İslam’ı Hayata Hâkim Kılmak
İnsanlık tarihi boyunca, İslâm’ın esas dayanağı olan temel ilke “Lâ ilâhe illâllah” kaidesidir. Yani ulûhiyeti, rubûbiyeti, saltanat ve hâkimiyeti sadece Allah’ a tahsis etmek kuralı. Bu kaide gönülde ve kalpte inanç; duygu ve hareketlerde ibâdet; hayat sahasında da kanun ve nizam olarak tezâhür etmelidir. Allah’tan başka ilâh olmadığına şehâdet etmek, böyle kâmil bir şekilde olmadıkça Allah’a ve İslâm’a saygısızlık yapılmış olur.
Bu kaidenin tatbiki insan hayatının bütünüyle Allah’a yönelmesidir. Böylece insanoğlu bütün işlerinde ve hayatın her safhasında Allah’ın hükmüne mürâcaat ederek buna tâbi olur ve Allah’ın hükmünü kendi düşünce ve görüşüne tercih eder.
Allah’ın hükümlerini insanlara ulaştırıp tebliğ eden Rasûlullah (s.a.s.)’tır. Rasûlullah’ı önder tanıyıp onun izinden gitme kaidesi ise İslâm’ın ilk şartı olan şehâdet kelimesinin ikinci rüknünü temsil eder. “Şüphesiz Muhammed Allah’ın rasûlüdür.” (48/Fetih, 29) İşte İslâm’ın dayandığı ve temsil ettiği temel ilkenin ikincisi. Bu kaide bütün yönleriyle hayata tatbik edildiği zaman, en mütekâmil bir nizam ortaya çıkar. Allah’ın râzı olduğu nizam budur.
İslâm, hiçbir zaman nazarî inanç ve birtakım şekilsel ibâdetlerden ibâret değildir. Bir yandan birtakım ibâdetler yapmak, diğer taraftan da fiilen mevcut olan câhiliye toplumunun faal bir üyesi şeklinde çalışmak bir arada bağdaşamaz.
İslam’ın hedefi, câhiliyyeyi ortadan kaldırmaktır. Bunun için de yeni ve faal/aktif bir kadronun oluşturulması lâzımdır. Bu kadro, yaşama tarzıyla, düşünce yapısıyla, sosyal düzeniyle (cemaat yapısıyla), değer yargısı ve kaynağıyla, kısaca her şeyiyle İslâm metoduna uygun hareket eden bir cemaattir. İşte, ancak böyle bir kadro, yeniden İslâm ümmetini oluşturur ve Allah’ın şu övgüsüne mazhar olur: “Siz, insanlar içinden seçilip çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz. Çünkü iyiliği emreder, kötülüğe karşı çıkar ve Allah’a inanırsınız.” (3/Âl-i İmrân, 110). “İşte böylece sizleri mûtedil (orta, âdil, dengeli) bir ümmet kıldık. İnsanlara şâhid (örnek) olasınız ve Peygamber de size şâhid/örnek olsun diye...” (2/Bakara, 143).
Dostları ilə paylaş: |