Uyuşmazlik mahkemesi kararlari



Yüklə 5,59 Mb.
səhifə33/148
tarix07.04.2018
ölçüsü5,59 Mb.
#47478
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   148

K A R A R

Davacı : Tas. Hal. T.D.Ç.İ Gn. Müd./ Sümer Holding A.Ş. Genel Müdürlüğü

Vekili : Av. M. C. D.

Davalı : N. Ç.


O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının, müvekkili kurumda sözleşmeli olarak çalışmakta iken, 4046 sayılı Kanunun 22. maddesine göre Orman Genel Müdürlüğü emrine atandığını ve 16.8.2001 tarihinde Kurumlarından ayrıldığını; davalının peşin olarak almış olduğu 2001 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ait aylığı sebebiyle, çalışmamış olduğu 28 gün için 405.633.107.- TL borçlandırıldığını, borcun tahsili için davalının atandığı kuruma yazılan yazı neticesinde 301.990.000.- TL’nin müvekkili kurum hesabına aktarıldığını, ancak bakiye 103.643.107.- TL’nin bugüne kadar ödenmediğini; söz konusu borcun tahsili amacıyla Ankara 15. İcra Müdürlüğünün E:2002/17926 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine, borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu; davalının Kurumlarında 399 sayılı KHK’nin 3/c maddesine göre sözleşmeli olarak istihdam edilmiş olduğunu, anılan KHK’nin “ücretin ödeme zamanı” başlıklı 29. maddesinde “… Emeklilik ve ölüm hali hariç olmak üzere ay sonundan önce görevden ayrılma halinde sözleşme ücretinin kalan günlere tekabül eden tutarı geri alınır…” hükmünün yer aldığını, davalı borçlunun bu hüküm uyarınca 28 gün için borçlandırıldığını; Kurumları tarafından yapılan icra takibine, davalının yaptığı itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; davalının Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2002/17926 Esas sayılı dosyasındaki borca yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 4. İŞ MAHKEMESİ; 28.12.2006 gün ve E:2005/458, K:2006/607 sayı ile, davacının ve davaya cevap dilekçesinin özeti yapıldıktan sonra; davanın, maaş borcu farkından dolayı yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkin olduğu, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2002/17926 sayılı takip dosyasının getirtildiği; tetkikinden, takip alacaksının davacı, takip borçlusunun ise davalı olduğu, takip konusunun 103.643.107,-TL maaş borcu farkı ile işlemiş faizine ilişkin bulunduğu, davalı tarafından takibe süresinde itiraz edilerek takibin durduğunun anlaşıldığı; davalının 399 sayılı KHK kapsamında sözleşmeli personel olduğu, davacı Kurumun 4046 sayılı yasa ile özelleştirme kapsamına alınmış olmasından dolayı, aynı statüde Orman Genel Müdürlüğüne naklen atamasının yapıldığı, Davacı İdare ile davalı arasında bir hizmet akdi bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkin idare hukuku kapsamında bulunan bir ilişki olduğunun anlaşıldığı; bu durumda, davaya idare mahkemelerinde bakılması gerektiğinden; dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş; bu kararın, davacı vekili tarafından temyizi üzerine YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ’nin 7.5.2007 gün ve E:2007/9805, K:2007/14348 sayı ile, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar vermiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 11. İDARE MAHKEMESİ; 03.07.2008 gün ve E:2008/1639 sayı ile, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun "İtirazın İptali" başlıklı değişik 67.maddesinin 1.fıkrasında; "Takip talebine itiraz eden alacaklı itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" hükmünün yer aldığı; dava dosyasının incelenmesinden, davacı Sümer Holding A.Ş Genel Müdürlüğü'nün eski çalışanı davalı N. Ç.'e ücret olarak peşin ödediği ancak ilgilinin çalışmadığı süreler nedeniyle icra takibi yoluyla geri almak istediği 103.643.107 TL için Ankara 15. İcra Müdürlüğünde icra takibi yaptığı, takip borçlusu davalı N. Ç.'in takibe itiraz etmesi üzerine itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 'tan az olmamak üzere İcra inkar tazminatı ödenmesi istemiyle Ankara 4. İş Mahkemesine dava açıldığı, anılan Mahkemenin davanın idari yargıda görülmesi gerekçesiyle 28.12.2006 günlü E:2005/458, K:2006/607 sayılı görev ret kararının Yargıtay'ca da onanması üzerine aynı istemle bakılan davanın açıldığı; olayda davacı ve davalı arasında geçmişte 399 sayılı KHK kapsamında bir görev ilişkisi bulunmuş ise de uyuşmazlığın esasının, borç-alacak ve icra iflas hukuku kapsamında olduğu, bu nedenle davanın görüm ve çözümünün adli yargı yerlerine ait bulunduğu; açıklanan nedenlerle, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve işin incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 06.07.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince anılan Yasanın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında itirazın iptali yönünden doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin, değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67.maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68., ek 68/a. ve ek 68/b. maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. madde “(Değişik: 18.2.1965 - 538/37 md.) / (Değişik birinci fıkra: 17.7.2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9.11.1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17.7.2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasa’nın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “ İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

İdari davalardan olan iptal ve tam yargı davalarında davalı daima idaredir. Bir başka deyişle, idari yargı yerinde açılan bir iptal ya da tam yargı davasına bakılabilmesi için, diğer dava koşullarının yanısıra, davanın idare aleyhine açılmış olması gerekmekte; idari yargı yerinde gerçek kişiler aleyhine dava açılabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, davanın, ortada idarece kamu gücüne dayalı olarak ve idari usul ve esaslara göre re'sen ve tek yanlı biçimde tesis edilmiş bir işlem veya eylemden dolayı hak ve menfaati ihlâl edilenler tarafından idare aleyhine açılmış 2577 sayılı Yasa'nın 2. maddesinde belirtilen davalardan biri olmayıp, maaş borcunun gerçek kişiden tahsiline yönelik olarak yapılan ilâmsız icra takibine vaki itirazın iptali davası olması karşısında, idari yargının görevine giren bir dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

Açıklanan nedenlerle, İcra ve İflâs Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.


SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 11. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, Ankara 4. İş Mahkemesi’nin 28.12.2006 gün ve E:2005/458, K:2006/607 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 06.07.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2008/436

KARAR NO : 2009/190

KARAR TR : 06.07.2009

(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : Zabıt varakasına itirazın reddine ilişkin Encümen kararının iptali istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.


Yüklə 5,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   148




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin