Kaynakça: Howard Zin, Amerika, Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005; Jared Diamond, Çelik Mikrop Tüfek, TUBİTAK yay., Ankara, 2011
Bojadur burnunu ilk dolaşan portekizli 1434de. Vasco de Gama 1498’de Ümit burnunu dolaşırr.
Reconquista-Yeniden Fetih
Keşif yapanların hakları neydi? Verilen yanıt geleneklerden doğdu..Reconquistaya çok benziyordu..boyun eğmeyen yok edilir yada köle yapılabilir…
İlk kararları alan İspanyol ve kilise otoriteleri geliştirilen gelenekleri örnek aldılar.Amerika kıtasını asıl sömürgeleştirmiş olan krallıkların kökleri derin dini hoş görüsüzlük, cezalandırma, bölgesel yayılma, “kafirler” ve put pereslerin damgalanması geleneğine dayanıyordu. Kilise bu tutumu İncil’e dayanarak haklılaştırıyordu. Boyun eğmeyen yerliler yok edilebilir köle yapılabilirdi.
Bu yöntem reconquista sürecine, İslama karşı geçen yüzyılarda gerçekleştirildiği düşünülen kutsal savaşa çok benziyordu.
Hristiyan olmadıkları yeterli kanıtını buldukları Moriscolar, converso-dönmeler1608-1612 de tamamen İspanyadan sürülürler.
1449’da resmi görev sahibi olmak için saf Hristiyan olmak şartı konuldu.
1492 tüm yahudiler İspanyadan kovuldu.
Yahudiler, Araplar, yabancılar ve heretiklerin hepsi Amerikada yapılan yeni fetihin dışında tutuldular. Sadece Kstilya safkanından gelenler (diğer İspanyollar da değil) bölgeye girmelerine yarar sağlamalarına izin verildi.
Amerikan yerlilerinin fatihleri için çalışacakları gelenekleri ve inançlarının Hristiyanlık adına yok edileceğine başından karar verilmişti.ponting 470-471
Ekim ayının ikinci Pazartesi günü kutlanan Columbus Day
Amerika’da Kolomb gününü kimler kutlamaktadır?
Avrupa’nın bir doğum tarihi vardır, yani ezelden beri var olmamıştır.
Avrupa’nın bir doğum tarihi vardır, yani ezelden beri var olmamıştır.
Avrupa tarihi boyunca hep aynı boyutta olmamıştır, genişlemiştir genişlemektedir. Ve nihayet, Avrupa diğer tüm uygarlık alanlarının tersine, kendi kıtasının dışına taşmıştır, dünyasallaşmıştır, dünyasallaşmaktadır, bu işi ya bizzat kendi uzantıları aracılığıyla yeni kıtalarda, yada kendi uygarlığını dayatarak ve Batılılaşmayı herkesçe arzulanan olumlu bir değer haline getirerek yeni kıtalarda yapmıştır.
M. Ali Kılıçbay, Felsefesiz sanat oyunsuz tarih,imge kitabevi, 1996, s. 116.
Avrupa, özellikle XI.yy.dan, hatta en baştan itibaren, kendini genişletmek zorunda kalmıştır ve Osmanlı yy.ları esnasında kendi kıtasının dışına taşmak zorunda kalmaktadır: yani maddi olanaklara nazaran, beşeri fazlalık vardır. 1492’de İspanya’daki sonuncu İslam varlığına son verilmesiyle Musevilerin ve Moriskoların (İspanya Müslümanları) ülkeden atılmaları eş anlıdır; 1492 aynı zamanda Amerika’nın da keşfi tarihidir ve Avrupa için fazla gelen kaynağın tahliye edileceği bitmez tükenmez bir alan oluşturacaktır.
Avrupa, özellikle XI.yy.dan, hatta en baştan itibaren, kendini genişletmek zorunda kalmıştır ve Osmanlı yy.ları esnasında kendi kıtasının dışına taşmak zorunda kalmaktadır: yani maddi olanaklara nazaran, beşeri fazlalık vardır. 1492’de İspanya’daki sonuncu İslam varlığına son verilmesiyle Musevilerin ve Moriskoların (İspanya Müslümanları) ülkeden atılmaları eş anlıdır; 1492 aynı zamanda Amerika’nın da keşfi tarihidir ve Avrupa için fazla gelen kaynağın tahliye edileceği bitmez tükenmez bir alan oluşturacaktır.
M. Ali Kılıçbay, Felsefesiz sanat oyunsuz tarih,imge kitabevi, 1996, s. 132,133.
Kolomb ve onları izleyenler boş yabanıl bir ülkeye gelmediler: Amerikanın yerlileri: yazıları yoktu ama dans tiyatro,sözle aktarılan tarihleri vardı.
Bering boğazı kapanmadan Asyadan Amerikaya geçen insanlar Kolomb geldiğinde, Kuzey ve Güney Amerikanın geniş toprakları üzerinde yayılmış olarak sayıları 75 milyonu bulmuştu. 25 milyonu Kuzey Amerika’da yaşıyordu.
Toprak ve iklimin hazırladığı farklı çevrelerde yüzlerce farklı kabile yaşamı olmuştu. En az iki bin dil konuşuyorlardı.Tarımı geliştirmişler, kendi kendine büyüyemeyen bakım gerektiren Mısır!ı yetiştirmişlerdi.Yer fıstığı, kakao, tütün ve kauçuk yetiştirebiliyorlardı.
Kızıl derililer kendiliklerinden,Asya Avrupa ve Afrika'da diğer insanların o sıralar yaşadıkları tarımsal devrimi yaşamaktaydılar.
Bazıları eşitlikçi toplum, bazıları din adamı yönetici için artı üretmiş durumda. Yerleşik toplumlar.M.Ö 1000 de Mısır, Mezopotamya'da bulunanlarla karşılaştırılabilecek yapıları, şimdi New Mexsico’da yaşayan Zuni ve Hopi yerlileri inşa etmeye başlamışlar.Her köyde içinde yüzlerce odanın bulunduğu düşmandan korunmak için saklanabilecekleri, yapılar olan. Kayalıklar ve dağlara gizlenmiş köyler inşa etmişler. Sulama kanalları, barajlar kurmuşlar Seramik sanatı, sepet örme, pamuktan elbise yapmayı öğrenmişler.
İsa ve jul Sezar dönemine gelindiğinde “Toprak tepe heykeltıraşları” kültü Ohio nehri bölgesinde gelişmiş. Binlerce azman heykel. Biri bile 439 dönümü kaplayıp 56. 315 metre boyunda olabiliyor.eşya silah değiş tokuşuna dayanan ticaret. M.S 5. yüzyılda bu kült söner
Bir başka kültür misisippi vadisinde Cahokia Kızılderili kentinde alet yapanlar….bakır oymacıları
Mal ortaközel mülkiyet e yabancılar. Yoksul yok yoksul evi yok…
Kadın saygı görüyor. Soy anneye dayalı…
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 24,27.
William Brandon, 16. 17. ve 18. yy.larda Amerika'yı gezen tüm gezginlerin Kızıl derili yaşamı üzerine yazdıklarını kitaplaştırır.
William Brandon, 16. 17. ve 18. yy.larda Amerika'yı gezen tüm gezginlerin Kızıl derili yaşamı üzerine yazdıklarını kitaplaştırır.
Baş Aktör: İspanya
Fransa, İngiltere ve Portekiz gibi birliğini sağlayan İspanya da yeni-modern devletlerden biri olma yolunda. Katolik kilisesine bağlanmış, bütün Yahudileri sınır dışı etmiş ve Arapları sürmüş.
Nüfusun çoğu fakir köylüler. Bunlar toprağın %95’ini elinde tutan %2 asiller için çalışıyorlar.
İspanya da dünyanın diğer devletleri gibi zenginliğin simgesi haline gelmiş ve her şeyi satın alabildiği için topraktan daha değerli hale gelmiş altının peşinde.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının tarihi, İmge Kitabevi,2005, s.8
Bir diğer Aktör: Colomb
Daha önce Marko Polo karayolundan Asya’ya ulaşmış değerli eşyalarla dönmüş. Asya’da altın olduğu düşünülüyor ve tabi iki baharat.
Colomb da diğer tüm okumuşlar gibi dünyanın yuvarlak olduğunu ve hep Batıya giderse Uzak doğu’ya ulaşabileceğini biliyor.
Portekizli gemiciler, Afrika’nın en güney ucunu dolaşıyorlardı. İspanya kumar oynayarak bilinmeyen bir okyanusu geçmek gibi uzun bir yolu denemeye karar verdi.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s.8
Kristof Kolomb
Papaların dininin ve kralların yönetiminin egemen olduğu Rönesans Avrupası mensubu; para için her şeyi yapmaya hazır, Batı uygarlığının Amerika’daki ilk elçisi
Hint Adaları ve Asya’da bulmayı umduğu serveti, altın ve baharatı aramayı kafasına koymuş.
Cenova’da bir tacirin katibi, ünlü bir dokumacının oğlu olarak- part-time dokumacı ve usta denizci.
Colomb, Bahama’ya çıkar ve Arawak yerlileriyle karşılaşır.
Colomb, Bahama’ya çıkar ve Arawak yerlileriyle karşılaşır.
Misafirperver, paylaşmaya hazır (Avrupalı gözlemciler defaten ifade ederler) silahları tanımayan, demiri bilmeyen,Mısır, yer elması, tapyoko yetiştiriyorlar. Yün eğirmeyi biliyorlar. Atları yada iş hayvanları yok, kulaklarında küçük altın süsler var.
Her şeyi değiş tokuşa hazırlar.
Colomb için köle yapılmaya müsait insanlar. Saflar, ellerindeki her şeyi vermeye hazırlar. Doğdukları gibi çıplak, utanmazlar.
Bahama Kolomb’un Amerika’ya merhaba dediği adalar
Küba-Haiti-Köleler
Bahama’dan sonra ulaşılan Küba’da nehirlerde altın gözle görünür şekilde.
Haiti’de Navidad kalesi (Noel) . Altın aranmak üzere bırakılan denizciler, altın için çeteler halinde adayı altüst edip, kadın ve çocukları seks ve iş köleleri haline getirmey kalkışınca yerliler tarafından öldürülürler.
Köle olarak yakalananlar İspanyaya gönderilir. Ancak Avrupalıların amacı anlaşılınca adada köyler boşaltılır.
Awaraklar örgütlenir. Ancak tüfekle, atla baş edemez. Toplu intiharlar başlar.
1515 yılında -köle olarak çalıştırılan yerlilerden- sadece 500 yerli yaşamaktadır.1650 yılında adada Awarak yerlilerinden torunlarından hiçbir iz kalmamıştır.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 9,10.
Paul Gauguin 1848-
Paul Gauguin 1848-
empresyonist ressam
Kaynak: Bartolome de Las Casas
Kolomb’un gelişi sonrasında adalardaki duruma dair Tek kaynak, genç bir papaz olarak Küba’nın fethine katılan Bartolome de Las Casas’tır. Kolomb’un gemi günlüğünün kopyasını çıkarır.History of the Indies’i yazar.
Köle çalıştıran plantasyon sahibidir. Ancak sonra vazgeçer ve İspanyol zulmünü eleştirenlerden biri olur.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 9,10.
Las Casas’ın kaleminden yerliler
Las Casas: Evlilik yasaları yok, erkek gibi kadın da eşini seçer, çevikler. Kadınlar çok uzun mesafe yüzebiliyor. Son dakikaya kadar çalışır ve neredeyse acısız doğururlar. Erkekten sıkılırlarsa çocuğu bir ot içerek düşürürler.Çıplaklığa bizim bir insanın başına yada eline baktığımız gibi bakarlar.
Tam barışçı değiller, bazen aralarında savaşıyorlar ama kayıpları fazla değil, şeflerinin isteğine göre değil kendileri üzüldüğünde dövüşürler.
Tapınakları yok, geniş komünler halinde 600 kişiyi barındıran çan biçiminde tahtadan sağlam evlerde yaşıyorlar. Değer verdikleri şeyler kulak ve dudaklarına taktıkları rengarenk kuş tüyleri, altının onlar için hiç anlamı yok.alım satım ticari davranışları yok. Sahip oldukları şeyler için cömertler. Olmayanlara kızıyorlar. Doğanın sunduklarıyla yetiniyorlar.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s.10, 11.
Las Casas’ın kaleminden İspanyollar
Yerliler üzerinde kurdukları mutlak denetim mutlak zalimliğe yol açmıştı…
Yerlilerin kendilerini koruma girişimleri sonuçsuz kalıyordu..
Madenlerde ve başka ağır işlerde çalıştırılarak, kimden yardım isteyeceğini bilmeden umutsuz biçimde sessizce acı çekerek ölüp gittiler…
Çocuk yapamadılar.. Bebekler sütü kesilen anneleri nedeniyle öldü… ben Küba’dayken 7000 bebek öldü…anneler çaresizlikten bebeklerini kendi elleriyle boğdu bazen….Şimdi yazarken biile titriyorum… gelecek kuşaklar olanlara nasıl inanacak gözleriyle gören ben bile inanamıyorum…
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 11. 12
Tarih öğreniyoruz… Tarihçi- Morisson- soykırım öyküsünü, daha önemli gördüğü insanın ilerlemesi öyküsünün arkasına saklamakla haklı mı? Siyasetçi-Thuruman- Hiroşima için ikna edici gerekçeler öne sürerken…. Kayıplarımızdan hiç söz edilmiyorsa yargıya nasıl varabiliriz.22 fatihin orta ve zengin sınıfına bunu kabul ettirebilirsiniz ya …kurbana
Amerika’da okutulan tarihte her şey kansız başarı dolu anlatılır ve Kolomb günü kutlanır.
1954’te Harvardlı tarihçi Samuel Eliot Morison, Kolomb’u anlattığı eserinde sadece tek bir sayfada olayı soykırım olarak niteler ve gerçeği hızla geçer. Gerçeği hem gizlemeyip en sert şekilde ama bir çok söylemek istediğiniz şey arasına sıkıştırıverirseniz, okuru sükunette tutabilirsiniz. Gerçeği sessizce atlarsanız gerçeği keşfeden okuyucu size baş kaldırır. Tehlike vardır yani))
Evet toplu kıyım yapıldı ama o kadarda sorun değil….. “Hataları vardı ama bu onu büyük insan yapan niteliklerinin kusurlarıydı.”
Tarihçinin elbette bazı gerçekleri daha fazla vurgulama hakkı vardır….ama çatışan çıkarlar dünyasında vurgulamayı seçtiği her olgu-istese de istemese de- ekonomik, siyasal, ırkçı, ulusçu yada cinsiyetçi bir çıkar çevresinin amacını benimser….
Bu amaç açık değildir. Tarih sanki bütün tarih okurlarının ortak çıkarı varmış da tarihçi bu çıkara, yeteneklerini en üst düzeyde kullanarak hizmet ediyormuş gibi yazılır.
Bu aldatmacanın planlı yapıldığı söylenemez. Çünkü, tarihçi bilgi ve eğitimin , çatışan toplumsal sınıflar, ırklar ve uluslar için birer araç değil, yalnızca mükemmele ulaşmada teknik birer sorun olduğuna inanan bir toplumda yetişmiştir.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 11. 12,14.
Fethin ve katliamın gelişme adına sessizce onaylanması….Tarih hükümetler, fatihler, diplomatlar ve liderlerin bakış açısından anlatılıyor demektir….Lincoln..Kenedi, yüksek mahkeme yargıcı… tüm toplumu temsil ettiğine inanmak demektir. Asıl aldatmaca ara sıra çatışma olsa da tüm Amerikan toplumunun, ulusunun ortak çıkarının varmış gibi davranmaktır….
Amaç, Kolomb’un olmadığı bir dünyada onu suçlamak, yargılamak, mahkum etmek değil. Bunu yapmak için çok geç ve ahlakçılık üzerine bilimsel deneme yapmanın anlamı yok.Yine de canavarlığın üzücü ama insanlığın gelişmesi için gerekli bir bedel olduğu düşüncesiyle, kolayca kabulü (Batı uygarlığını kurtarmak için Hiroşima, Sosyalizmi kurtarmak için Kronstadt ve Macaristan,hepimizin kurtulması için nükleer gücün artırılması) alışkanlıklarından kurtulamadık.
Bu canavarlıkların sürmesinin nedeni, onları diğer bir sürü gerçeğin arkasında gizlemeyi ve radyoaktif maddeler gibi kutulayıp toprağa gömmeyi öğrenmemizdir.
Bu canavarlıklara öğretmenin, yazarın dikkat gösterdiği ölçüde dikkat etmeyi öğrendik. Bu öğretilmiş ahlak duygusu bilimsel araştırmanın görünürdeki nesnelliği tarafından bize dayatıldığında , onu kabul etmemiz, bir politikacının basın konferansında söylediklerini kabul etmemizden daha tehlikeli, ölümcül hale geldi.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 14.
Devletlerin belleği, kendi belleğimiz midir?
“A World Restored” (Yeniden Kurulan Dünya) adlı ilk eserinde Henry Kissenger, “Tarih Devletlerin belleğidir” diyor. 19. yy. Avrupa tarihini Avusturya ve İngiltere liderlerinin bakış açısından anlatıyor. Kissenger bu insanların politikaları nedeniyle milyonlarca insanın acı çektiğini görmezlikten geliyor. Kissenger’e göre Fransız devrimi öncesi Avrupa’da yaşanan barış birkaç ulusal devletin diplomasileri sayesinde yeniden tesis edilmişti. Fakat İngiltere’deki fabrika işçileri, Fransa'daki çiftçiler, Asya ve Afrika'daki farklı renklerden insanlar için, hatta zengin sınıflar dışında dünyanın her tarafındaki kadın ve çocuklar için Kissenger’İn yeniden kurulduğunu söylediği dünya istilalar, şiddet, açlık ve sömürü yani bir çözülüşün dünyasıydı.
Amerika’da okutulan tarihte her şey kansız başarı dolu anlatılır ve Kolomb günü kutlanır.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 15
Albert Camus: Kurbanlar ve kurban edenler dünyasında düşünen insanın görevi, kurban edilenlerin saflarında yer almaktır.
Bir ülkenin tarihi, bir ailenin tarihi gibi sunuluyorsa, şiddet dolu çıkar çatışmaları, (bazen patlayarak ortaya çıkan, bazen bastırılan) gizleniyor demektir. Bu çatışmalar fatihler ile fethedilenler, efendiler ile köleler, kapitalist ile işçiler, ırk ve cinsiyet konularında ise egemenlerle baskı altındakiler arasında yaşanır
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 15.
Taraf olan tarihçi… “ZOR DURUMDA OLANLARIN ÇIĞLIĞI HER ZAMAN HAKLI OLMAYABİLİR FAKAT ONA KULAKLARINIZI KAPARSANIZ HAKKIN NE OLDUĞUNU HİÇ BİR ZAMAN ÖĞRENEMEZSİNİZ”
“Tarih yazmada ayrıntılar ve vurguların seçimi taraf olmaya yol açar” diyor Howard Zin. “Ben, Amerikanın keşfi öyküsünü Awarak yerlileri, anayasanın öyküsünü, köleler, meksika savaşının öyküsünü ordudan kaçan askerler, endüstrileşmenin hızlanmasını Lowel twkstil fabrikasındaki genç kadınlar,Amerikan imparatorluğunu borçları karşılığında köleleştirilen Latin Amerikalı işçiler….. Açısından anlatmak istiyorum”
“Amacım kurbanlar için ağlayıp, kurban edenleri itham etmek değil. Geçmişte bırakılan göz yaşları, öfkeler günümüzde ahlaki enerjimizi tüketmiş durumda. Kurban edenle edilen arasındaki çizgi o kadar belirgin değil. Zalim de giderek kurbana dönüşüyor. Kısa vadede kurbanın kendisi de umutsuzluktan ve zulüm gördüğü toplumu n kültüründen etkilenerek kendilerine başka kurbanlar bulmuşlardır.”
Bu karmaşık durumları anlamaya çalışarak, kültür ve politikalar yardımıyla yönetimlerin sıradan insanları, ortak bir çıkarları olduğu kandırmacasıyla ulus denilen o büyük ağın içine sokup tuzağa düşürme konusunda kuşkularımı dile getirmeye çalışacağım.”
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 15.
Eğer tarih yaratıcı olabilmekse, geçmişi yadsımadan olası bir gelecekten haber verebilmek için!, tarihin küçük parlamalar halinde bile olsa insanların direnç gösterebilme ve birleşme güçlerini gösterebildikleri ve zaman zaman da zafere ulaştıkları geçmiş olayları gün ışığına çıkararak yeni olanakları vurgulaması gerektiğine inanıyorum” geleceğimizin, geçmişin katı savaşçı yy.ları arasında değil, uçucu şefkat ve merhamet aralarında saklı olduğunu ümit ediyorum…”
Eğer tarih yaratıcı olabilmekse, geçmişi yadsımadan olası bir gelecekten haber verebilmek için!, tarihin küçük parlamalar halinde bile olsa insanların direnç gösterebilme ve birleşme güçlerini gösterebildikleri ve zaman zaman da zafere ulaştıkları geçmiş olayları gün ışığına çıkararak yeni olanakları vurgulaması gerektiğine inanıyorum” geleceğimizin, geçmişin katı savaşçı yy.ları arasında değil, uçucu şefkat ve merhamet aralarında saklı olduğunu ümit ediyorum…”
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 16.
Kolomb’un Bahama Adalarında Awaraklara yaptığını, Cortes Meksikada Azteklere (Mayaların soyundan, Zapotek ve toltek kültüründen, insan kurban ederler. Gelen beyaz adamı yeniden dirilen Aztek tanrısı QUETZALTOLAK sanırlar), Pizarro Peruda İnkalara, Virginia ve Massachusetts’teki İngiliz koloniciler de Kızılderili Powhatan ve Pequot kabilelerine yaptı
Kolomb’un Bahama Adalarında Awaraklara yaptığını, Cortes Meksikada Azteklere (Mayaların soyundan, Zapotek ve toltek kültüründen, insan kurban ederler. Gelen beyaz adamı yeniden dirilen Aztek tanrısı QUETZALTOLAK sanırlar), Pizarro Peruda İnkalara, Virginia ve Massachusetts’teki İngiliz koloniciler de Kızılderili Powhatan ve Pequot kabilelerine yaptı
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 17.
Aztek Eserleri- Ressam Dürer tarafından gelen hazine içindeki altından güneş ve gümüş ten ayının resmi yapılmıştır
Teknoloji, iş, siyaset ve kültür sisteminin şiddet yüklü başlangıcı
Avrupa’nın erken dönem kapitalist devletlerinde yaşanan bu çılgınlığın nedenleri, altın ve köle bulmak; toprak ürünlerini ele geçirmek, deniz aşırı seferlerin hissedarlarına paralarını ödeyebilmek; Batı Avrupa’da yükselen monarşik bürokrasilere finansman sağlamak ve feodalizm sonrası ortaya çıkan para ekonomisinin büyümesini hızlandırmak, Karl Marks’ın daha sonra “ilkel sermaye birikimi” diye adlandıracağı sürece katılmaktı.
Bütün bunlar gelecek beş yüz yıl boyunca dünyaya egemen olacak olan karmaşık bir teknoloji, iş, siyaset ve kültür sisteminin şiddet yüklü başlangıcıydı.
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 18.
Powhatan’dan John Smith’e mektup:“….sevgi kullanarak alabileceklerinizi neden güç kullanarak alasınız… Size yiyecek temin eden bizleri neden yok edersiniz…..”
1585’te Virginia’da sürekli bir İngiliz yerleşimi gerçekleşmeden önce Richard Grenvil buraya yedi gemiyle çıkar. (Yerelşim 1607’de)
Kızılderili lideri Powhatan, topraklarına sürekli yerleşen İngilizler karşısında önce sakindir. 161o yılında açlık nedeniyle kendine sığınan İngilizleri geri isteyen komutana geri vermez. Kaçırılan kızıl deriler öldürülür.
Yirmi yıl sonra İngiliz kolonilerinin sayısının giderek artmasından korktular. Saldırdı ve 347 kişiyi katlettiler. Tam anlamıyla savaş başladı.
Kızıl derilileri köleleştirmeye güçleri yetmedi. Yok etmeye karar verdiler.Katliama başladılar.
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 18.
Puritenlerin İncile baş vurusu “Benden isteyin size vereyim, putperestlerin mirası, dünyanın en büyük payı sizin olsun….
Asla İngilizlere karşı birleşmeyi başaramadılar. Birbirlerine karşı kullanıldılar.
Bugün Pequot (Conecticut’ta) nüfusu 21 kişidir.
Virgil Vogel, 1972’de “Bu topraklar Bizimdi” yi yazdı.
1676 bittiğinde İngilizler kazanmıştı. 600 kişiyi kaybetmişler Kızılderililer ise 3 bin savaşçısını kaybetmişlerdi.
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 20,21.
Katliamlar ve Beyaz adamla gelen Çiçek hastalığı
-Kolomb adaya geldiğinde-, Virginia’da 10 milyon kızıl derili nüfusu 1656’da 1 milyonun altına düştü.Bir çoğu beyazların getirdiği hastalıklardan öldü.
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 20,21.
toplu kıyım ve vahşet uygulamalarının arkasında yatan, Özel mülkiyet temelinde yükselen uygarlıklarda görülen o özel dürtü,
toplu kıyım ve vahşet uygulamalarının arkasında yatan, Özel mülkiyet temelinde yükselen uygarlıklarda görülen o özel dürtü,
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 22.
Amerikalı Kızılderilileri telef eden onca ölüm ve barbarlıktan İspanya’da yaşayan insanların bir çıkarı olmuş mudur?
Amerikalı Kızılderilileri telef eden onca ölüm ve barbarlıktan İspanya’da yaşayan insanların bir çıkarı olmuş mudur?
Bu, köylülere değil, kısa süreli güç dengesi içinde kendilerini bir şey sanan kralların yeni savaşlar için kiralık asker tutmalarına yaradı. Sonuçta bu savaşlar da kaybedildi.
İspanyol İmparatorluğunun Batı dünyasında, anlı şanlı yaşadığı yalnızca kısa bir dönem vardır.
Howard Zin, Amerika Birleşik Devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s. 22.
Renk sınırı hala Amerikalıların sorunu olmaya devam etmektedir.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının tarihi, İmge Kitabevi,2005, s.29.
1776’da İngiliz sömürgelerinde yaşayan bazı önemli kişiler, gelecek 200 yıll boyunca kendilerine son derece yararlı olacak bir şey keşfettiler. Bir ulus, bir simge, Birleşik Devletler adı altında yasal bir birlik yaratabildikleri takdirde, İngiliz İmparatorluğunun gözde adamlarının ellerinden topraklarını, karlarını ve siyasal iktidarlarını alabileceklerdi.
1776’da İngiliz sömürgelerinde yaşayan bazı önemli kişiler, gelecek 200 yıll boyunca kendilerine son derece yararlı olacak bir şey keşfettiler. Bir ulus, bir simge, Birleşik Devletler adı altında yasal bir birlik yaratabildikleri takdirde, İngiliz İmparatorluğunun gözde adamlarının ellerinden topraklarını, karlarını ve siyasal iktidarlarını alabileceklerdi.
Kalıcı, tutarlı, herkes tarafından kabul edilir bir siyasal toplumsal seçkinler tabakası ortaya çıkmıştı. Bölgedeki başkaldırı yüklü enerki İngiliz görevlilere yöneltilebilirdi.
Onlar –kurucular-modern zamanlarda yaratılan en etkili ulusal denetim sistemini yaratmışlardır.Gelecek kuşak liderlerine ataerkil sistem içinde egemen olmanın yollarını göstermişlerdir.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının tarihi, İmge Kitabevi,2005, s.65.
Fransızlara karşı 7 yıl savaşlarını (Amerikada Fransızlar ve Kızılderililer savaşı olarak bilinir) kazanan İngiltere 1763’te Fransızları kuzey Amerika'dan kovduğundan hırslı yöneticiler için artık Fransız tehlikesi kalmamıştı. Rakip İngiltere ve Kızılderililerdi.
Fransızlara karşı 7 yıl savaşlarını (Amerikada Fransızlar ve Kızılderililer savaşı olarak bilinir) kazanan İngiltere 1763’te Fransızları kuzey Amerika'dan kovduğundan hırslı yöneticiler için artık Fransız tehlikesi kalmamıştı. Rakip İngiltere ve Kızılderililerdi.
Bunlar bilinçli bir düşünülmüş strateji değil, olayların gelişimiyle kazanılan bilinçlenmeydi.
Howard Zin, Amerika Birleşik devletleri Halklarının Tarihi, İmge Kitabevi,2005, s.66.