Uyuşmazlik mahkemesi kararlari



Yüklə 2,68 Mb.
səhifə14/86
tarix29.07.2018
ölçüsü2,68 Mb.
#62088
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   86

K A R A R


Hüküm Uyuşmazlığının Giderilmesini İsteyen : 1- Ü. A. 2- Y. A.

Vekili : Av. Ö. F. C.

Karşı Taraf : G. A.

O L A Y : I) 1.12.1989 gün ve 1 sayılı Özel İskan Komisyon Kararı ile, “İlimiz Erdek İlçesinde 1924 yılında iskan edilen Hacı Selim kızı Zehra’ya verilen arazi kaydında; iskan esas kayıt defterinin sahife 64, sıra no 445 teki kayıt Hacı Selim kızı Zehra aile reisi olarak gösterilmiştir. Erdek Merkez Tevzi defteri sahife 45 sıra no 135 teki kayıt ise aile reisi Muallim Hasan Şevket Efendi yazılmış olup, Zehra’nın diğer çocuklarının miras kaybına uğradıkları belirtilerek söz konusu kaydın düzeltilmesi istenmiştir.

Bu konuda Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Arazi ve İskan Dairesi Başkanlığının 9.3.1989 tarih ve 882-5-8-İS-0-99-12178 sayılı yazıları ile, İskan esas defterindeki kayıtların muteber olduğu belirtilerek tevzi defterindeki kaydında iskan esas defterindeki kayıtlar gibi Hacı Selim kızı Zehra olarak düzeltilmesi belirtilmiştir.

Sonuç olarak Erdek Merkez İlçe Tevzi defteri sahife 45 sıra no 135 teki kaydın, iskan esas defterindeki sahife 64, sıra no 445 teki kayıt gibi Hacı Selim kızı Zehra olarak düzeltilmesine…” karar verilmiştir.

Gönül Atay vekili, bu işlemin iptali istemiyle Balıkesir Valiliği’ni davalı olarak göstermek suretiyle 6.11.1995 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

BURSA 2. İDARE MAHKEMESİ; 15.7.1998 gün ve E:1995/1177, K:1998/660 sayı ile, “…Davalı idarece davacının dava açma yetkisinin bulunmadığı ve davanın süresinde açılmadığı iddia edilmekte ise de yapılan işlemin hukuki sonuçlarından davacının da etkilendiği yine dava konusu işlemin davacıya tebliğ edildiği yolunda bir bilgi ve belge sunulmadığı anlaşıldığından bu iddialara itibar edilmemiştir.

Dava; Balıkesir İl Özel İskan Komisyonu'nun 1.11.1989 tarih ve 1989/1 sayılı kararının; iptali istemiyle açılmıştır.

2510 sayılı İskan Kanunu'nun mülga 15 inci maddesinin 2 nci fıkrasında; Hükümetçe içerde bir yerden bir yere yerleştirilenlerden veya dışardan kendi kendine gelen muhacir ve mültecilerden ihtiyaçlı olanlar; iskana tabi tutulurlar denilmiş 16 ncı maddesinin ( A ) bendinde; karı ve kocanın bir aile olarak iskan edileceği, (E) bendinde evli çocuklar ve evli torunların başlı başına bir aile olarak iskan göreceği 17 nci maddesinde de; iskanın bir aileye, nüfus ve ihtiyacına göre oturacak ev veya ev yeri, sanatkarlara ve tüccarlara ayrıca geçim getirecek dükkan veya mağaza yahut bu gibi yapı veya yeri ve mütedavil sermaye; çiftçilere de ayrıca kafi toprakla çift hayvan, alet ve edevatı, tohumluk, ahır ve samanlık veya yeri vermekle yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; 19 Ocak 1340 (1924) yılında iskan mahalline gelinmesi üzerine Erdek İskan Esas Kayıt Deflerinin sahife: 64, sıra no: 445 olarak yapılan kayıtta Hacı Selim Kızı Zehra'nın aile reisi olarak kaydedildiği, damadı Muallim Hasan Şevket Efendi, kızı Fahriye ve torunlarının aynı kayıtta yer aldığı, Hacı Selim Kızı Zehra'nın 1929 yılında öldüğü, Erdek Merkez Tevzi Defterinin Sahife 45, Sıra No 135 de kayıtlarda ise aile reisi olarak Muallim Hasan Şevket Efendi’nin yer aldığı ve taşınmaz tevziinin de bu kayda göre yapıldığı, Erdek Esas Kayıt defterinde yalnızca iskan edilen şahısların yer aldığı taşınmaz tevziinin gösterilmediği, taşınmazların tapularının da tevzii defteri kayıtlarına göre yapılması nedeniyle Hacı Selim Kızı Zehra'nın oğlu Hüseyinden olma Zehra Atalay’ın 29.11.1989 tarihinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğüne verdiği dilekçe üzerine davaya konu Özel İskan Komisyonunun 1.12.1989 tarih ve 1 sayılı kararıyla iskan esas defterindeki kayıtların muteber olduğundan bahisle tevzi defterindeki kaydın da bu şekilde düzeltildiği anlaşılmaktadır.

1924 yılında yapılan ilk iskanda Hacı Selim Kızı Zehra aile reisi olarak belirtilmiş olup kızı damadı ve çocukları buna tabi olarak gösterilmiştir. İskan edilenlere verilecek taşınmazların da iskan kaydı esas alınarak yapılması gerektiği halde İskan tevzi defterine aile reisi olarak muallim Hasan Şevket yazıldığı ve taşınmazların bu kayda göre tevzi edildiği, esas kayıt defterine göre verilen taşınmazlar ile tevzi defterine göre verilen taşınmazların ayrı olduğu iddia edilmekte ise de bunun kanıtı bilgi ve belgelerin sunulmadığı, dosya içeriğine göre iskan esas defterinde yalnızca iskan edilenlerin belirtildiği taşınmaz kaydının yer almadığı davalı idarece gönderilen belgelerde ise iskan esas defterine iskan kaydı yapıldıktan sonra kayınvalide Zehra hanımın öldüğü için tevzi defterine Muallim Hasan Şevket'in yazıldığının ileri sürüldüğü görüldüğünden davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle davanın reddine…” karar vermiş; bu karar, DANIŞTAY 8. DAİRESİ’nin 8.10.2001 gün ve E:1999/1780, K:2001/4221 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.



II) Zehra Atalay tarafından(mirascıları Yaşar Atalay ve Ülkü Atalay) 1.12.1989 gün ve 1 sayılı Özel İskan Komisyon kararına dayanılarak tapunun Erdek, Halitpaşa Mahallesi, Pafta:3, Ada:46, Parsel:30’da, Kütük 2124 de kayıtlı gayrimenkulün tedbiren tedavülünün önlenmesi ve Gönül adına kaydın iptali ile, müşterek muris Hacı Selim kızı Zehra mirasçıları adına tescili istemiyle davalı olarak Gönül Atay gösterilmek suretiyle 20.8.1991 tarihinde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

ERDEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 9.7.2002 gün ve E:1994/392, K:2002/219 sayı ile, “…Davacı vekili; özetle; ortak muris Zehra’nın ( Hasan Şevket’in kayınvalidesi, davacının babaannesi ) niza konusu Erdek Halitpaşa mahallesi Çuğra mevkii, 46 ada, 30 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bu hususun iskan esas defterinde yazılı olmasına rağmen tevzi defterinde görülmediğini, ancak 1.12.1989 tarihli özel iskan komisyonu kararı ile iskan esas defterindeki kayıtların geçerli olduğunun belirlenerek, tevzi defterinin buna göre düzeltilmesine karar verildiğinden bahisle taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, safahatta tekrarlamış dosyadaki delillere dayanmıştır.

Davalı vekili; Dava açılması için hak düşürücü sürenin sona erdiğini ve iddiaların gerçek olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davanın reddine dair Mahkememizin 4.2.1993 tarih ve 1991 / 199–14 sayılı kararı Yüksek Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 12.4.1994 tarih ve 2344–4725 sayılı ilamı ile bozulmuş, bozma ilamına uyulmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Dava; Tapu iptali ve tescili talebinden ibarettir.

1771 sayılı yasa uyarınca davalının murisi Hasan Şevket Efendi adına iskanen oluşan tapu kaydı, daha sonra intikal rızai taksim ve ifraz sonucu tapunun 3.4.1974 tarih ve 12 sıra numarasında Hasan Şevket kızı Fatma Arslaner’e ( Davalının murisi annesi ) kayden geçmiş bu kaydın revizyonu suretiyle 46 ada, 11 parsel numarası altında yapılan kadastro tespiti 1976 yılında kesinleşmiş ve taşınmazın intikalen davalı üzerine tescilinden sonra dava dışı, 18 parselle tevhidi ile 46 ada, 30 parsel sayısını almıştır.

Niza konusu taşınmazın kadastro tespit tutanağı 1976 yılında kesinleşmiş olup her ne kadar dava 1991 yılında açılmış ise de davada kadastro sonrası hukuki sebebe dayandığından 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulama yeri bulunmadığından davalı yanın bu husustaki itirazı yerinde görülmemiştir.

Tarafların iddia ve savunmaları, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15.7.1998 tarih ve 1995/1177-660 sayılı ilamı ve dosyası, niza konusu taşınmazın tapu kaydı, kadastro tesbit tutanağı, dayanak kayıtları, iskan kaydı, özel iskan komisyonunun 1.12.1989 tarih ve 1 nolu kararı, veraset ilamları, bilirkişi raporu, bozma ilamı ile diğer bilgi ve belgelere binaen; 1924 yılında Girit’ten gelen davacının ebeveyninin ( Hacı Selim Kızı Zehra ) Erdek Esas kayıt defterinin sayfa: 64, Sıra no:445 olarak yapılan kayıtta aile reisi olarak kayıt edildiği, damadı Muallim Hasan Şevket Efendi kızı Fahriye ve torunlarının aynı kayıtta yer aldığı, Hacı Selim kızı Zehra’nın 1929 yılında öldüğü, Erdek Merkez tevzi defterinin sayfa 45, sıra no:135 teki kayıtlarda ise aile reisi olarak Muallim Hasan Şevket Efendi’nin yer aldığı ve taşınmaz tavzihininde bu kayda göre yapıldığı, niza konusu taşınmazın tapu kaydında bu şekilde tavzih defteri kayıtlarına göre tanzim edildiği, bunun üzerine Hacı Selim kızı Zehra’nın mirasçısı davacı Zehra Atalay’ın Köy hizmetleri Genel Müdürlüğüne müracaatı üzerine özel iskan komisyonunun 1.12.1989 tarih ve 1 sayılı kararı ile iskan esas defterindeki kayıtların muteber olduğundan bahisle tavzih defterindeki kaydın bu şekilde düzeltildiği, söz konusu idari işlemin iptali için davalı tarafından açılan dava sonucunda Bursa 2. İdare Mahkemesinin 15.7.1998 tarih ve 1995/1177-660 sayılı kararı ile işlemde hukuka aykırılık olmadığından bahisle davanın reddine karar verildiği ve kararın Yüksek Danıştay 8. Dairesinin 8.10.2001 tarih ve 1999/1780-4221 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmıştır.

Yukarıda belirtilen durum karşısında mahkememizce yapılacak iş özel iskan komisyonunun 31.12.1989 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca niza konusu taşınmazın tevhid gören parselde nazara alınmak suretiyle davacının miras hisseside göz önünde tutulmak suretiyle aşağıdaki şekilde bilirkişi Ayberk Utku’nun 5.6.2002 tarihli raporu doğrultusunda taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,

1-Davanın KABULÜ İLE niza konusu Balıkesir ili Erdek ilçesi Halitpaşa mahallesi Çuğra mevkii, 30 parsel sayılı taşınmazın tamamı 23814 hisse kabul edilmek suretiyle 481/23814 hissesinin İPTALİ ile Davacı Zehra ATALAY ADINA TAPUYA TESCİLİNE KALAN 23413/23814 HİSSENİN İSE DAVALI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, …” karar vermiş; bu karar, YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ’nin 17.12.2002 gün ve E:2002/12475, K:2002/14335 sayılı kararıyla onanmak ve kararın düzeltilmesi isteği de aynı Dairenin 13.3.2003 gün ve E:2003/2323, K:2003/2831 sayılı kararıyla reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir.

III) Ülkü Atalay ve Yaşar Atalay vekili tarafından, Balıkesir İli, Erdek İlçesi, Halitpaşa Mahallesi, Ada 46, Parsel 30 da kayıtlı olan gayrimenkulün tapu kaydının davacıların hissesi oranında iptali ve tapu siciline tescili, tedavülün önlenmesi yönünde tedbirin sicile şerhi, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi’nde derdest konusu ve tarafları aynı olan davacıların murisi Zehra ATALAY’ın ikame etmiş olduğu E:1994/392 sayılı derdest dava ile birleştirilmesi istemiyle davalı olarak Gönül Atay gösterilmek suretiyle 10.6.2002 tarihinde adli yargı yerinde dava açılmıştır.

ERDEK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 19.4.2005 gün ve E:2002/178, K:2005/132 sayı ile, “Davacılar vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde, Erdek Halitpaşa mahallesi, Çuğra mevkiinde bulunan 46 ada 30 parselde kayıtlı gayrimenkulün davalı Gönül Atay’a annesi Fatma Aslaner'den intikal ettiğini, Fatma Aslaner'e de babası Muallim Hasan Şevket Efendi'den intikal etmiş bulunduğunu ve tescilin gerçekte yolsuz olduğunu, iskan edilen kişinin Hacı Selim kızı Zehra olduğunu, sehven yada kasten aile reisi olarak Muallim Hasan Şevket Efendi'nin gösterildiğini ve tapu kaydının bu şekilde oluşturulduğunu, bütün bu hususların Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/392 esas sayılı dosyasında tartışıldığını ve tüm delillerin dosyaya toplandığını, müvekkillerin murisi Zehra Atalay'ın bu davayı yalnız kendi adına ikame etmiş olması nedeni ile onun adına tescil olunduğunu belirterek, dava konusu taşınmazın davalı adına oluşturulan tapusunun iptali ile müvekkilinin miras hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde tarafları ve konusu aynı olan Mahkememizin 1994/392 esas sayılı dava dosyasının halen derdest olduğunu bu sebeple de derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını ve zaman aşımı süresinin de geçtiğini belirterek reddini savunmuştur.

Dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı ve tapulama tutanağı celp edilerek incelenmiş, öncelikle gelen tapu kaydında taşınmazın davalı adına kayıtlı olduğu, daha sonra celp edilen tapu kaydında ise tapu maliklerinin Gönül Atay ve Hacı Selim kızı Zehra Atalay oldukları anlaşılmıştır.

Mahkememizin 1994/392 esas 2002/219 karar sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, davacının Zehra Atalay, davalısının Gönül Atay, davanın Erdek Halitpaşa mahallesi Ada:46 Parsel:30' da kayıtlı taşınmazın tebdilen tedavülen önlenmesi ve davalı adına oluşturulan kaydın iptali ile müşterek muris Selim Kızı Zehra mirasçıları adına tescil istemine yönelik olduğu 09.07.2000 tarihinde davanın kabulüne karar verilerek taşınmazın tamamı 23814 hisse kabul edilmek suretiyle 401/23814 hissesinin iptali ile davacı Zehra Atalay adına tapuya tesciline, kalan hissenin ise davalı üzerinde bırakılmasına şeklinde hüküm kurulduğu, verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 17.12.2002 tarih ve 2002/12475 esas 2002/14335 karar sayılı ilamı ile onandığı ve karar düzeltme isteğininde 13.3.2003 tarihinde ret edilerek ilamın bu tarih itibariyle kesinleştiği anlaşılmıştır.

Dosyamız davacılara verilecek hissenin belirlenmesi için öncelikle Kadastro bilirkişi Ayberk Utku’ya tevdii edilmiş bilirkişi 28.5.2003 tarihli raporunda davacıların hisselerinin 401/23814’er olduğunu belirtmiş, taraf vekillerinin itirazları üzerine hisselerin belirlenmesi için dosya bilirkişi Saba Veli Çakar'a tevdii edilmiş, bilirkişi 30.11.2004 tarihli raporunda davacıların hisselerinin 401/190512 şer olduğunu bildirmiştir. Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/392 esas sayılı dosyası içerisine sunulan İzmir 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.5.1983 tarihli Hacı Selim Kızı Zehra'ya ait veraset ilamı gereğince davacıların miras hisselerinin ilk bilirkişi Ayberk Utku'nun 28.5.2003 tarihli raporunda belirttiği hisseler olduğu ve mahkememize ait 1994/392 esas 2002/219 karar sayılı ilamda da davacılar ile kardeş olan Zehra Atalay'ın hissesinin de 401/23814 olarak hesap edilip bu hisse ile adına tescilin yapıldığı ve bu hali ile bu hisseye itibar edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Toplanan deliller, iddia, savunma, Mahkememizin 1994/392 E, 2002/219 K sayılı ilamı ile incelenen tüm dosya kapsamına göre, davacıların davalarının ispat edilmiş olduğu anlaşıldığından kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması uygun görülmüştür.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının davasının KABULÜ ile Erdek ilçesi Halitpaşa mahallesi Çuğra mevkii 46 ada 30 parsel sırasında kayıtlı taşınmazın davalı Gönül ATAY adına olan tapusunun İPTALİ ile Bilirkişi Ayberk UTKU'nun 28.3.2005 tarihli raporunda belirtildiği şekilde 401/23814'er hissenin DAVACILAR Hüseyin oğlu 1934 Doğumlu YAŞAR ATALAY ve Hüseyin oğlu 1939 Doğumlu ÜLKÜ ATALAY ADLARINA TAPUYA TESCİLİNE, GERİYE KALAN 22611/23814 HİSSENİN DAVALI GÖNÜL ATAY ÜZERİNDE BIRAKILMASINA…” karar vermiş; bu karar, YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ’nin 6.4.2006 gün ve E:2006/818, K:2006/3779 sayılı kararıyla onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK : Ülkü Atalay ve Yaşar Atalay vekili dilekçesinde, “1-Tarafların murisi Hacı Selim kızı Zehra, 1924 yılında Girit göçmeni olarak Erdek'e gelmiş, İskan Esas Defteri'nin 64. sahifesi, 445. sırasına aile reisi olarak kayıtla iskan edilmiştir. İskan edilenlere verilecek taşınmazların da iskan kaydı esas alınarak tevzi edilmesi gerektiği halde, İskan Tevzi Defterine aile reisi olarak muallim Hasan Şevket yazılmıştır. Bu nedenle, iskana tabi tutulan kişi Hacı Selim kızı Zehra olduğu halde, iskan nedeni ile verilen taşınmazların tapu kaydı, damadı Hasan Şevket adına oluşmuştur.

İskan nedeni ile verilen taşınmazlardan biri de dava konusu, Erdek Halitpaşa mahallesi, 46 ada, 30 parselde kayıtlı toplamı 1653.46 m2 parselin 1604 m2'sidir. İlk tapu maliki Hasan Şevket olan gayrimenkul, rızai taksim ve veraseten intikallerle en son davalı Gönül Atay'ın mülkiyetine geçmiştir.

2-Hacı Selim kızı Zehra'nın mirasçılarından Zehra Atalay'ın hak kaybı nedeni ile başvurusu üzerine, Balıkesir Valiliği Özel İskan Komisyonu 1.12.1989 gün, 1989/1 sayılı kararıyla Erdek İskan Tevzi Defteri'nin 45.sahife 135 sırasında kayıtlı taşınmaz tahsis edilen malikin adını İskan Esas Defterine uygun olarak Hacı Selim kızı Zehra olarak düzeltmiştir.

Yukarıdaki idari işleme karşı, taşınmaz maliki Gönül Atay, idari yargı yoluna gitmiş, Bursa 2.İdare Mahkemesi 95/1177-98/660 sayılı 15.7.1998 tarihli kararı ile; 1924 yılında yapılan ilk iskanda Hacı Selim kızı Zehra aile reisi olarak belirtilmiş olup, kızı, damadı ve çocukları ona tabi olarak gösterilmiştir. İskan edilenlere verilecek taşınmazın da iskan kaydı esas alınarak yapılması gerektiği halde, İskan Tevzi Defterine aile reisi olarak muallim Hasan Şevket yazıldığı ve taşınmazların bu kayda göre tevzi olunduğu bu nedenle davaya konu düzeltme işleminin hukuka uygun olduğu kararı verilmiştir.

Bu karar, 8.10.2001 tarih ve 99/1780-2001/4221 K. sayılı Danıştay 8.Dairesinin kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Bu suretle taşınmaz tahsis edilen malikin Hacı Selim kızı Zehra olduğu kesinleşmiştir.

3-Dava konusu gayrimenkulun tapu kaydının da iskan kayıtlarına uygun hale getirilmesi istemi ile, taşınmaz tahsis edilen malik Hacı Selim kızı Zehra mirasçısı Zehra Atalay (mirasçıları Ülkü ve Yaşar Atalay)'ın ve diğer mirasçıları Ülkü Atalay ve Yaşar Atalay'ın Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açtıkları davalarda verilen 9.7.2002 tarih ve 94/392-2002/219 E-K sayılı ve 19.4.2005 tarih ve 2002/178-2005/132 E-K sayılı kararlarda; iskanen tapu maliki Hasan Şevket adına olan ilk kayıt, gerçek tapu maliki Hacı Selim kızı Zehra adına düzeltilmek gerekir iken, Hacı Selim kızı Zehra'ya sadece 1/7 pay bırakılarak, kızı, damadı ve onların çocuklarına da 1 'er pay verilmiştir.

Her iki karar da Yargıtay onama kararları ile kesinleşmiştir.

Oysa İskan Kanunu ile, aile olarak iskan esası benimsenmiş, 16. maddede ancak anasız ve babasız çocukların hisselerinin tapuda kendi adlarına yazılacağı düzenlenmiştir. Nitekim ilk tapu kaydında malik aile reisi Hasan Şevkettir.

Aile reisinin adını Hacı Selim kızı Zehra olarak düzelten idari işlemi onaylayan İdare Mahkemesi kararı ile, aile reisi yokmuş gibi, iskan kayıtlarında kendisine tabi olarak adı geçen kızı, damadı ve çocuklarına pay vererek davacıların hissesini belirleyen ve tapu kaydını buna göre düzenleyen Asliye Hukuk Mahkemesi kararları arasında çelişki oluşmuş ve davacıların haklarının yerine getirilmesi olanaksız hale gelmiştir.

4-Uyuşmazlık Mahkemesi Kanunu’nun 24.maddesine göre, aynı konuya ve sebebe ilişkin taraflarından en az biri aynı olan, kesinleşmiş çelişkili kararların bulunması durumunda, hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunduğu için hüküm uyuşmazlığı varsayılır.

5-Söz konusu uyuşmazlığın giderilmesi için Mahkemenize başvurulması zorunluluğu doğmuştur.

SONUÇ: Yukarıda arz ve izah etmeye çalıştığımız nedenlerle,

Bursa 2.İdare Mahkemesi'nin 15.7.1998 tarih ve 95/1177-98/660 E-K.sayılı kararı ile, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 9.7.2002 tarih, 94/392-2002/219 E-K. sayılı ve 19.4.2005 tarih, 2002/178-2005/132 K sayılı kesinleşen kararları arasındaki hüküm uyuşmazlığının giderilmesini vekil eden adına saygıyla talep ederim” denilmiştir.



Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 24. ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI : Hacı Selim kızı Zehra'nın oğlu Hüseyin'in kızı Zehra Atalay'ın başvurusu üzerine, Erdek Merkez İlçe Tevzi Defteri, Sahife 45, Sıra No:135'teki Muallim Hasan Şevket Efendi kaydının Erdek İskan Esas Defterindeki Sahife 64, Sıra No:445'teki gibi Hacı Selim kızı Zehra olarak düzeltilmesi yolunda verilen 1.12.1989 günlü, 1 sayılı Özel İskan Komisyonu Kararının iptali istemiyle, Hacı Selim Kızı Zehra'nın kızı Fahriye'nin, kızının kızı Gönül Atay tarafından Balıkesir Valiliğine karşı açılan davanın reddine ilişkin Bursa 2. İdare Mahkemesinin Danıştay'ca onanmak suretiyle kesinleşen 15.7.1998 gün ve E:1995/1177, K:1988/660 sayılı kararı ile Zehra Atalay tarafından Gönül Atay'a karşı Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tapu iptali ve tescil davasında, 1771 sayılı Yasa uyarınca davalının murisi Hasan Şevket Efendi adına iskanen oluşan tapu kaydının, daha sonra intikal, rızai taksim ve ifraz sonucu tapunun 3.4.1974 tarih ve 12 sıra numarasında Hasan Şevket kızı Fatma Arslaner'e (davalının murisi annesi) kayden geçtiği, bu kaydın revizyonu suretiyle 46 ada 11 parsel numarası altında yapılan kadastro tesbitinin 1976 yılında kesinleştiği ve taşınmazın intikalen davalı üzerine tescilinden sonra dava dışı 10 parselle tevhidi ile 46 ada 30 parsel sayısını aldığı, Özel İskan Komisyonu'nun 1.12.1989 tarih ve 1 sayılı kararı uyarınca niza konusu taşınmazın tevhit gören parseli ile davacının miras hissesi de dikkate alınmak suretiyle taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile davacı adına tescili gerektiği gerekçesiyle, Halitpaşa Mahallesi, Çuğra Mevki, 30 parsel sayılı taşınmazın 401/23814 hissesinin iptali ile davacı Zehra Atalay adına tapuya tescili, kalan 23413/23814 hissenin davalı üzerinde bırakılması yolunda verilen Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinin temyiz ve karar düzeltme aşamasından geçtikten sonra kesinleşen 9.7.2002 günlü, E:1994/392, K:2002/219 sayılı kararı ve Zehra Atalay'ın kardeşleri Ülkü Atalay ile Yaşar Atalay'ın yukarıda sözü edilen Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/392 sayısında kayıtlı davanın görüldüğü sırada Gönül Atay'a karşı uyuşmazlık konusu 30 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydının hisseleri oranında iptali ve tapu siciline tescili ve E:1994/392 sayılı dava ile birleştirilmesi istemiyle açılan davada; Mahkemelerinin 1994/392 esas sayısında kayıtlı davanın 9.7.2002 tarihinde karara bağlandığı ve temyiz ve karar düzeltme aşamalarından sonra kesinleştiği, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.5.1983 tarihli Hacı Selim Kızı Zehra'ya ait veraset ilamı gereğince davacıların miras hisselerinin ilk bilirkişi raporunda belirtilen hisseler olduğu, 1994/392 esas, 2002/219 karar sayılı ilamda da davacılar ile kardeş olan Zehra Atalay'ın hissesinin de 401/23814'er olarak hesaplanıp adına tescil edildiği ve bu hisseye itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle uyuşmazlık konusu 30 parsel sayılı taşınmazın davalı Gönül Atay adına olan tapusunun iptali ile 401/23814'er hissenin davacıların adına tapuya tescili, geri kalan 22611/23814 hissenin davalı Gönül Atay üzerinde bırakılması yolunda verilen Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinin Yargıtay'ca onanmak suretiyle kesinleşen 19.4.2005 günlü, E:2002/178,K:2005/132 sayılı kararı arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının giderilmesinin istenildiği, olayda, uyuşmazlık konusu 46 ada, 30 nolu parselin, aynı ada, 10 ve 11 nolu parsellerin tevhidinden meydana geldiği, 46 ada, 10 nolu parselin Gönül Atay tarafından 1982 yılında Rıza Kutlu adında bir şahıstan satın alındığı, 46 ada, 11 nolu parselin ise hatalı iskan kaydının Özel İskan Komisyonu Kararı ile düzeltilmesinden çok önce yapılan rızai taksimde Gönül Atalay'ın murisi Hasan Şevket Kızı Fatma Arslaner'e kaldığı, bundan da Gönül Atay'a intikal ettiğinin anlaşıldığı, 2247 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesine göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için idari, adli veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin taraflardan en az biri aynı olan iki ayrı kararın olması ve bu kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması gerektiği, yukarıda açıklandığı üzere, hüküm uyuşmazlığına konu edilen Bursa 2. İdare Mahkemesi kararı, Merkez İlçe Tevzi Defterindeki hatalı kaydın düzeltilmesi yolundaki Özel İskan Komisyonu kararına ilişkin olmasına karşın, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarının, ilgililerin mülkiyet ve miras haklarına göre hisselerinin belirlenmesine ilişkin bulunduğu, bu durumda, sözü edilen idari ve adli yargı mercileri tarafından esasa ilişkin olarak verilip kesinleşen kararların taraflarından birisi aynı olmasına karşın, aynı konu ve sebebe dayalı olmadığı ve bu kararlar arasında, dayanaklarının ve istemlerinin farklı olması nedeniyle çelişki bulunmadığı gibi, hakkın yerine getirilmesinde olanaksızlık görülmediğinden hüküm uyuşmazlığının varlığından söz etmenin mümkün olmadığı, 2247 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinde öngörülen anlamda hüküm uyuşmazlığı doğmadığından, istemin reddi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Bursa 2.İdare Mahkemesi’nin 5.7.1998 gün, 1995/1177 esas ve 1998/660 sayılı kararı ile, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 9.7.2002 gün, 1994/392 esas ve 2002/219 sayılı ve 19.4.2005 tarih ve 2002/178 esas ve 2005/132 sayılı kararları nedeniyle oluşan hüküm uyuşmazlığının giderilmesi için Ülkü Atalay ve Yaşar Atalay vekili tarafından 2247 sayılı Kanun’un 24. maddesi gereğince yapılan başvuru ile ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 2007/129 Esas sayılı dosyasının incelendiği, Erdek Merkez ilçe Tevzi Defteri 45,Sıra no 135 teki Muallim Şevket Efendi kaydının Erdek İskan Defterindeki sayfa 64,Sıra No 445 teki gibi Hacı Selim kızı Zehra olarak düzeltilmesi yolunda verilen 1.12.1989 tarih ve 1 sayılı Özel İskan Komisyonunun Kararının iptali istemine ilişkin davanın Bursa 2. İdare Mahkemesince incelenerek davanın reddine karar verildiği ve Danıştay 8. Dairesi tarafından 8.10.2001 tarihinde temyiz istemi reddedilerek mahkeme kararının onandığı, Hacı Selim Kızı Zehra mirasçılarından Zehra Atalay vekilinin Gönül Atalay'a karşı açtığı tapu iptali ve tescil davasında, 1771 sayılı Yasa uyarınca oluşturulan tapu kaydının 01.12.1989 tarihli Özel İskan Komisyonu Kararı gereğince Hacı Selim Kızı Zehra adına düzeltildiğinden buna göre dava dışı 10 parsel numaralı taşınmazla birleşerek 30 parsel numarası alan 11 parsel numaralı taşınmazın müvekkilinin miras hissesi nispetinde tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescili isteminde bulunulduğu, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesinin 9.7.2002 gün, 1994/392 esas ve 2002/219 sayılı kararıyla davacının isteminin kabulü ile miras hissesi oranında tapunun iptali ve tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, davalının temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 17.12.2002 tarih ve 2002/12475-14335 sayılı kararıyla temyiz isteminin, 13.3.2003 tarihli kararla karar düzeltme isteminin reddine karar verildiği, Hacı Selim Kızı Zehra mirasçılarından Ülkü Atalay ve Yaşar Atalay da aynı nedenle açtıkları tapu iptal ve tescil davalarında, Erdek Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davanın kabulü ile tapunun davacıların hisseleri oranında iptaline ve adlarına tapuya tesciline 19.04.2005 tarihinde karar verildiği ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından 06.04.2006 tarihinde davalının temyiz isteminin reddedildiği ve mahkeme kararının onandığı, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 24. maddesinin 2592 sayılı Kanun'la değişik birinci fıkrasında, "1nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflardan en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir." hükmünün yer aldığı, anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için: a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli,idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi, b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması, c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması, d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması, e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesinin arandığı, bu durumda, adli ve idari yargı mercileri tarafından esasa ilişkin olarak verilip kesinleşen kararlarda, kararların kesinleştiğinden söz etmek mümkün bulunmasına rağmen, olayda 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde belirtilen manada hüküm uyuşmazlığı doğmadığı, davaların taraflarından birisi aynı olmasına rağmen aynı konu ve sebebe ilişkin olmadıkları gibi, kararlar arasında bir çelişkinin doğduğundan ve hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunduğundan söz etmenin mümkün bulunmadığı, bu nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesine uygun bulunmayan başvurunun reddi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 07.04.2008 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu Kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir” hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun 24. maddesinde, “( Değişik birinci fıkra: 21.1.1982-2592/7 md. ) 1 inci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir.

Ceza kararlarında; sanığın, fiilin ve maddi olayların aynı olması halinde hüküm uyuşmazlığı var sayılır.

İlgili kişi veya makam Uyuşmazlık Mahkemesine başvurarak hüküm uyuşmazlığının giderilmesini isteyebilir. Bu halde olumsuz görev uyuşmazlığının çıkarılması ile ilgili 15 ve 16 ncı maddelerdeki usul kuralları uygulanır” denilmiştir.

Buna göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için:

a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi,

b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması,

c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması,

d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması,

e)Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır.

Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen adli ve idari yargı kararlarının incelenmesinden: ortada adli ve idari yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu; her üç kararda işin esasının hükme bağlandığı; taraflardan en az birinin (Gönül Atay yönünden) aynı olduğu anlaşılmaktadır.

Konu ve dava sebebinin aynı olup olmadığına gelince:

İdare Mahkemesindeki dava; Erdek, Merkez İlçe, Tevzi defteri sahife 45, sıra no 135 teki kaydın, İskan esas defterindeki sahife 64, sıra no 445 teki kayıt gibi Hacı Selim kızı Zehra olarak düzeltilmesine ilişkin 1.12.1989 gün ve 1 sayılı Özel İskan Komisyon Kararının iptali istemiyle açılmış ve Mahkemece, davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Asliye Hukuk Mahkemesindeki davalar ise, 1.12.1989 gün ve 1 sayılı Özel İskan Komisyon kararına dayanılarak Balıkesir İli, Erdek İlçesi, Halitpaşa Mahallesi, Ada 46, Parsel 30 da kayıtlı olan gayrimenkulün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapu siciline tescili istemiyle açılmış ve Mahkemece, davanın kabulü suretiyle bir kısım hissenin davacılar adına tesciline karar verilmiştir.

Bu duruma göre, İdare Mahkemesindeki davanın, Özel İskan Komisyon Kararının iptaline; Asliye Hukuk Mahkemesindeki davaların, tapu iptali ve tesciline ilişkin olması karşısında, İdare Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi kararları arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğunun kabulü için gerekli olan koşullardan, “konu ve dava sebebinin aynı olması” koşulunun gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden, başvurunun reddi gerekmiştir.
SONUÇ : 2247 sayılı Yasa’nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE, 07.04.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2007/140

KARAR NO: 2008/8

KARAR TR : 4.2.2008

(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : 4458 sayılı Gümrük Kanunu uyarınca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.



Yüklə 2,68 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   86




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin