K A R A R
Davacı : E. D.
Davalı : Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı
O L A Y : Davacı, Kara Harp Okulu 3. Sınıf öğrencisi iken sağlık nedeni ile 16.02.2008 tarihinde hastaneye yattığını ve 3’er aylık hava değişimi raporları verildiğini, en son raporla 25.12.2008 tarihine kadar 3 ay hava değişimi devam raporu verildiğini; bu raporu kullanmakta iken, kontrol için gittiğinde; 27.11.2008 tarih ve 965 sayılı sağlık kurulu raporu ile askeri öğrenciliğe devam edemez raporu verilmiş olduğunu ve itiraz etmediğinden raporun kesinleştiğini; Kara Harp Okulu Eğitim ve Öğretim Yüksek Kurulu’nun 26.12.2008 ve 2008/21 sayılı kararı ile okuldan ilişiğinin kesilmesine karar verildiğini; bu kararın, 9 Ocak 2009 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığınca onaylanarak yürürlüğe girmiş bulunduğunu; Okuldan ilişiğinin bir an önce kesilmesi için Kara Harp Okulu’na müracaatta bulunduğunu, ilişiğinin kesilmesini beklediğini, ancak yetişemeyeceğini anladığından, 25.12.2008 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına öğrenci affından yararlanmak amacıyla dilekçe ile müracaatını yaptığını; ilişiğinin kesilme durumuna geldiğini ve talebinin kabul edilmesini istediğini; YÖK tarafından, 16.02.2009 tarih ve 4707 sayılı yazı ile "ilişiğinin 09.01.2009 tarihinde kesilmiş olması nedeni ile dilekçe hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığı" belirtilerek talebinin reddedildiğini, bu yazının kendisine 20.02.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, ilişiğinin zamanında kesilmemesinin kurumlar içi yazışmadan kaynaklandığını, bu nedenle öğretim hakkından yoksun bırakılamayacağını belirterek; sonuçta, Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı tarafından tesis edilen 16.02.2009 tarih ve 4707 sayılı işlemin iptali istemiyle genel idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 9. İDARE MAHKEMESİ; 18.03.2009 gün ve E: 2009/248, K: 2009/625 sayı ile, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun “Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri” başlıklı 20. maddesine yer verdikten sonra; dava dosyasının incelenmesinden; Kara Harp Okulu 3. Sınıf öğrencisi iken okulla ilişiği kesilen davacı tarafından, Af kanunundan yararlanmak istemiyle yapmış olduğu başvurusunun davalı idarece reddi üzerine bu işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı; bu durumda, Yasanın 20. maddesine göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin Askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini yapmakla görevli olduğunun düzenlenmesi ve aynı maddenin 2. fıkrası gereğince de davacının hizmetten ayrılmış olsa bile askeri öğrenci statüsünde bulunduğunun açık olması karşısında, bakılmakta olan uyuşmazlıkta ilgili olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açılması gerekirken idare mahkemesinde açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a. Maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir.
Davacı, aynı istemle bu kez, askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.
ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ; 17.06.2009 gün ve E:2009/649, K: 2009/709 sayı ile, dava dosyası özetlendikten ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 157’nci, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20 nci maddesi hükümlerine yer verildikten sonra; bu yasal düzenlemeler karşısında bir uyuşmazlığın askeri idari yargı yerinde görülebilmesi için idari işlem ya da eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunmaları koşullarının, o uyuşmazlık yönünden birlikte var olmasının gerektiği, bu iki koşuldan birisi veya her ikisi bulunmayan uyuşmazlıklara Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılamayacağı; askeri öğrenci statüsü dışına çıkarılan davacı E. D.'ın 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 20/2 nci maddesinde sayılan asker kişilerden olduğundan bahsedebilmek "idari işlem yada eylemin asker kişiyi ilgilendirme" koşulunun da gerçekleşmiş olması ile mümkün olacağı, bu dava yönünden, hem davacının asker kişi olmadığı, hem de tesis edilen ve iptali istenen idari işlemin askeri hizmete ilişkin olmadığı, dolayısıyla askeri idari yargı yerinde davanın görülebilme şartlarının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olduğu; iş bu uyuşmazlığın çözümünün Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevi dışında kaldığı, davanın görüm ve çözüm yerinin Genel İdari Yargı olduğu sonucuna ulaşıldığından, Görevli yargı merciinin bu husus dikkate alınarak belirlenmesi için 2247 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrası gereğince Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine, karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 05.10.2009 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Askeri Yüksek İdare Mahkemesince 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından genel ve askeri idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU ile A.Y.İ.M Savcısı Murat GÜNDOĞAN’ın davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, Kara Harp Okulu 3. Sınıf öğrencisi iken okulla ilişiği kesilen davacının, Af Kanunu'ndan yararlanmak istemiyle yapmış olduğu başvurusunun davalı idarece reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri olmayan makamlarca kurulmuş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin yönetsel işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması koşulunun aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için dava konusu yönetsel işlemin “asker kişiyi ilgilendirmesi” ve “askeri hizmete ilişkin bulunması” koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
1602 sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan ya da hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.
Anılan Yasa’nın değişik 21. maddesinin birinci fıkrasında “20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır.” denilmiştir.
Yönetsel işlemin, görevli yargı yerinin belirlenmesi yönünden “askeri hizmete ilişkin” olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer yönetsel işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre kurulmuş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir anlatımla, askeri hizmete ilişkin yönetsel işlemler: yönetimin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda kurulan işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından kurulmuş olsa bile durum değişmemekte, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Davacının 1602 sayılı Yasanın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği açıktır. Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince:
22/10/2008 tarih, 5806 Sayılı Kanunun 1.maddesiyle, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununa eklenen ve 28/10/2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Geçici 56. Maddenin 15. fıkrasında; “Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı eğitim kurumları ile Polis Akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında ön lisans ve lisans düzeyinde öğrenim görürken 7/6/1995 tarihinden bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar her ne sebeple olursa olsun okulları ile ilişiği kesilenler ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki aylık başvuru süresi içerisinde ilişiği kesilenlerin, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki ay içerisinde başvurmaları halinde, Yükseköğretim Kurulunca öğrenim görecekleri fakülte veya yüksekokulları belirlenir. Belirlenen yükseköğretim kurumlarınca intibakları yapılan öğrenciler de bu madde kapsamından diğer öğrenciler gibi yararlanırlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, Kara Harp Okulu 3. Sınıf öğrencisi iken okulla ilişiği kesilen davacının, Af Kanunu'ndan yararlanmak istemiyle yapmış olduğu başvurusunun davalı idarece; yukarıda anılan 5806 Sayılı Kanunun belirtilen hükmü ile YÖK Yürütme Kurulunun 14.1.2009 tarihli toplantısında alınan ve Kanun hükmü ile paralellik taşıyan kararı gerekçe gösterilerek; davacının ilişiği 09.01.2009 tarihinde kesilmiş olduğundan dilekçe hakkında yapılacak bir işlem bulunmadığı nedeniyle reddedildiği; davanın da, davalı idarenin söz konusu işlemine karşı açıldığı; bu bağlamda, davacının af yasasından yararlandırılıp yararlandırılmayacağı hususunun “askeri hizmete ilişkin” bir yanının bulunmadığı kuşkusuzdur. Çözümlenecek olan anlaşmazlık, anılan Yasadan yararlanamadığını ileri süren Polis Akademisi ve bağlı yükseköğretim kurumlarında öğretim gören ve ilişiği kesilen öğrencilerin aynı yöndeki isteğinden ve onun çözümü ile varılacak sonuçtan farklı değildir.
Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa’nın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerinde öngörülen “asker kişiyi ilgilendirme” ve “askeri hizmete ilişkin bulunma” koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 9. İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle A.Y.İ.M İkinci Dairesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 18.03.2009 gün ve E:2009/248, K:2009/625 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.10.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2008/20
KARAR NO : 2009/231
KARAR TR : 02.11.2009
(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : Özelleştirilen kuruluşu devralan alıcı şirket aleyhine açılan davanın, özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.
Dostları ilə paylaş: |