K A R A R
Davacı : Karabulutlar Sigorta Aracılık Hiz. Ltd. Şti.
Vekili : Av. E. A., Av. A. A.
Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
(Elazığ Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü)
O L A Y : Davacı şirket temsilcisi dilekçesinde; Kurum tarafından 30.06.2008 tarih ve 027906 ile 027907 sayılı yazılarıyla kendilerinden, şube işyerleri için işyeri tescili yapılmadığı ve zamanında da bildirilmediği gerekçesiyle İdari para Cezası ve geriye dönük bildirge ve bordro tanziminin istenildiğini; süresi içerisinde kuruma yaptıkları itirazın reddedilmiş olduğunu; Şirketlerinin kuruluşundan bu yana işyerini tescil ettirmiş ve 2.6300.0101 1005108.023.01.93 sicil numarası ile çalıştırdığı işçileri sigortalı yapmak suretiyle faaliyetini sürdürdüğünü, 03.05.2007 Tarihinde Akpınar Mahallesi Bosna Hersek Bulvarı No:78 adresinde şube işyeri açtığını; ancak bu şube işyeri için ilave bir işçi istihdamı yapılmadığını, Merkez işyerlerindeki sigortalı işçilerden birisi ile veya şirket ortaklarından bir tanesi ile bu şube işyerinin sevk ve idaresinden sorumlu olarak görev yapmalarının kararlaştırıldığını; kesinlikle yeni işçi istihdamı olmadığını, bu itibarla bu şube işyeri için yeni tescil yapılması, yeni bir işyeri numarası alınmasının söz konusu olmayacağını, böyle bir şeyin düşünülmesi, uygulanması veya uygulanmasının istenmesinin haksız, yersiz ve yasal olmadığını; Sigorta Müdürlüğünün istediği gibi şubenin açılış tarihinde işçi girişinin verilmesi ve o aylardan bu yana aylık bildirgeler tanzim edilmesi isteminin, ancak yeni işçi istihdamı ile mümkün olabileceğini; tespit edilen işçinin Şirketlerinin sigortalı işçisi olduğunu, bu işçiye ait yeniden giriş vermek ve belirlenen aylarda geriye dönük bildirgelerini tanzim etmenin mümkün olmadığını, aksi halde mükerrerliğin söz konusu olacağını; şube açma bilgisinin yasa gereği bağlı bulundukları Vergi Dairesine bildirilmekte olduğunu, Vergi Dairesince yapılan yoklamada kendi ifadeleri olan bu şube iş yerinin bir kişi tarafından sevk ve idare edileceği cümlesinin de tabii ki yoklamaya yazılacağını, işte bu yoklamaya istinaden, resen tescil işleminin yapıldığının kurum yazısında ifade edilmekte olduğunu; sigortasız işçi çalıştırılması, eksik prim ödenmesi gibi işçi mağduriyetinin kesinlikle söz konusu olmadığını, ayrıca devleti zarara uğratma gibi bir durumun da bulunmadığını ifade ederek, sonuç itibariyle; taraflarına uygulanan haksız ve sebepsiz İdari para cezasının kaldırılması ve Res'en verilen İşyeri sicil numarasının iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
ELAZIĞ İŞ MAHKEMESİ: 18.03.2009 gün ve E: 2008/800, K: 2009/150 sayı ile; Davacının mahkemelerine verdiği dava dilekçesinin özeti yapılarak; kurum işleminin iptali ile taraflarına uygulanan haksız ve sebepsiz idari para cezasının kaldırılması ve resen verilen işyeri sicil numarasının iptaline karar verilmesinin istenilmiş olduğu, davacı vekilinin de dava dilekçesini tekrar ettiği; Davalı kurum vekilinin cevap dilekçesini tekrar ederek öncelikle görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, esas hakkında cevap verme hakları saklı tutularak görev yönünden davanın reddine karar verilmesini istemiş bulunduğu; yapılan inceleme ve araştırma sonunda; 506 sayılı yasanın 140.maddesinde; idari para cezasını gerektiren haller, cezayı uygulayacak makam, cezaya itiraz ve itirazı inceleyecek mercii ile itiraz üzerine verilen karara karşı hangi mahkemede dava açılabileceğinin düzenlenmiş olduğu; buna göre cezayı gerektiren haller olduğunda kurumca verilecek idari para cezalarına karşı tebliğ tarihinden 4958 sayılı yasa düzenlemesi ile 15 gün içerisinde kurum ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazı reddedilenlerin red kararının tebliği tarihinden itibaren 60 gün içerisinde İdare mahkemesine başvurabileceği, belirtilen süre içerisinde itiraz edilmemesi ya da görevli mahkemede dava açılmaması halinde idare para cezasının kesinleşeceği ve artık iş mahkemesinde dava açılamayacağı hükmüne yer verildiğinden, mahkemelerinin bu davaya bakmaya görevli olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
Bu kez davacı şirket vekilleri; aynı istemlerle idari yargı yerinde dava açmıştır.
Elazığ 2. İdare Mahkemesi: 14.05.2009 gün ve E:2009/415, K:2009/231 sayı ile; idari para cezası ile, 506 sayılı Yasa'nın uygulanması niteliğindeki işyerinin resen tescil edilmesine ilişkin işlemlerin her birinin ayrı bir hukuki inceleme ve değerlendirme konusu olduğu ve 506 sayılı Yasa'nın 134. maddesinde, bu Yasa'nın uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevli kılınmış olması sebebiyle aralarında hukuki yönden bağlılık bulunmadığı, bu nedenle idari para cezasına ve işyerinin resen tescil edilmesine ilişkin işlemlere karşı ayrı ayrı dilekçelerle dava açılması gerekirken davanın tek dilekçe ile açıldığı görüldüğünden, yasa hükmüne uygun olarak düzenlenmeyen dilekçenin bu haliyle kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle; dava dilekçesinin 2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (30) gün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla 5. maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir.
Davacı vekilleri dilekçelerini yenileyerek bu kez, davacı şirkete ait işyerinin 506 sayılı Kanun hükümlerine göre resen tescil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
ELAZIĞ 2. İDARE MAHKEMESİ: 30.06.2009 gün ve E: 2009/816, K: 2009/341 sayı ile davanın, davacı şirkete ait işyerinin 506 sayılı Kanun hükümlerine göre resen tescil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış olduğu; dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceğinin kurala bağlandığı; dava dilekçesi ve ekindeki belgelerin incelenmesinden, sigortacılık faaliyetiyle iştigal etmekte olan davacı şirkete ait işyerinin, işyerinde sigortalı çalıştırmaya başladığı 16.05.2007 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmek suretiyle resen tescil edilmesine ilişkin 30.06.2008 tarih ve 027906 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; bu durumda, 506 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan bir uyuşmazlık olduğu açık olan resen işyeri tesciline ilişkin işleme karşı açılan bu davanın görüm ve çözümünde yukarıda yer verilen Yasa hükmü uyarınca iş mahkemelerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14/3-a ve 15/1-a maddeleri uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 05.04.2010 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında davacı şirkete ait işyerinin 506 sayılı Kanun hükümlerine göre resen tescil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemi yönünden anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekillerinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava, davacı şirkete ait işyerinin 506 sayılı Kanun hükümlerine göre resen tescil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açmıştır.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun “İşyerini bildirme” başlıklı 8. maddesinde, işverenin, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte Kuruma doğrudan vermek veya iadeli taahhütlü olarak göndermekle yükümlü olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmü yer almıştır.
Ancak, 506 sayılı Kanun’un yukarıda sözü edilen maddeleri 31.5.2006 gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde, “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” hükmü yer almıştır. Kanun’un sözü edilen maddesi 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.
Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.
Olayda, 506 sayılı Yasa uyarınca, davacı şirkete ait işyerinin resen tescil edilmesine ilişkin işlemden doğan uyuşmazlığın çözümünde, daha önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda işaret edildiği gibi, 5510 sayılı Yasa’nın 101. maddesi uyarınca iş mahkemesi görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Elazığ İş Mahkemesi’nce verilen 18.03.2009 gün ve E: 2008/800, K: 2009/150 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.04.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2009/232
KARAR NO : 2010/81
KARAR TR : 05.04.2010
(Hukuk Bölümü)
Dostları ilə paylaş: |