Başkentte
»Egemen olan kim burada?«
diye sordum
»Tabii ki halk«
dediler
Şöyle dedim:
»Tabii ki halk da,
egemen olan kim
gerçekten?«
İlk Yardım
Bittiğinde bir sonraki savaş
üç bakıcı gelip
yardım edecek her yerde
olabildiğince
Onlardan biri
enkazları besleyecek
aç kulelerini uzatan
kendine doğru
İkincisi ekecek
toplanan kemikleri
yeniden büyüyüp
et bağlasınlar diye
Enkaz beslemesinde kullanabilir
bunları birinci
pek romantik olmaz çünkü
öylesine etsiz
Ama üçüncü bakıcı
çalı çırpı ot ve kağıttan
yuvalar yapacaktır
taşlara ve taşların çocuklarına
O
Çocuklarını yutup
ölülerinin kanını içer
vaaz verir sağırlara
tanımaz yüce değerleri
Yolunu unutur
ihanetten ihanete sallanıp gider
yanlıştan yanlışa
uyur yenilgilerinde
Her çocuk öğrenir okulda
gereksizliğini
halk kazıdı belleğine sonunda
onu istemediğini halkın
On kez kanıtlandı
zafere ulaşamayacağı
Kanıtlayanlarınsa
kaçar uykuları
Ona inananlar yorgun düşer
bazen kuşkulanmaktan
Nefret eden bazılarıysa
bilir geleceğini onun
Geri Bakış
Çağıma
alev olmak
istedim
ya da
alevinin bir parçası
Oysa
gölgesi oldum
ya da
bir parçası
gölgesinin
Çağım
hiddet
çağıydı:
Hiddetin gölgesi
Çağım
acizlik
çağıydı:
Acizlik gölgesi
Zorbalık
çağı:
Zorbalığın gölgesi
Çağımın
bayrağı
olmak istedim
ya da bir
parça bayraktan
Alev
hiddet
acizlik
zorbalığın
bayrağı
ya da onun bir parçası
ya da parçanın
gölgesinden bir parça
Büyük Temizlik
Nedenler
sonuçlarına karşı
savaşır şimdi
sorumlu tutamasın diye
hiçkimse onları
sonuçlarından bundan böyle
sorumlu tutmak da
sonuçlarıdır
çünkü
ve sonuçlar yasaklanır
ve takip edilir
nedenlerce
Böylesi sonuçları
bilmek istemez
onlar
Ne kadar hırslı
sonuçların peşinde
olduklarını görüp
ve hala onlara
sıkı bir ilişkiyle
bağlı olduklarını
söyleyen
sonuçlarının sorumlusu
kendisi olur ancak
Ilımlılar
Dehşetsiz savaşlar
şiddetsiz idamlar
idamsız cezalar
dayaksız infazlar
işkencesiz
sorgular
iz bırakmayan
işkenceler
katlanılmaz
zorluklar
getirmeyen
sömürüler
savunanlar
hayırsız
kutsanmış
ya da
lanetsiz
lanetlenmiş
olsunlar
Bilirkişiler
Öyle zaman olur ki
oportünistler
bile
kınar oportünizmi
İnan onlara
çünkü onlar
neyi kastettiğini
en iyi bilenlerdir
Ancak güvenme onlara
çünkü onlar oportünizmi
oportünizmden
dolayı kınarlar
_____________ P2
(Manzume Üzerine Manzume)
Bir Doğa Tasviri
Çocukluğun renkleri
güneşe karşı kuşlar
açık renkli çayır orman önünde
tek görüp duyduğum
Ne kadar sık tasvir etsem sizi
ne kadar çok ararsam sizi
o kadar uzaklaşır ve solar
o kadar belirsiz gerilersiniz
Hışırtısını duyarım
orman hışırtısına ilişkin sözlerimin
gri ve yeşilini görürüm
yüzlerin ve giysilerin
Onlar sağlam belleğimi övüp
laf almaya çalışırlar benden
ışık ve gölge yiyip
içerler rüzgarı
Türkü Söyler
Türkü söyler biri
korkudan
korkuya karşı
Türkü söyler biri
yokluktan
yokluğa karşı
Türkü söyler biri
zamandan
zamana karşı
Türkü söyler biri
tozdan
toza karşı
Türkü söyler biri
adlardan
adları adsızlaştıran
Şairce Dokundurma
Ancak fragmanı
sayarsınız
kırıklardan bilmece
önümüze attığınız
birşeyin kırılmış
olması gerektiğinin
işareti
olarak
Biz daha
ne ve kimden
olduğunu
anlamadan
çok önce
gitmiş
olursunuz
Peygamber
(Halil Cibran’ın ERMİŞ’i üzerine)
»Ancak suskunluktan içtiğinizde
türkü söyleyeceksiniz gerçekten
Zirveye ulaştığınızda
tırmanmaya başlayacaksınız ancak
Toprak kucakladığında sizi
dansedeceksiniz gerçekten«
dedi peygamber
Sessizliğin nehrinden
içirdiler size
türkü söylemezsiniz ama
En son zirveye dek
kovaladılar sizi
ama artık tırmanmazsınız
Toprak kucakladı
uzuvlarınızı
dansetmezsiniz ama
Sahte bir peygamberdi bu peygamber
ya yanıldı
ya da yalan söyledi
Ölülerimizi boğanlar
öğretmedi
onlara türkü söylemeyi
Ölülerimizi aşağı atanlar
tırmanmayı öğretmedi
onlara
Ölülerimizi gömenler
onların dans hocaları değil
katilleriydi yalnızca
Halen az değiştirilmiş sözcüklerle
eski ezgiye devam eder
katiller
Katiller hala zirvelerden
daha yüksek
zirvelere tırmanır
Mezarlık ve dehlizlerde
danseder katiller
Katiller gözyumar
gülümseyerek hala
herşeyi
güzelleştiren
peygamberin sözüne
Büyük Konuşanlar
Kıskanırım öylesine büyük konuşanları
insanlardan sözederler
insan varmış gibi
anavatandan sözederler
varmış gibi bir anavatan
ve sevgiden ve cesaretten ve korkaklıktan
varmış gibi bu üçü
cesaret korkaklık sevgi
ve kaderden sözederler
varmış gibi kader
Ve hayran olurum öylesine keskin konuşanlara
insanlardan sözederler
hiç yokmuş gibi insanlar
sözederler anavatandan
hiç yokmuş gibi anavatan
ve sevgiden ve cesaretten ve korkaklıktan
hiçbirinin olmadığı
belirginmiş gibi sanki
ve kaderden sözederler
yokmuş gibi kader
Ve kestiremem bazen
kimi kıskanıp kime imreneceğimi
kıskançlık değil de yalnızca imrenmek
ya da imrenmek değil de kıskançlık varmış gibi yalnızca
keskinlik değil de yalnızca büyüklük
ya da büyüklük değil de yalnızca keskinlik varmış gibi
ondan sonra bilemem
konuşmak ve bilmek gibisi olup olmadığını
ya da vermek ve benim gibi
yalnızca böyle gitmediğini
Auschwitz’ten Beri Şiir Sorunsalı
Kahverengi minik bir kuş olarak
havalanıp krematoryumların dumanlarından
dinlendi mi Birkenau’nun söğütlerinin
birinde
kızların
çığlıklarından çekilerek
tecavüzlerini mi seyretti daha da yaklaşıp
ve sonra
enkaz şehirlerinin tozlarına
sakin sevginin türküsünü söyleyip
ve açlıktan ölenlere
olgunlaşan tohumun efsanesini mi anlattı
Artık şangırdayamayacak
denli irileşen
paranın gölgesinde
büyüyüp sesini mi verdi ona
Dünyayı geçip de
yırtık vücutların
değişik renklerinden
köy evlerinin aydınca yanmalarından
ya da değişen gün ışığının
bulanıklaşan gözlerdeki yansımalarından
güzellik anlayışını mı
öğrendi
En son kimya yoluyla
yapraklarından arındırılan bir ağaçta
masum kalan saç ya da kağıt tellerinden
giysi kalıntıları ve kanlı tüylerden yuvasını yapıp
şimdi çiftleşmeyi
ve yumurtalarının üzerinde oturmayı
ve daima yeniden masum yavrularının
çıkmalarını mı bekler
yalnız lirik şairleri bilir bunu
yakında yeniden sağlam olan dünyada
kuşların korunması için daima
çağrı yapan azimli
Kadın Uzmanı
»Küçük ama yine de korkunç dayanıklı
sarı orospu«
diye adlandırdı biri sabahı.
Neyse
bir şair
bu adam
ve böylesi benzetmeler için
bir kadını kullandığında
pek birşey düşünmez belki
Ancak böyle bir şair
belki bir zaman
yine bir orospuya yaklaştığında
umarım iyi sabahlar diler
kendisine
ya da sunar
etkisi uzunca kalan
küçük ama yine de korkunç dayanıklı
Ezgili Filomel
Filomel’in kalbini
edebi kara sevdayla
çatlatan
yalan söyler
yalan söyler
Ne der tatlı şarkısı
bülbülün
Der ki
Defol
defol
Bir ben
bir ben
erkeğim
bu
ağaçlarda
Biz Almanlar İçin Orman Ne Demektir?
Hans Mayer’e
Sesleri hışırtı
ya da sessizlik olarak tanımlamanın
sessizliği dinlemenin
ve zorlamasız özgürleştiren
yalnızlığını hoşsohbetçe kutlamanın
ebediyen yeşillenen bahanesi
Başka yerde karşılık bulamayan
yüce duyguların
ve en uçtaki tinselliğe derinleşmenin
hiçbirşeyi aramama
ve tüm buluşları
hatta kökleriyle götürme anlamında
sessizce öylesine gezintinin kamuflajı
Soğukkanlıca kendini terkedilmiş hissetmenin
ve ağaçlardan ağacı görmemenin
işaretler koymanın
ve avlanan köpeklere karşı
okuyamadıkları ölüm uyarıları takmanın gerekçesi
Yol ve yanlış yol açma
fırsatı
onu paramparça etmenin
ve bunu feleğin sillesi olarak algılamanın
ve her ağaca yeniden yeniden evet deyip
onu dıştan yoketmek
ve içte yeniden dikme fırsatı
İçinde sevişmenin ve içinde ateş etmenin nedeni
yüreğin en derinine gömmek ve geçide kapatmanın içinde
emin olup tüm dünyayı yadsımanın ve kendini
onun içinde ya da onunla birleşmenin
onun suskunluğunu yankılanan koro türkülerle kutlamanın
içine kapan yerleştirme ya da kendini asma nedeni
İyi Niyet
Yetti artık bana
Fazlasıyla yazdım
Artık yalnızca yazmak isterim
yazılması yasak olanları
Ancak yetmez
yazmanın yasak olduğunu
söylemeleri hükümdarların
çünkü sıkça derler yasak diye
Hayır sormam gerek
yoldaşlarıma
şunlara bunlara
birbiriyle hiç konuşmayanlara da
Ancak onların da söylemeleriyle
yazmanın yasak olduğunu
anlamaya başlarım ondan sonra
yazmam gerektiğini bunu
Gayretli Şiir
Kızgınlığımı ve
kızgınlığımı ifade edecek
doğru sözcükleri
arayışımı
hatırlarım
son durumuna getirmeden önceki
kendi başıma yüksek sesle okuyuşumu
ve kızgınlığımı yokeden
en sondaki
hoşnutluğumu
Ve elyordamıyla
boşuna arayışımı beyaz kağıtları
unutabilirim
parmaklarımın
beceriksizleşmelerinden
ve son duruma hazırlamadan önce
karbon kağıdın
yere düşmesinden
ve onu kaldırdığımdaki
başımın dönmesinden
korkmuşluğumu
Gayretli Bir Şairin Soruları
Daha ne kadar
sürecek
hiddetlenmemeniz
söylediklerimden dolayı?
Ve var olacak mıyım daha
söylemek için onu?
Ve yararı olacak mı artık
o zaman onu söylemenin?
O zaman pek anlaşılmaz olup
ya da fazlaca doğalmış gibi anlaşılmayacak mı?
Ve gaklamayacak mıyım ben
»Zaten hep demiştim« diye?
Şiirin Yeniden Doğuşu
Ah köle dilinin parıltısı
dönersin yakında bize yeniden!
O zaman biz de yeniden vicdanımız rahat
hakkında tadına varmak
ve hayatımızın hafif ateşinde eritmek için
yağlı imaları yeterince okuduğumuz
tüm çağların aynasında
seyredebiliriz kendimizi
Şükürler olsun akıllı hükümetçilikleriyle
yalın ifade kuraklığına giden yolumuzu kapayan
özgürlüğün elini tuttuğu
başka çağlarla kardeş olmaya götürecek bizi
zenginleştiren güçlülere
neredeyse bugün ihtiyatın
kardeş kılarak zenginleştiren
Yeni birşey düşünmek yersiz artık
ya da kolayından daha titizce betimlemek birşeyi
Hayır yalnızca herkesin zaten bildiğini ima etmek
bir parça cesaretle
toplar çokça alkış
ve bahşeder güçlüler bu ufacık teselliyi küçüklere
ve hemen her zaman göz yumarlar hava yaratan
ve kendilerini tehlikeye düşürmeyen şeylere
Artık hiçbir şeyle yetinmek istemeyen
dinleyicilerimizin kulaklarını açıp
minnettar kılarlar yeniden
o çok sevilen
ince örtülere bürünerek çektiğinde bizi
daha güzeldir özgürlüğün özlemi
onların bizi ihtiyaten korudukları
çıplak utançsız
özgürlüğün kendisinden
Deniz Kenarında
(Arthur Rimbaud’nun Marine’sine)
Döverler
hızla ve gürültüyle döverler
İnsanları ve hayvanları dövenler
köpüğü döverler
köpüğü döverler
astronotların
ilk düşlerinden çok önce
hafif hafif aya yükselen
dalga serpintisini
dalgaların köpüğünü sindirmek için
Gümüşten bakırdan araba
Çelikten gümüşten gemiburnu
matematik formüllerinden
ve iyice parlatılmış kardan
sesten hızlı uçak
hepsi yardım eder onu dövmeye
Köpüğü dövmeye yardım ederler
ancak köpük kanlıdır
deneylerin artık sularından
lüle lüle edilmiş
zehirli köpük kandilleri
bizi akpak yıkamak için
Soğuk kan
kızıl kar taneleri
cezrin sonsuz evleklerinde
orman sütunlarında
Ben de yaralandım
ışık çevrintinin keskin ağzında
Benim de köpürmeyip
bir kez daha
dalga çatlamasının köpüğünü
şelalelin köpüğünü görmeme
ilişkin
umut var mı daha?
Umut var mı gerçekten
insanlığın açtığı yaralardan
daha fazla dayanabileceğine ilişkin
dünyanın?
Uyum
Dün konuşmayı
öğrenmeye başladım
Bugün susmayı öğreniyorum
Yarın vazgeçeceğim
öğrenmekten
Hölderlin’den Sinclair’e
Ne kaldı geriye?
Hiç birşey ve herşey. Yani,
Eskiden olan vardır ve kalır,
Kendisine karşı da.
Çok fazla şey boşunadır ancak,
Ve bana görünen,
Görünmez artık.
Ancak ölüm azdır,
Çünkü her ne kadar
Ülkedeki çeşmeler yakılıp kırıldıysa da
Var olmanın kutsal ağaçları cadde kenarlarında
Her ne kadar kesilmişse de
Hiçkimseye yüklenemez ki
Herşeyi seyretmeyi, sonsuza dek dayansın diye
Başkaldırmadan, sevgi uğruna bile.
Ve bir tutuştu mu
Cesaret, merhamet de büyür ona
Kendi hiddetlerini kaçıran,
Gölgenin korumasına kovalananlara.
Birçok şey şaşkın olabilir ki,
Arayan bakış onu artık
Anlayamaz neredeyse
Her öten kuş,
Yardımcı olmaz göğe. Ancak
Ötüşü eksik olan yerde kör olur
Zavallı tutsak.
Ancak en sonuncusu yaşamdır.
_____________ Almanlara Böyle Karıştım
Bin Yıllık İmparatorluk
İdraklarının
ağacından yer
Anayasa
koruyucuları
Ve kökleri kanla
vergilerle
ve kul zihniyetiyle
bolca gübrelenmiş toprakta
büyür ağaç arsızca
ne kadar toplarlarsa
o kadar çok idrak verir
böylece tanrı gibiler
iyi ve kötüyü ayırdeden
Hiç değilse melekleri gibi
ölüm melekleri
suskunluk melekleri
kılıçlı melekler
nöbet melekleri
koruma melekleri
(Devlet ve
Anayasayı Koruma Melekleri)
Her yerde melekler
seri ateş alevli kılıçla
tüm ölümcülleri
engelleyen
kendi cennetlerini fethetmelerini
Cennetin
asayiş
ve düzenini
kurar kendileri
öyle ki
aslan ve kuzu
yatar yanyana
yatıştırılmış olarak
özellikle
kuzuya karşı
meşru müdafaa gereği atılan
aynı ölüm kurşunuyla
Bağıran İki Kişi
Biri dinlenir
diğeriyse dinlenmez
Birini yatıştırırlar
tartışmaya başlarlar onunla
Diğeri bağırır daha
gülümserler yanına gidip
Megafonla sorarlar
»Neden ağzınızı açıyorsunuz sürekli?«
O bağırır: »Duyuyorsunuz ya hepiniz!«
Cevap verirler: »Hiç birşey duyamıyoruz.«
O daha bağırır
Artık bağırmayan
yalnızca ağzını açıp kapatan
diğerini getirirler yanına
Diğerine bağırırlar:
»Dinleyin: Böyle bağırmalı!
Herbirimiz duyarız bunu!
Hepimizi harekete geçirir!«
O birini uzaklaştırırlar
Diğeri hala bağırır
Sokaklar tutulur
kimse duymasın diye onu
Bir gazete getirirler ona
kendi resmi olan
Altında şöyle bir satır:
»Sessizce ağzını açanımız«
Daha sesli bağırmaya çalışır
düşüp ölür
Fısıldama görevi verirler
o birine ölüm söylevini
Sorular ve Yanıtlar
Nereye gitti özgürlük?
Dört yana saçıldı
Peki ya demokrasi?
Kodesi boyladı pemperişan
Umut nereye gitti?
Anayasaya
Ya hayal kırıklığı?
Yorumlarına
Kim dinler adaleti?
Nerede otursun?
Ne zaman döner özgürlük?
Kime kurban edilir?
Nereye gitti sorular?
Makaslara
Ne getirdiler?
Yalnızca kağıt
Nereye gitti yanıtlar
Makineli tüfeklere
Ne getirdiler?
Ölüler ölüler
Friba Frabi’de Dostluk Sınavı
Friba’da dışardan gelen
her konuk
Frabi’nin duvarına götürülür
ve oradan karşıya bakması istenir
Sonra Fribalılar derince
gözüne bakar
Eğer gözyaşlarıyla ıslanmamışlarsa
artık sevgili konukları değildir onların
Frabi’de her konuk
Frabi’nin Friba’ya karşı
kurduğu koruma setine götürülür
tiksinti ve tasayı göstermek için
Ondan sonra Frabililer
gözlerini kuru bulduklarında
onu paçasından tutup
kapı dışarı ederler devletlerinden
Friba ve Frabi dostlarının
bolca döktüğü gözyaşlarını
ziyafet ve alkışlarla
ve zarif hediyelerle ödüllendirilen
Ey yolcu Friba Frabi’ye düşerse birgün yolun
soğan suyu almayı
unutma yanına
çok kıyak ağlanır onunla
Bilinir
Kendisinin
gerçek bir demokrasi olmadığı
söylenemeyecek
bir demokrasi
gerçek bir demokrasi midir
gerçekten?
Daha Güçsüz
Yeniden güçleniyorlar
Kimler?
Onlar
Kim ola ki onlar?
Olmuyorlar
yalnızca varolurlar
Kimden daha güçlü?
Senden
Belki birçoğundan yakında
İstedikleri nedir?
Önce
yeniden daha güçlenmek
Niye anlatıyorsun bütün bunları?
Çünkü
şimdilik söyleyebiliyorum
Zararı dokunabilir ama sana?
Haliyle
çünkü güçleniyorlar
Nerden biliyorsun?
Bana zararı olabileceğine
ilişkin sözlerinden
Hayvan Pazarı/Alım*
Berlin Emniyet Müdürlüğü
erkek kurt köpekleri
arıyor.
Birle dört yaş arası
safkan belgeli
ya da belgesiz
Aranan özellikler: Kusursuz kişilik
acımasız keskinlik
belirgin izleme güdüsü
silah sesinden etkilenmeyen
ve
sağlıklı
Kontrol
korumasız adamla yapılacak
köpekse maskeli
Fiyatı
750 Marka
kadar olan
Teklifler:
Berlin Emniyet Müdürlüğü
Berlin W-F1
1 Berlin 42
Tempelhofer Damm 1-7
Tel.
69 10 91
numaradan
27 61
tire 64
_______
* Emniyet Müdürlüğünün bu ilanı 28 Şubat ile 7 Mart 1970'te Batı Berlin'deki "Tagesspiegel" gazetesinde yayımlandı. 28 Şubat: Reißkorp (Yırtma Maskeli) 7 Mart: Beißkorp (Isırma Maskeli). Metin değiştirilmedi. Yalnızca şiirce yerleştirildi.
Soru
Egemenler
iftira ve baskıyla
ve Komünist yasağıyla
ve silahsız solculara
nefsi müdafaa diye
ateş edip öldürmekle
bir avuç hiddetli hiddetlendirenleri
Ulrike Meinhof
Horst Mahler
ve daha birkaçını
bu toplumda
gerçekleştirebileceklerine ilişkin
sağduyuyu gözden
kaçıracak duruma getirdiler
Daha sonra olup biten
aslında beklenendi:
Yeniden insan avı
yeniden ölüm kurşunları nefsi müdafaa adına
bilinen yargı yöntemleri
bilinen makaleler
ve kararlar Horst Mahler’e
ve Ulrike Meinhof’a karşı
Ancak bir soru yargıya
çokluğuna ilişkin cezaların:
Kaç bin Yahudi
öldürmüş olmalı bir Nazi
bugün böylesine çok hapis cezasına
çarptırılması için?
Yas Tutma Tüzüğü
Yasaktır
yasını tutmak
yas tutandan başka
fikirleri olanların
İlki
insani acıma duygumuz
bu biçimde harcanamayacak kadar
değerli bir varlık olduğundan
ikincisi
karmakarışık ettiğinden
kamu düzenimizi
yasını tutmak değişik düşünenlerin
Şöyle ki ceza gerektiren yas bile
yas tutanın yası tutulandan
başka düşündüğü
bahanesiyle cezasız kaldı
Ancak tümüyle başkası gibi
düşünmediğinden hiçkimse
yalnızca kendi yasını tutar
insan en iyisi
Bu yas gerçekliği
ve derinliği oranında
tesellisiz de olabilir
devlet yardımıyla
Kimsenin korkmasına gerek yok
fırsatın bulunamayacağından
yasın giderek daha küçük bir çevreye
ilişkin olması durumunda
Tersine:
Tutmamakla bir başkasının yasını
yeterince gerekçe bulacaktır herkes
kendi yasını tutmak için
Sabun Köpüğü
Dostları ilə paylaş: |