K A R A R
Davacı : İç Anadolu Belediyeler Birliği Başkanlığı
Vekilleri : Av. M. Y. - Av. S. Y.
Davalı : Yenimahalle Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. T. Y.
O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı Yenimahalle Belediyesi’nin üyesi olduğu Birlik üyeliğinden ayrıldığını, davalı-borçlu idarenin kurucu üye olmasına rağmen üzerine düşen katılım payı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davalı-borçlunun gerek yazılı ve gerekse sözlü uyarılara rağmen borcunu ödememesi üzerine 30.7.2007 tarihinde Ankara 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/8908 E sayılı dosyası üzerinden ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafından asıl alacağa ve faizine yapılmış olan itiraz nedeniyle takibin durduğunu, davalı Belediyenin borca yapmış olduğu itirazın kabulünün mümkün olmadığını, davalı Belediyenin borca itiraz dilekçesinde; asıl alacağın ve faizin, yanlış hesaplanmış, 2005 yılı yıllık katılım payı alacağının da, icra takibi ile istenmiş olması nedeniyle itiraz ettiğini, davalının itirazı kısmi itiraz olarak nitelendirilebilecekken itiraz dilekçesinde borcun tamamına itiraz edilmişçesine ifadeler kullanılmış olduğundan işbu davanın açılmak zorunda kalındığını ileri sürerek davalı idarenin Ankara 2. İcra Müdürlüğü'nün 2007/8908 E. sayılı dosyadaki 108.588,84YTL asıl alacak ile 94.221,05YTL faiz toplamı 202.809,89YTL alacağa yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve borçlunun % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 21.11.2007 gün ve E:2007/374, K:2007/481 sayı ile, davacı vekili dilekçesi ile, davalı Belediyenin 10.1.1990 tarihinde müvekkili Birliğe üye olduğunu ve 30.11.2005 tarih ve 693 sayılı Belediye Meclisi kararı ile Birlik üyeliğinden ayrıldığını, davalı Belediyenin kurucu üye olmasına rağmen üzerine düşen katılım payı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve alacağın tahsili için Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2007/8908 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak, davalı borçlunun borca itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini belirterek, 2003 yılı katılım payı 43.915,30YTL asıl alacak ile 47.205,24YTL faizi, 2004 yılı katılım payı 64.673,54YTL asıl alacak ile 47.015,81YTL faizi olmak üzere toplam 108.588,84YTL asıl alacak ile 94.221,05YTL faizi toplamı 202.809,89YTL alacak için davalının itirazının iptalini ve %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava ettiği, davalı vekilinin davayı kabul etmediği, müvekkili Belediyenin bir kamu kurumu olduğunu ve İç Anadolu Belediyeler Birliğine 2003-2004 yılları katılım paylarını ödememesinin idarenin özel hukuk alanına giren bir eyleminden doğmadığını, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden dolayı haklarının ihlal edildiği iddiasında bulunanların idare hakkında idari yargıda dava açabileceğinin hükme bağlandığını, bir kamu kurumu olan idare ile davacı taraf arasında doğan ve İç Anadolu Belediyeler Birliği Tüzüğü ile yasal mevzuat kuralları çerçevesinde çözülmesi gereken bir uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülüp çözümlenmesi yasal olarak mümkün olmadığından, davanın yargı yolu bakımından reddi gerektiğini, müvekkil Belediyenin icra takibinde talep edilen 108.588,84YTL si asıl alacak miktarına itiraz etmediğini, bu miktarın üzerinde asıl alacak olarak talep edilen miktara itiraz ettiğini, davacının itiraz edilmeyen miktar için icra takibine devam etmek yerine itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle, davanın asıl alacak yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin faize yaptığı itirazında haklı olduğunu belirterek davanın reddini istediği, davanın, davacı Birliğin katılım payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin bulunduğu, Birlik Tüzüğü, katılım payı talep yazıları ve konuya ilişkin tüm delillerin dosyaya celp ve ibraz edildiği, Ankara 2. İcra Müdürlüğü’nün 2007/8908 Esas sayılı dosyasının celbedildiği, bu dosya ile dosyaları davacısının, dosyaları davalısı aleyhine 2003-2004 yılları yıllık katılım payı alacağı toplamı 239.875,00YTL asıl alacak ile takip tarihine kadar işlemiş 240.295,60YTL faiz toplamı 480.170,60YTL alacağın tahsili için 17.7.2007 tarihinde icra takibine geçtiği, 7 örnek ödeme emrinin 24.7.2007 tarihinde davalı borçluya tebliğ edilmesi üzerine davalı borçlunun 30.7.2007 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulmasına karar verildiğinin görüldüğü, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davanın, davalı Belediyenin kurucu üyesi bulunduğu davacı Birliğe, Birlik Tüzüğünün 24. maddesi uyarınca ödemesi gereken 2003-2004 yılları katılım payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin bulunduğu, Birlik Tüzüğünün 24. maddesinin, “Birliğe üye Belediyelerin bütçelerinin bir önceki yıl bütçe kesin hesapları esas alınarak gelirleri toplamının %01,5 (binde bir buçuğu) oranında, hesaplanan yıllık katılma payları Temmuz ayının birinde tahsil edilir” hükmünü içerdiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayıldığı, dava, davalı Belediyenin “katılım payı ödememe” biçimindeki idari eylem ve işlemine yönelik olduğundan, bu tür idari eylem ve işlemlere karşı açılacak davaların idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bütün bu durumlar karşısında, davacı Birliğin kurucu üyesi olan davalı Belediyeden katılım payının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali için açılan ve 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının idari yargı yerinde çözümlenmesinin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ’nin 19.11.2008 gün ve E:2008/4282, K:2008/14355 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Davacı vekili, bu kez, uyuşmazlık özel hukuku ilgilendirdiğinden, çözümünün idari yargının görev alanına girmediği, davanın esasına girilmeksizin görevsizlik kararı verilerek, dosyanın Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası da eklenerek 2247 sayılı Kanun’un 15. maddesi uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi, esasa girilmesi halinde 108.588,84TL asıl alacak, 94.221,05TL faiz toplamı 202.809,89TL katılım payı alacağının davacı lehine hükmedilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ; 5.2.2009 gün ve E:2009/134 sayı ile, 10.1.1990 tarihinde davacı Birliğe üye olan ve 30.11.2005 tarihinde Birlik üyeliğinden ayrılan davalı Belediyenin, kurucu üye olmasına rağmen katılım payı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle Ankara 2. İcra Mahkemesi’nin E:2007/8908 sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine yapılan itirazın iptali ve 108.588,84TL asıl alacak, 94.221,05TL faiz olmak üzere toplam 202.809,89TL katılım payının ödenmesinin istenildiği, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 5. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinden söz ederek, dava dosyasının incelenmesinden, 10.1.1990 tarihinde davacı Birliğe üye olan ve 30.11.2005 tarihinde Birlik üyeliğinden ayrılan davalı Belediyenin, kurucu üye olmasına rağmen katılım payı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle Ankara 2. İcra Mahkemesi’nin E:2007/8908 sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine yapılan itirazın iptali ve davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi istemiyle Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2007/374 esasında açılan davada, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğundan bahisle dilekçenin yargı yolu bakımından reddine karar verildiği, anılan kararın kesinleşmesi üzerine aynı istemle iş bu davanın açıldığının anlaşıldığı, yukarıda yer alan yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, idari yargının görev alanının; idare hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümüyle sınırlı olduğu, ilamsız icra takibinin itiraz nedeniyle durması üzerine açılan takip hukukuna özgü itirazın iptali davasının ise, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesi uyarınca adli yargının görevinde bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, öte yandan, davalı Belediyenin kurucu üye olmasına rağmen katılım payı ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle Ankara 2. İcra Mahkemesi’nin E:2007/8908 sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine yapılan itirazın iptaline ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, dosyadaki görevsizlik kararını veren yargı merciinin görev ve yetkisinde olduğu gerekçesiyle 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dosyanın önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 5.4.2010 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerince, icra takibine yapılan itirazın iptali davası hakkında görevsizlik kararları verilmiş olması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.
İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.
İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.
Sözkonusu 67. madde(Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahküm edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.
Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.
Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 21.11.2007 gün ve E:2007/374, K:2007/481 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.4.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2009/156
KARAR NO : 2010/66
KARAR TR : 05.04.2010
(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : 831 sayılı Sular Hakkında Kanuna istinaden Belediye Encümen kararı ile verilen para cezasına karşı yapılan itirazın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesinin gerektiği hk.
Dostları ilə paylaş: |