Kur’ân’a Göre Hıristiyanların İslâm’a Zıt Olan Bazı Temel İnançları
Hıristiyanlar, Dinlerinde Aşırı Giderler:
Kur’ân-ı Kerim, ehl-i Kitabın ve özellikle hıristiyanların dinde aşırılıklarla hak dini bozduklarını ifade ederek, bundan vazgeçmelerini emreder:
“Ey Kitap ehli, dininiz hususunda haddi aşmayın. Allah’a karşı hak olandan başkasını söylemeyin.” (4/Nisâ, 171)
“De ki: ‘Ey ehl-i Kitap, dininizde haksız yere haddi aşmayın. Bundan evvel gerçekten hem kendileri sapmış, hem de bir çoğunu saptırmış ve (hâlâ da) dümdüz yoldan sapagelmiş bir kavmin hevâsına (ve hevesine) uymayın.” (5/Mâide, 77)
Hıristiyanlar ‘Allah İsa’dır’ Dediler:
Kur’An’da, hıristiyanların dindeki aşırılıklarının bir sonucu olarak, Allah’a inanç konusunda tevhidden ayrılarak şirke düşmeleri vurgulanır ve gereken cevaplar verilir:
“Gerçekten ‘Allah, Meryem oğlu Mesih’in kendisidir’ diyenler, and olsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: ‘O halde, Allah, Meryem oğlu Mesih’i, anası (Meryem’i) ve yeryüzünde bulunanların hepsini öldürmek isterse, Allah’a karşı kimin elinden bir şey gelir?” (5/Mâide, 17)
Doğumlu ve ölümlü olanların ilâh olamayacakları, bu âyette hatırlatılmaktadır.
“Meryem oğlu Mesih (İsa) gerçekten Allah’tır’ diyenler, andolsun kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih (şöyle) demişti: ‘Ey İsrâiloğulları, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Bilin ki kim Allah’a şirk/ortak koşarsa, hiç şüphesiz Allah ona cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zâlimler için yardımcılar da yoktur.” (5/Mâide, 72)
“Onlar Allah’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını), râhiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i (İsa’yı) rabler edindiler. Halbuki hepsine de tek ilâh’a ibâdet/kulluk etmekten başka bir şey emrolunmadı. Ondan başka hiçbir tanrı yoktur. O, bunların şirk/ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (9/Tevbe, 31)
‘İsa Allah’ın Oğludur’ Dediler:
“Yahudiler, ‘Uzeyir Allah’ın oğludur’ dediler! Hıristiyanlar da, ‘Mesih (İsa) Allah’ın oğludur’ dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) önceden kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin. Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar!” (9/Tevbe, 30)
Beydavî’nin de belirttiği gibi, hıristiyanlar bunu, Hz. İsa’nın babasız dünyaya gelmesini imkânsız gördükleri için veya Hz. İsa’nın anadan doğma körü, alacalıyı iyileştirmesini, ölüleri diriltmesini insan olarak imkân dışı gördükleri için söylediler. Halbuki her peygamber, Allah’ın yaratması ve izniyle mûcizeler göstermiştir. Hz. İsa’nın durumu da, peygamberliğini isbat eden mûcizeden başka bir şey değildir.
Hz. İsa’nın, kendinden sonra Allah’a şirk koşulması konusunda, hiçbir suçu yoktur. O, tevhid dinini insanlara tebliğ etmiş, kendisinin de Allah’ın kulu ve peygamberi olduğundan başka bir iddiada bulunmamıştır. Kur’an, Hz. İsa’yı ve onun tebliğ ettiği dini temize çıkarır ve onun adına yalan ve iftira atıp dinde çirkin aşırılıklara gidenlerin maskesini düşürür:
“Hiçbir beşerin, Allah’ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: ‘Allah’ı bırakıp da (gelin) bana kul olun’ demesi mümkün değildir. Bil’akis (şöyle der:) ‘Okumakta ve öğrenmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olun.’ Ve size ‘melekleri ve peygamberleri ilâhlar/tanrılar edinin’ diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, hiç size kâfirliği emreder mi?” (3/Âl-i İmrân, 79-80)
Âyet-i kerimeden net olarak anlaşılmaktadır ki Hz. İsâ, insanları İslâm’a davet etmiş, onları müslüman olmaya çağırmış; teslise, yani şirk ve küfre kesinlikle müsaade etmemiştir.
Hıristiyanlar Teslisi (Üçlü İlâh Anlayışını) Kabul Etmekle Kâfir Oldular:
Bilindiği gibi, muharref hıristiyanlık inancında Baba, Oğul, Rûhu’l-Kudüs’ten oluşan teslis inancı başlıca akide esasıdır. Şimdiki tüm hıristiyanlara göre, teslisi kabul etmeyenler hıristiyan sayılmazlar. Halbuki teslis, açık bir küfürdür; buna inanan kimse kâfir ve müşrik olur:
“Ey ehl-i kitab! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, hak/gerçek olandan başkasını söylemeyin. Mesih, ancak Meryem’in oğlu İsa’dır, (o) Allah’ın rasûlüdür; Meryem’e ulaştırdığı (‘kün=ol’) kelimesi (nin eseri)dir. Allah tarafından (gelen) bir ruhtur. Artık Allah’a ve peygamberlerine iman edin de ‘(İlâh) üçtür’ demeyin. Kendiniz için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek ilâhtır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter. Ne Mesih ve ne de Allah’a yakın melekler, Allah’ın kulu olmaktan çekinirler. O’na kulluktan çekinip büyüklenen kimselerin hepsini (Allah) yakında huzuruna toplayacaktır.” (4/Nisâ, 171-172)
Hıristiyanlar, bir türlü Allah’ın birliği (tevhid) inancına gelememiş, Allah ile peygamberin birbirinden farkını anlayamamışlardır. Hz. Mûsâ ve Hz. İsa, ehl-i kitaba tevhid inancını (İslâm’ı) getirdiği halde, sonradan sapan bu toplumlar Hâtemü’l-enbiyâ’nın sağlam ve aydınlatıcı açıklamalarına rağmen, çoğu tevhidi kabul etmemişlerdir. Hıristiyanlar: ‘baba, oğul ve rûhu’l-kudüs’ten ibaret olmak üzere Allah üçtür, yahut, ‘Allah üç unsurdan meydana gelmiştir, bunların üçü de birbirinin aynıdır, her biri tam ilâhtır ve üçü birden bir tek tanrıdır’ diyerek saçmalamışlardır. Yukarıdaki âyetler, onları, gerçek Allah inancı üzerinde aydınlatmak üzere gelmiştir. Âyette Hz. İsa için “Allah’tan bir ruh” ve “Allah’ın kelimesi” denilmiştir. Âl-i İmrân sûresinin 45-47. âyetlerinde ikinci vasıf açıklanmış, bundan maksadın Allah’ın “kün=ol” demesinden ibaret bulunduğu, Hz. İsa’nın mûcizevî bir şekilde yaratıldığı beyan edilmiştir. Meryem sûresinin 17. âyetinden itibaren de birinci vasıf açıklanmış, “Rûh”un, Cebrâil olduğuna işaret edilmiştir.
“Andolsun ‘Allah üçün üçüncüsüdür (üç tanrının biridir)’ diyenler kâfir olmuştur. Halbuki bir tek ilâhtan başka hiçbir tanrı yoktur. Eğer diyegeldikleri (bu sözden) vazgeçmezlerse içlerinden o kâfir olanlara çok acıklı bir azap vardır.” (5/Mâide, 73)
Yüce Allah, bu âyetlerde teslise inananların kâfir olduklarını açıkça beyan etmiştir. Kâfirler ve müşrikler de cennete kesinlikle giremezler. Teslisi kabul etmeyenleri hıristiyan saymayan bugünkü hıristiyanların cennete gideceğini ileri süren bazı profesörler ve onların tilmizleri büyük bir yanılgının içindedirler; Allah’ın cenneti haram kıldığı müşrik ve kâfirlere cenneti ikram etmek, kimsenin cür’et edebileceği bir şey olmamalıdır.
Dostları ilə paylaş: |