Yakin doğU ÜNİversitesi

3.11. Buluşma Filminin Çözümlemesi

Filmin Künyesi

Yapım : Sinema Vakfı

Yönetmen : Ömer Kavur

Senaryo : Ömer Kavur

Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz

Müzik : Can Hakgüder

Yapım Tarihi : 1995

Vizyon Tarihi : 09 Şubat 1996

Süre : 23ʹ

Oyuncular : Zuhal Olcay (Nesrin), Lale Mansur (Meral), Cüneyt Türel (Selçuk), Nüvit Özdoğru (Doktor).

Tema : Hoşgörü, rekabet, aşk ve zaman.

Filmin Kısa Öyküsü

Meral kocasının mezarını ziyarete gider. Mezarlıkta kocasının eski eşi Nesrin’le karşılaşır. Selçuk öleli 3 yıl olmuştur. Birlikte yürümeye başlarlar ve deniz kenarında bir tepede oturup anılarından ve Selçuk’la olan ilişkilerinden konuşmaya başlarlar.

Meral ve Nesrin çocukluk arkadaşıdırlar. Üniversiteyi birlikte okurlar ve o yıllarda Selçuk’la tanışırlar. Her ikisi de Selçuk’a âşıktır. Selçuk, Nesrin’i tercih etmiş ve onunla evlenmiştir. Bu evlilik, iki arkadaşın arasına mesafe girmesine neden olur. Fakat Nesrin ve Selçuk’un evlilikleri yürümez ve boşanırlar. Boşanma sonrasında bir sergide karşılaşan Selçuk ve Meral arasında bir ilişki başlar ve evlenirler.

Nesrin, öğrencilik yıllarından Meral’in Selçuk’a ilgisini bildiği için boşandıktan sonra bile olsa bu evliliği pek sindirememiştir. Meral’in, Selçuk’la kıskançlık nedeni ile evlendiğini düşünmektedir ve Meral’e evliliklerinde mutlu olup olmadıklarını sorar. Meral, Selçuk’la evliliklerinde mutlu olduklarını fakat onun varlığının hep hissedildiğini söyler. İki kadın bir restorana oturarak Selçuk’tan ve onunla olan ilişkilerinden bahsederler.

Selçuk, Alzheimer hastasıdır. Hastalığı nedeni ile hafıza kaybına uğramaktadır. Önce yeni şeyleri unutacak, daha sonra da eskileri unutacaktır. İlk önce unuttuğu kişi yeni eşi Meral olur. Meral, evde Nesrin’i sormaya başladığından bahseder. Bunun üzerine Nesrin, bir gün Selçuk’tan aldığı gizemli telefonu anlatır. Hafıza kaybının arttığı günlerde Selçuk, Nesrin’i aramış ve kendisine küçük bir çocuğun hikâyesini anlatarak konuşmadan telefonu kapatmıştır. Nesrin, Selçuk’un anlattığı hikâyeden nerede olduğunu anlamış, fakat gittiğinde onu bulamamıştır. Birkaç gün sonra da Selçuk’un vefat haberini alır. Selçuk’un o gün geldiği yer, Meral ve Nesrin’in oturup sohbet ettikleri bu tepedir.

Sohbetleri sona erdiğinde Meral, kalkar Nesrin ise biraz daha kalacağını söyler. İki kadın vedalaşırlar. Meral otomobiline binerek, yeni hayatına doğru yola çıkar. Nesrin ise yalnızlığını paylaştığı kitaplarına ve en önemlisi daktilosuna geri döner.

Buluşma Filminin Yapısal Şeması ve Değerlendirilmesi

Mekân

İç Mekânlar

Arabanın içi, deniz kenarındaki kahvehane, Nesrin’in evi.

Dış Mekânlar

Mezarlık, toprak yol, deniz kenarındaki tepe, kasaba, merdiven, kasabanın kemerli kapısı,

Zaman

Buluşma’da çizgisel zaman anlayışı vardır. Çocukluk arkadaşı olan Meral ve Nesrin yıllar sonra karşılaşırlar. Hikâye, aralarında ayrılık yaşanmasına neden olan erkekle, her ikisi de evlenmiş olan bu iki kadının birbirleriyle hesaplaşmaları üzerine kurulmuştur. İzleyici bu hesaplaşmanın nasıl başladığını, nasıl geliştiğini ve nasıl sonlandığıyla ilgilidir.

Karakterler

Meral, Nesrin, Selçuk, doktor, şekerci adam, garson, balonlu kız, Meral’in telefonda konuştuğu kişi.

Tema ve filmin değerlendirilmesi

Buluşma, Türk sinemasının sorunlarına çözüm bulabilmek için önde gelen yönetmenlerimiz tarafından kurulan Sinema Vakfının finanse ettiği, beşer kısa hikâyeden oluşan iki uzun metrajlı filmden ‘Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey’ içerisinde yer alan kısa filmdir. Diğer uzun metrajlı film ise ‘Yerçekimli Aşklar’dır. Bu filmlerin ana teması sevgi ve hoşgörüdür. Kavur’dan başka İrfan Tözüm, Yusuf Kurçenli, Erden Kıral, Zeki Ökten, Orhan Oğuz, Ali Özgentürk, Atıf Yılmaz, Barış Pirhasan ve Memduh Ün’ün de birer kısa filmi, bu projede yer almaktadır.

Buluşma’da aynı adamla evlenmiş iki kadının yıllar sonra adamın mezarı başında bir araya gelişleri konu edilmektedir. Filmde verilen ‘hoşgörü’ mesajı aynı zamanda kurulan vakfın da manifestosudur.

Çocukluk arkadaşı olan iki kadın çocukken birlikte çok iyi vakit geçirmektedirler. Aynı üniversitede fakat farklı bölümlerde okumuşlardır. Arkadaşlıkları üniversitede de devam eder. Fakat her ikisi de aynı erkeğe âşık olduklarında ikisi arasında gizli bir rekabet başlamıştır. Selçuk’a duydukları aşktan birbirlerine dahi bahsetmezler, sadece hissederler. Fakat bu rekabeti Nesrin kazanır. Çünkü Selçuk, evlenmek için Nesrin’i tercih eder. Bu durum Meral’in Selçuk’a olan ilgisinin farkında olan Nesrin’le Meral’in dostluğu arasına soğukluk girmesine neden olur ve görüşmezler.

Nesrin, öğretmendir. Hırslı, güçlü ve bencil bir karakteri vardır. Modern kadın görüntüsü çizmektedir. Alkol ve sigara kullanır. Mesafeli biridir. Selçuk, başlangıçta Nesrin’in güçlü kişiliğine hayran olarak onunla evlenmiş fakat evliliğin devamında Nesrin’in baskın karakteri sorun yaratarak evliliklerinin boşanmayla sonuçlanmasına neden olmuştur. Nesrin, boşanmalarına rağmen hala Selçuk’a âşıktır. Onun kendisinden boşandıktan sonra Meral’le evlenmesini bir türlü kabul edememiş ve Meral’in Selçuk’a karşı beslediği duyguları bildiği için bu durumun sorumlusu olarak Meral’i görmüştür. Selçuk’un kendisine duyduğu aşktan vazgeçerek bir başkasını sevme fikrini kabul etmek istemez.

Meral ise Nesrin’in zıttıdır. Naif, sıcak, samimi, uysal ve hoşgörülü bir karakteri vardır. Nesrin’le birlikte oturduklarında Nesrin şarap içerken o çay tercih eder. Daha geleneksel, daha uyumlu bir kadın görüntüsü çizmektedir. Antika işiyle uğraşmaktadır. Âşık olduğu erkek, yakın arkadaşıyla evlendiğinde bunu kabullenir ve sevgisini kalbine gömerek, küllenmeye bırakır. Yıllar sonra bir sergi de âşık olduğu adamla yeniden karşılaştıklarında Nesrin’le ayrıldıklarını öğrenir. Selçuk’un göstermiş olduğu ilgiye karşılıksız kalmaz ve Selçuk’la evlenir. Yıllar sonra Selçuk’un mezarı başında Nesrin’le karşılaştıklarında yumuşak bir şekilde ilk konuşmaya başlayan yine Meral’dir ve Nesrin’in suçlayıcı ifadelerine karşın yine aynı yumuşaklıkla cevap verir.

Filmin ana teması hoşgörüdür. Nesrin, emekli olduktan sonra eski eşinin mezarının bulunduğu kasabaya yerleşmiştir. Bu kararı almasında Selçuk’a yakın olmak istemesi ve anılarını kaybetmek istememesi etkili olmuştur. Çünkü sevdiği adamı kaybetmeyi bir türlü kabullenememiştir. Bu nedenle karşılaştıklarında Meral’e saldırgan söylemlerde bulunur. Arkadaşının da yıllarca sevdiği adama kavuşmasına ve mutlu olmasına hoşgörüyle yaklaşmaz. Meral ise yıllarca beslediği sevgiyi kalbinde gizlemiş, sevdiği adam arkadaşını tercih ettiğinde üzülse de onların mutluluğu için bunu kabullenerek hayatına devam etmiştir. Yıllar sonra sevdiği adamla birlikte olma şansını yakalamıştır. Evliliklerinde Nesrin’in varlığını hep hissetse de buna hoşgörüyle yaklaşmış, bu gerçeği kabullenmiştir. Selçuk hastalandığında ilk unuttukları arasındadır. Çünkü sevdiği adamın daha önce başka bir kadınla yaşanmışlıkları vardır. Buna hoşgörüyle bakar. Balıkçı lokantasına oturdukları sırada şekercinin uzattığı mani şekerinden Meral adına çıkan mani de ‘Kim onun uğrunda canıyla oynarsa varlığından kurtulur. Sevgilinin yolundan, iyiden, kötüden kurtulur’ yazar. Meral’de Selçuk’un Nesrin’e aşkını saygıyla karşılamış, onun mutluluğu için kendi mutluluğundan vazgeçmiştir. Bu nedenle Selçuk’un ölümünden sonra onu sevmekten vazgeçmemiş ama kendisine yeni bir hayat kurabilmiş, evlenmiştir. Hayatına devam etmektedir.

Filmde zaman teması da ele alınmıştır. Selçuk, hastalığına bağlı olarak hafızasını kaybeder. Önce yeni anılarını sonra ise eski anılarını bir bir unutacaktır. Meral, Nesrin’den sonra yaşantısına girdiği için önce onu unutur. Seyircinin zaman algısını sorguladığı bir diğer olguda balonlu kız hikâyesidir. Selçuk’un Nesrin’e anlattığı balonlu kızın filmin son sahnelerinden birinde karşımıza çıkması sonrasında Nesrin’i daktilo başında bir şeyler yazarken gören seyirci, bu öykünün Nesrin’in yazdığı bir hikâye mi yoksa gerçekten Selçuk’un rüyası mı olduğu konusunda ikilemde kalmaktadır.