Uyuşmazlik mahkemesi kararlari



Yüklə 5,59 Mb.
səhifə83/148
tarix07.04.2018
ölçüsü5,59 Mb.
#47478
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   148

K A R A R

Davacı : Aslan Nakliyat Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Vekilleri : Av. E. Ö. - Av. Ç. Ö.

Davalılar : 1) TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü

Vekili : Av. N. Ç.

2) Ç. Ç.


Vekili : Av. A. O.
O L A Y : Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının 35 U 4333 plakalı BMC marka çekici ile 35 YV 667 plakalı dorsenin maliki olduğunu, davacıya ait aracı kullanan sürücünün 28.8.2008 tarihinde İzmir Alsancak Limanına yük almak için geldiğini ve kendisi gibi yük almaya gelen diğer tırların arkasında sıraya girdiğini, yükleme işleminin, davalı Ç. Ç. tarafından kullanılan, diğer davalı TCDD’ye ait NOELL marka 3 nolu sabit vinç ile yapıldığını, davalının yurt dışından gelen konteynırları, yük almaya gelen tırlara yüklediğini, bu konteynırlardan bir tanesinin, davalı tarafından vinçle alınıp kaldırıldığı sırada (gerekli önlemlerin alınmaması, vinç bakımının iyi yapılmaması, vincin hatalı kullanımı, arızalı olması ya da kendilerince bilinmeyen başka bir nedenle) vinç tarafından yaklaşık 5 konteynır yüksekliğindeyken havada bırakıldığını ve konteynırın davacının tırı ile dorsesinin üzerine düştüğünü, kazanın liman içinde gerçekleştiğini, bütün kusurun davalı tarafta olduğunu, liman içinde çekicilere ayrılan bölümde görevlilerin belirlediği yerde yükleme sırasını bekleyen davacı aracında hiçbir kusur bulunmadığını, kazada rastlantı sonucu sürücünün yaralı olarak kurtulduğunu, sürücüye ilişkin maddi ve manevi tazminat davası açma haklarının saklı olduğunu, tır ve dorsenin ise çok büyük zarar gördüğünü, gerek çekici tır ve gerekse dorse üzerinde İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/55 D.İş sayılı dosyasında hasar tespiti yaptırıldığını, buna göre çekici (tır) üzerinde işçilikler dahil KDV hariç 26.384.-YTL, dorse üzerinde ise işçilikler dahil KDV hariç 3.000.-YTL hasar olduğunu, böylece toplam KDV hariç 29.384.-YTL hasar bulunduğunun tespit edildiğini, davacının araçlarının kasko sigortalı olmadığını, davalılar aracının ise sigortasının olup olmadığı bilinmediğinden, kazayla ilgili sigorta şirketlerinden alınmış bir bedel bulunmadığını, bu durumda, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik KDV hariç 29.384.-YTL alacağın kaza tarihi olan 28.8.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için dava açma zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, şimdilik KDV hariç 29.384.-YTL maddi hasarın, kaza tarihi olan 28.8.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekilince, birinci savunma dilekçesinde, idarelerinin hizmet kusuruna dayanılarak açılmış olması nedeniyle davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur.

İZMİR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 9.2.2009 gün ve E:2008/409 sayı ile, davacının, davalı yanın liman sahası içinde yük almak üzere geldiğinde kendilerince bilinmeyen bir nedenle yükleme yapmakta olan vincin düşürdüğü yükün (konteyner) davacı aracını ezmesi sebebi ile tazminat istediği, davanın vinci kullanmakta olan operatörle birlikte her iki davalıya ­karşı açıldığı, emsal Yargıtay kararları itibariyle, olay yeri yükleme sahası olup, karşılıklı uyulması gereken kurallar ile yönetilen bir yer olmakla, özel hukuk kuralları uygulanacak ve kusur durumuna göre ihtilaf çözülecek olduğundan Mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna varılmakla, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine dava dosyası örneği Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı İzmir Alsancak Limanı istif sahasından 35 U 4333 plakalı TIR’a vinçle konteynır yüklenirken o esnada istif alanında bulunan davacı şirkete ait TIR üzerine spreyder ağzındaki konteynırın düşmesi sonucunda meydana gelen maddi zararın tazmini istemiyle T.C.D.D. İşletmesi Genel Müdürlüğü ve Ç. Ç.'a karşı İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2008/409 sayılı dosyasında açılan davada, davalılardan T.C.D.D. İşletmesi Genel Müdürlüğü’nce davanın görüm ve çözümünün idari yargının görevine girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunulduğu ve itirazın reddi üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasının istenildiğinin anlaşıldığı, Anayasa’nın 125 inci maddesinde, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2 nci maddesinin (1-b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, görüm ve çözümü idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında gösterildiği, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşunun, kamu hizmetini yürütürken kişilere verdiği zararın tazminine ilişkin davada, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediği, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediği, gerekli güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığı, sonuç olarak olayda hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait bulunduğu, uyuşmazlığın, T.C.D.D İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün yürütmekle görevli olduğu kamu hizmetinin gereği gibi yapılmamasından dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın davalılardan tazmini istemine ilişkin bulunduğu, bu durumda, davanın T.C.D.D İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne yönelik olan kısmının görüm ve çözümü, idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davalarına bakmakla görevli olan idari yargı yerlerine ait bulunduğundan, İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, anılan Genel Müdürlüğün görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılmasının gerektiği, bu nedenlerle, davanın T.C.D.D İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan kısmı yönünden 2247 sayılı Yasa'nın 10 uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Davacı Aslan Nakliyat San. ve Ticaret A.Ş. vekili tarafından davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü aleyhine İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2008/409 Esas sayılı tazminat davasında, Danıştay Başsavcılığı tarafından 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması nedeniyle gönderilen 2009/135 Esas sayılı dosyanın incelendiği, İzmir Alsancak Limanı istif sahasına yük almak üzere gelen ve yük sırasında bekleyen davacı şirkete ait tırın üzerine başka bir tıra vinç ile konteynır yüklenirken spreyder ağzındaki konteynırın düşmesi sonucunda meydana gelen maddi zararın tazmini talebiyle davalı TCDD aleyhine açılan davada, davalı İdare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığının anlaşıldığı, TCDD İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu, 233 sayılı KHK ve Ana Statü ile, özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak karlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, işletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olmasının, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmediği, Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı, kamu hizmetinin ifası sırasında verilen zararın tazminine yönelik dava konusu uyuşmazlıkta, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı İzmir Alsancak Limanı istif sahasında meydana gelen zarar nedeniyle kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kamu kuruluşunun söz konusu kamu hizmetini yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütüp yürütmediğinin, gerekli önlemleri almış olup olmadığının tespitinin gerektiği, dolayısıyla, kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin bir hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı ve olayda meydana gelen zararın hizmet kusuru esaslarına göre tazmininin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi söz konusu olacağından, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesi gereğince açılan davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, bu nedenlerle, Danıştay Başsavcılığı'nın 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/409 Esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Turan KARAKAYA, Gürbüz GÜMÜŞAY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 28.12.2009 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 28.8.2008 tarihinde İzmir Alsancak Limanına yük almak için gelen davacının çekici ve dorsesinin, yükleme işleminin Ç. Ç. (vinç operatörü) tarafından kullanılan TCDD’ye ait sabit vinç ile yapıldığı sırada gerekli önlemlerin alınmaması, vinç bakımının iyi yapılmaması, vincin hatalı kullanımı, arızalı olması ya da kendilerince bilinmeyen başka bir nedenle meydana gelen kaza sonucu tır ve dorsenin zarar gördüğü ileri sürülerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, şimdilik KDV hariç 29.384.-YTL maddi hasarın, kaza tarihi olan 28.8.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesi istemiyle açılmıştır.

28.10.1984 tarih ve 18559 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü (TCDD) Ana Statüsü’nün “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesi, “Bu Ana Statünün amacı; 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir...” hükmünü taşımakta; “Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan TCDD İşletmesinin, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir “Kamu İktisadi Kuruluşu” olduğuna ve 233 sayılı KHK ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret edilmekte; 4. maddesinde, sayılan Kuruluş amaç ve faaliyet konularının tamamına yakınının “tekel” kapsamında işler olduğu belirtilmekte; kuruluşu, yönetimi ve denetimi konularında 233 sayılı KHK hükümlerine paralel düzenlemelere yer verilmektedir.

Buna göre, TCDD İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu tartışmasızdır. 233 sayılı KHK ve Ana Statü ile, özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, İşletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir.

Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı vekilince, gerekli önlemlerin alınmaması, vinç bakımının iyi yapılmaması, vincin hatalı kullanımı, arızalı olması gibi nedenle kazanın meydana geldiği ileri sürüldüğüne göre, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davanın, zararın hizmetin kuruluşu ve işleyişindeki aksaklıklardan doğduğu ve bu nedenle idarenin hizmet kusuru esasına göre sorumlu olduğu nedenine dayanılarak açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Buna göre ve zararın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında doğduğu ileri sürüldüğünden idarenin hizmet kusuruna dayanılmış olması karşısında, kamu hizmeti yürüten TCDD İşletmesinin bu hizmeti yürüttüğü sırada meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan dava; olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Yasa’nın 2/1-b maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevlidir.

Belirtilen nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalı TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.


SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 9.2.2009 gün ve E:2008/409 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 28.12.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
* * *
Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından:
ESAS NO : 2009/247

KARAR NO : 2009/358

KARAR TR : 28.12.2009

(Hukuk Bölümü)
Ö Z E T : 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun uyarınca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.


Yüklə 5,59 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   148




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin