DARBE ARAŞTIRMA KOMİSYONU’NUN ÇALIŞMALARI Darbeyi Çok Bilinmeyenli Denkleme Dönüştüren Komisyon Süreçleri
15 Temmuz 2016 tarihinde maruz kaldığımız darbe girişimi, Cumhuriyet tarihimizin en vahim olaylarından biridir. Darbe girişimi gibi bir ağır ve travmatik olayın nasıl gerçekleştiği ve hangi bozulan birlikteliklerin yol açtığının titiz biçimde araştırılarak ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bu hain saldırı, başta milletimize ve onun temsilcisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı gerçekleştirilmiştir. Halkımızı temsil eden TBMM’nin, yüzlerce masum sivil vatandaşımızın hayatını kaybettiği, binlercesinin yaralandığı bu hain saldırının karanlıkta bırakılmaması, bütün bağlantılarının açığa çıkarması tarihsel bir görevdir. Kuruluşundan bu yana neredeyse bir asır geçen TBMM ilk defa gözü dönmüş hainlerin saldırısına uğramıştır. Komisyonun çalışmalarını tüm bunları unutarak, darbe girişiminin yeterince özen gösterilmeden, ilgili tüm tarafları dinlemeden, dinlenilen kişilerin beyanlarını bütünüyle yansıtmadan, devletin diğer birimlerinden doğru bilgilendirmeler yapılmadan özensiz ve gerçeği yansıtmayan bir raporla bitirmesi Cumhuriyet Halk Partili Komisyon Üyeleri olarak kabul edemeyeceğimiz bir yaklaşımdır. Halkımızın bir daha asla böyle alçakça bir saldırı ile karşılaşmaması için bu darbe girişiminin tüm yönleri ve taraflarıyla ortaya çıkarılması TBMM’nin tarihi bir görevidir.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra kamuoyunu en çok rahatlatan gelişmelerden birisi şüphesiz 26 Temmuz 2016 günü TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmasının kararlaştırılmış olmasıdır. TBMM’de grubu bulunan siyasi partiler, uzun bir aradan sonra ilk kez önce CHP’nin talep etmesi üzerine önergelerini birleştirmişler ve oybirliği ile 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonunun kurulmasını sağlamışlardır.
Kurulan Araştırma Komisyonu darbe teşebbüsüne ilişkin gerçeği bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkarmak ve devlet tarafından gerekli tedbirlerin alınacağı konusunda kamu vicdanını rahatlatmak ve vatandaşlarımıza güven vermek konusunda önemli bir görev ve sorumluluk üstlenmiştir. Bu TBMM ve Komisyonun tarihe, Türk milletine, yitirdiğimiz vatandaşlarımıza ve yakınlarına karşı tarihsel bir borcudur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Araştırma Komisyonu kurulması için vermiş olduğu önergede:
“Türkiye, 15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında çok önemli bir kavşak noktasına gelmiştir. Darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlandırılması Parlamenter demokrasimizin bir zaferidir. Siyasi partilerimizin ve medyanın halkımızla birlikte sistemin arkasında durması sayesinde darbe girişimi başarısız kılınmıştır. Bu açıdan darbe girişimi Türkiye'de siyaset ikliminin yeniden ele alınması noktasında önemli fırsatlar da ortaya koymuştur. Bu aşamadan sonra siyasete hâkim olan gerginliklerin sonlandırılması ve demokrasimizin nasıl onarılması gerektiğinin el birliğiyle ortaya konulması gerekmektedir. Bu noktada tüm siyasi partilerimize çağdaş demokrasinin tesisi noktasında tarihî görev düşmektedir. Toplumun yaşadığı travmalar, ancak siyaset kurumunun el ele vermesiyle onarılabilir.
Darbe girişiminin ülkemizin uluslararası alandaki imajına verdiği zararın giderilmesi için alınması gereken önlemler de öncelikle ele alınmalıdır.
Parlamento üzerindeki vesayet ve darbeye zemin oluşturan nedenlerin tespit edilmesi ile demokrasimizin onarılması noktasında alınması gereken önlemlerin belirlenmesi konularının yüce Meclisimizce ele alınması son derece önem taşımaktadır.”
ifadelerine yer verilmiştir.
Anayasa’nın 98, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince verilmiş olan (10/276,277,278,279) esas numaralı Meclis araştırması önergelerinin içeriği incelendiğinde 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu sadece darbenin araştırılmasını değil, ülkemizin kronikleşmiş birçok sorununun çözümü için de bir diyalog, ortak irade ve uzlaşma zemini yaratma potansiyeli taşıdığı görülecektir. Nitekim tüm siyasi partiler milletimize yöneltilen bu darbe girişimine tek vücut olarak karşı durmuştur. Darbe girişiminin tüm yönleriyle araştırılmasında samimi ve objektif bir tutum sergilenmiş olması halinde hep birlikte sergilenen karşı duruş, toplumdaki kutuplaşmayı ve ötekileştirmeyi yaratan siyasi üslubun ortadan kalkmasına da hizmet etme potansiyeli taşımaktaydı. Ancak yürütülen Komisyon çalışma sürecinin tamamında, Komisyonun güvenini sarsıcı görevlendirmeler ve yapılmayan araştırmalar ile objektif ve gerçeği açığa çıkarmaktan uzak tutum sergilenmesi ile bu potansiyel değerlendirilmemiştir.
TBMM Genel Kurulu’nun 26 Temmuz 2016 Salı günü gerçekleştirilen 118. birleşiminde birleştirilerek görüşülen araştırma önergeleri gerek kamuoyunda gerek siyasi partilerde büyük bir beklenti ile kabul edilmiştir. Muhalefet ve iktidar ayrımı gözetmeksizin parlamentoda bulunan tüm siyasal aktörlerin aynı yöndeki iradeleri, sandalye sayısı bakımından çoğunluğa sahip olan ancak uzun yıllardır “Cemaatin” hamiliğini yapmış olan iktidar partisinin deyim yerindeyse işini kolaylaştırır nitelikteydi. Bu sayede eli rahatlayacak olan taraf bizzat AKP İktidarı olacak ve FETÖ gibi devletin sinir uçlarına kadar sızmış bir terör örgütüyle tek başına mücadele etmek zorunda kalmayacaktı.
26 Temmuz 2016 tarihli TBMM Genel Kurulu’nda Araştırma Komisyonu kurulması ile ilgili yapılan görüşmelerde yaşamış olduğumuz 15 Temmuz darbe girişimi, her şeye rağmen çok önemli bir uzlaşı ve kutuplaşmış olan Türkiye’de tarafların birbirlerine karşı empati kurmaları için büyük bir fırsat sağlamıştır. Bu yüzden kurulacak olan Araştırma Komisyonunun kendisi ve yapacağı çalışmalar ile hazırlayacağı rapor, bir araştırma komisyonunun çok ötesinde anlam ve önem taşımaktadır. Kurulacak olan Komisyon, bir olayı/olguyu/durumu/sorunu araştıran bir komisyon değildir. Kurulan Komisyon’un yapacağı çalışmalar sürecinde tüm tarafların ortak bir irade ile Türkiye’nin yaşadığı en büyük sorunların kaynağına inmesi, gerçeklerin tespit edilmesiyle; yurttaşların canına mal olan sürece taşıyan siyasi ve siyaset dışı tüm sorumlular bakımından maddi gerçeğe ulaşılacak ve daha da önemlisi bunlar yapılırken tüm toplumsal kesimlerin birbirine yakınlaşması ve uzlaşması için bir fırsat olacaktı.
Ancak, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra TBMM’de grubu bulunan dört partinin ayrı ancak birbiri ile örtüşen yönleri olan önergeleri ile kurulan Araştırma Komisyonunun başlangıçta belirlenen amaçları sağlamaktan çok uzak olduğu anlaşılmıştır. AKP’nin tespit ettiği uzmanlarca hazırlanan ve dağıtılan Taslak Rapor’da darbenin öngörülebilir, önlenebilir hususlarına dair hiçbir araştırmanın, beyanın yansıtılmaması; raporun oluşma sürecinin muhalefet partilerinden tamamen gizlenerek yürütülmesi ile bir kez daha amacın gerçeğin açığa çıkarılması ve sorumluların bulunması olmadığı ortaya çıkmıştır. AKP tarafından yazılan Taslak Komisyon Raporunda:
- Sürecin nasıl işlediği ortaya çıkarılamamış,
- Kimlerin ne tür roller üstlendikleri netlik kazanmamış,
- Türkiye’yi 15 Temmuz’a taşıyan süreç aydınlanmamış,
- 15 Temmuz sonrası için demokratik ve hukuki bir yol haritası ortaya konulamamış,
- Aksine OHAL “olağan yönetim” şekline dönüşerek KHK’lar ile demokrasi ve hukuk devleti paramparça edilerek yok edilmiş, adeta darbenin başarılması halinde yapılacak olan bazı eylem ve işlemler yapılmış, fiilen darbe(ciler) ile hesaplaşma imkânsız hale gelmiştir.
AKP İktidarı darbeyi araştırmak bir yana darbeyi tek adam rejimine giden yolda fırsat (!) haline dönüştürmüştür. Burada AKP’nin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin desteğiyle referandum ile anayasa değişikliğini başarmış olmasının da unutulmaması gerekir.
Komisyon süreci hem usul hem de esas bakımından bilinçli olarak AKP tarafından manipüle edilmeye çalışılmış, önergelerin birleştirilmesi dışında Partimizin darbe girişimini aydınlatmaya, siyasi ve siyasi olmayan sorumlularının açığa çıkarılmasına dair önerileri kasten yerine getirilmemiştir. Komisyon sürecinin kuruluşundaki beklentileri yansıtmamasının AKP tarafından kasten engellenmek suretiyle olduğu defaten dile getirilmiş ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu muhalefet şerhimiz Komisyon süreçlerini daha ayrıntılı olarak kamuoyu ile paylaşmak, hesap verme sorumluluğundan kaçan AKP’nin manipülasyonunu görünür kılmak adına önem taşımaktadır.
Dostları ilə paylaş: |