Devlet Denetleme Kurumunun “bilinçalti”si
Baskin Oran
6.02.2006 tarihli DDK raporu daha yeni, ancak Prof. Eser Karakas yazinca (Pinar Altug kizimizin deyimiyle) “patladi”:
“Yabanci Gerçek ve Tüzel Kisiliklerin TC’de Gayrimenkul Edinmeleri”ni incelerken, “Yabanci Tüzel Kisiliklerin Türkiye’de Tasinmaz Edinmeleri” bölümünü ikiye ayiriyor: “A) Yabanci Ticaret Sirketleri” ve “B) Yabanci Dernek ve Vakiflar ile Cemaat Vakiflari”. Yani, Müslüman-olmayan vatandaslarimiz tarafindan kurulmus cemaat (gayrimüslim) vakiflarini “yabanci” hukuki statüsüne katmis (www.cankaya.gov.tr).
Vatan’da (12.08.2006) S.Hosgör’ün su haberi çikti: “Vatan’a konusan bir DDK yetkilisi, ‘Böyle algilanacagini düsünemedik. Simdi özür dilemek disinda yapacak bir sey yok' açiklamasini yapti”.
Hatasini bilmek gibi erdem olamaz. Ama, DDK yetkililerine bu ayibi niye yaptiklarini dostça anlatmak zorundayim. Hem daha nice raporlar yazacaklardir, hem de devlet bana bunun için maas veriyor.
1) Önce, çok üzülmeyin. Türkiye’de hukukun zirvesi olan Yargitay Hukuk Genel Kurulu da ayni utanç verici seyi yaptiydi. Bir gayrimüslim vakfi hakkinda ezcümle söyle dediydi: “Görülüyor ki, Türk olmayanlarin meydana getirdikleri tüzel kisiliklerin tasinmaz mal edinmeleri yasaklanmistir (tarih 08.05.1974, sayi 1971/2-820 E. ve 1974/505 K.).
2) Sonra, rahat olun. Sizin kusurunuz yok. Sizler, dogdugunuz andan itibaren bu hatayi yapmaya programlandiniz. Genlerinizde var. Tabii, olayin bütün ayibi da burada ve onu da unutmayin.
3) Sadede gelelim. Bilmemek degil, ögrenmemek ayipmis:
a) Bir insan vatandassa yabanci degildir, yabanciysa vatandas degildir. Gayrimüslimler vatandastir. Sizden benden tek farklari, Müslüman olmayislaridir. Laik Cumhuriyette bu kusur degildir.
b) Iki seyi karistirmissiniz: i) Lozan mektuplari Ingiltere, Fransa, Italya ile Türkiye arasinda verisilmistir. Bu ülkelerin kurumlarina yani yabancilara ait din, ögretim, saglik ve yardim kurumlarini kapsar. Örnegin, Fransiz okulu Saint Joseph böyle devam edebilmistir; ii) TC vatandasi gayrimüslimlerin bu tür kurumlari ise Lozan Baris Antlasmasinin 37 ilâ 44. maddeleri tarafindan korunur.
4) Sizi kurtaran hususa veya ayibin niye çok büyük olduguna gelince:
Size bunu yaptiran sistem, taa 1454’te kuruldu ve tortusu hiç tükenmedi: Millet Sistemi. Yani, tebaayi/vatandaslari “Millet-i Hakime” ve “Millet-i Mahkume” diye ikiye ayiran sistem. Birincisi, hüküm veren yani birinci sinif; ikincisi, hakkinda hüküm verilen yani ikinci sinif insan demek. Cumhuriyet dönemiyle aradaki tek fark ise su:
Eger Osmanli döneminde yasiyor olsaydik, Millet-i Hakime=Müslümanlar olacakti. Hiç olmazsa Kürtleri disarida birakmayacakti ve dolayisiyla olay “daha az tehlikeli” bir durum arz edecekti. (Tabii, kesinlikle “daha az utanilir” olmayacakti, o ayri).
Laik Cumhuriyet, ayni sistemi kopyaladi. Sadece, sizlerin (üzülmeyin, herkesin) kafasinda bu formülün sadece sag tarafini daraltarak degistirdi, hepsi bu. “Müslümanlar” yerine “LAHASÜMÜT”ü koydu: LAik, HAnefi, SÜnni, MÜslüman, Türk. Ve formül Cumhuriyet için daha tehlikeli hale geldi çünkü gayrimüslimlerin yani sira Kürtleri de disladi.
Bebekliginizden beri genlerinize bu LAHASÜMÜT zihniyeti asilandi. Gerek halk nezdinde gerekse resmî doktrinde/uygulamada, bunlardan bir tek tanesinin bile eksik olmasi halinde “Türk” olunamayacagi damardan verildi. Siz de hiç kuskulanmadan size ögretileni yaptiniz.
Fazla sert geldiyse burada biraz durun, bir düsünün isterseniz bunlari teker teker. Meshur deyimle, “gerçek acidir”.
5) Sanirim simdi anlamissinizdir, biz Ekim 2004’teki Azinlik Raporu’nda niye üst kimlik olarak “Türk” yerine “Türkiyeli”yi önerdik. Sanirim simdi anlamissinizdir A.Türkes “Ne mozaigi ulan! Mermer, mermer!” derken ve Deniz Baykal daha dün (Milliyet, 14.08.2006) “Alt kimlik-üst kimlik tartismalarini kulak ardi edin” derken ne yapiyorlardi.
Çünkü “Türk” bir milletin adi falan degil. Bir etnik grubun adi. Daha da kötüsü, Müslüman etnik gruplardan basat olaninin adi. Eger milletin adi olsaydi, siz bütün dogalliginizla ve bilinçalti olarak yazdiginiz resmî raporda bazi vatandaslari “yabanci” olarak siniflandirmazdiniz.
Bu ülkedeki insanlari parçalamak degil de birlestirmek istiyorsaniz, dislayici degil kapsayici bir üst kimlik kullanmak zorundasiniz: Din soslu Irk yerine, Cumhuriyet topraklari içinde yasayan herkesi kapsayan “Türkiyeli”yi.
Sayin DDK yetkilileri: Madem hatanizi kabul edecek kadar erdem sahibisiniz, raporunuzu hemen düzeltiniz, internette böyle durmasin, ayiptir. Bölücülügü reddediniz. Tarihe geçiniz. Devleti ve laikligi kurtariniz. Yargitay bile, ama hatasini kabul falan etmeden, 11.12.1975’te ayibini düzeltir gibi yaptiydi…
Sayin Cumhurbaskanim. DDK size bagli. Siz ne yapmayi düsünüyorsunuz? Bunu böyle birakamazsiniz, degil mi?
Dostları ilə paylaş: |