Hadis-i Şeriflerde İslâm Kavramı
“İslâm, beş esas üzerine binâ edilmiştir (kurulmuştur). Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed (s.a.s.)’in O’nun kulu ve rasûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Beyt’i (Kâbe’yi) haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, İman 1; Müslim, İman 22; Nesâî, İman 13; Tirmizî, İman 3)
Cibril hadisi: Abdullah bin Ömer (r.anhüma), babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: “Bana babam Ömer ibnü’l-Hattâb rivayet ederek şöyle dedi: “Bir gün Rasulullah (s.a.s.)’ın yanında bulunduğumuz bir sırada âniden yanımıza, elbisesi bembeyaz, saçı simsiyah bir zat çıkageldi. Üzerinde yolculuk eseri görülmüyor; bizden de kendisini kimse tanımıyordu. Doğruca Peygamber (s.a.s.)’in yanına oturdu ve dizlerini onun dizlerine dayadı. Ellerini de uylukları üzerine koydu. Ve:
-Yâ Muhammed! Bana İslâm’ın ne olduğunu haber ver! dedi. Rasulullah (s.a.s.):
-İslâm; Allah’tan başka ilâh olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve yol (külfetleri) cihetine gücün yeterse Beyt’i haccetmendir.” buyurdu. O zât:
-Doğru söyledin!’ dedi. Babam dedi ki: Biz buna hayret ettik. (Zira) hem soruyor, hem de tasdik ediyordu.
-Bana imandan haber ver!’ dedi. Rasulullah (s.a.s.):
-İman; Allah'a ve Allah’ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmen, bir de kadere; hayrına şerrine inanmandır.” buyurdu. O zât (yine):
-Doğru söyledin!’ dedi. (Bu sefer:)
-Bana ihsândan haber ver!’ dedi. Rasulullah (s.a.s.):
-Allah’a O’nu görüyormuşsun gibi ibâdet etmendir. Çünkü her ne kadar sen O’nu görmüyorsan da O seni muhakkak görür.” Sonunda Rasulullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “O Cibril’di; size dininizi öğretmeye gelmişti.” (Buhâri, İman 37, 1/20; Müslim, İman 1, Hadis no: 8, 1/36; Tirmizî, İman 14, Hadis no: 2738, 4/119; Ebû Dâvud, Sünnet 16, hadis no: 4695, 4/223; İbn Mâce, Mukaddime 9, hadis no: 63,64, 1/24; Nesâi, İman 6, 8/88)
"Her çocuk, İslâm (Allah'ı tanıma ve O'na teslim olma) yaratılışı üzere doğar." (Müslim, Kader 25; Ahmed bin Hanbel, 4/24)
"Bir kul İslâm'a girer ve bunda samimi olursa, daha önce yaptığı bütün hayırları Allah, onun lehine yazar, işlemiş olduğu bütün şerleri de affeder. Müslüman olduktan sonra yaptıkları da şu şekilde muâmele görür: Yaptığı her hayır için en az on misli olmak üzere yedi yüz misline kadar sevap yazılır. İşlediği her bir şer için de, -Allah affetmediği takdirde- bir günah yazılır." (Buhârî, İman 31; Nesâî, İman 10 -8, 105-)
"Sizden biri içiyle dışıyla müslüman olursa, yaptığı her bir hayır, en az on mislinden yedi yüz misline kadar sevabıyla yazılır. İşlediği her bir günah da sadece misliyle yazılır. Bu hal, Allah'a kavuşuncaya kadar böyle devam eder." (Buhârî, İman 31; Müslim, İman 205, hadis no: 129)
Ebû Zerr (r.a.) anlatıyor: "Hz. Peygamber (s.a.s.) buyurdular ki: "Bana Cebrâil a.s. gelerek: 'Ümmetinden kim Allah'a herhangi bir şeyi şirk/ortak koşmadan ölürse cennete girer' müjdesini verdi" dedi. Ben (hayretle) 'zina ve hırsızlık yapsa da mı?' diye sordum. "Hırsızlık da etse, zina da yapsa!" cevabını verdi. Ben tekrar: 'Yani hırsızlık ve zina yapsa da ha!' dedim. "Evet, dedi, hırsızlık da etse, zina da yapsa!" Hz. Peygamber (s.a.s.) dördüncü keresinde ilâve etti: "Ebû Zerr patlasa da cennete girecektir." (Buhârî, Tevhid 33; Müslim, İman 153, hadis no: 94; Tirmizî, İman 18, hadis no: 2646)
"Muhammed'in nefsini (kudret) eliyle tutan zâta yemin ederim ki, bu ümmetten her kim, yahûdi olsun, hıristiyan olsun, beni işitir, sonra da bana gönderilenlere inanmadan ölecek olursa mutlaka cehennem ehlinden olacaktır." (Müslim, İman 240, hadis no: 153)
"İmanın tadını; Rab olarak Allah'ı, din olarak İslâm'ı, peygamber olarak Muhammed'i seçip râzı olanlar duyar." (Müslim, İman 56, hadis no: 34; Tirmizî, İman 10, hadis no: 2625)
Yeni müslüman olan bir sahâbe, Allah Rasûlünden şunu sordu: 'Allah, seninle bizlere ne gönderdi?' Hz. Peygamber (s.a.s.) şu cevabı verdi: "İslâm'ı." Adam, 'Pekâlâ, İslâm'ın alâmetleri nedir?' diye sordu. Rasûlullah, şöyle buyurdu: "Kendimi Allah'a teslim ettim, başka şeyleri terkettim' demen, namaz kılman, zekât vermendir. Her müslüman bir başka müslümana haramdır. İki müslüman birbiriyle kardeştir ve birbirlerine yardımcıdırlar. Bir kimse müslüman olduktan sonra müşrikleri terkedip müslümanlara karışmadıkça hiçbir ameli (Allah yanında) makbul değildir." (Nesâî, Zekât 72, hadis no: 5, 82)
"Kim bizim namazımızı kılar, bizim kıblemize yönelir, bizim kestiğimizi yerse işte o, müslümandır." (Nesâî, İman 9, hadis no: 8, 105; Buhârî, Salât 28)
"İslâm garip olarak başladı, tekrar başladığı gibi garip hale dönecektir. Gariplere ne mutlu!" (Müslim, İman 232, hadis no: 145; Tirmizî, İman 13, hadis no: 2631)
"Bu din Hicaz'a çekilecek. Tıpkı yılanın deliğine çekildiği gibi. Yaban keçisinin dağın tepesine sığınması gibi, din de Hicaz'a sığınacaktır. Bu din garip olarak başladı, tekrar garipliğe dönecektir. Gariplere ne mutlu! O garipler ki, benden sonra insanların sünnetimden bozdukları şeyi ıslah edecekler." (Tirmizî, İman 13, hadis no: 2632)
"İnsanlar arasında Allah'ın en çok buğzettiği üç kişi vardır: Harem'de sapıtıp haktan ayrılan, İslâm'a girdiği halde câhiliyye sünnetini (yol, âdet ve tatbikatlarını) arayan, haksız yere kanını dökmek için bir adamdan kan talep eden." (Buhârî, Diyât 9)
Adiyy bin Hâtem (r.a.) anlatıyor: "Ben Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanına vardığım zaman bana: "Ey Hâtem'in oğlu Adiyy, müslüman ol ki selâmete eresin!" buyurdu. Ben de: 'İslâm nedir?' diye sordum. Şöyle buyurdular: "Allah'tan başka ilâh olmadğına, benim de O'nun rasûlü olduğuma şehâdet etmen ve hayır, şer; tatlı ve acı her şeyiyle kadere iman etmendir." (Kütüb-i Sitte Muht. Terc. c. 16, s. 498)
"Elbisenin nakşı silinip gittiği gibi İslâm da silinip gidecek. Öyle ki oruç nedir, namaz nedir, hac nedir, sadaka nedir bilinemeyecek. Bir gecede Allah'ın Kitabı götürülecek, ondan yeryüzünde hiçbir şey kalmayacak. Çok yaşlı ihtiyar erkek ve kadınlardan birkısım insanlar sağ kalıp: 'Biz babalarımıza 'lâ ilâhe illâllah' kelimesi üzerine yetiştiğimiz için bu kelimeyi söyleriz' diyecekler." (Kütüb-i Sitte Muht. Terc. c. 17, s. 549)
"Kim İslâm'dan başka bir din adına yalan yere yemin ederse o kimse, dediği gibidir..."(Müslim, İman 176, hadis no: 110)
"...İslâm, kendinden önceki günahları yok eder. Hicret de ondan önceki günahları yok eder. Hac da ondan önceki günahları yok eder." (Müslim, İman 192, hadis no: 121)
Bazı kimseler Hz. Peygamber'e: "Yâ Rasûlallah, biz câhiliyet devrindeki yaptıklarımızdan mes'ul olacak mıyız?" diye sordular. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle cevap verdi: "İslâm'da sizden kim iyi ameller işlerse câhiliyet devrindeki yaptıklarından dolayı muâhaze olunmaz; ama kim kötülük ederse, hem câhiliyet devrindeki hem de İslâm'da yaptıklarından dolayı muâhaze olunur." (Müslim, İman, 189, hadis no: 120)
"Din nasihatten ibarettir!" Yanındakiler sordu: 'Kimin için ey Allah'ın Rasûlü?' "Allah için, kitabı için, Rasûlü için, müslümanların imamları ve hepsi için! Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona yardımını kesmez, ona yalan söylemez, ona zulmetmez. Herbiriniz, kardeşinin aynasıdır; onda bir ezâ/rahatsızlık görürse, bunu ondan gidersin." (Tirmizî, Birr 17, 18, hadis no: 1927, 1928, 1930; Müslim, İman 95, hadis no: 55)
Bir adamın, “hangi müslüman hayırlıdır?” sorusuna karşılık; Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Diğer müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu (zarar görmediği) kimsedir” (Müslim, İman 14, hadis no: 40; Ebû Dâvud, Cihad hadis no: 2481; İbn Mâce, Fiten 2, hadis no: 3934)
“Müslümana sövmek fısk’tır (büyük günahtır), onu öldürmek ise küfür (kâfir olmak) gibidir.” (Buhârî, İman 36; Müslim, İman 27, hadis no: 116; İbn Mâce, Fiten 4, hadis no: 3939-3941)
“Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez ve başkalarının da zulmetmesine râzı olmaz.” (Buhârî, Mezâlim 3)
“Müslümanın müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmını almak, hasta ise ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, (meşrû) dâvetine uymak, hapşırdığı zaman ‘yerhamükellah-Allah sana rahmet etsin’ demek.” (Buhârî, Cenâiz 2; Müslim, Selâm 3, hadis no: 2162; Ebû Dâvud, Edeb hadis no: 5030; Nesâî, Cenâiz 52; Tirmizî, Edeb 1, hadis no: 2736)
“Müslümanın kanı, canı ve ırzı diğer müslümanlara haramdır (bunlara saldırı helâl değildir).” (İbn Mâce, Fiten 2, hadis no: 2931; Ahmed bin Hanbel, 2/491)
“Müslüman sevdiğini Allah için seven, Allah ve Rasûlünü her şeyden çok seven, kendisine imanı nasip ettikten sonra küfre dönmeyi, cehenneme yüzüstü atılmaktan daha kötü gören kimsedir.” (Nesâî, İman 3-4)
Dostları ilə paylaş: |