X. TÜRKİye muhasebe denetiMİ sempozyumu & IV. Uluslararasi tüRKİye muhasebe denetiMİ sempozyumu kurumsallaşma ve denetiM



Yüklə 461,96 Kb.
səhifə4/7
tarix02.08.2018
ölçüsü461,96 Kb.
#66105
1   2   3   4   5   6   7

OTURUM BAŞKANI _
Teşekkürler Sayın Mustafa Umut Özgül. Evet, arkadaşlar dört konuşmamızı dinledik. Gerçekten çok önemli konulardı. Şimdi söz sırası sizde yalnız sizlerden ricam, öncelikle kendinizi bir tanıtın, çünkü kayıt yapılıyor. Arkasından da soruyu kime ilettiğinizi de söylemeniz gerekiyor. Buyurun,

FUAT DURUTAŞ _ İSTANBUL _
Öncelikle bu Sempozyum için çok teşekkür ediyorum. Beklediğim bir Sempozyumdu. Sayın Başkan Yahya Arıkan, açılış konuşmasında üç şirket kuruluşundan bahsetti: Muhasebe, Denetim, Danışmanlık. Biz şu anda mali müşavir olarak ofislerimizde muhasebe yapıyoruz, danışmanlık yapıyoruz yeri geldiği zaman da denetim yapıyoruz. Kurumsallaşmayı anlıyorum, denetimi de anlıyorum ama bir şeyi anlayamıyorum. Yanlış mı anlıyorum bunun teyit edilmesini istirham ederim. Denetim mi, muhasebe mi, danışmanlık mı yapacağız? Yoksu şu andaki bağımsız denetim kuruluşlarının yaptığı gibi hepsini birden yapabilecek miyiz? Bu üç şirket kurma, muhasebe, denetim, danışmanlık dediği Sayın Yahya Arıkan’ın, ne şekilde oluşacak? Teşekkür ederim.
OTURUM BAŞKANI _
Başkan o şekilde ifade etmedi. Aslında şunu ifade etmişti: Bağımsız denetim şirketleri kurumsallaştılar. Belli bir yerde ofis oluşturdular. Katın birinde muhasebe işlemi devam ediyor, ikincisinde müşavirlik, diğerinde danışmanlık, diğerinde denetim, diğerinde tam tasdik yapılıyor gibi. Anahtar teslim iş yapıyorlar demiştim. Benim anladığım kadarıyla. Sayın Demirel farklı bir şey söyleyecekse buyursun.
EROL DEMİREL _ SMMM _
Teşekkür ederim. Son derece önemli bir soru. Bir gerçek var, onu öncelikle belirtmemiz gerekir. Mevcut düzenlemeye göre, Ticaret Kanunu’na göre de bağımsız denetim düzenlemelerine göre de öyle. Denetimini yapmış olduğumuz bir firmanın muhasebesini yapamayız. Finansal tablo hazırlama sürecine katılamayız, finansal tablosunu düzenlediğimiz bir firmanın da denetimini yapamayız, bu temel ilke. Burada bir tek istisna var. Vergi danışmanlığı yapıyorsanız aynı zamanda denetimini yapabileceğinize ilişkin Ticaret Kanunu’nda düzenleme var. Bu genel belirlemeden sonra meslek mensupları büyük bağımsız denetim şirketlerinin yaptığı gibi ayrı ayrı firmalar kurarak ama kurmuş olduğu firmalarda bir danışmanlık şirketi, bir denetim şirketi bir de muhasebe şirketi, yani 3, 5, 6 tane arkadaş yan yana geldi. Bir kısmı onların, denetim şirketi kurup, sadece denetim yapacaklar. Bir kısmı finansal tablo düzenleme işiyle uğraşacak. Bir kısmı danışmanlık işiyle uğraşacak veya tek başınıza bütün bu işleri yapabileceksiniz. Ama denetimini yaptığınızın muhasebesini yapamayacaksınız. Muhasebesini yaptığınızın da denetimini yapamayacaksınız. Burada tartışılan konu aslında bağımsız denetim şirketlerinin çözüm olarak ürettikleri yıllardır, bildiğimiz kadarıyla ve uyguladıkları bütün bunlar için, ayrı ayrı yapılardan oluşmuş şirketler kurarak, bunları tek çatı altında bir yönetim mantığıyla yönetiyorlar. Yani burada karın nasıl oluşacağı, nasıl kontrol edileceği, nasıl dağıtılacağı, hatta yönetimi dahil, prensiplerini belirliyorlar. Karın dağıtımında performans kriterleri midir, ortaklık kriterleri midir? Neler esas alınacaksa ama bağımsızlık meselesine zarar vermeyecek, bağımsızlığı zedelemeyecek biçimde çözüm üretiyorlar. Önümüzdeki süreçte, herhalde, meslek mensupları da aralarında bir takım ilkeler belirleyerek, bir takım etik düzenlemeler yaparak kendi aralarında, belki sanal sözleşmeler yaparak bunu bir biçimde aşmaya çalışacaklar. Bu bizim mevzuatımızda da, yönetim şirketlerinin, bizim mevzuatımızda yok biliyorsunuz öyle düzenlemeler, ancak konuşuluyor. Bunu yasal bir statüye kavuşturuncaya kadar da bu tip gidecekler. Yani özetle Başkan’ın, denetim şirketlerinde, denetim işini de yapacaksınız bir denetim şirketiyle, finansal tablo düzenleme işini de yapacaksınız, danışmanlık işini de yapacaksınız derken bunları birbiriyle ilişkilendirerek değil, ayrı ayrı yapılar kurarak, yapılabileceği anlamında söylüyor. Biz de zaten bu uygulama, daha doğrusu Kılavuzda size bugün dağıtılmaya çalışılan, kurumsallaşmayla ilgili taslak çalışmada da bunun ilişkin altyapılardan söz ediyoruz. Yani bir ortaklık olacaksa, böyle bir birliktelik olacaksa bunun temel prensipleri ne olacak? Yönetim şekilleri ne olabilir? Sorunuzla ilgili böyle bir açıklama yapabiliriz, teşekkürler.
ASLAN COŞKUN _ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR _
Ben bir ilavede bulunabilir miyim? Teşekkür ediyorum. Şimdi aslında konu son derece önemli, bu birçok platformda da tartışılıyor. Şimdi denetim şirketi, sadece denetim mi yapmalı? Başka hiç bir iş yapmamalı mı? Dün konuşmacılardan biri Mr. Szafran’dı galiba, Green Paper’dan bahsetti. Orada IFAC, Uluslararası Muhasebeciler Birliği’ne bir soru sordular. Avrupa Komisyonu bunu sordu. Bağımsız denetim yapan bir firma, başka bir iş yapmamalı mı? Uluslararası Muhasebeciler Federasyonu’nun cevabı “hayır”dır. Aynı bağımsız denetim hizmeti verilen bir şirkete aynı denetim şirketi başka bir hizmet veremez. Fakat başka şirketlere başka hizmetlerini sunabilir, şeklinde görüş bildirdi. Bizim konumuzda vergi danışmanlığının bağımsız denetimle bağdaşık olduğu bildiriliyor. Ben bu görüşe şahsen katılmıyorum. Bağımsız denetim, vergi tasdiki ayrı bir konu. Onu ayırıyorum fakat vergi danışmanlığı doğrudan doğruya yönlendirme ve planlamadır. Yönlendirme ve planlama işi bağımsız denetim işi ile kesinlikle bağdaşık değildir, taban tabana zıttır. Dolayısıyla Türk Ticaret Kanunu’nda bir eksikliktir. Bunu açıkça belirtmek istiyorum. Ayrı ayrı firmalar kuruluyor, doğrudur ama etik değildir. Bunun sebebi, bizim konumumuzda, yeminliler ile serbestlerin ortak olmasını engelleyen, hatta Kanun’da böyle bir engel yok bence, Yönetmelikte var bu engel, konu budur. Bu yüzden ayrı ayrı firmalar kuruluyor ve aslında bu tür bir yaklaşım, mesleğin önünü kapatıyor, gelişmesini engelliyor, kurumsallaşmasını engelliyor. Benim söylemek istediğim bu.
YAHYA ARIKAN _ İSTANBUL SMMM ODASI BAŞKANI _
Çok değerli arkadaşlarım, tekrar günaydın. Aslında bu konuyu da açıklama gereği duydum. Yarın kapanış konuşmasında ifade edeceğim ama dünkü konuşmamda birileri bizim denetim işini öğrenmemizi istemiyorlar dedim, engelliyorlar dedim. Şöyle bir sonuç çıkmasın, açıkça da burada ifade ediyorum. Bu birileri dediğim şu andaki denetim işindeki söz sahibi olan kuruluşlar değildir sevgili arkadaşlar. Burada temsilcileri var denetim firmalarının, örneğin şu anda TÜRMOB’un uygulamalı eğitim dediği, Denetçi Eğitim Programı’nda gerçekten bu firmaların çok büyük emekleri ve katkıları oldu. Çünkü büyükler şunun peşinde, eğer bizler Sayın Demir’in de ifade ettiği, başlangıç dediği ilk kurumsal yapıyı oluşturmada, bizler kurumsallaşabilirsek, büyükler de daha kaliteli işler yapabileceklerdir. Bu nedenle bizlerin kurumsallaşması son derece, olmazsa olmaz bir konu. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Ama kimdir birileri dendiği zaman, onlar kendilerini biliyorlar. Ankara’da, kapalı kapılar ardında, bu Kanun çıktığından beri SMM’leri devre dışı bırakmaya çalışanlardır, adres gösterdiğim. Yoksa büyük denetim firmaları değildir. Çok net söylüyorum, çok büyük emekleri vardır. Örneğin bir denetim firması, bize kapılarını açtı. Kurumsallaşma nasıl olur, iş takibi nasıl olur ki daha sonra konuşacağız, programlar boyutunu, şuraya gelmek istiyorum, benim üç tane firma önerim şu; dağın öte yakasında diye anlattığım hikaye var her yerde. Ekiplerimiz böyle sürdürüyorlar şu anda sayın arkadaşlar. Elbette doğru, Yasalardan dolayı bunu böyle yapıyorlar. Önümüzdeki günlerde, Sayın Tekinalp’de bunu böyle ifade ediyor, Türkiye’ye özgü, bu etik olmayan Sayın Coşkun’un ifade ettiği boyuttan kurtulup ama temel kriter şu, bakın şu kriterin de altını çizmek istiyorum, Mükerrer 227’de bu hatayı yaptık sevgili arkadaşlarım. Uygunluk denetimi yahut tuttuğumuz defterin beyannamesini biz imzalayalım dedik ama denetim en kural öğüdü şu, defterini tuttuğunuz firmanın denetimini yapma şansınız yok sevgili arkadaşlar. Artı iki firma arasında da ortaklık bağının olmaması gerekiyor. Bu da sorunlu, yönlü bir olgu. Bunu anlatmak istiyorum, yani rakiplerimiz, bunları öcü olarak kimse görmesin. Bunları örnek olarak almamız gerekiyor. Rakiplerimizle yol yürümemiz, rekabet etmemizin yolu, onlar gibi düşünmek, onlar gibi örgütlenmemizden geçtiğini anlatmaya çalıştım. Teşekkür ederim.
YILDIRAY ERDOĞAN _ BARTIN SMMM ODASI _
Öncelikle, İstanbul Odasına Yönetim Kılavuzu için çok teşekkür ediyorum, öncü bir çalışma. Ben Sayın Erol Demirel’in sunumuna bir katkı yapmak istiyorum. Konu başlığımız, Denetim ve Kurumsallaşma ancak şöyle düşünüyorum: Denetim firmalarının kurumsallaşmasından önce, muhasebe firmalarının kurumsallaşması, hem şirketlerin, hem denetim firmalarının risk unsurunu azaltacağını düşünüyorum. Bu anlamda TÜRMOB’un, LUCA’ya entegre bir süreç yönetim yazılımı geliştirmesi çok faydalı olur diye düşünüyorum. Çünkü defter tutma hizmetlerinin kurumsallaşma ile entegre olması, bizim hizmet sunumumuzu da o ölçüde kolaylaştıracaktır. Bir de irade göstermenin çok önemli olduğunu söylediniz. Evet, harekete geçmek için irade göstermek çok önemli. Ancak irade gösterebilecek olanlar, stratejik vizyonu olanlardır. Bu açıdan hazırlamış olduğunuz Yönetim Kılavuzu’nun içinin somut olarak doldurulması çok önemli. Meslek mensuplarımızın da, kurumsallaşmayı, bu farkındalığı yaratabilmeleri için kurumsallaşmayla ilgili okumaların çoğaltılması çok önemli. O açıdan Yönetim Kılavuzumuzun da çok faydalı olacağını düşünüyorum. Teşekkür ediyorum.

Özür dilerim, bir de Sayın Coşkun’a bir şey sormak istiyorum. Siz KOBİ’lerdeki denetim sürecini anlattınız. Risklerin tespiti ve bunların çözümü ile ilgili, şu çok belli KOBİ’lerde, risk unsurları en üst düzeyde. Yani bir denetçi, KOBİ’lerin denetimine başlamadan önce, riskler nelerdir, ya da ben nasıl bir denetim kanıtları oluşturabilirim sorusunu bence sormayacak, bu aşamada. Çünkü riskler çok açık, belli. Siz neler, şirketlere neler önerebilirsiniz yani. KOBİ’ler neler yapmalı? Çünkü biz şunu çok kolaylıkla yapabiliriz, denetçiler şunu çok kolaylıkla yapabilir, olumsuz görüş bildirelim veya görüş bildirmekten kaçınalım, ama iş zannediyorum böyle değil. Şirketler neler yapmalı? Teşekkür ederim.


ASLAN COŞKUN _ YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR _
Şimdi, şirketler neler yapmalı? Aslında şirketlerin neler yapacağı Türk Ticaret Kanunu’nda çok açık yazılmış. Kanun’da, ben başta da konuşurken ifade ettim, Kanun, büyük şirketlere yönelik, zaten kurumsallaşmış oldukları için fazla bir katkısı yok. Esas katkı, kurumsallaşma yönünden, KOBİ’lere. KOBİ’ler, kurumsallaştıkları ölçüde, Kanun’daki şartlara uydukları ölçüde denetçinin işi kolaylaşacaktır. Ama burada, denetçinin her halükarda şüpheci yaklaşmak zorunluluğu var. Şimdi KOBİ’lerin denetimi zordur, büyük şirketlerin kolaydır diye bir ifade de bulunmak istemiyorum. KOBİ’lerin denetimine yaklaşım tarzı ile büyük şirketlere denetim yaklaşım tarzı farklıdır. Her ikisinde de hile olabilir. Her ikisinde de değişik yönlerden sorunlar yaşanabilir. Ama KOBİ’lerin özellikleri büyük şirketlerden değişik, onun için, ona göre bir yaklaşım göstermek lazım. Hatta ben size bir şey daha söyleyeyim, büyük denetim şirketlerinde denetçi ekipleri, KOBİ’lere yönelik olanlarla, büyük şirketlere yönelik olanlar şeklinde ayrılıyor. Büyük şirketleri denetleyen ekiplerle, KOBİ’leri denetleyen ekipler, çünkü ayrı ihtisas gibi görülüyor. Onun için, ona göre, zamanla bunun oturması gerekecek. Teşekkürler.
EROL DEMİREL _ SMMM _
Ben de bir kaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle duygularınız ve düşünceleriniz için teşekkür ediyorum, bunlar çok önemli. Şimdi bu, size bugün dağıtılmış olan Kılavuz’da, gerçek anlamda, kelimenin tam anlamıyla bir başlangıç, bir hareket noktası, gideceği yola kanal açan şey, gerekse benim sunumum aslında sade denetim şirketleriyle ilgili asla değil. Bu mesleği yapmaya çalışan, bu mesleği yapmak isteyen, ister denetim yapacak olsun, ister muhasebe yapacak olsun, ister danışmanlık yapacak olsun, onların her biri için planlan bir şey. Hatta dediğim gibi elimizdeki çalışma çok bir ön çalışma, bir kılavuz. Bu sizlerden gelecek, eleştiriler, öneriler doğrultusunda gelişecek ve son halini alacak ama bunun içerisinde yapılacak küçük değişikliklerle onu hangi alanda faaliyette bulunuyorsak oraya doğru dönüştürebiliriz. Bir başka şey de gerçekten de işte bu, PM -practice management system- dedikleri sistem. Yani bu anlatmış olduğumuz Kılavuzu hayata geçirecek, kullanımını kolaylaştıracak, anında raporlamasını sağlayacak bir yazılım hazırlanması gerekiyor. Ben de önerilerim arasında, meslek örgütünün buna önderlik etmesini, hatta finansal raporlamayla ilgili zaten LUCA’da çalışmalar yapılıyor. Bu vesileyle bunu bildirmek istedim. Teşekkür ederim.
İSMAİL İLHAN _ MUŞ SMMM ODASI _
Ben, öncelikle İstanbul SMM Odası’na teşekkür ediyorum ve TÜRMOB’a. bu konuda elinden gelen çabayı sarf ediyorlar, bizi bilgilendirmek amacıyla. Ama ne yazık ki çıkan Kanunlar bu türlü net ve berrak olmuyor diye düşünüyorum. Çünkü Kanun çıkıyor ama uygulamalar değişik. Bu anlamda, şu andaki görmüş olduğumuz denetim ve biraz önceki anlattığınız şirketler konusunda diyelim ki beraber şirketi kurduk, hem muhasebeci, hem denetçi, hem mali müşavir beraber kurdu. Bunu kurarken, bu denetleme silsilesi bağımsız denetçi olması gerekir. Eğer bağımsız denetçi bunların içinde olsa, yanlı davranmış olacak. Diğer şekilde, ayrı ayrı, biraz önce anlatıldı, bir denetçi diğer muhasebeyi tutabilirmiş ama bir muhasebeci diğer denetçinin şeyine, yani karşılıklı şey çıkacak. Şu anda muhasebeci olarak birbirimizi denetleyemiyoruz. Çıkan Kanunlar hep durmadan, bizim için sözde kalan Kanunlar kalıyor. Mesela şu ana kadar herhangi bir muhasebecinin, diğer muhasebeye geçiş döneminde, fiyat uygulamasında, sebepler nedir, niçin diğerine geçtin. Bu konuda aslında Kanun’da yeri var ama uygulamayı biz yapamıyoruz. Şu anda, ayrıca bir şey daha söyleyeyim, vergi dairesi ve Bakanlık temsilcilerinde bu tarafa, vergi dairesine kadar, en küçük birimine kadar adamlar istediği şekilde bu uygulamayı yapıyor. Madem öyle denetçiliği de o yapsın. Bu güne kadar nasıl uyguladıysa, onların tüm, işte denetmenler gelip bizim şeyleri kontrol ediyor diğerleriyse ceza! Yani biz hangi taraftan olduğumuzu bilemiyoruz. Devlet tarafı mıyız veya mükellef tarafı mıyız? Buradaki uygulamanın en büyük yapısı şöyle bir şey mesela, ben 6111 Sayılı Kanunu yine gündeme getireceğim yine uygulama esnasında. Bazı mükelleflerime öyle bir şey oldu ki, dokuzuncu ayın ikisinde son ödeme dönemi bitiyor ama hala o kişinin borcunun nasıl uygulanacağı konusunda kesin karar alınmayıp, dokuzuncu ayın yedisinde tebliğ ediliyor. Eğer biz bu yanlışı yapmış olsaydık direkman cezalandırılacaktık. Ama devlet, yani SSK yaptığı için o şey görünüyor. Şöyle bir şey var, üç ay ödenmeden önce, geçmiş ayları ödemesi için yeni ayı ödemesi gerekiyor. Yani bu yaptırımlar hep bize ve bizim mükelleflerimize yaptırılabiliyor. Buradaki uygulamada ben şunu gördüm, yani gün geçtikçe gerçekten yani muhasebeci, denetçi, bizim TÜRMOB’un temsilcilerini şey yapan arkadaşlarımıza yükleniyor. Biz bunu uygulama konusunda, nasıl uygulayacağımızı gerçekten bilemiyoruz. Yani Kanun net ve berrak değil. Biraz önce Erol Bey’in ve Aslan Bey’in anlattığı konular aynı şekilde devam ediyor. Bir netlik olmayınca biz de ne yapacağımızı bilemiyoruz. Yani denetçi mi olacağız, muhasebeci mi kalacağız, yani bu konuda gerçekten, siz de biliyorsunuz, bu netlik benim anladığım kadarıyla çıkan Kanunların, Türk Ticaret Kanun’da halen o eksiklik var, o eksikliğin giderildikten sonra bize uygulanması gerek. Yani bir taraftan eksiklik var, bir taraftan uygulama yapılıyor. Bunun da ileride daha büyük farklılıklar ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Teşekkürler.
OTURUM BAŞKANI _
Net bir sorunuz, anlayamadım yani bir sorunuz var mı?
İSMAİL İLHAN _ MUŞ SMMM ODASI _
Şöyle söyleyeyim, yani bunun netliği yok. Oda Başkanım ayrı bir şekilde anlattı. Konuşmacılar ayrı bir şekilde anlattı. Henüz berrak bir şey yok yani bu uygulamada.
OTURUM BAŞKANI _
Yaşadıkça göreceğiz. Maalesef. Türkiye’nin koşulları böyle! Mikrofonu en arkaya verir misiniz? Değerli arkadaşlar yoruma fazla yer vermeyelim, yani çok fazla zamanımız yok. Direk sorularınızı alırsak iyi olur.
METİN AKSOY _ İZMİR _
Benim sorum Sayın Özgül’e olacak. Bu denetim rapor tekniği ile ilgili yüzde 80 biz belirledik dediniz, yanlış mı anladım, bilmiyorum. Şimdi bu AL formlarında olduğu gibi boşluk doldurmak veya soruya cevap vermek şeklinde mi olacak bu raporlar? Yoksa gerçekten firmaya gittiğimizde, denetçi olarak, bu işçiyle veya bu teknik altyapıyla bu üretim yapılamaz düzeyinde bir denetim yapma yetkisi olacak mı? Birinci sorum budur, cevaplayabilirseniz sevinirim. İkincisi de Sevgili Meslektaşım Erol Demirel’e, Erol kardeşim buradan meslek örgütlerinin katkıları derken, buradan şunu mu anlamalıyız, bizim Türk insanı biliyorsunuz, kurumsal yapıyı biraz zor kabullenir. Biz meslek eğitimleri, özellikle zorunlu eğitim sırasında bu kurumsallaşmayı da gündeme alıp, meslektaşın SMM olarak yetişmesi sırasında biz devam eden meslektaşların zorunlu eğitimleri sırasında bu kurumsallaşma gündeme alınmalı mı? Teşekkür ederim.
EROL DEMİREL_SMMM _
Bakanlık temsilcisi arkadaş herhalde bana bıraktı sözü, düşünecek, zaten sorudan ziyade Metin arkadaşımız temennisini söyledi, benim de tabii temennim aynı yönde. Kuşkusuz zorunlu eğitim çalışmalarının içerisinde de kurumsallaşmaya yer vermek lazım. Buna hayır demek mümkün değil. Ben böyle algıladım soruyu. Teşekkür ediyorum.
OTURUM BAŞKANI _
Anladığım kadarıyla raporlama denetim yerinde mi yapılacak? Yoksa oturduğumuz yerden boşluk doldurmak mı olacak diye sordu. Evet, Üstat verirse cevabını iyi olur.
MUSTAFA UMUT ÖZGÜL_GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI_
Şimdi denetim raporlarının hem yerinde ve internet üstünden denetimine ilişkin, bunlar formlar şeklinde, şu anda biz, elektronik ortamda formlar şeklinde olmasını planladık. Ama planladık derken, illa böyle olacak şeklinde demiyoruz. Çünkü bunu taraflarla bir arada oturup konuşmamız lazım. Tablolarda isteyeceğimiz şeyler var. Mesela en basitinden, sunumumda bahsettim, 562. madde bizim için önemli dedim, çünkü kanun koyucu bazı yenilikler getirirken o yenilikleri koymasının bir gerekçesi var. Tamam, maddi gerekçelerine baktığınız zaman onları görüyorsunuz. Biz o tablolarda, denetim raporlarında 562. maddede öngörülen şeyleri isteyeceğiz. Artı, bağımsız denetim raporlarında zaten standartlar bellidir. Bir denetim standardının nasıl olacağı belli o standarda ilişkin, siz bunları zaten biliyorsunuz. Şu anda formlar şeklinde düşünüyoruz. Yerinde, yani gerekirse yerinde denetim ve özellikle biz elektronik ortamda denetim yapmayı planlıyoruz ve buna ilişkin altyapı çalışmalarımız devam ediyor.
EROL DEMİREL _ SMMM _
Şimdi bu denetim, sürekli denetim haline geldi, süreç denetimi şeklinde. Tekinalp Hocanın söylediği, bütün sunumlarında bir şey var, sanıyorum Bakanlık da o yönde çalışmalarını devam ettiriyor. Şimdi her ay web sayfasına konması düşünülen bir takım formlar var, çalışma kağıtları. Yani denetçi, fiili olarak denetim yaptığında, bulgularını bu belgelere dolduracak. Yani o işletme gerçekten gittiğini, bağımsızlık, risk vs. falan bunlara ilişkin tespitleri yaptığını aşama aşama dolduracak ve her bir form bir önceki formun devamı niteliğinde olacak. Dolayısıyla, yani öyle, getirilmiş sorulara sadece yanıtlar vermek değil aynı zamanda denetim sürecini içerisindeki bulgularınızın işlenmiş olduğu çalışma kağıtları şeklinde olacak. Bunu ben bu vesileyle, aldığım bilgilerden hareketle söylüyorum. Teşekkür ederim.
ZEKİ EROL _ ANTALYA _
Benim konumu Bartın’dan arkadaşım başlık olarak dile getirdi ama ben katkı sağlamak ve detayını açmak adına tekrar söz almış bulunuyorum. Bizler, mesleği icra edenler, mesleğin tarihi boyunca, her kamu kurumuna ayrı bildirimde bulunma zorluklarını yaşadık. Bunu da TÜRMOB’un katkılarıyla SSK’nın işe girişinde aştık bir örnekleme olarak. Her tarafa ayrı ayrı bildirimde bulunmaktan kurtulduk. Şimdi önümüzdeki Türk Ticaret Kanunu ile beraber hem VEDOP’ta, hem MERSİS sisteminde hem ofislerimizde kullanacak olduğumuz muhasebesel yazılımlar ve denetimle ilgili tüm yazılımlarda ortak bir entegrasyonun, ortak bir dilin, ortak bir veri transferinin olması, bizleri gerek text dosyalarında, gerek excell, pdf gibi dosyalarda, export, inport işlemleri gibi farklı farklı işlemler yaptırmak zorunda bıraktırmadan yapabilir olması lazım. Hepinizin ufkunu açmak adına konuya değinmiş bulunuyorum. Bizler ofislerimizde veya çalıştığımız yerlerde bir veri giriş elemanı olarak çalışmamamız lazım, kamuya. Tüm yasalarımızın ana gözettiği kural, kamu yararıdır. Bizler de kamu yararı uğruna, Anayasamızın 18. maddesinde belirtilen angaryalara tabii kalmayalım. Bu konuda, kamusal bir katılan kimse yok, yalnızca Mustafa Bey var. Benim de MERSİS projesinin devamında bunların göz önünde bulundurulması gerektiği için bu uyarıda bulunmak istiyorum ve bir tane örnek vermek istiyorum: VEDOP’da, biz meslek mensuplarının sözleşmesi girildiğinde bir firmayla yalnızca bir meslek mensubu sözleşme yapabiliyor. Bir firmanın birden fazla meslek mensubuyla anlaşması suç mudur? Haksızlık mıdır? Maalesef ikinciye VEDOP izin vermemektedir. Ama Türk Ticaret Kanunu denetiminde birden fazla denetçiye izin vermektedir. Yalnızca parametreleri kullanmak adına kastettim. Yasalarımızı iyi okumak, iyi yorumlamak lazım. Teşekkür ediyorum herkese, iyi bir sempozyum geçmesini diliyorum.
KATILIMCI _
Mustafa Umut Bey ile Aslan Coşkun Bey’e yönelik olacak sorum. Biliyorsunuz anonim şirketlerin yönetim kurulu üyelerinden bir tanesinin, en az birinin Türk vatandaşı olması gerektiğini söylüyor ve Türkiye’de ikamet etmesi gerektiğini söylüyor. Ancak limitet şirket yöneticilerinden bir tanesinin Türkiye’de ikamet etmesini yeterli görmüş Kanun. TC. Vatandaşı olması gerektiğini zorunlu olarak öngörmemiş. Şimdi 1 Temmuz 2007’den itibaren kurulmuş bir limitet şirkette, T.C. vatandaşı olmayan bir müdür tayin edilebilir. Burada sorum şu: Zaten siz denetime başladığınızda Yasadan kaynaklanan böyle bir denetim riski var ise bu şirketin ana sözleşmesinin değişiklik talebini mi şirket yöneticilerinden bulacağız? Ya da böyle bir talep de bulundu ise denetçi, Yasanın ona tanıdığı hakkı ileri sürerek bunu reddetmeyecek mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Teşekkür ederim.
MUSTAFA UMUT ÖZGÜL_ GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI_
Öncelikle şunu ifade edeyim, bu Kanun, 6102 sayılı Kanun tek başına yetmiyor. Ayrıca 6103 Sayılı Tatbik Kanunu da iyi bilmemiz gerekiyor. Çünkü işte az önce Beyefendinin ifade ettiği hususlarda, benzer durumda birçok şirket olabilecektir. Çünkü şirket ana sözleşmelerini 18 ay içerisinde Kanuna uygun hale getirmesi gerekiyor ve bir çok da hükümler var. İşte şirkete borçlanmalar varsa 3 yıl içinde tasfiye edilecek ve devam eden düzenlemeler, bunların da bilinmesi lazım. Beyefendinin bahsettiği hususla ilgili olarak, biz ikincil mevzuat çalışmalarında bunu dikkate aldık. Şu anda tam olarak aklımda yok, onun için net bir açıklama yapmak istemiyorum fakat Sempozyum sonunda, bittiği zaman, konuya bakıp, size bilgi vereceğim.
YAVUZ BAL _ İSTANBUL _
İlk önce Erol Bey’e bu Eğitim Kılavuzu için teşekkür ediyorum. Erol Bey’in nezdinde emeği geçen herkese teşekkürler bu çalışma için. Benim sorum şu olacak: Sadece bu kitapçığı yayınladık, bitti mi? Arkasından hangi aşamalar geliyor? Bunun arkasına bir iki de önerim olacak benim. Bence bu böyle kalmamalı. Üç tane mali müşavirin ortak olduğu bir örnek olmalı. Bir örnek paylaşmalılar bizle. Aynı zamanda Oda’nın bir Danışma Kurulu olmalı ve ortak olacak insanlar Oda’ya girip, orada işte ilgili avukatıyla, psikologuyla yeri geliyor, orada istişare etmeli ve nasıl ortak olacağını bize kılavuzluk yapmalı. Kitapçığı ben biraz inceledim, çok güzel sorular soruyor. Önemli ama bunun gerisinin de gelmesi gerekli. Normalde bize Oda’nın gönderdiği mecmualarda bence başarı hikayeleri gelmeli bize. Nasıl ortak olmuşlar? Nelere dikkat etmişler? Bence ortak olmak çok zor değil ama önemli olan, şunlara dikkat etmemiz gerek herhalde: Güven, birbirimize güvenme, açık sözlülük, uzlaşabilme, iyi plan yapıp, oluşabilecek sorunları önceden görebilme ve birbirimize yakın performans sergileyebilmemiz gerekiyor herhalde. Bir de bir katkım da, en önemli katkım bu olabilir diye düşünüyorum: Bu semineri planlarken, bu gün Cuma, öğle yemeğini 1 ile 2 arasını yapmanız gerekir diye düşünüyorum. Çünkü bugün Cuma namazı var, herkes gitmiyor olabilir ama giden arkadaşlar birinci Çalıştaya katılamayacaklar. Bunun da bir dahaki seminerlerde dikkate alınmasını gerektiğini düşünüyorum. Teşekkür ederim.
Yüklə 461,96 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin