İslâm’a Teslim Olmanın Boyutları
İslâm’a teslim olmak üç şekilde ortaya çıkar:
Kalp ile olur ki; bu, kesin bir imandır.
Dil ile olur; bu, ikrardır yani inandığını dil ile söylemektir.
Organlarla olur ki; bu da yapılan ibâdetlerdir; Allah'ın hükmüne uygun davranışlardır.
Müslim/müslüman bu üç bağlılığı, itaati ihlâslı bir şekilde yapan insandır. O, İslâm’ın bütün hükümlerine hem iman eder, hem de onlar karşısında teslimiyetini ortaya koyar, yani onları yapma, onlara uyma noktasında bir itirazı olmaz. Bütün emir ve yasaklara boyun eğer, İslâmî ilkelere itaat eder.
Bütün peygamberler müslimdi. Öyleyse İslâm’a itaat eden bütün mü’minler onların izinden yürürler. Onların getirdiği Tevhid dinine gönül verirler. Müslimler tıpkı İbrâhim (a.s.) gibi, Allah’tan “teslim ol; yani hakkıyla müslüman ol!” şeklinde bir dâvet gelince, onlar hemen “âlemlerin Rabbine hakkıyla teslim oldum, gereği gibi müslüman oldum” derler (2/Bakara, 131).
Müslüman, kalbiyle, diliyle davranışlarıyla İslâm’a teslim olduğunu, Allah’a itaat ettiğini gösterir. Bu teslimiyet, düşman silâhı karşısındaki teslimiyet gibi değildir. Bir güvenin, kurtuluşun, huzuru aramanın, en doğru yola ulaşmanın, içinde ve dışında selâmeti istemenin bir teslimiyetidir. Bu teslimiyet, hem Allah’ın kudretinin yüceliğini idrâk etmek, hem de O’ndan gelen kurtuluşu ve barışı seçmektir. İslâm, bir anlamda kurtuluş ve gerçek barış olduğuna göre, müslim de; o barışı ve kurtuluşu isteyen, onu sağlayan İslâm’a itaat eden kimsedir.
Dostları ilə paylaş: |