Ö Z E T : 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesinde öngörülen biçimde araç tescil plakasına göre verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
K A R A R
Davacı : Av. S. K.
Davalı : Sakarya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü
O L A Y : Davacının araç tescil plakasına, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 61/a. ve 47/1-a maddelerine aykırılık nedeniyle trafik zabıtasınca 17.1.2007 tarih, EE-813212 seri no.lu trafik ceza tutanağı ile 160.00 YTL. ve Kanunun 61/b. maddesine aykırılık nedeniyle de 2.4.2007 tarih, EJ-454227 no.lu trafik ceza tutanağı ile 52.00 YTL tutarında para cezası kesilmiştir.
Davacı, 2918 sayılı Kanunu’nun 61/a. ve 47/1-a maddelerine aykırılık nedeniyle 17.1.2007 tarih, EE-813212 seri no.lu trafik ceza tutanağı ile kesilen para cezasının kaldırılması istemiyle 2.3.2007 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
SAKARYA 1.SULH CEZA MAHKEMESİ; 27.4.2007 gün ve SAYI: 2007/236 D.İş sayı ile, başvuran hakkında "Duraklamanın yasaklandığı yerde park etmek" fiili ile "Trafik zabıtasının uyarısına riayet etmemek" eylemlerinden dolayı 2918 S.K.nun 61/1 -A ve 47/1-A maddeleri uyarınca yapılan idari yaptırım uygulamalarına yönelik müracaatın, işlemlerin yüze karşı olduğu gözetildiğinde "idari ceza"lara yönelik itirazların incelenme yerinin; 5326 S.K.nun 5560 S.K. la değişik 3/1-A maddesi ve 2918 S.K.nun hükümleri uyarınca idare mahkemesi olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.
Davacı, bu kez EE-813212 ve EJ-454227 no.lu trafik ceza tutanakları ile kesilen para cezalarının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmış; Sakarya 1. İdare Mahkemesi, 2.7.2007 gün ve E: 2007/189, K:2007/1553 sayı ile dava dilekçesinin reddine karar vermiş; davacı dilekçesini yenileyerek, “17.1.2007 tarih, EE-813212 seri no.lu trafik ceza tutanağı ile kesilen para cezasının iptali istemiyle” yeniden dava açmıştır.
SAKARYA 1. İDARE MAHKEMESİ; 14.9.2007 gün ve E: 2007/332 sayı ile, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu irdelendiğinde, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren idari para cezalarına karşı açılan davaların, Kabahatler Kanunu kapsamında olduğu ve idari yaptırım olarak para cezası öngören kanunlarda itiraz yeri olarak idare mahkemeleri gösterilmiş olsa dahi görüm ve çözümün adli yargı yerlerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşıldığı; buna göre, Kabahatler Kanunu'nun uygulanabilmesi için idari yaptırımın dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak, Kabahatler Kanunu'nun; 1'nci maddesinde belirtilen alanların korunmasına yönelik bulunması, 2'nci maddesinde yapılan kabahat tanımına ve 16'ncı maddesinde belirtilen yaptırım türlerine uyması, 3. maddede belirtilen durumda bulunmaması, 19'ncu maddesinde sayılan geçici istisnalardan olmaması, 27'nci maddesinin (1) numaralı bendinde itiraz yolu öngörülen idari yaptırımlardan olmasının gerektiği; incelenen olayda, belirtilen koşulların oluştuğu anlaşıldığından dava konusu trafik para cezasına karşı yapılacak itiraza bakma görevinin sulh ceza mahkemesine ait bulunduğu; bu bağlamda, trafik zabıtasının trafik para cezasına ilişkin 17.01.2007 tarihli ceza tutanağına karşı Sakarya 1.Sulh Ceza Mahkemesine yapılan itiraz hakkında görevsizlik kararı verilmesi üzerine 28.6.2007 gününde Mahkemelerine dava açılmış olduğu; Kabahatler Kanunu'nun Geçici 2'nci maddesine göre, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihi itibariyle Mahkemelerinde açılmış bir dava olmadığından bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu; açıklanan nedenlerle, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelenmesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 5.5.2008 günlü toplantısında;
I-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;
Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…”açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.
İdare Mahkemesince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşılmakla, adli ve idari yargı yerleri arasında 17.1.2007 tarih, EE-813212 seri no.lu trafik ceza tutanağı ile kesilen para cezasının iptali isteminden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın Çelik’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, 2918 sayılı Yasa’nın 61/a ve 47/1-a maddelerine aykırılık nedeniyle, trafik zabıtasınca araç tescil plakasına göre düzenlenen trafik ceza tutanağı ile kesilen para cezasının iptali istemiyle açılmıştır.
13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir” denilmiş; 61/a maddesinde, taşıt yolu üzerinde;duraklamanın yasaklandığı yerlerde, park etmenin yasak olduğu ve müeyyidesi; 47. maddesinde, trafik işaretlerine uyma zorunluluğu ve bu zorunluluğa uymamanın müeyyidesi, düzenlenmiştir.
Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan fiiller, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.
Anılan Yasanın yürürlüğe girdiği ilk dönem itibariyle, Yasada öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında olduğu düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esası benimsenmiş iken, yasa koyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman kaybını önlemek amacıyla çıkarılan 3.11.1988 tarih ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı kanunların ( 6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanı sıra 2918 sayılı Yasada daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülerek idare tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalarda da getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasa’da aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.
2918 sayılı Yasa’nın “ Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; “Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.
“Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu(30.01.2008 gün ve 26772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2007 gün ve E:2003/105, K:2007/98 sayılı kararı ile, 13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3493 sayılı Yasa ile değiştirilen 115. maddesinin son fıkrasının; "...para cezaları ile..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal edilen ibare nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan "116 ncı maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere..." bölümünün de 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince iptaline karar verilmiştir); 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü belirlenemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın bildiriminden başlayarak yedi gün içinde “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlerden, 2918 sayılı Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak sözü geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu(yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına kadar); ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adli yargının yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmaktadır.
Olayda, uyuşmazlığa konu edilen idari para cezasının 2918 sayılı Yasa’nın 116. maddesine göre düzenlenmiş bulunması karşısında, bu cezaya karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Öte yandan; 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesini değiştiren 6.12.2006 günlü, 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesinde " (1) Bu Kanunun;
a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,
uygulanır." denilmiştir.
19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Kabahatler Kanunu’nun değişik 3. maddesi hükmü karşısında da, 2918 sayılı Yasa’ya göre verilen para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde aynı Yasa uyarınca adli yargı yeri görevli olduğundan, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Sakarya 1. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Sakarya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.4.2007 gün ve 2007/236 D.İş sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.5.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2007/512
KARAR NO: 2008/24
KARAR TR : 4.2.2008
(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Gelirleri Kanunu'nun 6. maddesine göre verilen ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanunla değişik 3. maddesi kapsamına giren idari para cezasına karşı yapılan itirazın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.
Dostları ilə paylaş: |