Ve harîdetü'l-fiker adlı zîcinde kullan­masıdır



Yüklə 1,23 Mb.
səhifə17/28
tarix12.01.2019
ölçüsü1,23 Mb.
#96170
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   28

Osmanlı Döneminde Telif Edilen Eser­ler. Hesâb-ı Hindî alanında bu dönemde birçok eser telif edilmiştir. Yıldırım Baye-zid devri matematikçilerinden Ali b. Hi-betullah'ın fiulâşatü'l-minhâc fi cilmi'l-hisöb'\ ile Yıldırım Bayezid, Çelebi Meh-med ve II. Murad zamanlarında yaşamış olan Abdurrahman b. Muhammed el-Bis-tâmî'nin telif ettiği Mebâhicü'İ-elbâb fi menâhici 'Umi'l-hisâb bugüne ulaş­madıkları için hangi tür hesap geleneği­ni ihtiva ettikleri bilinememektedir. Bu yüzden hesâb-ı Hindî alanında Osmanlı-lar'da kaleme alınan eserlerden ilk ikisi­nin, fetihten sonra İstanbul'a gelen Ali Kuşçu'nun Tebriz'de iken yazdığı Risale der 'İlm-i Hisöb ve İstanbul'da Fâtih Sultan Mehmed'e ithaf ettiği er-Risâle-tü'1-Muhammediyye olduğu söylenebi­lir. Bunların yanında Ebü'1-Cûd Muhyid-din Abdülkâdir b. Ali b. Ömer es-Sehâvî"-nin er-Risâletü's-Sehâviyye fi Hlmi'l-ğubâr'\, bu eseri şerheden Sehâvî'nin oğlu Muhammed ed-Dencâvî, Hüseyin b. Muhammed el-Mahallî, Ebû Şühbe Mu­hammed b. Ahmed el-Menfelûtî. Abdül-fettâh b. İbrahim ed-Deysatî ve Ahmed b. Mustafa b. Abdülvehhâb el-Halebî ile Hüseyin el-Hüseynî el-Hattâbî el-Cîlânî, Garsüddin Ahmed b. İbrahim el-Halebî. Abdülmecîd b. Abdullah es-Sâmûlî el-Hindî, Takıyyüddin er-Râsıd. Osman b. Alâeddİn Ali b. Yûnus el-Hâsib ed-Dımaş-ki, Muhammed b. Ahmed el-Kabbânî, Ali b. Velî b. Hamza el-Mağribî, Bahâ-eddin Âmilî'nin Hulâşatü'l-hisâb'i üzeri­ne şerh yazan pek çok matematikçinin, özellik-le Ömer b. Ahmed el-Mâîel-Çullî. Cezeri Ramazan Efendi. Abdürrahim b. Ebû Be-kir b. Süleyman el-Mar'aşî ve Ah­med Tev-hid Efendi"nin kaleme aldığı eserler sayılabilir.

Osmanlı döneminde hesâb-ı Hindî gele­neğine bağlı olan muhasebe matematiği alanında Abdurrahman b. Muhammed el-Bistâmî. Hayreddin Halîl b. İbrahim, Muhammed Mûsâ Vâfî. Hamza Bâlî b. Arslan, Muhyiddin Mehmed b. Hacı At­maca. Kâtib Alâeddin Yûsuf, Sa'dî b. Ha­lîl, Matrakçı Nasuh, Yûsuf Bursevî, Yûsuf b. Muhammed. İbnü'l-Melik olarak tanı­nan Osman b. Alâeddin, Muhammed b. Muhammed b. Ali Şebrâmellisî gibi mü­ellifler müstakil kitaplar yazmışlardır. Bunların yanında bu hesap türü ayrıca genel hesap kitapları içinde de ele alın­mıştır.

Ali Kuşçu'nun Risale der <îlm-i Hi-sâb'\ ile er-Risâletü'1-Muhammediy-ye'si. Bahâeddin Âmilî'nin Hulâşatü'l-

hisâb'mm XVII. yüzyılın başlarından iti­baren yerlerini almasına kadar Osmanlı medreselerinde orta seviyeli temel ma­tematik ders kitabı olarak okutulmuş, bu tarihten sonra da yoğun olmamakla bir­likte ulemâ arasında dolaşmaya devam etmiştir. Daha üst seviye için de Cemşîd el-Kâşî'nin Miftâ/iu'/-/lisâb'ının yanında Hulâsatü'l-hisâb'm Ömer el-Çullî, Ra­mazan Efendi ve Abdürrahim el-Mar'aşî tarafından yapılan şerhleri kullanılmıştır. XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren ise Av­rupa'da gelişen modern aritmetik önce tercüme ve telif eserlerle Batı tarzında eğitim veren mühendishânelerde, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren deyeni ku­rulan eğitim müesselerinin tamamında okutulmaya başlanmıştır.

Menşei İslâm medeniyetinde geliştiri­len hesâb-ı Hindî'ye dayanan modern arit­metik, XVIII. yüzyılın sonlarında Osmanlı dünyasına Şânîzâde Mehmed Atâullah Efendi. Mühendishâne-i Berrî-i Hümâ­yun başhocalan Hüseyin Rıfkı Tamânî ve Başhoca İshak Efendi gibi âlimlerin ter­cüme ve telif eserleriyle girmiş, XIX. yüz­yılın Özellikle ikinci yansında bu alanda çoğu matbu olan pek çok eser telif edil­miştir (Özeğe, tür.yer.).

Osmanlılarda Hesâb-ı Hindî"nin Temel

Özellikleri. Osmanlılar'da hesâb-ı Hindî'-nin tarihi üzerine eser ve muhteva seviye­sinde herhangi bir çalışma yapılmamış­tır. Diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da Salih Zeki Âsâr-ı Bâkıye'üe klasik İs­lâm dönemiyle Osmanlı dönemini bir bütün içinde ele alarak bu ilim dalının İs­lâm medeniyeti tarihi içindeki gelişimini incelemiştir (II, 92-183). Onun bu çalışma­larından hareketle Osmanlı döneminde hesâb-ı Hindî'de görülen gelişim seyrinin klasik İslâm geleneği çerçevesinde ger­çekleştiği söylenebilir. Ancak bunun ya­nında Osmanlılar'da bu alanda şekil ve muhteva açısından şu önemli gelişmeler olmuştur: a) Bu hesap, muhasebe kalem­lerinde kullanılan ve medreselerde oku­tulan resmî aritmetik sistemi haline gel­miş, böylece geniş halk kitlelerine yayıla­rak günlük hayata girmiştir, b) Hesâb-ı Hindî'nin bu derece yaygınlaşmasının te­mel sebebi muhtemelen, medreseler sa­yesinde okuma yazma oranının belirli bir seviyeye ulaşması ve kâğıt kalem kulla­nımının artmasıdır, c) Önceki dönemde bu alanda telif edilen pek çok eser Os­manlı kütüphanelerinde korunduğu gibi zamanımıza gelen bu döneme ait eserle­rin çoğu da Osmanlı matematikçileri ta­rafından istinsah edilmiştir, d) Nicelik ba-

264

HESAP


tamından hesâb-ı Hindî alanında en çok telif, şerh ve tercüme Osmanlı dönemin­de ortaya konmuştur, e) Bu alanda Doğu ve Batı gelenekleri beraberce kullanılmış­tır, f) Tarihte Anadolu Türkçesi ile hesâb-ı Hindî sahasında kaleme alınan en hacim­li ve orijinal kitap, Osmanlılar döneminde Ali b. Velî b. Hamzael-Mağribî'nin III. Mu-rad'a sunduğu Tuhfetü'l-a'dâd adlı ese­ridir, g) Bu dönemdeki hesâb-ı Hindî'nin bir özelliği de süreç içerisinde -bütün di­renişine rağmen- hesâb-ı hevâîyi içine al­ması ve bünyesinde eriterek pratik arit­metik kuralları haline getirmesidir, h) İlk defa Osmanlılar döneminde -terkim usu­lü farklı olsa da- hesâb-ı Hindî mantığın­dan hareketle ondalık kesirler uygulama­ya konularak rasyonel sayılar kümesine eklenmiş, ayrıca buna dayanarak zîc ve trigonometrik fonksiyonların hesabı ya­pılmıştır, j) Osmanlı hesâb-ı Hindî alanın­da telif edilen eserlerde öncelikle dokuz sayı ile sıfır tanıtılır ve on tabanlılıkla ko-numluluk fikri etrafında rakamlarla sayı­ların gösterimi verilir, k) Daha sonra po­zitif tam sayılarda dört temel aritmetik işlem incelenir; ardından üsve kök kavra­mı verilerek tam ve irrasyonel sayıların kare. küp vb. kök hesapları ele alınır. I) Tam sayılardan sonra "k" sıkkındaki an­latım pozitif rasyonel sayılar kümesinde uygulanır. Sonuç olarak hesâb-ı Hindî, Muhammed b. Mûsâ e!-Hârizmî tarafın­dan ortaya konulan algoritma anlayışı çerçevesinde Osmanlı matematikçilerinin eliyle en olgun seviyesine ulaşmıştır: do­layısıyla Osmanlılar modern aritmetikten

sadece "modern" anlayışın getirdiği tek­nik ayrıntılarla yeni formlardan istifade etmişlerdir.

BİBLİYOGRAFYA :

Sâid el-Endelüsî. Tabakâtü'l-ümem (nşr. Ha­yât ei-îc! BûAlvân}. Beyrut 1985, s. 55,58, 132; İbnü"]-Kiftî. İhbârü'i-'ulemâ'.s. 175, 187-188; İbnü'l-Hâim. el-Ma'ûne fi 'Hmi'l-hisâbİ't-heuâ't (nşr. Hudeyr Abbasel-Münşedâvîl. Bağdad 1988, s. 36-37, 38-40; Taşköprizâde, Miftâhu's-sa'â-de, 1, 368-369; Keşfü'z-zunün, I, 663; II, 1655; Saçaklızâde Mehmed. Şerhu'r-Risâleti'l-Bahâ-'iyye, Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1982, vr. 3b; HediyyetüVarifin, 1, 121; a.mlf., îzâhu'I-meknûn, II, 643; Salih Zeki, Âsâr-ı Bâ-kıye, İstanbul î 329, II, 92-183; Özeğe, Katalog, tür.yer.; Cevad İzgi, Osmanlı Medreselerinde İlim, İstanbul 1997, s. 207-228, 232-239, 241, 243, 245-247; İhsan Fazlıoğlu, "İlk Dönem Os­manlı İlim ve Kültür Hayatında İhvânu's-Sa-fâ ve Abdurrahmân Bistâmî", Divân, sy. 2, İs­tanbul 1996, s. 234. r~ı

İffll İhsan Fazlıoğlu

C) Hesâb-ı Sittînî. Rakam yerine harf konulduğu için "hesâb-ı cümel" (el-hisâ-bü'1-cümmei). altmış tabanlı sayı sistemi esas alındığı için "hesâb-ı sittînî" (el-tıisâ-büs-sittînî), derece ve dakika taksimatına dayandığı için "hisâbü'd-derec ve'd-dekâ-İk" ve yalnız astronomi alanında geçerli olduğu için "hisâbü'n-nücûm, hisâbü'l-müneccimîn. hisâbü'z-zîc" adlarıyla anı­lır. Bu hesap sisteminde kullanılan rakam­lar, ilk dönem İslâm toplumundaki hesâb-ı cümelin harf-rakamları olupcümmel ke­limesi toplanmayı ve büyüklüğü ifade eder (Lisânü't-'Arab, "cml" md.). Ali el-Müzhi-rî, sözlüklerde "kalın ip. halat" anlamı da verilen (bk. a.y.j bu kelime ile İbrânîce'-

deki kabbâtin (düğümlü ip) kaynağı olan Farsça'daki kabbele kelimesi arasında ir­tibat kurmaktadır. Gerçekten de bugün dahi Hindistan'ın bazı bölgelerinde say­ma işlemi için düğümlü ip kullanıldığı gö­rülmektedir. Eski Yunanlılar'da da harf­ler aynı zamanda rakam değeri taşıyor-du: a = 1. [i = 2, y = 3, 6 = 4. s = 5. ç = 6. Ç=7. ti = 8, 6 = 9.ı= 10...

Sumerler'in icadı olan hesâb-ı sittînînin dayandığı altmış tabanlı ve konumlu sayı sistemi. Bâbilliler tarafından yoğun bir şekilde astronomi alanına uygulanmış, milâttan önce 1. binyılın ikinci yarısında eski Yunan'a ve daha sonra da tercüme­ler yoluyla İslâm dünyasına geçmiştir. Bu sistemin kısmen de Zîcü 'ş-Şâh gibi eser­lere sahip bulunan İran astronomi gele­neği vasıtasıyla ve İslâm medeniyeti he­nüz teşekkül halinde iken. Mezopotam­ya'da zayıf da olsa hâlâ varlığını sürdüren Bâbil geleneğinden doğrudan doğruya alındığı düşünülmektedir. Nitekim ünlü astronom Ebü'l-Hasan İbn Yûnus fö. 399/ 1009) zîcinde 470 ve 630 tarihli İran ra­satlarından söz etmekte, diğer İslâm ast­ronomi eserlerinde de Bâbilli astronom­lara bazı atıflar yapıldığı görülmektedir. Kaideli Sudines ve Kidenas ile milâttan önce I. yüzyılda yaşamış olan Teukros bun­ların başında gelir; ayrıca Batlamyus'un çağdaşı olan. fakat Hİparchus yöntemini takip eden ve kaynaklarda Vettius Valenz adıyla geçen Falis adlı diğer bir Bâbilli astronom da zikredilmektedir. Bu bilgin­lerin yanında. Bîrûnî gibi doğrudan Bâbil astronomi hesap sistemini anlatan İslâm âlimleri de vardır. Gerçekten de Bîrûnî'-nin verdiği bilgiler, modern araştırmacı­ların çivi yazılı tabletlerden elde ettikleri bilgilerle aynıdır. Sonuçta Bâbil, Bâbil-Yu­nan ve Bâbil-Fars mirasından hareket eden müslümanlar, Arap alfabesinde bu­lunan harflere çeşitli sayısal değerlerve-rerekbu rakam sistemini oluşturmuş ve bu sistemi diğer birçok alanda olduğu gi­bi altmış tabanlı sayı anlayışına dayanan astronomi hesaplarında da kullanmışlar­dır (bu sistem ve harflerin sayısal değer­leri için bk. EBCED).

İlk dönemlerde hesâb-ı sittînî genel he­sap kitapları içinde incelenmekte veya zîc-lerin giriş kısımlarında ele alınmaktaydı. Meselâ Ahmed b. İbrahim el-Ök!îdisî, 341 (952-53) yılında Dımaşk'ta yazdığı Kitâ-bü'1-Fuşûlfi'l-hisâbi'l-Hindîadh ese­rinde (nşr. Ahmed Selîm Saîdân, Halep 1985) bu hesap türüne de oldukça geniş yer ayırmıştır (s. 118-i 32). Sittînî hesap alanında zamanımıza gelen ilk bağımsız

265


HESAP

çalışma Ebü'l-Anbes es-Saymerî'nin (ö. 275/888) Kitâb fi'l-hisâbi'n-nücûmî'si-dir. Ancak İslâm matematik tarihinde bu alanda gelenek oluşturan ilk eser, İbnü'l-Mecdî'nin(ö. 850/1447) kaleme aldığı Keşfü'l-hakâ'ik fi hisâbi'd-derec ve'd-dekâ'ik adlı kitaptır. İbnü'l-Mecdî'nin sit-tînî hesap için bir mukaddime olarak ta­sarladığı eser, öğrencisi Sıbtu'l-Mardînî tarafından önce Rekü'iku'l-hakâ^ik ü hisâbi'd-derec ve'd-dekü'ik adıyla şer-hedilmiş, daha sonra da bu şerh et-Tu-ruku's-seniyye ii'l-hmel bİ'n-nisbe-ti's-sittîniyye ve Zübdetü'r-rektfik lî hisâbi'd-derec ve'd-deka'îk adlarıyla iki defa ihtisar edilmiştir (Süleymarıiye Ktp., Hamidiye, nr. 873/]. King, il, 967-968). Sıbtu'l-Mardînî, şerhte altmış sayısından başlayarak ebced sıralamasından farklı bir tertip vermektedir. Ancak "eykaş" de­nilen bu farklı tertibin VIII. (XIV.) yüzyıl­dan beri mevcut olduğu bilinmekte, ay­rıca yine bu yüzyıldan itibaren İslâm dün­yasının doğu ve batı bölgelerinde konuy­la ilgili farklı terimlerin geliştirildiği gö­rülmektedir.

Sıbtu'l-Mardînî şerhinin önsözünde, astronomi hesabında ve özellikle altmışlı nisbetlerde hocası İbnü'l-Mecdî'nin ese­rinin ilk olduğunu, ancak mukaddime ni­teliğinde kaleme alındığından çokvecizve kapalı kaldığını belirtmekteve çalışması­nın ilerleyen bölümlerinde cümel hesa­bının dayandığı rakam-harfleri, bunların tertiplerini, yalın ve bitişik olmalarını, de­receleriyle artış ve azalışlarını, yani alt­mış basamaklı sayı sistemine göre tek­rar ve kesirlerini, basamaklandırılmaları-nı ve üslerini geniş şekilde ele almaktadır. Onun verdiği rakam-harfler sırasıyla şu dokuz kelimede toplanmaktadır: , jmJ

Bu kelimelerden her birinin harflerinden birinciler 1'ler, ikinciler 10'lar, üçüncüler 100'ler ve birinci kelimedeki dördüncü harf de 1000'ler basamağına delâlet et­mektedir. Bu dizi ile ebced dizisinde bu­lunan harflerin rakam değerleri arasın­daki farklar şu şekildedir: ^ = 90 yerine 60. u- = 60 yerine 300,£ = 1000 yerine 900, J> = 300 yerine 1000, & = 900 yeri­ne 90. İhtiyaca göre bu harflerin tama­mı, daha büyük olanı daha küçük olanın önüne konulmak suretiyle birleştirilebi­lir. Meselâ ** = 45, ^ = 12, y = 36. pT = 93. 1000'ler basamağına delâlet eden miktar çoğalırsa çoğalma miktarı ebced hesabında gayn. eykaş hesabında şîn har­finden Önce yazılır; meselâ £* veya jt* -5000. Bâ, cîm, zây. "yâ"nın noktaları kon-

maz ve cîm de "hâ"dan ayrılması için tam olarak yazılmayıp eksik bırakılır; meselâ l-j = 12. y = 17. / = 27. Cîm harfi (^ ) şeklinde, hâ harfi ( ^ ) şeklinde yazılır; meselâ *J = 33. çJ = 38.

Astronomlar dereceleri artan (merfû) olarak düşünmüşler ve her 60 dereceyi "1" kabul ederek onu "bir kere artan" di­ye adlandırmışlardır. Sonra da bir kere artanın her altmış devrini bir kat daha artırmışlar ve ona da "iki kere artan" de­mişlerdir: böylece artma yönünde bu iş­lem sonsuza kadar sürdürülmüştür. Ba­zı astronomlar kelime benzerliklerine ba­karak bunları "merfû, mesânî. mesâlis" olarak adlandırmışlardır. Sıbtu'l-Mardînî daha sonra şunları söylemektedir: "De-rec ortada kalacak şekilde derecin azala­nını (münhat) cetvelde satır boyunca sağ­dan sola, merfûunu da aynı satır boyun­ca soldan sağa yazarsın. Bu basamaklar­dan bazılarında sayı bulunmazsa sayının değerinin değişmemesini sağlamak için onun yerine sıfır koyarsın. Sıfırın şekli ise rn veya "tf dır". Bu matematikçiye göre hesap işlemleri her satır bir birim kabul edilerek yapılır; meselâ toplama:

.*. a* .'. U .". iT :.

Çıkarma:


.-. -t« .-. V /. =ü .-. ±w .-. 2— .-. j .-. v .-. xi :. m .-. 4* .■. şj .■. m .-. fn .-. l .-. ai

Müneccimler, harf-rakamları bir cet­vel halinde düzenledikleri zaman her ba­samağın adını cetvelin üst tarafında, onun hizasına gelecek şekilde yazmaktaydılar. Bazı durumlarda ise diğer basamakları tayin için sadece ya ilk ya da son basama­ğı göstermekle yetinirlerdi; ancak hesap cetvelinde basamaklara işaret eden baş­ka bir karine bulunursa hiç belirtmez-terdi. Hesâb~ı sittînî genellikle kitabe ve manzumelerde edebî bir üslûpla tarih kaydetmek için de kullanılmıştır (bk. ta­rih DÜŞÜRME)

BİBLİYOGRAFYA :

Lİsânü'l-'Arab, "cml" md.;öklîdisî, el-Fuşûl fi'l-hisâbİ'l-Hindi (nşr. Ahmed Selîm Saîdân), Amman 1985, s. 118-132; Gıyâseddin Cemşîc! el-Kâşî. Miftâhu't-hisâb(nşı Nâdiren-Nablûsî). Dımaşk 1397/1977; Muhammed Sıbtü'l-Mardî-nî, Dekâ'iknı'l-hakâ'ik fi ma'rifeti'd-derec ue'd-dekâ^ik, Dârü'l-Kütübi'l-Vataniyye bi-Tünis, nr. 85, vr. 227; Ihvân-ı Safa. Resâ'İl, Kahire 1347/ 1928, I, 25 vd.; D. A. King, Fı7irisü7-ma/ı(ü(â-ti'I-Himiyyeti'(-mahfuza bi-Dari'l-kütübi'l-Mtş-riyye. Kahire 1981, II, 967-968; Ahmed Selîm

Saîdân, Târihu Htmi'l-hisâbi't-'Arabi, Amman, ts., I, 27-47; G. S. Colin. "Hisâb al-Djummal", El2 (İng). 111,468. [Tl

İRİ Muhammed Süveysî

Osmanlılar'da Hesâb-ı Sİttînî. Osman-

lı döneminde hesâb-ı sittînî. Taşköprizâ-de'nin ifade ettiği şekliyle hesap ilminin ve takvim yapımı, zîc hazırlanması gibi konularda kullanılmasından dolayı da ilm-i hey'etin (astronomi) bir şubesi ola­rak kabul edilmiştir (Miftâhu's-sa'ade, I, 358).

Osmanlı riyâziyyât geleneğinin beslen­diği kaynakların başında. XIII. yüzyıl Sel­çuklu bölgelerinde özellikle Merâga matematik-astronomi okulunda yazılmış eserler gelmektedir. Bunlar arasında, adı geçen okulun kurucusu Nasîrüddîn-i Tû-sî'nin telifleriyle tercümeler döneminde Arapça'ya çevrilen eski Yunan eserleri üzerine yaptığı tahrirler büyük bir önem taşımakta, sittînî hesabını ilgilendiren başlıca tahririnin ise Türkiye kütüphane­lerinde onlarca nüshasının bulunmasın­dan Batlamyus'un astronomi eseri el-Mecis/fsine yaptığı tahrir olduğu anla­şılmaktadır. Öte yandan ilk dönemde Os-manlılar'da hesâb-ı Hindî alanında kulla­nılan temel kitaplardan biri olan, Merâ­ga okulu mensubu Nizâmeddin en-Nîsâ-bûrî'nin eş-Şemsiyye li'1-hisâb'mda he­sâb-ı sittînî ayrı bir bahis olarak ele alın­mıştır. Osmanlılarda yaygınlıkla kullanıl­ması sebebiyle hesâb-ı sittînînin bir he­sap sistemi olarak yerleşmesine de kat­kıda bulunan bu eser, Ali Kuşçu'nun ta­lebelerinden Ebû İshakel-Kirmânî (TSMK. III-Ahmed. nr. 3153) ve Abdülalîel-Bircen-dî (Süleymaniye Ktp.. Hamidiye, nr. 879( tarafından şerhedilmistir.

Nasîrüddîn-i Tûsî"nin talebelerinden İb-nü'1-Havvâm'ın ei-FevdVdu'i-Bahâ'iyye ü'1-kavâHdi'l-h.isâbiyye adlı eseri (Sü­leymaniye Ktp.. Lâleli, nr. 2715/1; Hasan Hüsnü Paşa, nr. 1292/8), Kemâleddin el-Fârisî'nin, hocasının bu eserine yaptığı Esûsü'l-kavâ'id fî uşûli'l-Fevâ'id adlı şerh ile (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Pa­şa, nr. 1972;M/#âAtu's-saeâderl,372)İmâ-düddin el-Kâşî'nin yine aynı esere îzâ-hu'I-makâşıd Ii'J-ferâ'idi'1-Fevâ'id is­miyle yaptığı şerhte (Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr 1281) yer alan sit­tînî hesap bölümleri Osmanlı matemati­ğinde kullanılmıştır. Kemâleddin el-Fâri-sî, şerhinde sittînî hesabın matematik­sel kavram temeli hakkında önemli fikir­ler ileri sürmektedir. Ona göre hesap ilmi "hakiki 1"den. muamelât hesabı ise "ha­kiki olmayan l"den kaynaklanan sayıların

266

HESAP


hesabıdır; sittînî hesap ise derece kavra­mına, dolayısıyla varsayım (faraziye) ve uz-laşıma (ıstılâhiye) dayalı hakiki olmayan sa­yıların hesabıdır.

Osmanlı matematiğinde hesâb-ı sittî­nî en çok işlenen hesap türlerinden biri­dir. Bu konudaki mevcut bilgiler zîclerin mukaddimelerinde ve Hindî veya hevâî genel hesap kitaplarında bulunmaktadır. Meselâ Ali Kuşçu er-Risâletü '1-Muham-mediyye fi'1-hisâb'mm birinci fenninin ikinci makalesini sittînî hesaba ayırmış (Süleymaniye Ktp.. Ayasofya, nr. 2733/2, vr. 11 T-1 34b), iyi bir astronom olan Ab-dülalî el-Bİrcendî Şerhu'r-Risâleti'ş-Şemsiyye fi'1-hisâb adlı eserinde (Sü­leymaniye Ktp., Hamidİye, nr. 879, vr. 121'1-163a) ve Cemşîd el-Kâşî de Osmanlı ma­tematiğinin hesap alanında istiksâ rüt­besinde kullanılan Miftâhu'l-hisâb'ınm üçüncü makalesinde (s. 153-193) bu he­sabı geniş bir şekilde incelemiştir.

Sittînî hesap konusunda yukarıda anı­lan ve aşağıda anılacak olan bağımsız eser­ler yanında, klasik dönem İslâm dünyasın­da kaleme alınmış zîclerin mukaddime­lerinde bulunan bu hesapla ilgili teorik ve pratik bilgileri açıklayan çalışmalar da mevcuttur. Osmanlı döneminde kullanı­lan Zîc-i İlhanı, Zîc-i Uluğ Bey, Zîc-i

İbnü'ş-Şâtır ile Ebü'l-Vefâ el-Bûzcânî1-nin ez-Zîcü'ş-şâmil"\ vb. zîclerin mukad­dimelerinde yer alan sittînî hesap bilgi­leri (astronomik ve trigonometrik ifadele­rin hesabı) ve bu zîclere Osmanlı âlimleri tarafından yapılan şerhler konuya duyu­lan ilginin devam etmesini sağlamıştır. Özellikle Ali Kuşçu, Mîrîm Çelebi, Abdü-lalî el-Bircendî, Muhammed b. Kâtib Si­nan el-Konevî, Mustafa b. Ali el-Muvak-kit, Takıyyüddin er-Râsıd. Salih Efendi İs-tanbulî gibi matematikçi-astronomların bu alandaki eserleri Osmanlılar'daki sit­tînî hesap geleneği açısından önem taşı­maktadır. Bunun yanında Osmanlı önce­sinde ve Osmanlı döneminde hazırlanan diğer astronomi cetvelleri de önemlidir.

Osmanlı sittînî hesabının ana kayna­ğı Sıbtu'l-Mardînî'nin Dekö^ku (Rekâ'i-ku.yi-haka'ik fî hisâbi'd-derec ve'd-de/fö'iTc'idir (Süleymaniye Ktp., Hamidi-ye, nr. 873/1). Bu eseri. Muhammed b. Ebü'l-Fethes-SûfîAfiftdyefü'r-rüfbe/i'y-hmel bi-cedveli'n-nisbe adıyla ihtisar etmiş (King, II, 969), Fâtih Camii muvak-kiti Kasımpaşalı Osman Efendi aynı ese­re dayanarak Tenkihu hisâbi'n-nücûm il mcfriieti'd-derec ve'd-deka'ik ve'r-rüsûm (Nuruosmaniye Ktp., nr. 2947/1) ve Muhammed Gamrî el-Felekî adlı mate-

matikçi de daha sonra nazma çevirdiği Rekâ'iku'l-esrâr fî hisûbey derec ve dekâ'iki a'zam devvâr adlı birer kitap kaleme almıştır (a.g.e., 1,388; 11,972). Ha­san b. İbrahim el-Cebertî yine bu esere Hakâ'iku'd-dekâ'ik hlâ Dekâ*iki'l-ha-/td'ikadıyla bir ta'lik(Nuruosmaniye Ktp., nr. 2977, müellif nüshası) ve İbrahim b. Mustafa el-Halebî Havâşî 'alâ Reka'iki'l-haka'ik fî hisâbi'd-derec ve'd-dekâ'ik adıyla bir haşiye yazmıştır (Süleymaniye Ktp,, Hamidiye, nr. 873/2). Aynı kaynağı esas alan Halîi b. İbrahim el-Azâzî"nin te­lif ettiği Taşhîhu'I-hakâ'ik ü hisâbi'd-derec ve 'd-dekâ'ik adlı kitap 1299 (1882) yılında Mısır'da taş baskısı usulüyle ba­sılmıştır (Serkîs, s. 1323). Yine aynı eseri Yûnus Efendi de Mekteb-i Harbiyye'deki hocalığı sırasında özet halinde Türkçe'ye çevirmiştir (King, I, 527; II, 1183). Osmanlı döneminde sittînî hesap konusunda Sıb­tu'l-Mardînî'nin yukarıda zikredilen ese­rine bağlı kalmadan İzzeddin Abdülazîz b. Muhammed el-Vefâî Nüzhetü't-tul-lâb fî ma'rifeti'l-hisâb adıyla bir kitap kaleme almış, daha sonra da bunu el-Lü'lü'etü'l-mudî'e fi'l-^amel bi'n-nis-beti's-sittîniyye adıyla ihtisar etmiştir (a.e., 11,970-971). Ayrıca Ramazan b. Sa­lih el-Hanekî'nin Metâlfu'l-büdûrîi'd-darb ve'I-kısme ve'1-cüzûr adlı derle­mesi konuyla ilgili kayda değer çalışma­lardandır (a.e., II, 971). Osmanlı dönemin­de sittînî hesap konusunda yazılmış önemli Türkçe eserlerden biri de Câbîzâ-de Halil Fâiz'in, Uluğ Bey zîcinin mukad­dimesinden de faydalanarak kaleme a\-dığı Fezleketü'l'hisâb'ıöır ve İstanbul kütüphanelerinde bulunan ona yakın nüs­hası astronomların elinde mütedâvil ol­duğunu göstermektedir (TSMK, Hazine, nr. 600; Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2330. 2332/4; Kandiiii Rasatha­nesi Ktp-, nr. 68; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3172). Neticede İslâm medeni­yetinde sittînî hesap konusunda en çok telifin Osmanlı döneminde verildiği söy­lenebilir. Bu eserlerin muhtevaları henüz tahlil edilmemiştir; ancak hazırlanan ast­ronomik cetvellerin hayranlık uyandıran dakikliği Osmanlı âlimlerinin bu alandaki başarılarını ortaya koymaktadır.

Osmanlı matematiğinde kullanılan he­sâb-ı sîttînînin muhtevası bugüne kadar ciddi bir araştırmaya konu teşkil etme­miştir; ancak genelde bunun klasik İslâm hesâb-ı sittînî geleneğinin bir devamı ol­duğu söylenebilir. Bu çerçevede ele alın­dığında konunun şu temel özellikleri ta­şıdığı görülür: a) Bu sistem astronomik

267


HESAP

zîc hesaplarında, takvim hazırlamada ve trigonometrik fonksiyonların hesaplan­masında kullanılır, b) Pozitif tam sayılar­la ilgili temel aritmetik işlemlerinde, özel­likle üs hesaplarında kolaylık sağlamak için önceden çeşitli cetveller hazırlanır, c) Telif edilen eserlerin mukaddimelerinde bu hesap türünde kullanılan harf-rakam­lar tanıtılır ve her harfin sayı değeri veri­lir; arkasından da rakamların terkibi ör­neklerle gösterilir. Daha sonra pozitif tam sayılarla rasyonel sayılarda toplama, çı­karma, çarpma, bölme ve oran kuralları ele alınır. Ayrıca kök kavramı, tam kökve yaklaşık kök işlemi hem tam hem de ras­yonel sayılarda örneklendirilir, d) Altmış tabanlı sayı sisteminin temel özelliklerin­den faydalanılarak toplama ve çıkarma yapılır; çarpma için 60m x 60n = 60m+n bölme için 60m +■ 60n = 60™-" ve kare-kök için ise \/60zm = 60m gibi kurallardan faydalanılır, e) Kesirler altmış tabanlı sa­yı sistemine göre düzenlenir. Dolayısıyla sistemde ondalık sisteme oranla, taba­nın büyük olmasından dolayı daha fazla tam sayı veren kesir bulunmaktadır. On­dalık kesirlerin ilk dönemlerde bilinme­diği, keşfedilmesinden sonra da yaygın­lıkla kullanılmadığı göz önüne alınırsa, daha fazla tam sayılı kesir veren sittînî hesabın büyük rakam gerektiren astro­nomi hesaplan ile küçük raKam gerekti­ren trigonometrik hesaplamalarda ter­cih edilmesinin sebebi anlaşılabilir, f) Os­manlı döneminde sittînî hesap konusun­da diğer önemli bir adım Mezopotamya'­dan başlayan, eski Grek ve klasik İslâm medeniyetinde devam eden ve Osmanlı-lar'da da varlığını sürdüren astronomik ve trigonometrik hesapların bu hesap üzere yapılması geleneğinin ilk defa Ta-kıyyüddin er-Râsıd (ö. 993/1585) tarafın­dan terkedilmiş olmasıdır. Bu konudaki tek örneği oluşturan ünlü bilgin, astrono­mi ve trigonometri hesaplarını ondalık kesirlere dayandırmış, zîcini bu usule gö­re düzenlemiş olup bu, hesap tarihinde atılan önemli bir adımdır, g) Bu konuda Osmanlı döneminin sonlarında görülen diğer bir değişiklik de astronomi hesap­larında Halîfezâde İsmail Efendi'nin, Zîc-i Kasini tercümesi sırasında ortaya çıkan ve Gelenbevî tarafından tam anlamıyla Osmanlı hesap tekniğine yerleştirilen lo-garitmik hesap tekniğinin kullanılmış ol­masıdır.

BİBLİYOGRAFYA :

Nasîrüddîn-i Tûsî. Ceuâmi'u'l-hisâb b't't-taht oe't-türâb [nşr. Ahmed Selîm Saîdân, Meceile-tû't-Ebhâş, XX/2. Beyrut 1967 içinde), s. 93-96; Kemâleddin el-Fârisî. Esâsü'l-kauâ'id fi uşûii'l-


Yüklə 1,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin