YAPILANDIRMACILIK
Sosyal yapılandırmacılara göre, bireyin içinde yaşadığı toplumsal çevre kültür, öğrenme sürecinde önemli bir belirleyicidir. Eğitim açısından jean piaget, felsefi açıdan Thomas Kuhn, sosyal açıdan Lev Vygostky ile ilişkilendirilmektedir. Modernitenin dayattığı tek doğrulu dünya, postmodern yaklaşımlar ile birlikte yapılandırmacılığın dayattığı sonsuz doğrulu dünya ikilemin aşılaması için mutedil olma, ihtiyaca göre çözümler bulmak gereklidir.1
Okul,“Toplumu daha demokratik yapma” ve “daha adil ve insani bir dünyanın inşasına katkı verme” gibi temel kuramsal amaçlardan her gün uzaklaşmakta yeni bir egemenlik ve ehlileştirme aygıtına dönüşmektedir. Sosyal adaletsizliği ve eşitsizliği meşrulaştıran bir aygıta dönüşmektedir. Modern okul, insan zihnini akılını ve gönlünü ve nefsini terbiye etme yerine egemen sınıfların araçsal ideolojilerine hizmet eden bir araç durumuna dönüşmektedir. Ahlak zemininden mahrumdur. Yaşamın amacını ve sırrını vermemektedir. Eğitim programlarının temel felsefesini oluşturan yapılandırmacılık teknokratik ve şirket ideolojisini meşrulaştıran bir liberal burjuvazi söylemidir. Her teori ve bundan beslenen eğitim reformları, teorinin geliştirildiği toplumda egemen olan söylem ve politikalara hizmet eder. Her medeniyet telakkisi kendi insan model ve tipini öğretir. liberel bakış açısına göre ihtiyaç insanın kendi egosuna göre belirlenir. Yapılandırmacılık, bireyin anlam inşa etmesini ön plana çıkarırken öğrenmenin meydan geldiği makro sosyal ve politik bağlamı göz ardı etmektedir. Kısıtlı dil koduna sahip yoksul ailelerden gelen çocukların anlamı ve bilgiyi inşa etme sürecinde dezavantajlı duruma düşmelerini sürdüren bir işlev görmektedir. Sosyal farklılıkların neden olduğu adaletsizlik ve bu adaletsizliği besleyen makro politik ve sosyal bağlamı göz ardı etmektedir.2
Yapılandırmacılık piaget’in bilişsel gelişim ve bilginin oluşumu ile ilgili çalışmalara dayalı olarak geliştirilmiş bir öğrenme yaklaşımı olup, kesinlikle bir öğrenme yöntemi ya da stratejisi değildir. Yapılandırmacılık öğrenme yaklaşımın temelinde bilginin ya da anlamın dış dünyada bireyden bağımsız var olmadığı ve dışarıdan bireyin zihnine aktarılmadığı, tam tersine birey tarafından bizzat zihinde yapılandırıldığı görüşü yatmaktadır. Öğrenme; öğrencinin öğretmeni, arkadaşları ve bilgiyle etkileşerek kendi bireysel anlamını oluşturması sürecidir. Yapılandırmacılıkta “nasıl” öğrendikleri “ne” öğrendikleri sorusundan daha önemlidir. Bu nedenle öğretmenler öğrencilerin neler öğreneceklerini düşünmek yerine, onların hangi koşullarda nasıl daha etkili öğreneceklerini ve onların hangi yöntem teknik ve araç-gereçleri işe koşarak etkileşime geçirebileceklerini düşünürler. Öğrenciler bilgileri kendilerine sunulan biçimiyle değil, zihinlerinde bizzat yapılandırarak anlamalı hale getirirler. Yapılandırmacı yaklaşımla birlikte, okul yaşantıları ve gerçek yaşam durumları arasındaki ilişkiler kuvvetlendirilmekte, öğrenmelerde velinin rolü artırmaktadır.3
Yapılandırmacı yaklaşım öğrencilerin tekrar edebileceklerine değil, üretebilecekleri ve sergileyeceklerine odaklanır. Eğitimcinin görevi bilgiyi dağıtmak değil, öğrencinin bilgiyi oluşturmasına destek ve olanak sağlamaktır. Teknoloji; insan hayatının kalitesini arttırmak amacıyla yaratıcılık ve zekânın, bilim sanat mühendislik ekonomi ve sosyal çalışmayla oluşturulan bir bileşimdir. Tasarım ise zihinde canlandırılan biçimdir.4
Dostları ilə paylaş: |