Vodafone red galalari



Yüklə 240,04 Kb.
səhifə3/4
tarix18.04.2018
ölçüsü240,04 Kb.
#48444
1   2   3   4

Nicolas Pesce’nin, ilk filmi The Eyes Of My Mother / Annemin Gözleri’ni takiben çektiği Piercing, psikopat bir adamın öldürme niyetiyle bir fahişeyi otel odasına çağırmasıyla başlıyor. Ancak adamın planlarını gerçekleştirmesi pek kolay olmuyor, çünkü karşısına kendinden de şeytani planları olan bir kadın çıkıyor. İlk gösterimi Sundance’te yapılan Piercing, cinselliğin psikolojisiyle zalimce oynayan, kara komediden beslenirken sadomazoşizmin de kapılarını açan, Dario Argento ile Brian De Palma esintili kanlı canlı bir korku-gerilim filmi. Piercing, Takashi Miike’nin sertliğiyle meşhur Audition / Ölüm Provası filminin esin kaynağı kitabın da yazarı olan Ryû Murakami’nin romanından uyarlandı.
Sefil Hayat / Lowlife – Ryan Prows

Tarantino’ya saygı duruşu olarak tanımlanan Sefil Hayat, geçtiğimiz yıl tür sineması temalı festivallerin gözdelerinden oldu. Karakterlerin hiçbirisinin alıştığımız anlamda iyi olmadığı bu polisiye hikâye, Meksikalı göçmen kadınları fuhuşa zorlayan ve organ ticareti yapan bir mafya babası, onunla çalışmakta sakınca görmeyen yozlaşmış polisler, beceriksiz küçük suçlular ve uyuşturucu bağımlıları arasında geçiyor. Filmde bir de “El Monstruo” var, bir halk kahramanı olan aşırı güçlü babasının özelliklerini taşıyamadığı için aksine mafya babasının pis işlerine bakan, bir nevi olamamış süper kahraman. Bu sıra dışı karakterleri buluşturansa sürekli sarpa saran bir kaçırma girişimi oluyor. Sefil Hayat, senaryosundaki sürprizler kadar, aşırı şiddet içeren sahneleriyle de seyirciyi şaşırtıyor.


Sus Pus / Silent Mist – Zhang Miaoyan

Uluslararası gösterimlerini Busan ve Rotterdam Film Festivallerinde yapan Sus Pus, gerçek olaylara dayanan ürkütücü bir toplumsal dram. Hırs, güç arzusu ve toplumsal yozlaşmanın çağdaş Çin toplumunu nasıl etkilediğini ülkenin güneyindeki bir sahil kasabasında günlük alışkanlıklar ve sıradan halk üzerinden anlatan Sus Pus, huzur dolu kasabaya bir gece ansızın uğursuz bir sisin basmasıyla başlıyor. Kasabadaki evlerin duvarlarına gölgeler düşerken, ihtiyar bir adam da daracık yollarda dolaşmaya başlıyor, okullu bir kız, bir genç kız ve genç bir çift ise tedirginlikle ne yapacaklarını bilemez halde. Bol ödüllü yönetmen Zhang Miaoyan, bu dördüncü uzun metrajlı filminde vahşi olayları “bireysel özgürlüklere karşı masumların ödediği bedellerin simgesi” olarak tanımlıyor.


ANTİDEPRESAN
İlk kez 2010 yılında festivalde yer alan ve kısa sürede festivalin vazgeçilmezlerinden biri olan Antidepresan, bu yıl Selpak’ın sponsorluğuyla yine olağanüstü bir seçki sunacak. Hayatı hafife alan, eğlendirirken düşündüren, mizaha ve dünyaya beklenmedik ters köşelerden bakan sıradışı filmleri bir araya getiren bölümde bu yıl 9 film yer alıyor.
Abrakadabra / Abracadabra - Pablo Berger

Başına buyruk İspanyol yönetmen Pablo Berger’in kara film ve gotik korku öğelerini nefes kesen bir tempo ve göz alıcı bir görsellikle birleştirdiği toplumsal eleştiri filmi Abrakadabra, bir düğün sırasında gerçekleştirilen başarısız bir hipnozun sıradan bir adamın içindeki seri katili uyandırmasının doğaüstü ve absürt hikayesini anlatıyor. Gerilim, kahkaha, doğaüstü olaylar ve 80’ler nostaljisiyle dopdolu bu toplumsal taşlama İspanya’nın Yabancı Dilde En İyi Film Oscar aday adaylarından da biriydi.


Temmuz Masalları / July Tales / Contes De Juillet - : Guillaume Brac

Fransız yönetmen Guillaume Brac’ın ikinci uzun metrajlı filmi Temmuz Masalları, Paris’te sıcak bir yaz günü beş genç kadın ve beş genç erkeğin arasında geçen iki farklı hikâyeden oluşuyor. Sabun köpüğü havasıyla festivalin en eğlenceli filmlerinden biri olan Temmuz Masalları, yer yer duygusal, yer yer cümbüşlü anları ve inceden feminist alt metniyle kadın-erkek ilişkisine dair keyifli bir seyirlik sunuyor.


Sergio & Sergei - Ernesto Daranas

2015 yılında festivalin açılış filmi olan Behavior / Hal ve Gidiş’in Kübalı yönetmeni Ernesto Daranas’ın en yeni filmi Sergio & Sergei, sınırların ve farklılıkların bir anlamının olmadığını gösteren bir hikâye sunuyor. Kübalı, telsiz meraklısı genç bir öğretim görevlisi olan Sergio ve yakıtı biten uzay istasyonunda tıkılı kalmış Rus astronot Sergei’in 1990’ların başında, SSCB’nin dağılma döneminde, telsiz üzerinden başlayan arkadaşlığını konu edinen film, Küba’nın günlük hayatı ile uzaydaki yaşamı zarafetle birleştirirken antidepresan tarihin dönüm noktalarından birine mizahi bir açıdan bakıyor.


Domuz / Khook / Pig - Mani Haghighi

Festivalde daha önce Ejderha Uyanıyor filmini izlediğimiz İranlı yönetmen Mani Haghighi, bu kez dünya prömiyerini Berlin’de yarışan bir seri katil komedisiyle yapıyor. Filmin kahramanı Hasan, ambargolu olduğu için yıllardır film çekemeyen bir yönetmen. Sektöre isyanı bir yana, kentteki yönetmenleri birer birer öldüren seri katilin bile teveccühüne mahzar olamıyor. Fakat bir dizi yanlış anlaşma ve sosyal medyanın azizliği sonucunda seri cinayetlerin zanlısı Hasan oluveriyor. İran sinema endüstrisi, sanatçı egosu, sosyal medya ve PR dünyasını tiye alan Domuz, rüyalarla gerçeğin birbirine girdiği, gerçeküstü bir kara komedi ve toplumsal hiciv.


Nothingwood / The Prince Of Nothingwood - Sonia Kronlund

Fransa’da radyo gazeteciliği yapan yönetmen yönetmen Sonia Kronlund, bu filmle savaştan bir türlü çıkamamış ülkesi Afganistan’da hiç usanmadan ve hiç korkmadan ardı ardına filmler yapmaktan hiç vazgeçmeyen oyuncu, yapımcı ve yönetmen Salim Shaheen’in hikayesini beyazperdeye aktarıyor. 30 yıldır çocukluk hayalinin peşinden giden ve kendi kadar ilginç ekibi ve oyuncularıyla bugüne kadar 110 film çeken, “Afganistan’ın Ed Wood’u” olarak anılan, bu eksantrik olduğu kadar idealist, üretken olduğu kadar parlak ve havalı adamın son derece neşeli, eğlenceli ve inanılmaz hikâyesini anlatan Nothingwood, dünya prömiyerini Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde yaptı ve gösterimde dakikalarca alkışlandı.


Sevda ve Kurşunlar / Ammore E Malavita / Love And Bullets - Manetti Bros

Napoli’yi mesken tutan bir mafya müzikali, şiddetli bir aşk filmi, dur durak bilmeyen bir aksiyon komedi olan Sevda ve Kurşunlar birbirinden çok uzak gibi görünen iki dünyanın bir araya gelme hikayesini anlatıyor. Prömiyerini yaptığı Venedik’te büyük bir coşkuyla karşılanan filmin müziklerini, Hamam filminin de müziklerini yazan, bu yıl festivalin Uluslararası Yarışma jürisinde yer alan Pivio, Aldo de Scalzi ile birlikte besteledi.


Düğünümüz Var / Le Sens De La Fête / C’est La Vie! - Olivier Nakache, Eric Toledano

Fransa’nın en yüksek gişe yapan filmi The Intouchables / Can Dostum’un yönetmenleri Olivier Nakache ve Eric Toledano’nun son filmi Düğünümüz Var, parti organizasyonlarının gizli kahramanlarının telaşlı ancak bir o kadar komik maceralarını konu alıyor. Huysuz düğün planlayıcısı Max, bir 17. yüzyıl sarayında gerçekleşecek kariyerinin son düğün organizasyonunun üstesinden gelmeye çalışırken, öte yandan mümkün olabilecek en düzensiz organizasyon ekibini kontrolü altında tutmaya çalışır. Prömiyeri Toronto Film Festivali’nde gerçekleştirilen Düğünümüz Var, incelikle kurulmuş olay örgüsüyle karakter komedisi tarzının günümüzdeki en iyi örneklerinden biri.


Claire’in Kamerası / Keul-le-eo-ui Ka-me-la / Claire’s Camera - Hong Sang-Soo

Güney Kore sinemasının yıldız yönetmenlerinden Hong Sang-soo, bu kez Cannes Film Festivali sırasında tanışan iki kadını bu sahil kasabasının sokaklarında izliyor; fotoğrafını çektiği insanların hayatını değiştirebileceğine inanan Parisli öğretmen Claire ile işinden yeni kovulmuş film şirketi çalışanı Manhee. Sang-soo, 2012’de In Another Country / Başka Bir Ülke’de birlikte çalıştığı Isabelle Huppert ve gözde oyuncusu Kim Min-hee’nin canlandırdığı bu iki yalnız kadının tatlı sohbetlerinde sanatın, sinemanın insanlar üzerindeki etkisini araştırıyor. Sang-soo’nun 2017 Cannes Film Festivali’nde gösterilen bu ikinci filmi, her zamanki gibi hafif, samimi ve zarif.


Ağacın Altında / Undır Trénu / Under The Tree - Hafsteinn Gunnar Sigurdsson

Kuzeyli mizahını özleyenler, İzlanda’nın buz tutmuş kasabalarından birindeki düşman komşuları konu alan bu kara komediden büyük keyif alacaklar. Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nin Ufuklar bölümünde yapan filmin merkezinde bir ağaç var: Inga ile Baldvin’in bahçesindeki bu ağaç, Konrad ile Eybjorg’un bahçesine gölgesini düşürüyor ve bu basit anlaşmazlık önce saçmalığa, oradan da trajediye evriliyor. İzlanda’da kendini fazla göstermeyen güneş ve fazla bulunmayan ağaçlar yüzünden birçok kavga çıkmasından esinlenen yönetmen Sigurdsson, cephesi ev olan bir savaş filmi çekme niyetiyle yola çıkıyor.


MUSİKIŞİNAS
Müziği hayatın merkezine koyanların bölümü Musikişinas, bu yıl yine birbirinden güzel filmleri izleyiciyle buluşturuyor. Sinemaseverler ve müzik tutkunları, bu yıl da festivalin Musikişinas bölümünde, dünyanın farklı bölgelerinde müzik tarihine damga vurmuş ikonik isimlerin özgün ve çarpıcı hikâyelerini anlatan filmleri izleyecek.
Distant Sky - Nick Cave & The Bad Seeds Live In Copenhagen - David Barnard

Müziğin karanlık prensi, Avustralyalı şarkıcı, söz yazarı, besteci, senaryo yazarı, şair ve oyuncu Nick Cave ile grubu The Bad Seeds’in canlı konser filmi Distant Sky, 12 Nisan’da İstanbul Film Festivali’nde, bütün dünyadaki sinemalarla aynı anda tek bir özel bir seansta gösterilecek. Ekim 2017’de Kopenhag’da Kraliyet Arena’sındaki konser kayıtlarından yönetmen David Barnard tarafından kurgulanan Distant Sky’da grup, yeni albümleri Skeleton Tree’de yer alan müthiş şarkıların yanında bilindik klasikleri de icra ediyorlar. Nick Cave & The Bad Seeds, 14 yıl aradan sonra 25. İstanbul Caz Festivali kapsamında 10 Temmuz Salı akşamı KüçükÇiftlik Park’ta hayranlarıyla buluşacak.


Sağlam Şarkı / Song Of Granite - Pat Collins

Sağlam Şarkı, İrlanda folk müziği sean-nós’un en ünlü, efsanevi temsilcisi Joe Heaney’nin ilginç hayatını ülkenin masalsı manzaraları ve müziğin büyüsüyle birleştiriyor. İrlanda’nın en önemli belgeselcilerinden Pat Collins’in yönettiği film, Heaney’nin taşradan çıkıp nasıl 60’lar İrlanda’sının en popüler sean-nós şarkıcılarından birine dönüştüğünün izini sürüyor. Heaney’in üç farklı oyuncu tarafından canlandırıldığı ve gerçek arşiv görüntülerinin de kullanıldığı Sağlam Şarkı, İrlanda’nın Oscar adayı oldu; belgesel ile kurmaca arasındaki çizgiyi belirsizleştiren yapısı ve kendine özgü ışığıyla eleştirmenler tarafından Tarkovski’nin filmlerine benzetilerek övgü topladı.
Karşınızda Grace Jones / Grace Jones: Bloodlight And Bami - Sophie Fiennes

Karşınızda Grace Jones, disko kraliçesi, 70’li yıllarda moda dünyasını sallamış bir model, androjen görüntüsüyle bir kuir ikonu, karizmatik bir oyuncu ama hepsinden önemlisi kendini her dönemde yeniden yaratabilmiş cesur bir pop yıldızı olan Grace Jones’u daha önce hiç görmediğimiz yönleriyle görebileceğimiz bir belgesel. Jones’un uzun bir aradan sonra müzik dünyasına döndüğü 2008 tarihli albümü Hurricane’in hazırlık süreci ve turnesinden görüntülere yer veren bu belgeselde, gizemli yıldızın Jamaika’da ailesiyle geçirdiği günlerden sahne arkasında yaşadıklarına kadar özel anlara da tanıklık ediyoruz. Yönetmen koltuğunda ise Slavoj Zizek ile yaptığı yaratıcı belgeselleriyle tanıdığımız Sophie Fiennes yer alıyor.


Radiogram - Rouzie Hassanova

Komünist rejim altındaki Bulgaristan’da dini ifadeler ve batı kaynaklı müziğin ulusal tehdit kabul edildiği 1971 yılında yaşanmış bir hikâyeden esinlenen Radiogram, rock’n’roll delisi küçük oğluna yeni bir radyo almak için 100 kilometre yürüyerek en yakın şehre giden bir babanın hikâyesini anlatıyor. Kimlik, müziğin gücü ve özgürlük hakkındaki bu sıcak dram, Bulgaristan’ın tam merkezinde, Pomakların yaşadığı Rodop Dağları’nda geçiyor. Daha önce İstanbul Film Festivali–Köprüde Buluşmalar’a de katılan Radiogram, demirperde günleriyle ilgilenenlerin büyük keyif alacağı, “müzik özgürlüktür” ifadesine yeni bir anlam katan sıcak bir film.


Çeneni Kapa Ve Piyano Çal / Shut Up And Play The Piano - Philipp Jedick

Dünya prömiyerini Şubat ayında Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünde yapan Çeneni Kapa ve Piyano Çal, indie müzik dünyasının en nevi şahsına münhasır piyanistlerinden biri olan Chilly Gonzales’in müzikal yolculuğunun izlerini sürüyor. Feist, Jarvis Cocker, Peaches, Daft Punk ve Drake gibi çok farklı ve etkili müzisyenlerle işbirliği yapmış Grammy ödüllü besteci, piyano virtüözü Chilly Gonzales, rap, elektro ve solo piyano ile klasik pop arasında dur durak bilmeyen bir sanatçı. Doğduğu Kanada’dan 90’ların Berlin yeraltı dünyasına, Paris’ten dev konser salonlarına Chilly Gonzales’in dünyası, sahne ve özel hayatının kesişme noktalarıyla gözler önüne seriliyor.


Matangi / Maya / M.I.A - Steve Loveridge

Dünyanın tartışmasız en tartışmalı pop yıldızlarından M.I.A. ya da sahne dışındaki adıyla Matangi ya da Maya, Sri Lankalı ayrılıkçı Tamil Kaplanları’nın kurucusunun kızı, bir hip hop ünlüsü, siyaseti sanatından uzaklaştırmayı hiç düşünmeyen bir kadın. Berlin Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan bu belgesel, dokuz yaşında ailesiyle birlikte önce Hindistan’a oradan Londra’ya göç eden, asıl niyeti belgesel yönetmenliği yapmakken sokak kültürü ve hip hop’tan esinlenip dünya çapında şarkıcı olarak ünlenen M.I.A.’in çoğunu kendi çektiği 22 yıllık videolarıyla özel, müzikal ve siyasi yaşamının bir portresini çiziyor.


Ümmü Gülsüm’ün Peşinde / Looking For Oum Kulthum - Shirin Neshat (Shoja Azari İşbirliğiyle)

İran asıllı ünlü sanatçı Shirin Neshat, yönettiği yeni filminde Arap dünyasının efsanevi şarkıcısı Ümmü Gülsüm’ün hayatını ‘film içinde film’ olarak tasarlanmış bir yapıyla anlatıyor. Yönetmen Shirin Neshat, hayatı Ortadoğu’da kadın özgürlüğü adına adeta bir anıt belge olan Ümmü Gülsüm’ün hikâyesini anlatırken şovenist ve muhafazakâr bir toplumda bir kadının tutkularının peşinden gitmesinin ne tür bedeller karşılığında gerçekleştiğini gösteriyor. Neshat bu yıl, festivalin Sinemada İnsan Hakları yarışmasının jürisinde yer alıyor.


Gri Değil, Siyah: Ankara Rocks! / Black, Not Gray: Ankara Rocks! - Ufuk Önen

Müzisyenler ve Ankara arasındaki aşk-nefret hikâyesine yaptığı vurguyla Gri Değil, Siyah: Ankara Rocks! bir müzik ve şehir hikâyesi anlatıyor; 70’ler, 80’ler ve 90’larda Ankara’daki rock ve metal müzik sahnesini barlar, stüdyolar, konserler, Yüksel Caddesi, Tunalı, plak dükkanlarından geçerek keşfe dalıyor. Ankara’nın heyecan verici yeraltı müzik camiasını röportajlar, konser ve arşiv görüntüleriyle sunan belgesel, Ankara’da yapılan ve yaşanılan rock müzik dünyasını, yani bir yaşam tarzını, gençlerin oluşturduğu Ankara alt kültürünü inceliyor. Yönetmen, yapımcı ve senarist Ufuk Önen’in de Hazy Hill‘ın gitar/vokalisti olarak Ankara sahnesinin bir parçası olması sebebiyle hikâyesini içten ve dolaysız anlatmayı başaran bu filmi izleyiciler Önen’in sözleriyle “gülerek, alkışlayarak ve biraz da ağlayarak” izleyecek.


Ryuichi Sakamoto: Coda - Stephen Nomura Schible

Dünya prömiyerini Venedik Film Festivali’nde yarışma dışı yapan bu ilginç belgeselin tek kahramanı var: çağımızın en önemli sanatçılarından, kariyeri 40 yılı aşan, tekno-pop alanından Oscar ödüllü film müziklerine yıldızlığı tartışılmaz müzisyen Ryuichi Sakamoto. Bu benzersiz müzisyenin yaşam öyküsü de tıpkı müziği gibi farklı yolları izliyor. Japonya’yı sarsan Fukuşima felaketinden sonra Sakamoto, ülkesinde nükleer enerjiye karşı toplumsal hareketin yüzlerinden biri olmayı seçti. Kanser hastalığının ardından yeniden müziğe dönen sanatçı, yaşama bakışını değiştiren bu deneyimle yepyeni bir başyapıta imza attı. Çekimleri 2012’de, deprem, tsunami ve nükleer felaketin acıları henüz tazeyken başlayan bu film, hem sanatçı hem de sosyal farkındalığı yüksek bir insan olarak Sakamoto’nun çok özel bir portresini çiziyor.


Maria By Callas - Tom Volf

Dünyanın en ünlü sopranosu ve gerçek bir diva olan Maria Callas, ölümünden kırk yıl sonra kendi yaşamını kendi sözleriyle anlatıyor. Dünyanın dört bir yanındaki arşivler ve özel koleksiyonlardan toplanmış, daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış filmler, fotoğraflar, özel mektuplarıyla bu eşsiz efsane, beyazperdeye geliyor. Aristotle Onassis, Marilyn Monroe, Alain Delon, Yves Saint-Laurent, J.F. Kennedy, Luchino Visconti, Winston Churchill, Grace Kelly ve Liz Taylor da bu olağanüstü filmde yer alıyor. Filmde Callas’ın yazılı sözlerini ünlü oyuncu Fanny Ardant seslendiriyor. “İçimde iki kişi var: Maria ve La Callas” diyerek trajik bir yaşam sürdüren efsanenin, benzersiz başarıları, özel hayatı, skandalları, aşkları ilk kez böylesine ayrıntılı bir şekilde beyazperdeye aktarılıyor.


Eric Clapton: Perdelerin Ardında Yaşam / Eric Clapton: Life In 12 Bars - Lili Fini Zanuck

Ünlü yapımcı Lili Fini Zanuck’un yönettiği Eric Clapton: Perdelerin Ardında Yaşam efsanevi gitarist Eric Clapton’ın travmatik çocukluğundan BluesBreakers, The Yardbirds ve Cream’li günlerine, 70’li yıllardaki uyuşturucu ve alkol bağımlılığından George Harrison’ın eşi Pattie Boyd’a duyduğu aşka, solo kariyeri ve küçük yaştaki oğlunun ölümüne kadar hayatının her devresine ayrıntılı ve özenli bir bakış atan biyografik bir belgesel. Zanuck’un ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi Rush’ın (1991) müziklerini besteleyen Clapton, dostlukları uzun yıllara dayanan Zanuck’la kalp kırıklıkları, acılar ve başarılarla dolu hayatının en mahrem detaylarını içtenlikle paylaşıyor. Zanuck’un daha önce gün yüzüne çıkmamış arşiv görüntülerinden ve ses kayıtlarından derlediği film adını blues müziğin en temel akor dizisinden alıyor.



NERDESİN AŞKIM?
Festivalin, aşkın ne yaşı ne de cinsiyeti olduğunun altını çizen bu bölümü, aşkı bulmanın, aramanın bin bir yolu olduğunu anlatan filmleri bir araya getiriyor.
Cumartesi Grubu / Saturday Church - Damon Cardasis

Maggie’s Plan / Kördüğüm’ün yapımcısı olarak tanınan Damon Cardasis’in - ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi Cumartesi Grubu, müzikten, hayatın ironisinden ve çocukların hayal dünyasından beslenen bir dram. On dört yaşındaki bir ergenin, yaşadığı cinsel ve dinsel kimlik bunalımından kurduğu hayallere sarılarak kurtulma çabasını anlatan Cumartesi Grubu, müzikal sinemanın geleneklerini dramla birleştiren, özgün bir film. Cardasis, farklı türleri bir araya getiren yaklaşımıyla çocukluk ve yetişkinlik arasında da dikkat çekici bir köprü kurarak filmini ziyadesiyle ilginç kılıyor. Cumartesi Grubu, izleyenin kalbini ısıtan, hassas, şiirsel ve coşku dolu bir film.
Marvin / Reinventing Marvin - Anne Fontaine

Usta Fransız yönetmen Anne Fontaine’in yeni filmi, aktör olma hayaliyle köydeki evinden ve bunaltıcı hayatından kaçan bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Film, Marvin’in hayatını çocukluğu ve gençliği üzerinden, iki farklı düzlemde anlatıyor ve hayallerine yönelik etraflı bir çerçeve çiziyor. Fontaine’in odağında çocuklara cinsiyet rolleri üzerinden dayatılan ve yönelimleri neticesinde onları dışlayan bir eğitim sistemi ve toplumda kökleşmiş tahammülsüzlük var. Filmde kendini canlandıran Isabelle Huppert’in renkli performansı da, tıpkı başrolü üstlenen Finnegan Oldfield gibi göz kamaştırıcı.


Pastacı / Der Kuchenmacher / The Cakemaker - Ofir Raul Graizer

Berlin’de yaşayan İsrailli yönetmen Ofir Raul Grazier’in bu ilk uzun metrajlı filmi, aynı adamın yasını tutan Alman bir fırıncı adam ile dul kalan İsrailli bir kadını izliyor. Hüzünlü bir aşk üçgeninden yola çıkan Pastacı, dünya prömiyerini yaptığı Karlovy Vary Film Festivali’nde özellikle aşk ve aile kavramlarına incelikli bakış açısı; yas tutma, din, aile arasındaki çetrefil bağlar ve yemek tutkusunu işleyişiyle dikkat çekti.


Mirasçılar / Las Herederas/ The Heıresses - Marcelo Martinessi

Paraguaylı yönetmen Marcelo Martinessi, dünya prömiyerini yaptığı Berlin Film Festivali’nden ödülle dönen ilk uzun metrajlı filmi Mirasçılar’da, iki kadının 30 yıllık birlikteliklerinin ekonomik sorunlarla nasıl yıprandığını ve yeni bir niteliğe büründüğünü anlatıyor. Ailelerinden kalan mirasın hepsi bitince, Chela ve Chiquita çaresiz kalır. Sınıf farklılıklarına ve kadının özgürleşmesine özgün bir bakışla yaklaşan Mirasçılar, sinema üretiminin kısıtlı olduğu Paraguay’dan çıkan en nitelikli filmlerden.


Evlilik / Martesa / The Marriage - Blerta Zeqiri

Blerta Zeqiri’nin yönettiği ve üç başrol oyuncusunun performanslarıyla göz dolduran Evlilik, sırlar üzerine inşa edilmiş bir hayat kurmanın acılarını gözler önüne sererken, bir evlilik üzerinden geçmişiyle yüzleşememiş bir toplumu sorguluyor. Kosova savaşının izlerini halen üzerinde taşıyan genç bir kadın olan Anita’nın yakında evleneceği nişanlısı Bekim’le sevgi dolu bir ilişkisi vardır. Ancak, Bekim’in Paris’teki müzisyen arkadaşı Nol’un dönüşü, ilişkilerinde Anita’nın anlam veremediği bir değişiklik yaratacaktır.
Cameron Post’a Ters Terapi / The Miseducation Of Cameron Post - Desiree Akhavan

Appropriate Behavior’ın yönetmeni ve yıldızı olarak tanıdığımız Desiree Akhavan’ın Sundance’te ödül kazanan ve Emily Danforth’un romanından uyarlanan Cameron Post’a Ters Terapi, sıcak ve özgün bir büyüme hikâyesi anlatıyor. Filme adını veren Cameron Post, lisede herkesin gıpta ettiği bir kızdır. Cameron mezuniyet gecesinde bir kızla sevişirken yakalanır ve bunun üzerine zorla bir “dönüştürme terapisi” merkezine yollanır. Disiplin, ahlak, “düzcinselleştirme” gibi yöntemlerin uygulandığı bu tuhaf merkezde Cameron yeni arkadaşlar edinir. Kimliğine ve kişiliğine sahip çıkan ergen bir kızı anlatan bu dokunaklı ve samimi film, “dönüştürme merkezinde” geçen bir Guguk Kuşu sanki.
ÇİÇEK İSTEMEZ
İstanbul Film Festivali’nin bu yılki yeni bölümlerinden Çiçek İstemez, kahramanı güçlü kadınlar olan filmleri bir araya getiriyor. Bölüm kapsamında, gerçek hayatta da sinemada da baskılara boyun eğmeyen, kendi yolunu çizen, kendi ayakları üzerinde duran kadınların hikâyelerini anlatan, İran’dan Belçika’ya, Arjantin’den Gürcistan’a 10 film yer alıyor.
Korkunç Anne / Scary Mother - Ana Urushadze

İlk gösterimini Altın Leopar için yarıştığı Locarno Film Festivali’nde yapan ve Gürcistan’ın Oscar adayı olan Korkunç Anne / Scary Mother, her şeyi karşısına alıp tutkusunun peşinden gitmeye karar veren elli yaşındaki ev kadını Manana’yı izliyor. Ömrünü ailesine adamış olan Manana, yıllardır hayali olan romanı yazmak için hem ruhsal hem de fiziksel anlamada her şeyi feda etmeye hazırdır. Kısıtlamalar, ahlaki kodlar ve kalıplar üzerine olan bu filmi Gürcü yönetmen Ana Urushadze’nin bu ilk uzun metrajlı filmi. Korkunç Anne, absürd mizahi tonları, yaratıcılık mekanizmalarına bakışı ve özgürleşen kadın figürünü ele alışıyla birçok uluslararası festivalde ödüllendirildi.


Nigar / Negar - Rambod Javan

İran’ın en tanınmış televizyon ve sinema oyuncularından Rambod Javan’ın kamera arkasına geçtiği dördüncü uzun metrajlı filmi Nigar / Negar, ilk gösterimini ödül kazandığı Fajr Film Festivali’nde yaptı. Başkahraman Nigar rolünde Negar Javaharian’in öne çıktığı film, izleyiciyi son anına dek merak ve heyecan içinde bırakan bir polisiye dram. Babası beklenmedik bir şekilde intihar eden Nigar, borçları yüzünden evleri dâhil tüm malvarlığını kaybeder. Gece gördüğü bir rüyanın ardından, sabah elinde yüklü bir çek bulur. Nigar, çekin babasının ölümüyle bağlantısını çözmeye çalışırken rüyalarla gerçek iyice birbirine karışmaya başlar.


Bir Numara / Numéro Une / Number One - Tonie Marshall

Yüklə 240,04 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin