Parti Binasına Saldırı
Diyarbakır’ın Yenişehir İlçesi’nde 24 Haziran 2011’de AKP ilçe binasının önüne bırakılan ses bombasının patlaması sonucu binada maddî hasar meydana geldi. (ANF - 24 Haziran)
Rektör Talimatıyla SES’e Baskın
Çukurova Üniversitesi Rektörü Alper Akınoğlu, hakları için mücadele eden sağlık emekçilerini sindirmek için zorbalığa başvurdu. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Emekçileri Sendikası (SES) Balcalı İşyeri temsilciliği, Akınoğlu’nun talimatı ile basıldı. Temsilciliğin kapısı kırıldı, eşyaları tahrip edildi. Akınoğlu, temsilciliğin kapısının kırılmasını inkar etmeyerek içerdeki klimanın üniversiteye ait olduğu için kırdırttığını kabul etti. SES yöneticileri ise işyeri temsilciliğinin üniversite tarafından klima ile birlikte tahsis edildiğini vurgulayarak, ses cihazlarının, bayraklarının ise çalındığını belirttiler. SES ve Dev Sağlık üyesi emekçiler, yapılan zorbalığın hakları için verdikleri mücadelenin bastırılması için yapıldığını dile getirdiler. (Evrensel – 27 Haziran)
KAYIPLAR VE FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER
Çarkın: 'Ağar Ve Çiller Cinayetleri Biliyordu'
Eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın, 1990’lı yıllarda işlenen cinayetlerden İbrahim Şahin, Mehmet Ağar ve Tansu Çillerin ‘haberdar’ olduğunu söyledi. Avukat Yusuf Ekinci'nin 1994'te öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın mahkeme ve savcılıkta önemli itiraflarda bulundu. İbrahim Şahin’in cinayetlerden bilgisinin olduğunu kaydeden Çarkın, Korkut Eken’in de danışman olarak görev yaptığını anlattı. Çarkın’ın, mahkemede verdiği ifadesinde üst düzey devlet görevlileri hakkındaki bilgiler yer almadı. Ancak Çarkın, savcılıkta ifade verdiği sırada Mehmet Ağar ve Tansu Çiller’in de olaylardan haberdar olduğunu belirttiği öğrenildi.(ANF - 7 Haziran)
35 MGK Üyesine Faili Meçhul Davası
Çarkın’ın ifadeleri doğrultusunda binlerce cinayetten sorumlu tutulan 35 eski MGK üyesi hakkında suç duyurusu yapıldı. Şüpheliler arasında Demirel, Çiller, Yılmaz, Baykal ile 2 eski Genelkurmay Başkanı da var. Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekat polisi Ayhan Çarkın’ın medyada gündeme gelen açıklamalarıyla ilgili, aralarında eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski başbakanlar Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve iki eski genelkurmay başkanının da olduğu, dönemin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Başkanı ve üyesi 35 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu.(Star - 8 Haziran)
Cinayetler MGK Operasyonu
Öldürülen eski DEP Ankara İl Başkanı Avukat Faik Candan’ın amcası İbrahim Candan, yeğeninin 2 Aralık 1994 tarihinde Sıhhiye’de bir araçla kaçırıldığını, Bala İlçesi’ndeki bir kuyuda cesedinin bulunduğunu hatırlattı. O dönem Adalet Bakanı Mehmet Moğoltay’la görüştüğünü ifade eden amca Candan, “Bana ‘Yapacağım bir şey yok. Ben de Kürdüm, benim de hayatım tehlike de’ dedi. Buna koruması da şahittir” diye konuştu. İbrahim Candan, şöyle devam etti: “Bu olayların emrini veren kim olursa olsun baş sorumlusu Mehmet Ağar’dır.(Taraf–8 Haziran)
Savcı Gömün Dedi, Belediye Kazdı, Jandarma Gömdü
Bir toplu mezar da Hatay’ın Erzin ilçesinde ortaya çıktı.19 Mart 1998 tarihinde Erzin, Dörtyol, Osmaniye kırsalında ‘Darbe2’ ismiyle yapılan operasyonda ölen 8 PKK’linin bazılarının kimliklerinin bilinmesine rağmen ailelerine teslim edilmeyip, topluca dere yatağına gömüldüğü belirlendi Defin işleminin savcılık talimatıyla yapıldığı ve 8 PKK’linin belediyenin açtığı çukura gömüldüğü öğrenildi. Ölenlerden Ercan Kavak’ın annesi Hanım Kavak ile Süleyman Barış’ın babası Hüseyin Barış 10 Şubat 2011 tarihinde İHD Adana Şubesine başvurarak hukuki yardım talebinde bulundular. Avukat Tugay Bek ve Sevil Aracı tarafından Erzin Cumhuriyet Savcılığına başvuruda bulunulmasının ardından savcılık jandarma ve belediyeye olayı sordu. Jandarmanın verdiği cevap; “Savcılık gömün dedi gömdük” şeklinde oldu. Savcılık başvuruya ilişkin net bir cevap vermemiş olmasına rağmen avukatlarla yapmış olduğu görüşmede olayda zaman aşımı olduğu ve cesetler hakkında bir işlem yapılamayacağını ileri sürdü.(Evrensel–9 Haziran)
Faili Meçhul Mermi
Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın'ın "O cinayetler MGK ve devletin bilgisi altında işlenmişti" itirafının ardından yeniden gündeme gelen Namık Ekinci dosyasında bir skandal daha ortaya çıktı. Radikal, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan'ı öldüren kurşunların cinayetten tam 16 yıl sonra ilk kez balistik incelemeye yollandığını, ancak geçen süreçte mermilerdeki tüm izlerin silindiğini ortaya çıkarmıştı. İkinci skandalsa dönemin Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yıllarca adli emanette saklanan mermiler için "Namık Erdoğan'ı vuran mermiler bulunamamıştır" diye yazdığının anlaşılması oldu. DGM'nin "Yok" dediği mermiler ise olay yerinde bulunup savcılığın adli emanetine 1994/146 sıra numarasıyla kaydedildikten tam 16 yıl sonra, 2010'da 'balistik inceleme'ye gönderildi. Ancak emniyetten gelen raporda zamanın mermilerdeki tüm izleri sildiği belirtildi. 1994'te öldürülen Namık Ekinci için 2011 yılı itibariyle hâlâ dava açılmış değil. (İslahhaber–9 Haziran)
Çiller Ve Ağar Hakkında Suç Duyurusu
Susurluk davasının önemli isimlerinden eski özel harekât polisi Ayhan Çarkın'ın basına sızan "Namık Erdoğan'ı ben öldürdüm" itirafının ardından Namık Erdoğan'ın kızı Begüm Erdoğan dönemin başbakanı Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın da aralarında bulunduğu sekiz kişi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda Erdoğan'ın 9 Mayıs 1994'te Kırıkkale yakınlarında kafasına tek kurşun sıkılarak öldürüldüğü hatırlatıldı, kullanılan silahın Susurluk bağlantılı faili meçhul cinayetlerde kullanılan silahlarla aynı marka olduğu da vurgulandı.(ANF - 16 Haziran)
Van'da Bir Mezarda 41 Kişi!
Van'ın Çatak ilçesinde 41 kişinin bulunduğu mezara ulaşan aileler, çocuklarının kemikleri ve giysileriyle karşılaştı. PKK'lileri konu alan bir kitap çalışması için dağa çıkan Alman İnsan Hakları Savunucusu ve Sosyolog Andrea Wolf'un da aralarında bulunduğu 41 kişilik toplu mezarda bulunanların birçoğunun sağ yakalandıktan sonra infaz edildiği iddia ediliyor. (İslahhaber–17 Haziran)
PKK’liler Toplu Mezara Dosyaları Fırına Gönderildi
Bitlis’in Mutki İlçesi’nde ortaya çıkan toplu mezarlara bir yenisi de Tunceli’de eklendi. 11 Nisan 1997 yılında çıkan çatışmada öldürülen 18 PKK’linin toplu mezara gömüldüğü Malatya Cumhuriyet Savcılığı’nın resmi tutanaklarıyla saptandı. Öldürülenlerden 16’sının kimliklerinin belirlenmemiş olmasına rağmen dosyaları ise imha edilmek üzere ilgili birime gönderildi. Tunceli ili Çemişgezek İlçesi Gözlüçayır Köyü Körkaya mevkiinde 11 Nisan 1997’de çıkan çatışmada yaşamını yitiren 18 PKK’linin 16’sının kimlikleri tespit edilmeden gömüldüğü savcılık kararıyla ortaya çıktı.(Taraf–19 Haziran)
Önce Kaybettiler Sonra Ceza Verdiler
17 yıl önce İstanbul’da gözaltına alınarak Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne götürülen, ancak bir daha haber alınamayan Üniversite Öğrencisi Cüneyt Aydınlar’la ilgili hukuk skandallarının ardı arkası kesilmiyor. Fezlekede, hem “Gözaltından salıverildi” hem de “Yer gösterme esnasında polisin elinden kaçtı” denilen Aydınlar, aynı gün gözaltında bulunan arkadaşlarına göre ise, işkenceden öldürüldü. Cumartesi Anneleri Aydınlar’ın akıbetini sorunca İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi 2009’da yeni bir dava açtı. . Görevli polislerin Aydınlar’ın firar ettiğini iddia etmesi üzerine Savcı Tolay, hazırladığı iddianame ile Aydınlar için gıyabi tutuklama kararı çıkardı. Sonra “örgüt yöneticiliği”nden ceza verdi. Yargıtay ise cezayı az buldu.(Evrensel–22 Haziran)
Mardin Kapı Mezarlığında 4 Kişiye Ait Kemikler Çıkarıldı
Diyarbakır'daki Mardinkapı Mezarlığı'nda faili meçhul cinayete kurban gidenler için yapılan kazıda, 4 kişiye ait kemikler bulundu. İtirafçı Abdülkadir Aygan'ın ifadeleri üzerine Diyarbakır-Hani kara yolunun Karaçalı ve Deveyolu mevkisinde 1994-1996 yıllarında öldürüldükleri bildirilen Fethi Yıldırım ile Hakkı Kaya'nın cesetlerinin bulunması için söz konusu yıllarda kimsesizler mezarlığına defnedilen 4 cesetten geçen yıl alınan örneklerin Kaya ve Yıldırım'ın ailesinden alınan örneklerle uyumlu olmadığı belirlendi. Adli Tıp Kurumunca hazırlanan rapor üzerine Kaya ve Yıldırım aileleri, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak, Kimsesizler Mezarlığında tespit edilen bazı mezarlarda kazı yapılmasını talep etti. Bu talep üzerine özel yetkili cumhuriyet savcısı gözetiminde kimsesizler mezarlığında kazı çalışması başlatıldı. İki ayrı noktadan yapılan kazılarda 4 kişiye ait kemikler bulundu. Kemikler inceleme için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.(ANF - 23 Haziran)
18 Yıl Sonra Oğlunun Mezarını Buldu
Diyarbakır'ın Kulp (Pasûr) İlçesi Eskar (Yaylak) Köyü’ne bağlı Simetaq Mezrası kırsalında 1993 yılı Haziran ayında yaşamını yitiren 12 kişiye ait toplu mezar bulundu. 12 kişiden biri olduğu belirtilen Murat Aytin’in akıbetini öğrenmek için 18 yıl boyunca uğraşan anne Nezire Aytin, oğlunun Gêliyê Eskarê denen bölgede 11 arkadaşıyla birlikte toplu olarak gömüldüğü bilgi üzerine, söz konusu alanda arama başlattı. Mezar yerine ilişkin günlerce köylülerden bilgi toplayan Aytin ailesi, sonunda oğulları ve arkadaşlarının gömülü olduğu yeri tespit edebildi. Kısa bir kazı işleminin ardından cenazelere ulaşıldı. Kazdıkları yeri, tekrar kapatan Aytin ailesi, diğer PKK’lilerin ailelerinin henüz bulunmadığını, bu nedenle aileler bulunduktan sonra beraber savcılığa başvuracaklarını kaydetti. (Evrensel - 25 Haziran)
Kemikleri De Olsa Versinler, Razıyım
12 Eylül darbesinden bir gün sonra gözaltına alınan ve 31 yıldır kayıp olan Cemil Kırbayır için Kars'ta yürüyüş yapıldı. 103 yaşındaki Anne Kırbayır, ''Devletsin, çocuğumun mezarını çıkartacaksın. Çocuğumun cenazesini istiyorum. Cenazemi bana versinler'' diye konuştu. (İslahhaber–26 Haziran)
"Faili Meçhuller Devlet Politikasıydı"
Eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın'ın "faili meçhuller MGK kararıydı" çıkışının ardından 1993 yılında kurulan TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetler Araştırma Komisyonu üyesi Hüsamettin Korkutata, 1990'lı yıllarda işlenen cinayetlerden devletin haberi ve bilgisi olduğunu söyledi. "Maalesef bu devletin yanlış bir politikasıydı" diyen Korkutata, dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in, "Devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir" sözlerini duyan devlet görevlilerinin her türlü kanunsuzluğu yaptığını söyledi. (İslahhaber–29 Haziran)
KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİ
Polisle Tartıştı, 10 Günlük İş Göremez Raporu Aldı
Şırnak'ın Silopi ilçesinde yol verme yüzünden polislerle tartışan Ramazan Kayar, polisler tarafından darp edildi. Silopi'de beyaz eşya bayiliği yapan Ramazan Kayar, evine giderken 2'nci Cadde üzerinde bir pastanenin yanında ters yönde duran ve uzun farlarını yakan araçtaki polisleri uyarınca, aynı polisler tarafından darp edildi. Bir grup polis tarafından darp edilen Ramazan Kayar'a Silopi Devlet Hastanesi'nde 10 gün iş göremez raporu verilirken, Kayar polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu.(ANF - 1 Haziran)
Sudaki Siyanür 221 Kat Fazla!
SES İzmir Şubesi, zehirlenmelerin meydana geldiği Kütahya’nın Tavşanlı İlçesi Dulkadir köyünden aldığı su numunelerini analiz ettirmesi sonucu sudaki siyanür miktarının olması gerekenden 221 kat fazla oranda olduğu oraya çıktı.(ANF - 18 Haziran)
Küçük Bülent Az Kalsın Yanarak Ölüyordu
Adana’da PKK yanlısı gösteri yapan grubun attığı molotof kokteyller babasıyla ekmek almaya giden 6 yaşındaki Bülent Altın’a isabet etti. Alevler arasında kalan küçük çocuk çevreden yetişenler ve polis ekiplerinin müdahalesiyle hastaneye kaldırıldı.(Taraf–18 Haziran)
86 Yaşında Ve Kör: Maaşı Kesildi, Bakan Sözünü Unuttu
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde ikamet eden ve her iki gözü görmeyen 86 yaşındaki Mehmet Zeydin, Silvan Kaymakamı’nın bir senedir yaşlılık ve özürlü maaşını kestiği için dilenerek geçiniyor.(ANF - 25 Haziran)
Gaz Bombasıyla Sol Gözünü Yitiren Caruş Taburcu Edildi
Hatip Dicle’nin vekilliğini düşürmesi ve tutuklu 5 milletvekilinin tahliye edilmemesini protesto yürüyüşünde polisin attığı gaz bombasıyla sol gözünü kaybeden Hüseyin Caruş, taburcu edildi. Caruş’un sağlık durumuna ilişkin DİHA'ya konuşan babası Hüseyin Caruş, dün öğlen saatlerinde oğlunun taburcu edildiğini belirterek, oğlunun bir süre daha evde tedavi göreceğini ifade etti. (Evrensel-29 Haziran)
CEZAEVLERİ
Aras’ın Raporları Beklemede
Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü bulunan kanser hastası Mehmet Aras’ın raporlarına halen bir cevap verilmezken, Aras’ın sağlık durumunun iyi olmadığı ve psikolojisinin artık cezaevi koşullarını kaldıramayacak durumda olduğu ifade edildi. Aylardır Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tutulan Aras’ın raporlarının Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nde işlemlerinin halen bitmediği ve bu prosedürün Aras’ı ölüme götürdüğü belirtildi.(Evrensel–6 Haziran)
Cezaevleri Doldu Taştı
2001 yılında cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı 55 bin 209 iken, AKP’nin 9 yıllık iktidarı döneminde bu sayı, 67 bin gibi rekor bir artışla 122 bin 404 oldu. Cezaevlerinin toplam kapasitesi ise 100 bin. Adalet Bakanlığı verilerine göre, tutuklu ve hükümlülerin toplam sayısı, ceza infaz kurumlarının toplam kapasitesini aştı. Türkiye’de çocuk cezaevleri dahil olmak üzere 370 ceza ve infaz kurumu bulunurken bunların toplam kapasitesi ise 100 bin civarında. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifleri Genel Müdürlüğü sitesinde yer alan son istatistikler olan Ocak 2011 istatistiklerine göre ise, cezaevlerinde 122 bin 404 kişi bulunuyor.(Evrensel-9 Haziran)
80 Yaş Üzeri 69 Kişi Cezaevinde
Cezaevlerinde bulunan 122 bin 404 kişiden 35 bin 183’ü tutuklu, 20 bin 224’ü hükmen tutuklu, 66 bin 997’si ise hükümlü. Cezaevlerinde bulunan çocuk sayısı ise 2 bin 168. Cezaevinde bulunan 122 bin 404 kişiden 118 bin 67’si erkek, 4 bin 337’si de kadın. Cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin yaş dağılımlarının yer aldığı istatistiğe göre ise, Türkiye’de bulunan cezaevlerinden 80 yaş ve üzerinde 69 kişi bulunuyor. Cezaevinde ayrıca 100’ün üzerinde durumu aciliyet arz eden ve tedavi edilmemesi durumunda hayatını kaybedecek durumda olan hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor.(Evrensel–9 Haziran)
10 Yılda Hastalıktan 913 Kişi Cezaevinde Öldü
İHD’nin 2011 yılı verileri, cezaevlerinde sayıları hızla artan hükümlü ve tutukluların olumsuz yaşam koşulları nedeniyle pek çok hastalığa yakalandığını ortaya koydu. İHD verilerine göre 2000- 2010 yılları arasında hükümlü ve tutukluların 1318’i normal ölümle, 913’ü hastalıktan, 401’i intihar iddiasıyla öldü, 38’i diğer tutuklular tarafından öldürüldü. İnsan Hakları Derneği’nin verilerine göre tutuklu ve hükümlüler en fazla kalp, kanser, felç, hafıza kaybı, strese dayalı mide hastalıklarına yakalanırken, başında şarapnel parçası ile yaşayanlar da bulunuyor. (ANF - 12 Haziran)
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde Baskı
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde kalan Haydar Duymaz’ın cezaevi müdürü ve gardiyanlar tarafından darp edildiği 12 Haziran 2011’de öğrenildi. (Özgür Gündem - 12 Haziran)
Van F Tipi Cezaevi’nde Baskı
Van F Tipi Cezaevi’nde kalan İbrahim Özgen’in “yüksek tansiyon”, “kronik böbrek yetmezliği” ve “kalp damar tıkanıklığı” gibi rahatsızlıklarının bulunmasına rağmen tahliye edilmediği 15 Haziran 2011’de öğrenildi. (Özgür Gündem–15 Haziran)
Devam Eden Cezaevleri Operasyonu Davası
19 Aralık 2000’de 20 cezaevinde düzenlenen ve 32 kişinin öldürüldüğü “Hayata Dönüş Operasyonu” kapsamında yedi mahkûmun yaşamını yitirdiği Ümraniye Cezaevi’ndeki (İstanbul) müdahaleyle ilgili olarak 399 tutuklu ve hükümlü hakkında “cezaevi idaresine isyan ettikleri”, “patlayıcı madde bulundurdukları” ve “insan yaraladıkları” suçlamalarıyla açılan davaya, 15 Haziran 2011’de Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.Duruşmada tutuklu sanıklar İnan Gök, Ümit İlter ve Sezgin Çelik ile tutuksuz sanık Yunus Bolukoç’un savunmalarını alan mahkeme heyeti, mahkeme heyetindeki bir üyenin değişmesi nedeniyle savcının esas hakkındaki mütalaasını değerlendirmek için duruşmayı 12 Ekim 2011’e erteledi. (halkinsesitv.com - 15 Haziran)
Karataş Kadın Cezaevi’nde Baskı
Adana Karataş Kadın Cezaevi’nde 15 Haziran 2011’de Özlem Aydın adlı tutuklunun hastaneye götürülürken “ince arama” adı altında elbiselerinin çıkarılmak istenmesine karşı çıktığı için darp edildiği bildirildi. (ozgurradyo.com - 16 Haziran)
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde Baskılar
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde kalan Erdinç Akçıl’ın 13 Haziran 2011’de avukatıyla görüşmeye giderken kendisine dayatılan “ince arama” uygulamasına karşı çıktığı için darp edildiği öğrenildi. (TİHV - 17 Haziran)
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde Baskı
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde kalan Haydar Duymaz, 2 Haziran 2011’de koğuşuna düzenlenen baskında gardiyanlar tarafından darp edilerek tek kişilik hücreye gönderildi. (Özgür Gündem - 19 Haziran)
Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde Baskı
Ankara Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde 1 Mayıs 2011’de İşçi Bayramı dolayısıyla slogan atarak marş söyleyen mahkûmlardan altısına “gereksiz yere slogan atıp marş söyledikleri” gerekçesiyle “bir ay ziyaret yasağı” 57’sine ise “bir ay haberleşme ve iletişim araçlarından yoksun bırakma” cezası verildiği 20 Haziran 2011’de öğrenildi. (Radikal - 20 Haziran)
Cezaevinde Sakal Baskısı
Osmaniye T. Tipi Cezaevindeki bazı mahkûmların sakal yüzünden baskı gördüğü, ziyaretine gelen ailelerinden başörtülü bayanların ise örtüleri konusunda sıkıntılara mazur bırakıldığı belirtildi. Osmaniye Toprakkale T. Tipi Cezaevinde yatmakta olan bazı mahkûmların; kendilerini A Takımı diye adlandıran özel güvenlikçiler tarafından zulme uğradıkları, sakallarını kesmeleri yönünde baskı gördükleri ve görüşlerine gelen bayan yakınlarının pardösü ve çarşaflarını çıkartmaları aksi takdirde görüştürülmeyecekleri yönünde haksız uygulamalara maruz kaldıkları iddia edildi. Konuyla ilgili görüştüğümüz Osmaniye T. Tipi Cezaevinde hükümlü olarak bulunan Enver Kaplan'ın kardeşi Mehmet Kaplan iddiaların doğru olduğunu söyledi.(haksozhaber.net- 22 Haziran )
Tutuklu Vekile Görüş Cezası
Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun tutuklu bulunan Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız’a, açlık grevine girdiği gerekçesi ile Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi yönetimi tarafından 4 ay açık görüş cezası verildi.12 Haziran seçimlerinde 39 bin 351 oy alarak Şırnak’tan seçilen BDP destekli bağımsız milletvekillerinden biri olan Faysal Sarıyıldız’ KCK sanığı dört milletvekili gibi tahliye kararı çıkmadığı için hala demir parmaklıklar ardında. Milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinden çıkamayan Sarıyıldız’ın bir de cezaevinde ceza aldığı öğrenildi.( Taraf–26 Haziran)
Ereğli B Tipi Cezaevi’nde Ölüm
Konya’nın Ereğli Belediyesi’ne 25 Mart 2011’de düzenlenen operasyon sonucu “ihaleye fesat karıştırdığı” iddiasıyla tutuklanan İhale Raportörü İbrahim Ekici’nin (44), Ereğli B Tipi Cezaevi’nde kaldığı koğuşta kireç çözücü içerek intihar ettiği, 26 Haziran 2011’de öğrenildi. (ntvmsnbc.com - 26 Haziran)
Silifke M Tipi Cezaevinde Ölüm
Mersin’in Silifke İlçesi’nde bulunan M Tipi Cezaevi’nde “cinayet” suçundan kalan Mustafa Bacaksız’ın 29 Haziran 2011’de kaldığı koğuşta kendisini astığı iddia edildi. (ANF–29 Haziran)
PKK'li Duymaz Ölüm Orucuna Girdi
Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi'nde tek kişilik hücrede bir aydır açlık grevinde bulunan PKK hükümlüsü Haydar Duymaz avukatı aracılığıyla ölüm orucuna girdiğini duyurdu. Avukat Sezin Uçar, Adalet Bakanlığı'ndan heyet talebinden bulunurken, görüş yasağı olan Duymaz'ın annesi Fidan Duymaz, "Cezaevi idaresi oğlumun ölmesini istiyor" dedi. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde 3 yıldır PKK'den yatan Haydar Duymaz, bir ay önce gardiyan ve cezaevi müdürünün saldırısına uğradıktan sonra tek kişilik hücreye konulmuştu. Hücrede açlık grevi başlatan Duymaz'ın ölüm orucuna girdiği avukatı tarafından açıklandı. Avukat Sezin Uçar, Duymaz'ın, Adalet Bakanlığı'ndan bir heyetin cezaevindeki işkence olayını raporlaştırmadığı sürece açlık grevini sürdüreceğini kendisine ilettiğini ifade etti.(ANF - 30 Haziran)
İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ HAKLARI
İstanbul Tıp’ta Asistanlar Ayakta
İstanbul Üniversitesi Hastanelerinde çalışan asistan ve uzman hekimlerle, diş hekimliği doktora öğrencileri ve sağlık personelleri çalışma sürelerine ve performans sistemine karşı ayağa kalktı. Asistan hekimler, Aralıksız 33 saat çalıştırılmalarını ve performans sistemindeki adaletsizlikleri protesto etti. İstanbul Tıp Fakültesi Temel Bilimler binası önünde bir araya gelen hekimler, çalışma saatlerinin düzeltilmesini, performans sisteminden vazgeçilmesini istedi.(Evrensel–1 Haziran)
Petrol-İş Üyesi İşçiler 1 Saat İş Bıraktı
PETROL-İŞ Sendikası üyesi kamu işçileri Türk-İş’in kamu toplusözleşme sürecini iyi yönetememesi ve hükümetin işçileri ciddiye alan bir adam atmamasını protesto etmek için 1 saat iş bıraktı. TPAO, BOTAŞ, ETİ MADEN, MAKİNA KİMYA, AFYON ALKOLOİD işyerlerinde çalışan Petrol-İş üyesi 6 bin 250 işçi dün sabah işe bir saat geç başladı. Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın yaptığı açıklamada, kamu toplu iş sözleşmelerinin hem ilgili sendikalar hem de Türk-İş tarafından doğru bir planlamayla yapılmadığını belirtti.(Evrensel-1 Haziran)
Bici Bici Esnafı: ‘İşgalci Değiliz’
Adana’da Menderes Bulvarı üzerinde Çukurova’ya has bici bici denilen tatlıyı satarak hayatlarını kazanan esnafın tezgâhlarının polis ve zabıta zoru ile yıkılması protesto edildi. Belediye tarafından 'görüntüyü bozuyor' gerekçesi ile tezgâhları yıkılan bici bici esnafı İnönü parkında bir basın açıklaması yaptı. Adana Salep, Sıkma, Bici Bici Kültürünü Yaşatma Derneği üyesi bici bici esnafı adına konuşan Mehmet Şirin Anuştekin, Adana halkının kendilerinden memnun olduğunu dile getirdi.(Evrensel-5 Haziran)
Körfez Döküm İşçisi Kararlı
Çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenen Körfez Döküm işçileri, sendikaya üye oldukları gerekçesiyle işten atıldı. İşten çıkarılan 7 işçi fabrika önünde direnişe başladı. İnsan yerine konmak için sendikaya üye olduklarını belirten işçiler, sendikalı olarak işbaşı yapana kadar eylemlerini sürdürmekte kararlılar. (Evrensel-6 Haziran)
Bem-Bir-Sen’den Hükümete Tepki
Yerel yönetimlerden yetkili sendika olan Memur-Sen’e bağlı Bem-Bir-Sen, 4-b’li sözleşmelileri kadroya geçiren Kanun Hükmünde Kararname’den yerel yönetimlerde çalışan sözleşmelilerin faydalandırılmamasına tepki gösterdi. Ankara Güvenpark’ta basın açıklaması yapan Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, sözleşmeli belediye çalışanlarını kapsam dışı tutmanın alenen hukuka aykırı olduğunu söyledi. (Evrensel-9 Haziran)
TÜİK De 4-C’liler Kadro İstedi
İstatistik Kurumu (TÜİK) İstanbul Bölge Müdürlüğünde çalışan 4-c’li çalışanlar, kadroya alınmak için eylem yaptı. TÜİK İstanbul Bölge Müdürlüğü önünde bir araya gelen 4-c’liler, “Eşit işe eşit ücret istiyoruz”, “İş güvencesi istiyoruz” dövizleriyle bir basın açıklaması yaptı. (Evrensel–10 Haziran)
Metan Gazından Zehirlenen İşçiler Öldü
Balıkesir'in Edremit ilçesi Altınoluk beldesine bağlı Narlı köyünde bir sitenin arıtması için çalışan iki işçi, girdikleri kanaldan sızan metan gazından zehirlendi. İşçilerden biri olay yerinde, diğeri ise hastanede yoğun bakımda hayatını kaybetti.(Evrensel–10 Haziran)
3 Bin İşçi Greve Gidiyor
DİSK’e bağlı Sosyal İş Sendikası ile Metro Grosmarket arasında 3000’e yakın işçi için sürdürülen Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine, Sosyal İş Sendikası’nın aldığı grev kararı ilan edildi. (ANF - 10 Haziran)
Burger King Değil, Zulüm King!
İstanbul-Mecidiyeköy Burger King çağrı merkezi, işçilere zülüm merkezine dönüştü. Uygulamalar toplama kampını aratmayan cinsten. Günde 11 saat çalışmak zorunda bırakılan, birkaç dakika işe geç gittiklerinde tek ayaküstünde bekletilen işçiler sendikalı olunca başlarına gelmedik kalmadı. Sorgu odalarına alındılar, darp edildiler, 3’ü kovuldu ve üstelik haklarında tazminat davası açıldı. Aylık 945 TL maaş için görmedikleri zülüm kalmadı. Mecidiyeköy’de bulanan Burger King Tab Gıda Reklam Üssü çağrı merkezinde çalışanlar gördükleri insanlık dışı uygulamalara karşı harekete geçtiler. (ANF - 10 Haziran)
Dostları ilə paylaş: |