Başkanı Barones Kishwer Falkner, katıldığı açılış toplantısında Maajid Nawaz ile görüşmüştür. Ardından vakıf, Temmuz 2015'te İngiliz Hükümetine, politika tavsiyelerinde bulunduğu raporunu açıklamıştır. Bu toplantıya hükümette görevli bakanlar, Quilliam Vakfı kurucusu Maajid Nawaz ve vakfın o tarihteki yöneticisi Haras Rafiq katılmıştır. Yine Temmuz 2015'te, Quilliam Vakfı'nda İslam dinini sözde kendilerince dizayn etmekle görevlendirdikleri ve vakfın Darwinizm propagandasından sorumlu Usama Hasan ile vakıf üyelerinden Nikita Malik, Lordlar Kamarası'nda tekrar bir toplantıya katılmıştır. Usama Hasan, tıpkı Ed Husain ve Maajid Nawaz gibi, geçmişte radikal örgütlere katılmış bir kişidir.
Mart 2014'te Quilliam Vakfı kurucusu Maajid Nawaz, Avam Kamarası'nda "Din ve Şiddet" konulu panele katılmış, 2014 yılı Haziran ayında ise tekrar Avam Kamarası'nda, Keith Vaz'ın (bu kişinin homoseksüel olduğu biliniyor) daveti ile internette aşırılıkla mücadele konferansında yer almıştır. Vakfın temsilcilerinden Ghaffar Hussain, Kasım 2014'te Parlamento Dış İlişkiler Komitesi'nde Sir Richard Ottaway başkanlığında Quilliam Vakfı'nın "İslam Devleti" raporunu Avam Kamarası'nda açıklamıştır. Quilliam Vakfı'nın o tarihteki yöneticisi Haras Rafiq, 13 Ekim 2015'te İngiltere Başbakanı David Cameron'un davetlisi olarak benzer bir toplantıya katılmıştır. Rafiq, Kasım 2015'te ise İngiliz Parlamentosu'ndan Barones Sandip Verma ile birlikte "İslam Devleti ve Kadınlar" konulu toplantıda yer almıştır. Şubat 2016'da Avam Kamarası'ndan Parlamenter ve Savunma Komitesi Başkanı Dr. Julian Lewis ile "İslam Devletinin Çocukları" konulu toplantı gerçekleştirilmiştir. Quilliam Vakfı Başkanı Noman Banotman'ın ve Vakıf'ta araştırmacı olan Nikita Malik'in yer aldığı panele Parlamenter Hazel Blears da katılmıştır.
ABD ve Avrupa'daki güvenlik görevlilerine, Quilliam Vakfı tarafından düzenli olarak "deradikalizasyon eğitimi" verilmiştir. İngiltere'de, Quilliam Vakfı'nın yaklaşımları Sosyal Uyum Merkezi (CCS) ve Siyaset Borsası gibi muhtelif merkez sağ ve sağ kanat düşünce kuruluşları tarafından da benimsenmiştir. Söz konusu "deradikalizasyon" eğitimi, radikal örgütlerin eylemlerinden dolayı İslam dinini suçlamak ve homoseksüellik gibi haram fiilleri telkin ve propagandayla Müslümanlara güya normal bir eylemmiş gibi lanse ederek kendilerince İslam'ı dejenere etme propagandasıdır.
Sadece birkaç örneğini verdiğimiz bu görüşme ve toplantılar, İngiliz derin devletinin yönlendirmesi altında bulunan Quilliam Vakfı'nın sistematik olarak İngiliz Hükümeti'ni yönlendirici faaliyetler içinde olduğunu gözler önüne sermektedir. Derin devlet politikaları, söz konusu vakıflar aracılığıyla hükümetlere iletilmektedir. Tıpkı vakıflar gibi hükümetler de, İngiliz derin devletinin etkisinden çıkamamaktadırlar. İngiliz derin devletinin hedefi bu yolla, İslam dinini kendince dejenerasyona açık hale getirip etkisizleştirmek, Müslümanları yozlaştırıp pasifize etmektir.
Ancak İngiliz derin devletinin İslam dini üzerindeki bu sinsi planları hiçbir sonuç vermeyecek, tam tersine İslam dini Kuran'da tebliğ edildiği hali ile yaygınlaşacak ve kitleler demokrasinin, barışın ve sevginin kalesi olan gerçek İslam'ı zevkle ve istekle kabul edeceklerdir. Bu, Yüce Rabbimiz'in, kesin olarak gerçekleşecek bir vaadidir:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vaat etmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)
Üstelik bu, Allah'ın hem Tevrat'ta hem de Zebur'da geçen bir vaadidir:
Dostları ilə paylaş: |