ÜSTÜn yetenekli Çocuklar



Yüklə 2,52 Mb.
səhifə26/43
tarix15.01.2018
ölçüsü2,52 Mb.
#37978
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   43

Yukarıda sözü edilen farklılaştırılmış müfredat programının özellikleri arasında daha çok zenginleştirmeye önem verildiği görülmektedir. Üstün zekâlı öğrencilerin eğitiminde alınacak yönetimsel önlemler arasında hızlandırma ve gruplara ayırma da yer almaktadır.

Hızlandırma: Bu yönteme okuma, matematik gibi aşamalı içeriğe sahip derslerde daha sıklıkla rastlanır. Birinci sınıfa erken başlatma, sınıf atlatma, ders atlatma, lise döneminde üniversiteden bazı dersler aldırma, üç ders yılında kapsanan içeriği hızlandırarak (ağırlıklı matematik derslerinde olmak üzere) iki yıla sıkıştırmak gibi çeşitli şekillerde uygulamaya konulabilir.

Gruplama: Burada amaç, benzer özellikler gösteren çocuklara birlikte çalışma olanağı sağlamak için uzun veya kısa süreli düzenlemeler oluşturmaktır. Özel okullar, özel sınıflar, normal sınıflarda oluşturulan düzey grupları, yarım gün veya geçici gruplamalar bu başlık altında sıralanabilir.

Yarım gün veya geçici gruplamalar: Amerika’da uygulanan pullout (çekilme) programlarında üstün ve yetenekli çocukların genelde haftada bir, öğleden sonra iki üç saatliğine normal sınıflardan alınarak, üstünlerin eğitimi konusunda uzman bir öğretmen veya bölge koordinatörü eğitimcinin denetiminde zenginleştirme etkinliklerine tabi tutulmaları şeklinde işlerlik gösterir. Böyle bir düzenlemeye katılan çocuklar genellikle ‘kaynak odası’ adı verilen bir yerde toplanırlar. Bu odaya böyle bir ad verilmesinin nedeni, o mekânda okuma ve aletlere ilişkin kaynakların olmasıdır. Bu tür sınıflarda da yaratıcılığın, yüksek düşünce becerilerinin ve kişiliğin geliştirilmesi üzerinde yoğunlaşılmakta, bireysel projelere önem verilmektedir. Ülkemizde sayıları hızla artan ‘Bilim ve Sanat Merkezleri’ buna benzer bir uygulamaya örnektir. Devletimizin bu alandaki çalışmaları bir başlangıç olarak çok umut vericidir.

Yarım gün özel sınıflar: Özel sınıflar tam gün olduğu gibi, okul gününün yarısının geçirildiği sınıflar şeklinde de işlerlik gösterebilir veya geçici olarak uygulamaya konulabilir. Yine bu son grup altında verebileceğimiz bir önlem şekli olan ve “okul içinde okul” adını taşıyan düzenlemede üstün ve yetenekli çocuklar, zekâ düzeyleri normal sınırlar arasında kalan çocuklara da eğitim-öğretim hizmeti veren bir okula devam ederler. Günün bir bölümünü özel eğitim öğretmenlerinin ders verdiği özel sınıflara devam ederek, günün diğer kısmını ise normal düzeydeki arkadaşlarıyla sosyal bilgiler, beden eğitimi, müzik, resim gibi dersleri birlikte alarak geçirirler.

Yukarıda açıklanan sınıftan alma (pullout) uygulamaları, örgün eğitimde bir düzenlemeye gitmediği için, ancak parlak diyebileceğimiz öğrencilerin eğitim gereksinimlerini karşılayabilmekte, zekâ düzeyi yüksek olan öğrenciler için yetersiz kalabilmektedir. Bu nedenle, normal öğrencilerin de devam ettiği bir okulda bazı düzenlemelerle üstün zekâlı öğrencilerin eğitim gereksinmelerinin karşılanması en fazla kabul edilebilir önlem şeklidir.

Yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü gibi, üstün bir okul öncesi çocuk bir bütün olarak ele alınmakta, gelişimin tüm yönlerini içeren bir eğitim verilmektedir. Ancak bu şekilde eğitilmiş çocuğun potansiyeli gerçekleşebilecek ve çevresinde etkin bir birey olabilecektir (Davis ve Rimm, 1989).


Erken Çocuklukta Gelişim ve Eğitimde yeni Yaklaşımlar, Yayına Hazırlyan Doç. Dr. Müzeyyen Sevinç, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul 2003.
KAYNAKLAR

Barbe, W. B. ve Frierson, E. C. (1975) Teaching the gifted. A new frame of reference. İçinde: Psychology and education of the gifted (ss. 435-438). B. Barber and J. S. Renzulli (Ed.) New York: Irvington Publishers, Inc.

Callahan, C (1983) Developing creativity in gifted and talented. Reston VA: The Council for Exceptional Children.

Clark, B. (1997) Growing up gifted. (5. baskı). New Jersey: Prentice-Hall, Inc.

Davaslıgil, Ü. (Ekim 1988) Okul öncesi düzeydeki üstün zekâlı çocuklara uygılanacak farklılaşmış program. Eğitim ve Bilim. 12 (70): 44-53.

Davis, G. A. ve Rimm, S. B. (1989) Education of the gifted and talented (2. baskı New Jersey: Prentice-Hall, Inc.

Feldhusen, J. Ve Treffinger, D. (1983) Creative thinking and problem solving in gifted education. Dubuque IA: Kendall/Hunt Publishing.

Karnes, M. B.; Linnemeyer, S. A. ve Denton-Ade, C. N. (1983) Differentiating the curriculum. İçinde: The underserved: Our young gifted children. (ss. 75-117). M. B Karnes (Ed.) Reston VA: The Council for Exceptional Children.

Newman, J.; Dember, D. Ve Krug, O. (1973) He can but he Won’t. Psychoanalitic Study of the Child. 28: 83-129.

Oktay, A. (1983) Okul öncesi eğitimi ve Türkiye’de okul öncesi kurumlar. İçinde: Aile ve Çocuk 1982-1983 Seminer Konferansları (ss. 353-373) H. Yavuzer (Ed.). Passow, A. (1977) Fostering creativity in the gifted child. Exceptional Children. 43: 358-364.

Torrance, E. P. Guiding creative talent. New Jersey: Prentice Hall.

Treffenger, D. (1978) Guidelines for encouraging independence and self direction among gifted students. Journal of Creative Behavior. 12(1): 14-19.

Williams, F. (1971) Models for encouraging creativity in the classroom. İçinde: Education the ablest. J. C. Gowan (Ed.). IL: F. E. Peacock.
Yartıcı Çocuklar ve Yaratıcılığın Geliştirilmesi

Doğan ÇAĞLAR*

Bu yazımda yaratıcılıktan, yaratıcı çocukların özelliklerinden ve bunların uygun eğitim öğretim yöntemlerinden söz etmek isterim.

İnsanlığın geleceği yaratıcı insanlara ve onların yaratıcılığına özgü eğitime bağlıdır. Toplumların sahip oldukları tüm orijinal ve üstün yapıtlar yaratıcı düşünceye sahip insanların yarattığı yapıtlardır. Her toplum için en önemli eğitim sorunu yaratıcı niteliklere sahip çocukları ve gençleri erken teşhis etmek ve yaratıcı düşünceyi eğitip geliştirmek. Çünkü yaratıcılık niteliklerine sahip olan kimseler hem üyesi bulunduğu toplum hemde tüm insanlığın gelişmesi için en önemli gelişim potansiyelidir. Dünya kurulalı beri insanlar için her alanda yapılan icatlar onların eseri olmuştur ve bundan sonra yapılacaklarda onların eseri olacaktır. Bugün her alanda ileri gitmiş, gelişmiş ülkeleri bu aşamaya getiren sihirli gizli güç her alanda yaratıcı düşünceye sahip kimseleri yetenekleri yönünde ve seviyesinde gelişmesi için uygun eğitim ortamının sağlanmış olmasıdır. Onların yaratıcı güçlerinin kendi toplumu ve diğer toplumların refahına hizmet edecek ürünlere dönüştürülmüş olmasıdır.

Yaratıcı güce sahip kimselerin saptanmasında ve onların uygun şekilde yönetilmelerinde en önemli görev öğretmenlere düşmektedir. Özellikle erken teşhis edilmesi için bu konuda ilk yardımcılar ilkokul öğretmenleridir. İlk teşhisten sonra bu çocukların ilgililere tanıtılması, esnek ve zenginleştirmiş bir eğitim programının hazırlanması, çeşitli olanakların, fırsatların, araç ve gereçlerin sağlanıp bu çocukların yararına sunulmasında da en önemli hizmetler eğitim öğretim sürecinde görevli öğretmenlerin görevi olmaktadır.

Bu yazımda bugüne kadar yaratıcı çocuklar üzerinde yapılan araştırmaların önemli bulgularını aktarmaya çalışacağım. Yaratıcılık üzerinde bir çok araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar yaratıcılığa özgü birçok ortak özellikler saptamışlardır. Bu ortak sekiz özelliği ve bu özelliklerin niteliğini aşağıda açıklamak isterim.

1. Sorunlara karşı duyarlık.

2. Fikirlerde akıcılık.

3. Esneklik.

4. Orijinallik.

5. Yeniden tanımlama ve düzenleme yeteneği.

6. Soyutlama-özetleme ve analiz etme yeteneği

7. Bileşim (sentez) ve bir sonuca götürme.

8. Tutarlı şekilde düzenleme.


1. SORULARA KARŞI DUYARLILIK (Sensitivity to Problems)

Yaratıcı kimseler sorunların özünü kavrar ve onların çözüm olasılıklarını sezer. Sorunlarım çözümü için gerekli esas öğeleri, araç ve gereçlere duyarlık gösterir. Diğer bir deyimle karşılaşılan sorunların çözümünde ikinci derecede yardımı olacak araç, gereç ve öğelerle ilgilenmez. Sorunun özüne ilişkin öğelerle ilgilenir, bulur.


2. FİKİRLERDE AKICILIK (Fluency of İdeas)

Yaratıcı kimse bir duruma tepkide bulunurken, bir sorunun çözümü ile uğraşırken çok çeşitli fikirlere sahip olmaya ve birçok çözüm yollarını öğrenmeye yönelir. Bunların, içinden durum için en orijinal ve uygun düşenini kolaylıkla seçer ve durumu rahatlıkla uygular.


3. ESNEKLİK (Plexibility)

Yaratıcı kimse yeni bir duruma kolayca adapte olma ve o duruma göre değişme yeteneğine sahiptir. Herhangi bir duruma uygun düşen bir yaklaşımdan diğer bir yaklaşıma kolayca geçebilir. Esnektir, katılıktan hoşlanmaz.


4. ORİJİNALLİK (Originality) YEPYENİLİK

Yaratıcı kimsenin en belirgin özelliklerinden birisi her hangi bir duruma verdiği cevaplarda yepyeni bir başkalık oluşudur. Özellikle yaratıcılık yeteneğine sahip olduğu alanda alışılagelmiş cevaplar, tepkilerden tamamen farklı tepkiler ve cevaplar verir. Problemlerin çözümünde, çeşitli yapıtların da yepyeni yaklaşımlar izler. Bu yetizi çoğu zaman onu çevresindeki muhafazakârlar ile çatışmaya düşürür. Çünkü yaratıcı kimsenin yepyeni yaklaşımları ve yapıtları alışılagelmiş tepkileri ve yaklaşımları benimseyen muhafazakârlar için acaip gelir.


5. YENİDEN TANIMLAMA VE DÜZENLEME YETENEĞİ
(The Ability Redefinition and Rearrange)

Yaratıcı kimse gizli olarak etrafındaki nesnelerin fonksiyonlarını alışılagelmiş olandan farklı görme yeteneğine sahiptir. Onları anlar ve yepyeni bir yönde ve yöntemde kullanır.


6. SOYUTLAMA - ÖZETLEME VE ANALİZ ETME YETENEĞİ
(Analysis Or Ability to Abstract)

Yaratıcı kişi ayırtetme, ayrıntıları bulma, karşılaştığı durumu önemli parçalar ve anlamlarına göre soyutlama, analiz etme yeteneğine sahiptir. Yaratıcı kişi durum ve konuların özünü, önemli kısımlarını ve tüm ayrıntıları önem derecesine göre ayırır. Onları en uygun şekilde kullanır.


7. BİLEŞİM - SENTEZ- VE BİR SONUCA GÖTÜRME
(Synthesis and Closure):

Yaratıcı kişi birbiriyle bağıntısı olmayan parçaları ve öğeleri birbiri ile uyumlu bir şekilde yepyeni bir sentez oluşturacak şekilde birleştirme yeteneğine sahiptir. O daha önceden bir bütünü oluşturan parçalar üzerinde iyice çalışmadan bir bütünün ayrıntılarını kavrar ve yepyeni bir sentez oluşturur. Çeşitli parçalar arasında yeni bağıntılar kurarak yepyeni bir sentez yapabilir.


8. TUTARLI ŞEKİLDE DÜZENLEME (Coherence of Organization)

Yaratıcı, kişi nesneleri ahenkli bir şekilde düzenleme yeteneğine sahiptir. Bir bütünün farklı parçaları ve öğeleri şekillendirilir veya kaldırılır. Böylece son düzenleme tutarlı olarak kabul edilir, birlik ve bütünlük sağlanır. Yaratıcı kişi yetenekli olduğu alanda durumların, nesnelerin, parçalarını ahenkli ve tutarlı bir şekilde yeniden düzenler, yepyeni yapıtlar oluşturur.

Yaratıcılığın ne olduğunu biraz daha açıklamak uygun olacaktır kanısındayım. Alice Miel “Önceden birbiri ile ilgili olmayan nesnelerin birbirine bağlanmasını yaratıcılık” olarak niteler. Yaratıcı sonuçlar genelieştirilebilir ve şaşırtıcı ürünlerdir. Yaratıcılık bireye kendini beğenme kendine saygı ve yaşama hazmi veren bir güçtür, öğretin yaratıcılık için çok fırsatlara sahiptir. Çünkü öğretim tekrarlanmayan bir süreçtir. Her sınıf durumu birbirinden belirli derecede farklıdır. Bundan dolayı her öğretmen şartlara göre kendine özgü yöntemleri kendisi yaratmalıdır. Diğer taraftan öğretmenlerin öğrencilerini yepyeni şeyler bulmaya teşvik etme ve cesaretlendirme sorumluluğu vardır. Böylece öğretmenlerin esas işi, öğreticilere yaratma ortamı sağlayacak fırsat ve araçlar hazırlamaktır.
Yaratıcı öğretim sürecinin DÖRT esas safhası vardır. Bunlar,

1. Açıklık (Openness):

2. Çabaların bir merkezde toplanması (Pbcus):

3. Disiplin:

4. Bir sonuca götürme (Closure)
1. Açıklık (Openness)

Yaratıcılık için bir kimse düşünerek kendi benliğini yeni tecrübelere, yaşantılara açmalıdır. Kendi alışılagelmiş yargısını alışılmış yorumlarını geçici olarak geciktirmelidir. Guilford’un zihin yapısı kuramında alışılmamış düşünme (divergent thinking) olarak nitelediği zihnin özelliği düşünürleri alışılmamış (mutad olmayan) sonuçlara götürür. Alışılmamış düşünce tarzı etrafı araştırma yahut yön değişikliğini içerir. PEPİNSKY’nin “Kavram hudud düşünmesi” olarak nitelediği düşünme tarzı bir kimsenin alışılmamış fikirlere açık olma yeteneğin engeller, tutar. Bunun için öğretmenlerin bu konuda en önemli görevleri her yaş ve seviyede öğrencilerini alışılmamış düşünmeye ve çevrelerinde alışılmamış şeyleri görmeye teşvik etmektir. Onların alışılmamış, şekilde düşünmeleri de yakıtları karşısında hayranlık: duyguları göstererek bu tür çalışmalarını pekiştirmek çocuklarda tomurcuklanan yaratıcılığın açılmasına ve serpilmesine hizmet edecektir.


2. Çabaların bir merkezde toplanması (Focus)

Yaratıcılıkta fokus açıklığı izleyen ikinci safhadır. Bu safhada düşünür kendi fikirlerini, kavramlarını ve bütün gücünü sadece özel olarak ilgilendiği konu üzerinde düşünmeye tekisif eder. Onu olgunlaştırmaya çabalar. Bir kimsenin yepyeni bir yapıt ortaya çıkarması için nesneleri ayırmalı, süreç ve sonuçları için bir hipotez -Teori- geliştirmelidir. Çocuklarda fokus eğitimi için en iyi yol onları üzerinde çalıştıkları konu, iş ve tecrübe üzerinde yazılı veya sözlü rapor vermeye davet etmek.


3. Disiplin

Disiplin yasak ve sınırlamaya açıklar. Disiplin, basit olarak, Fokus safhasında varılması amaçlanan hipoteze ulaşmak için yollar bulma anlamını taşır. Bu kesin olarak uyulması gereken gerçek çalışma kurallarıdır. Yazar Paul E. Torrance disiplini ‘’rüya görmeyi kes, işe git” deyimi ile açıklar. Okullarda çalışma alışkanlıkları küçük öğrenciler tarafından kazanılmış olmalıdır. Eğer iş ve işin gerekleri öğrencilerin kendilileri tarafından belirlenmiş, kendileri tarafından kabul edilmiş ve öğrenciler tarafından başlatılmışsa okul yaratıcılık için uygun atmosfere sahip ideal bir yer olacaktır.

Bu safha yaratıcılığın son safhasıdır. Bu safhada ürün tamamlanmıştır. Karar yaratıcı tarafından verilmiştir. Bu tür bir yargıda öğretmen daima çocuklarının, kendi kendine karar vermelerine önem vermeli ve bunu sağlamalıdır.
YARATICILIĞIN VE YARATICI ÇOCUKLARIN TEŞHİSİ

Yaratıcılığın teşhisi ve yaratıcı düşüncenin değerlendirilmesi hem çok önemli hem de çok güç ve karmaşık bir iştir. Zihin fonksiyonlarının ve anlamının değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan teknik zekâ testleridir. Fakat zekâ bölümü (İQ) ve yaratıcılık test edildiği zaman farklı dağılımlar gösterir. Diğer bir deyimle, zekâ bölümleri yüksek olanların yaratıcı olmaları da düşünülemez. Bu güne kadar yaratıcılık niteliklerine sahip çocukların zekâ bölümleri üzerinde yapılan araştırmalara göre yaratıcı çocukların, büyük çoğunluğunun 120 zekâ bölümü etrafında toplandıkları görülmektedir. Zekâ bölümü 130’un üzerinde olanlar ile ortalamada bulunan çocuklar yüksek düzeyde yaratıcılık göstermemektedirler. Genellikle yüksek düzeyde yaratıcılık niteliklerine sahip olanların zekâ bölümlerinin 120-130 arasında olduğu bilinmektedir. Bundan anlatmak istediğimiz gerçek yüksek zekâ bölümü ile yüksek yaratıcılık özelliği arasında olumlu ve güvenilir bir bağıntı (korelasyon.) olmadığını belirtmektedir. Diğer bir deyimle, genel zekâ açısından üstün zekâlı görülen ve zekâ bölümleri 130-140 ve daha yüksek olanlarım aynı zamanda yaratıcılıkta üstün özelliklere sahip olduğunu düşünmek ve söylemek bu konuda bilimsel araştırma sonuçlarına ters düşer. Bu konuda çok uyanık olmak gerekir.

Yüksek düzeyde yaratıcı güce sahip kimselerin çok çabuk ve kolayca değişen problem çözümü durumlarında daha iyi ve kolay öğrenip çözümledikleri kanıtlanmıştır. Yaratıcı çocukların belirlenmesinde yalnız zekâ testleri sonuçlarına güvenemeyiz. Zekâ testleri yaratıcı çocukların teşhisinde kullanılan teknik ve araçlardan biridir. Onlar yaratıcılık hakkında önemli ip uçları verebilir. Bu ip uçlarını kullanarak çocukların yaratıcılık nitelikleri önceden saptanan ölçeklere göre sürekli ve uzun zaman çeşitli durumlarda sistemli olarak gözlenmelidir. Gözlem sonuçları ile test sonuçları birleştirilerek geçici bir yargıya varılmalıdır. Bilinmesi gereken ikinci gerçekte öğrencilerin farklı alanlarda yaratıcı güce sahip olduklarıdır. Bir kısmı resimde, müzikte, heykeltıraşlıkta, dilde, bir kısım matematik, astronomi fizik, kimya ve diğer andallarında başka bir kısmı beden hareketlerinde; oyunda, diğer bir kısmı sosyal bilgilerde, ekonomi; iktisat ve benzeri dallarda yaratıcı güce sahiptir. Yaratıcı güçler doğanın her alanda düzenini geliştirecek yepyeni oluşumlar oluşturacak şekilde dağılmıştır. Öğretmenlerin öğrencilerini izlerken gösterilen ve değerlendirirken, bu açıdan yaklaşması, onun ülkenin çeşitli alanlarda en büyük ihtiyacı olan yaratıcı insan gücünün ortaya çıkmasına ışık tutacak ve başarıya götürecektir. Öğretmenin yaklaşık olarak her öğrencisinin bir başka alanda yaratıcı güce sahip olduğunu görmesine, bu suretle geleceğe ümitle bakmasına ve mutluluk duymasına sebep olacaktır. Çağdaş eğitimciler her insanda bir alanda yaratıca güç olduğuna inanırlar yöntemlerini bu inanca göre sabırla düzenleyen, her öğretmen öğrencilerinde mevcut olan bu gizli üstün gücü ortaya çıkarabilir. Yazar bu konuya içtenlikle eğilen her öğretmenin yaratıcı düşünme gücüne sahip bu çocukların ortaya çıkarılmasında çok değerli hizmetler yapacağına tam olarak inanmaktadır.

Öğretmen öğrenme sürecine rehberlik eder ve yön verir. Öğretmen olarak bilmemiz gereken en önemli şey, öğrenci sorarak inceleyerek bilgilerini hünerle işleyerek deneyerek, yaratıcı olarak öğrenir hatta bu işlemlere maksatsız olarak oynadığı oyunlarda dahi uygular. Şimdi kısaca öğretmenin öğretim sürecinde yaratıcı düşünmeyi geliştirebilmesi için uygulaması gereken bu ilkeleri açıklamak isterim. Bunlar.

1. Çocukların alışılmamış sorularına saygılı olmalıdır. Sorular bilgiye açlık duyan zihinlerden gelir ve aç zihni doyurmak için sorulur. Öğretmenin öğreticilerinin sorularına büyük bir saygı göstermesi, ya soruların cevabını vermesi yahutta çocuklara soruların doğru cevaplarını bulmasına yardım etmesi gerekir. Cevap değil özellikle dikkat çekmek için cevaplar diyorum. Çünkü her sorunun birçok hallerde çok çeşitli cevapları vardır. Yaratıcı çocuğa mümkün olduğu kadar değişik cevaplar verilmeli ve ya buldurulmalıdır ki o da yüz yüze geldiği soruların bir çok çözüm yolları olduğunu ve bunlardan en orijinalini seçme gerek, gerçek ve alışkanlığını öğrensin.

2. Öğrencilerin ortaya attığı ve dile getirdiği alışılmamış, değişik fikirlere saygı duymalı, onları değerlendirmeye çalışmalıdır. Öğretmen o zaman hem kendisini geliştirecek hem de çocuklarda tomurcuklanan yaratıcı düşüncelerin açılmasına, gelişmesine yardım edecektir.

3. Öğrenciler tarafından ortaya atılan fikirlerin değerli olduğu kendilerine içtenlikle gösterilmelidir. Her öğrenci belli alanlarda kıymetli fikirler çıkarmaya muktedirdir. Onları görmek ve değerlendirmek gerekir.

4. Öğrencilere kendi kendine bir işe başlama ve öğrenme olanakları sağlamalı ve bu konuda çabaları ödüllendirilmelidir. Öğrencilerin yep yeni, orjinal fikirleri ve kendi kendine başlatıp sürdürdükleri etkinlikler ödüllendirilmeli ki bu yolda gelecek başarıları sağlanabilsin. Yaratıcı etkinlikler görülmek ve ödüllendirilmek sureti ile engellere uğramadan geliştirilebilir.

5. Öğrenciler için değerlendirilmeyen pratik ve öğrenme devreleri sağlanmalıdır. Çocukların değerlendirme olmaksızın öğrenebilecekleri özel devrelere ihtiyaçları vardır. Özellikle yaratıcı, düşünmeye gebe olanların çocukların yapılarını olgunlaştırmak için kendi kendilerine öğrenme ve değerlendirme yapacakları, başkaları tarafından değerlendirme yapılmayan öğrenme devrelerine ihtiyaçları fazladır. Öğrencilere kendi kendilerine çalışacakları, öğrenecekleri ve kendi kendilerini eleştirecek yeterli zaman verilmelidir.

Yapılması gereken bu hususlardan ayrı olarak bir de ana, baba, ve öğretmenlerin yapmaması gereken 5 hususu açıklamak isterim. Bu hususlar daha ziyade öğretmenler ve ana babaların çocuklarda beliren yaratıcı kıvılcımları söndüren, beliren tomurcukları açmadan kurutan baskıları azaltarak ve etkisiz kılmak için yapmamaları gereken hususlardır. Bunlar.

1. Çocukları hayal kurmaktan ve bize acaip gelen buluşlarından, yapıtlarından vazgeçirmek için zorlamamalı ve cesaretleri kırılmamalıdır. Çünkü, genç olsun, yetişkin olsun, yaratıcı kimselerin niteliklerinden birisi onun gerçekler ve sebepler dünyası arasında serbestçe hareket etme ve hemen bilinç yüzünün altında geniş düşünme (zihin - mind) alanlarına sahip olma yeteneğidir. Yaratıcı çocuk ve genç büyük bir esnekliğe, duygu derinliğine, müphem duygulara açık olan keskin bir iç görüşe sahiptir. Bu çoğu zaman başkalarına gülünç gelen bir acaip durum olarak nitelenir ve görülür.

2. Öğrenciyi, çoğu zaman geriye çekmemelidir. Öğrencileri ve çocukları başarısızlığın getireceği eziklikten fazla korumamalıdır. Bu çaba onları kendi hatalarından bir şeyler öğrenme şansından yoksun eder. Çocukların yaratıcı olarak öğrenebilmek için çiğneyebileceklerinden çok ısırmaları, kapasitelerinin ve alacakları risklerin fazla tahmin edilmesi gerekir. Çocuklardan birçoğunun öğrenmeye hazır olma zamanı olarak belirlenen zamandan uzun zaman önce öğrendikleri bu gün bir çok eğitimciler tarafından açıkça görülmektedir. Bilinmesi gereken husus, yaratıcı düşünmeyi öğretmek değil, sadece yaratıcı düşünmenin gelişmesini karıştırmamak ve ona olumsuz etkide bulunmaktan uzak kalmaktır. Onun gelişimini engellememektir.

3. Cinsiyet kalıplarından sakınmalıdır. Erkek çocukların korkak kızlar gibi ürkeklik hissi duymasına müsaade etmemelidir. Bütün duygulara açık olmasını, renk, şekil, hareket ve fikirlerle ilgilenmesine açık tutulmalıdır. Kız çocukları ise zihni etkinliklere karşı meraklı olmanın keşifler ve deneylerle ilgilenmenin akademik çalışmalara düşkünlüğün v.b. etkinliklerin kızlar için yanlış bir yönelme olduğu hissi verilmemelidir. Bu tür cinsiyet kalıplaştırmaları karşı cinste mevcut yaratıcı güçlerin tahrip edilmesinden başka bir yarar sağlamaz. Çocukların ve gençlerin kimin, hangi akıllının koyduğu belli olmayan cinsiyetlere göre ayrılmış belli bazı etkinliklere yöneltilmesi yaratıcılığın geliştirilmesine ket vurur. Bugüne kadar yapılan araştırmaların bulgularına göre ne kadına ne erkeğe özgü yaratıcı düşünme alanı saptanmamıştır. Yaratıcılığa her iki cinsiyette aynı şekilde raslanmaktadır.

4. Öğrencileri okuma ve yazmadaki başarılarına göre değerlendirilip tüm durumları ve özellikle yaratıcılık özellikleri hakkında bir yargıya varılmamalıdır. Çünkü ekseriya yaratıcı çocukların özellikle sözel ifadeye dayanan yeteneklerde grubun gerisinde kaldıkları görülmektedir. 9 yaşında bir çocuk okuma yazma testlerinde sınıfın alt seviyesinde başarılı olduğu halde, yaratıcılık testinde hemen hemen en üst seviyede başarılı olduğu görülmüştür. Bu tür aşırı farklılıklar bir çok vaklalarda gözlenmiştir. Çocukların çoğu ana ve babalarına hikaye yazma ve anlatmayı çok severler. Bu yol onların fikirlerinin akışını ve gelişmesini beslemek için mükemmel bir yöntemdir. Onları sabırla dinlemek, yazdıklarını dikkatle okumak onları teşvik eden bir etmen olacaktır.

5. Çocuğa ve gence yaratıcı yapıtları ile sosyal bağıntılar kurmasında ve kullanmasında yardımcı olmalıdır. Hayatta yaratıcı çocukların en büyük problemlerinden biri onu diğer akranlarından farklı yapan özelliklerini kurban etmeden çevresinde bulunan diğerleri ile iyi geçinmeleri olmaktadır. Onlara nazik olma duyarlığını nasıl kullanacağını kendi görüşüne karşı bilinçli olmayı ve etrafındaki olayları nesneleri, eşyaları kendisi gibi görmemeye ve farklı yaklaşımları olan kimselere karşı hoşgörülü olmayı göstermelidir. Yaratıcı çocuğa hükmetmeksizin ve düşmanca hislere kapılmaksızın iddialarını kanıtlayabileceği, geri çekilmeksizin yalnız çalışması, fazla eleştirici olmaksızın başkalarına karşı dürüst olması telkin edilmelidir.

Üzülerek söylemek gerekirse özellikle az gelişmiş ülkelerde istenilen düzeyde yetişme ve mesleki formasyondan yoksun öğretmenler ile yaratıcı düşünme yeteneğine sahip çocuklar ve gençler arasında üzücü anlaşmazlıklar süregelmektedir. Hatta büyük bir kısmı ziyan edilmektedir. Denilebilirki bu ülkelerdeki öğretmenler genellikle sakin ve soru sormadan iyi dinleyici öğrencilerden hoşlanırlar. Etkin ve sık sık soru soran öğrenciler öğretmenler tarafından beğenilmezler hele yaratıcı çocuklar ve gençlerden gelen alışılmamış sorulara karşı öğretmenlerin çoğu çocuğu yanlış anlaması sonucu çocuğa karşı sert çıkışlarına ve çocuğun ümitsizliğe düşmesine sebep olmaktadır. Öğretmenlerin bu konuda çok uyanık olması, öğrencilerin bütün sorularına her zaman içtenlikle açık olması ve açık olduğunu öğrencilerine yansıtması, onların sorularına cevap bulması ve bulmalarına yardımcı olması gerekir. Hiçbir soruda ukalalık, kendini imtihan etme gibi art niyetler görmeye yönelmemelidir.


Yüklə 2,52 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   ...   43




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin