Üst Akıl İngiliz Derin Devletinin İçyüzü Cilt


AB İçin Hedeflenen Yönetim Şekli: Komünizm



Yüklə 2,09 Mb.
səhifə71/215
tarix09.01.2022
ölçüsü2,09 Mb.
#94361
1   ...   67   68   69   70   71   72   73   74   ...   215
AB İçin Hedeflenen Yönetim Şekli: Komünizm

İngiliz derin devleti, gerçekte AB'yi, kendi hakimiyetindeki bir dünya hükümeti için, bir model olarak tasarlamıştır. Bu şekilde ülkeler üstü bir yönetim öngörmüştür. Bu idare şekli, Sovyetler Birliği'nde, Çin'de, Küba'da, Kuzey Kore'de görmeye alıştığımız kapalı devre elit bir kadronun sözünün geçtiği bir yönetim modelidir. Bu nedenle AB için seçilen ideoloji de aslında komünizmdir. AB'nin merkez kadrolarındaki elitlerin adları genellikle sosyalist, sosyal demokrat ya da liberal sıfatlarıyla tanımlanmaktadır. Fakat gerçekte temel ideoloji, komünizmdir.

Komünist ideolojinin temellerinin atıldığı kıta, Avrupa'dır. Komünist ideoloji Fransa tarafından üretilmiş ve İngiliz derin devleti tarafından olgunlaştırılmıştır. Marks, Lenin gibi komünist ideologlar İngiltere'de yetişmişlerdir. Konuyla ilgili detayları sonraki bölümlerde bulabilirsiniz.

Komünist Manifesto'nun hazırlandığı ve yayınlandığı yer İngiltere olmuştur. Marks ve Engels, Fransız Devrimi'nin radikal liderlerinden Maximilien Robespierre'den, İngiliz ekonomist David Ricardo'dan, yine Alman felsefeci Hegel'den derin etkilenmişlerdir. Lenin ve Stalin'in köylü devrimleri, Mao'nun kültür devrimi, Pol Pot'un Kamboçya ihtilali, Küba gerilla hareketleri, hep bu Avrupa merkezli "sınıf kavgası" teorileri üzerine bina edilmiştir. Komünizmin uygulamaları dünyanın dört bir yanına yayılsa da ideolojik temeli Avrupa'da atılmış, yeşertilmiş ve gerektiğinde zamana göre revize edilmiştir. Kitleleri peşinden sürükleyen manifestolar hep Avrupa'da yazılmıştır. Komünizmin ilk teorisyenlerinden olan Rosa Luxemburg, Otto Bauer, Rudolf Hilferding, Karl Kautsky de Avrupa menşeili ideologlardır.

AB düşüncesi gerçekte ilk olarak Otto Bauer'ın planıdır. Bauer, Avrupa kapitalizminin kaçınılmaz olarak sosyalist bir Avrupa Birleşik Devletleri ile sonuçlanacağına inanmıştır. Yine komünizmin öncülerinden Leon Trotsky, Avrupa devletlerinin birleşmesinin komünist bir Avrupa'nın ilk aşaması olacağını birçok yerde dillendirmiştir.287

1968 Paris Ayaklanması da, aslında Avrupa kıtasındaki tam teşekküllü bir komünist devrim denemesidir. Nitekim bu ayaklanmanın komünist kadroları, on yıllarca Avrupa siyasetini yönlendirmişlerdir. Daniel Cohn-Bendit ya da Fransa'daki Trotsky yanlısı hareketin lideri Alain Krivine gibi bu kalkışmanın önde gelen isimleri, halen Avrupa Birliği'nin etkili siyasi figürleri olarak politika yapmaya devam etmektedirler.288

Avrupa siyaseti, Marksist ideolojinin etkisinde kalan birçok siyasetçi görmüştür. Örneğin, Avrupa Birliği'ni kuran Maastricht Anlaşması'nın iki mimarından biri olan François Mitterrand ve İtalya'da 10 yıl Cumhurbaşkanlığı yapan Giorgio Napolitano, Marksist geçmişe sahiptir. AB'nin kurucuları arasında kabul edilen Sicco Mansholt, Paul-Henri Spaak ve Altiero Spinelli, Marksist ideolojinin takipçisi olan teknokratlardır. Spinelli'nin hapisteyken Ernesto Rossi ile yazdığı Ventotene Manifesto, AB'nin kuruluş belgesi olarak kabul edilir. Bugün de Avrupa'yı federalleştirmek amacını güden Spinelli Group hareketi, Cohn-Bendit ve Joschka Fischer gibi komünistler tarafından yönetilmektedir.289

Bugün birçok çevrede AB'nin siyasi yapılanmasının ve yönetim kurallarının gün geçtikçe Sovyetler Birliği'ne benzediği seslendirilmektedir. Sovyetler Birliği toplama kamplarında ve akıl hastanelerinde 12 yıldan fazla kalmış olan Vladimir Bukovsky'nin başını çektiği bir grup, AB'yi komünizme yaklaşmakla eleştirmektedir. Öyle ki Bukovsky, Avrupa Birliği ve Sovyetler Birliği arasındaki tek farkın isimlerinde olduğunu iddia etmektedir. AB'nin aynı SSCB gibi sosyalist yönetimler altında birleşmiş ve bir grup seçkin bürokratik elit tarafından yönetilen federal bir yapı olduğunu anlatmaktadır.290

İngiliz Bağımsızlık Partisi yöneticilerinden Peter Reeve de İngiltere'nin AB'den çıkmasını savunurken, "Henüz çıkabilirken çıkalım, çünkü samimi olarak AB'nin totaliter bir rejim haline geldiğine ve Marksist bir devrimin yaşanmakta olduğuna inanıyorum" demiştir.291

Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi'nin aksine seçilmiş değil atanmışlardan oluşan bir kurum gibi hareket etmektedir. Komisyon'da en uzun dönem Başkanlık yapmış kişi olan Jose Manuel Barroso eski bir Maocudur.292 Yine eski Başkanlardan Jacques Delors, Romano Prodi293, Manuel Marín294 hep sol eğilimli politikacılardır.

Açıkça görüldüğü gibi İngiliz derin devletinin derin bir planı olan Avrupa Birliği, gerçekte Avrupa'yı hiç terk etmemiş olan komünizmi güçlendirme amacıyla oluşturulmuştur. Komünizm hiçbir zaman Avrupa'yı terk etmemiş, sadece zaman içinde dünyadaki uygulamalardan etkilenerek ideologları tarafından yenilenmiş ve şekil değiştirmiştir.

Şu an Avrupa'da sağ ideoloji yükselişte gibi görünmektedir. Muhafazakar partiler ardı ardına iktidara gelmekte ve bunun sonucunda da Avrupa'da görünürde bir değişim yaşanmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Avrupa'ya yönelik Afrika ve Ortadoğu'dan göç, İngiliz derin devletinin planlarına hiç uymamaktadır. Avrupa'daki göçü engellemek, o bölgede yerleşmiş olan yabancıları ve özellikle de Müslümanları yıldırmak ve yabancılaştırmak için yeni bir politikaya ihtiyaç duyulmuştur. Aşırı sağcı ve hatta ırkçı partilerin ön plana çıkarılmasıyla söz konusu gruplara karşı bir sindirme politikası başlatılmıştır. Komünist, sosyalist ve solcu kesimler, sözde en vicdanlı davrananlar olarak ortaya çıkmakta ve bu politikaya karşıt görüntü vermektedirler. Oysa ırkçı, hatta faşist uygulamaların çıkış noktası da yine İngiliz derin devletidir.

Unutulmamalıdır ki, İngiliz derin devletinin dünyada yaygınlaştırdığı ve tekrar hakim etmek istediği komünizmin önemli bir prensibi vardır. Lenin'in kitabına isim olarak verdiği bu taktik, "bir ileri, iki geri" şeklinde nitelendirilir. Bu taktiğe göre komünist ideoloji zaman zaman geri adım atmalı, diyalektik materyalizmin gereği olarak ortaya atılan çatışma ortamı sağlanmalı, ortam kapitalistlerin ve liberallerin baş edemeyeceği kadar karışık hale gelmeli ve komünizm bundan sonraki en büyük adımı atmalıdır. İşte şu an Avrupa'da izlenen yöntem budur. Ortam, muhafazakar görünümlü ırkçılara bırakılmış ve Avrupa pek çok yönden istikrarsızlaştırılmıştır. Çoğulcu demokrasisi ile övünen Avrupa'nın pek çok yerinde şu anda Müslümanlara ve yabancılara yaşam hakkı tanınmamaktadır. Yine İngiliz derin devletinin organize ettiği pek çok radikal saldırı, Avrupa insanını korkuya boğmuştur. Bu durum, yine aşırı ırkçı kesimi harekete geçirmiş ve nefret söylemleri ayyuka çıkmıştır. Siyasetteki bu olumsuzluklar, kaçınılmaz olarak halklara da yansımıştır. Dolayısıyla şu anda Avrupa halkı mutsuzdur, EURO batmaktadır, Avrupa ticareti kötüye gitmektedir.

Yunanistan ve Güney Kıbrıs başta olmak üzere pek çok Avrupa ülkesi çökme noktasına gelmiştir. İngiltere, Brexit konusunu tam bu döneme denk getirerek, AB'nin batmakta olan ülkelere karşı üstlenmesi gereken mali sorumluluktan uzaklaşmak istemektedir. Unutulmamalıdır ki, İngiliz derin devleti, hiçbir zaman zorda kalmış devletlere yardım etmez; onları yalnızca sömürür.

Avrupa Birliği'nin içine girdiği bu durum, Birliğin çeşitli bölgelerini hareketlendirmiştir. Önce İskoçya İngiltere'den ayrılmak için referanduma gitmiş, ardından İspanya'da Katalanlar, Belçika'da Flemenkler, yine İngiltere'de Galler, Fransa'da Korsika, İtalya'da Sicilya ve Sardunya gibi bölgeler kendi devletlerinden ayrılmak istemişlerdir. Hatırlanacağı gibi parçalanma, İngiliz derin devletinin devletleri ve sistemleri çökertme planının başlangıç noktasıdır. Ayrılık varsa, sevgisizlik vardır. Sevgisizlik ise İngiliz derin devletinin deccali planları için aradığı en uygun ortamdır.

Avrupa'nın, The Economist dergisinin ifade ettiği şekilde, "ileri derecede hasta" olarak tanımlanması, bir İngiliz derin devleti projesidir. İngiliz derin devleti, Avrupa'nın faşist sağcı ve kapitalist yapısının Birliği çöküşe götürdüğünü ileri sürerek ani ve dev bir komünist hamle yapmayı planlamaktadır.

Sovyetler Birliği'nin muhalif aktivistlerinden Vladimir Bukovsky bir röportajında, "Avrupa Birliği'nin bir başka Sovyetler Birliği olma yolunda ilerlemesinden endişe duyduğunu" belirtmiştir. Bukovsky, davetli olarak gittiği Avrupa Parlamentosu'nda, kendisine, Rusya'da 1992 yılında okuma izni verilen özel dokümanları referans vererek, Avrupa Birliği'ni sosyalist bir organizasyon haline dönüştürmek için bir komplonun söz konusu olduğunu söylemiştir.

Bukovsky, sözlerine şöyle devam etmiştir:

İlk başlarda, sol görüşlü partiler ve Sovyetler Birliği, Avrupa'nın birleşmesine oldukça karşıydı çünkü bunu, kendi sosyalist hedeflerini engelleme yolu olarak algılamışlardı. Ancak 1985 ve sonrasında bu görüşleri tamamen değişti. Sovyetler, oradaki sol görüşlü partilerle bir anlaşma yapma kararı aldı. Eğer onlarla birlikte çalışırlarsa, Avrupa projesini tamamen gasp edebilir ve bunu tersine çevirebilirlerdi. Orayı bir açık pazardansa bir federal eyalete dönüştürebilirlerdi.295

Bukovsky, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Komünist Parti'nin işlediği suçları belgelemek üzere, okumasına izin verilen gizli dosyalara atıfta bulunarak sözlerine şöyle devam etti:



Örneğin Ocak 1989'da, Trilateral Komisyon'dan bir delege Gorbaçov'u görmeye geldi. Aralarında eski Japon Başbakanı Yasuhiro Nakasone, eski Fransa Cumhurbaşkanı Valéry Giscard d'Estaing, Amerikalı Bankacı David Rockefeller ve ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kissinger bulunuyordu. Güzel bir sohbet yaptılar ve bu sohbet sırasında Gorbaçov'a, Sovyet Rusya'nın, Gatt, IMF ve Dünya Bankası gibi dünyanın finans kurumlarına entegre olması gerektiğini açıklamaya çalıştılar.

Konuşmanın ortasında Giscard d'Estaing aniden sözü aldı ve şöyle dedi: Sayın Başkan, size tam olarak ne zaman olacağını söyleyemem –belki 15 yıl içinde– ama Avrupa federal bir eyalet haline gelecek; buna kendinizi hazırlamalısınız. Bizimle ve Avrupalı liderlerle birlikte çözüm üretmelisiniz: Buna tepkiniz nasıl olacak, diğer batı Avrupa ülkelerinin bununla etkileşimlerini nasıl karşılayacaksınız ya da bunun nasıl bir parçası olacaksınız? Buna hazırlıklı olmalısınız."

Bu konuşmanın tarihi Ocak 1989 idi; daha henüz Maastricht Antlaşması tasarı halinde bile değildi. Giscard d'Estaing, 15 yıllık zaman içinde neler olacağını nereden biliyordu? Ve, sürpriz, sürpriz üzerine, nasıl oldu da bu kişi 2002-2003 tarihleri arasında Avrupa Anayasası'nın yazarı haline geldi? Çok güzel bir soru. Oldukça komplo kokuyor değil mi?

Neyse ki, bu komplonun Sovyet tarafı erken çöktü ve Moskova'nın olaylara etki edeceği noktaya ulaşmadı. Ama orijinal fikir, Sovyetler Birliği'nin durumu yumuşatarak ve daha sosyo-demokrat hale gelerek ve Batı Avrupa'nın da sosyo-demokrat ve sosyalist hale gelerek, "kavuşma" adı verilen eylemin gerçekleşmesiydi. Bunun sonrasında bir kavuşma gerçekleşecekti. Yapılar birbirine uymalıydı. İşte bu nedenle Avrupa Birliği'nin sistemi başlangıçta Sovyet yapısına uymak üzere inşa edildi. Zaten bu nedenle oldukça benzer fonksiyon ve yapılar bulunuyor.296

Görülebildiği gibi Avrupa Birliği, henüz kurulmadan önce İngiliz derin devletinin etkisindeki kurumlardan biri olan Trilateral Komisyon'un bir projesiydi. (Trilateral Komisyon ile ilgili detayları kitabın 1. cildinde bulabilirsiniz.) Amaç ise, yeni bir Sovyetler Birliği oluşturabilmek ve komünizmi bu şekilde canlı kılabilmekti. Tüm ülkeler birleşerek bir federasyon oluşturacaklar ve kapitalizmin Avrupa'ya getirdiği başarısızlık, bu güzel kıtayı komünizme sürükleyecekti. Plan buydu.

İngiltere ise, Birlikten fayda elde ettiği süre bittiğinde, bu oluşumdan uzaklaşacak ve tüm yükü diğer üye ülkelere bırakacaktı. Şu an karşımıza çıkan Brexit kararları da, aslında Avrupa Birliği kurulduğu zamandan beri verilmiş bir karardı. İngiltere, Avrupa'nın çöküşe yaklaştığı bir zamanda bu projeyi uygulamaya geçirecekti. Ekonomik çöküş, ırkçılık, yabancı karşıtlığı, Müslüman karşıtlığı ve Ortadoğu'da kasıtlı olarak çıkarılmış olan savaşlardan sürüklenip gelen göçmenler, Birliğin geri kalan ülkelerinin sorunu olacaktı. Öyle de oldu.


Yüklə 2,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   67   68   69   70   71   72   73   74   ...   215




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin