Yaşamin biNBİr tüRLÜSÜ



Yüklə 243,87 Kb.
səhifə5/6
tarix17.03.2018
ölçüsü243,87 Kb.
#45825
1   2   3   4   5   6




  • Ebehanım, bir konuda sizinle biraz konuşabilir miyiz?

  • Buyrun hangi konuda?

  • Şu silah konusunda... Son zamanlarda ebeler ısrarla silah istiyorlar, silahlanıyorlar. Neden acaba, nereden gerekti bu?

  • Haaa, o konu mu!...

  • Evet o konu... Kamuoyunda bayağı merak konusu oldu..

  • Valla doğrusunu isterseniz beyefendi, bizim için de merak konusu oluyor. Son samanlarda bir şeyler değişti, bir şeyler değişiyor. Anlayamıyoruz, şaşkınlık içindeyiz.

  • Benim merakımı iyice artırdınız...

  • Valla öyle kadınlara bi şeyler oldu... Yanlarında erkek sinek geçse gebe kalıyorlar... Eskiden kürtaj mürtaj yaparlardı, kendi kendilerine şiş filan sokarak düşürmeye çalışırlardı... Şimdi öyle şeyler yapmıyorlar..

  • Ne yapıyorlar?

  • Gebe kalan ille de doğurmak istiyor...

  • Doğal değil mi bu?

  • Doğal değil... Daha doğrusu hepsi doğal değil.. Geçenlerde kızını birisi parktan geçerken, yani şöyle geçerken, tanımadığı birinden gebe kalmış........ Adamı tanımıyor, bir daha da yüzünü

görmemiş... O bile, ille de doğuracağım diye tutturdu.. Eskiden olsa kurtulmanın yollarını arardı.



  • Peki sizce bu durumun sebebi ne? Ne oldu bu kadınlara?

  • Valla bana kalırsa politikacılar memleketi iyi yönetmek için nüfus planlaması yapılmasını istiyorlar. Durmadan “Fazla çoğalmayın ha!... “ deyip duruyorlar. Ahalinin de ters inadı tuttu galiba... Özellikle de kadınların... “Sen bizim oramıza da mı karışacaksın ulan” diye tepki gösteriyorlar..

  • Bizim millet de oralarına çok hassas zaten...

  • Haksız da değiller... Git sen işine politikacı... Her saat başı bir kararname yayınla, yasaklar koy, işkence yok de, ne bileyim, nutuk atacak konu mu yok... Milletin orasına ne karışıyorsun, oraya niye burnunu sokuyorsun.

  • Gelelim şu silah meselesine...

  • Ben de oraya gelecektim zaten... Yalnız kadınlara değil, karınlarında taşıdıkları çocuklara da bi haller oldu.

  • Yoksa onlar damı politikacıya karşı eylem koyuyorlar?

  • Tam üstüne bastınız..

  • İlginç..

  • Gerçekten ilginç. Eskiden doğum vakti yaklaşınca, ya kadınlar hastaneye getirilir, ya da biz ebeleri eve çağırırlar, üç beş saat içinde doğumu gerçekleştirirdik. Şimdi olmuyor...

  • Ne olmuyor? Doğurmak istemiyorlar mı?

  • Doğurmak istiyorlar da... Veletler doğurmak istemiyor..

  • Allah allah, karşı mı koyuyorlar?

  • Aynen öyle yapıyorlar.. Doğurmamak için direniyorlar. Eskiden, doğum olsun diye uyguladığımız hiçbir yöntem artık kâr etmiyor, bir işe yaramıyor... Ananın karnı üstüne üç dört ağır kadın çıkarıyoruz, bazen babayı da ekliyoruz, olmuyor... elimizi sokup boynundan, kolundan bacağından tutup on kişi asılıyoruz, olmuyor... Teneke, davul zurna çalıyoruz, belki sese gelir, bu gümbürtüyü merak eder de kafasını dışarı çıkarır diye bekliyoruz, olmuyor... Bütün zor yöntemlerini kullanıyoruz, hiçbiri işe yaramıyor... Gelmiyorlar..

  • Peki bu durumda ne yapıyorsunuz?..

  • Zor işe yaramayınca kurnazlıklara başvuruyoruz... Şeker gösteriyoruz, oyuncak bebekler, yürüyen arabalar, konuşan ayılar gösteriyoruz, klasik müzik çalıyoruz, olmadı gümbür gümbür pop-rock çalıyoruz...

  • Olmuyor mu?

  • Yoo, yine olmuyor, kandıramıyoruz. Gelmemekte direniyorlar..

  • Biraz da haklılar galiba...

  • Bence de öyle... Bu bombok dünyanın nesine gelsinler... Tükenen kaynaklar, çekilmez doğa kirliliği, savaşlar, darbeler, kan, gözyaşı, acılar... Şimdi de şeriatçılar gemi azıya aldı... Satırla insanları doğruyorlar, otellere doldurup ateşe veriyorlar..

  • Gelmesinler, orada kalsınlar...

  • İşte olmuyor.... Kalsınlar, ben de istiyorum ama, orada kalmanın da bir süresi var... Gelmek zorundalar...

  • Haaa, şimdi anladım.... Gelmek zorundalar... Gelmemek için ayak direyince ve başka çare kalmayınca siz de dayıyorsunuz silahı...

  • Evet, aynen öyle yapıyoruz.... Mecburen... Bütün başka yöntemler işe yaramayınca, silahı dayıyoruz burnuna... “Çık ulan velet... Üçe kadar sayacağım. Çıkmazsan beynini dağıtırım... Bir... İkii. Üç..”

  • İşe yarıyor m?

  • Hem de nasıl... Daha biz iki demeden, elleri enselerinde, kuzu kuzu kendilerini aşağı bırakıveriyorlar...

  • Hay Allah... Demek silah hikayesi buymuş!

  • Evet bu....




FANTEZİLER





EVLİLİK





* Evlilik mevlüt evi gibidir, ağlarken aradabir şerbet dağıtılır.

* Evliliği öven koca, sucuk reklamı yapan sığıra benzer

* Evlilik makarna gibidir, uzadıkça yutulması güçleşir.

* Nikahta keramet vardır, iki mutlu bekardan bir mutsuz çift imal eder.

* Mutsuz evlilik bozuk bir yola benzer, yarısında geri dönmektense devam etmek daha akıllıca olur.




SEÇİM


* Seçimde açıl susam açıl derler, iktidarda birer simit dağıtırlar.

* Seçimler mutfakta yapılsa yalancı dolma kazanır.


DEVLET


* Devlet çeşmesi kurnabaşı gibidir. Cenabetin biri kalkar biri oturur.

* Bakanların doğrusunu bulamazsın, hepsi bir meselenin üzerine eğilmiştir.

* Devletin ayakta durması marifet değildir, topal da ayakta durur.


ZENGİN


* Her katı yürekli adamın yumuşak bir yanı vardır, her sığırın bonfilesi olduğu gibi.

* Sadaka zengine verilmeli, fakir nasıl olsa helalından yer.

* Yakalanmayan hırsızların kolu kesilebilseydi, çekler ayak parmaklarıyla yazılırdı.

* Hırsızı yüksek yerde yakalamak zordur, kedi damda yürürken hiç kiremit kırmaz.


FAKİR


* Zenginler ölünce, Fakirler, eşit olduk der, havyar yiyenin kakasını gören simitçi gibi.

* Ömür boyu sürünürsün yüzüne bakan olmaz, bir kez soksan adın yılana çıkar.




TOPLUM


* Bunca ölü arasında sağduyu ne işe yarar.

* Toplum bekçi karısı gibidir, gece gebe kalmaz.

* Mehtabı en çok balıkçı seyreder, Ay üstüne bir tek şiiri yok.

* Her köpek, sahibinin dilinden anlar, kendi dilinde havlar.


KARANLIK


* Tanrı “oku” diye emretti, biz halâ gözlük arıyoruz.

* Eskiden Eflatun sokaklarda dolaşarak, eğitecek genç arardı, şimdi gençler sokaklarda dolaşarak eğitecek Eflatun arıyor.

* Dişe diş diye bağıran hak istemiyorsa protez istiyor demektir.

* Medreselerde hikaye ile eğitim verilirdi, Üniversitelerde eğitim ile hikaye veriliyor.


DEVRİM


* Ne suya ne sabuna dokunmayın diyenler her şeyin kirli kalmasını isteyenlerdir.

* Limonu olduğu gibi kabul etseydik limonata içemezdik.

* Fırının tavanı da kızgındır ama ekmek tabanda pişer.

* Sağ memede de helal süt var, sol memede de, yeter ki sen ananı yitirme.

* Hakeme sövmek için annesini tanımaya lüzum yoktur.

* Köpeklenin biftek yemektense yüreklenip ekmek ye.

* Zili olan kapıyı tekmelemeyin.




DİPLOMASİ

* Arap şelale şarkısını bitinenedek, Yahudi hidroelektrik fabrikası kurar.

* Kürt imzasını atıncaya kadar, Laz mühür kazdırır.

* Pirinci Çinliden al ama pilavı kendi kaşığınla ye.




KIYAMET

* Öbür dünya bu dünyanın gözden geçirilmiş ikinci baskısıdır.

* Cennette kaftan vaad eden tanrının seni dünyaya çırılçıplak yolladığını unutma.

* Gübre böceğinin cenneti lazımlık şeklindedir.

* Cenneti cehennemden ayıran klima ayarıdır.


DİNDAR

* Güzelden gelen soyunu albümde, ezelden gelen soyunu kalbinde ara.

* Mezarda uyanık biriyle yat ki zebani görünce, seni dürtüp uyandırsın.


DİNBAZ

* Din komisyoncularından uzak durun, Besmele ile Besleme aynı harflerle yazılır.

* Keşke minare doğru olacağına müezzin doğru olsaydı.

* Hazreti Muhammet, şöhretini Tanrının lütfundan çok, gavurun inadına borçludur.

* Takunya yontulmuş odunun tasmalısıdır, takunyalı ise yontulmamış odunun tasmasızı.


  • Öbür dünyada insanın ameline bakacaklar diye ömürboyu kabız gezdi.



EŞEK

* Birine eşek desen üstüne yürür, topuna semer vursan tırıs gider.

* Rahmetliyi merak etme, eşeğin gölgesi de eşek şeklindedir.

* Semer seçilirken eşeğin fikri değil ölçüsü alınır.

* Eşeği arabaya bindiren, tekerleği kendi çevirir.


KOMPLEKS

* Odun şömineye girinceye kadar kendini köşkte pansiyoner sanır.

* Timsah olmaya özenen kertenkeleye çantacı vitrinini gösterin.

* Alçaklara baş kaldırma, cücenin başı kocaman olur.

* Kanarya kafesten kaçınca hürriyeti seçtim der, aslında kediyi seçmiştir.

* Kertenkele uçurumu karış karış dolaşmıştır ama haritasını yalnız kartallar çizebilir.




HAYVANLAR

* Kedi eczane açsa fare zehirinden başka ilaç satmaz.

* İnek ömür boyu çayıra bakar, gözünde yeşilden eser yok.

* Akrep yılanla koalisyon yaptı mı onun kuyruğu olmak zorundadır.




İNSAN

* İnsanlık yarışında dost arama, birinci gelecek atlet yalnız koşmaya mahkumdur.

* İnsan yaşadıkça çok şey görür, hatta insan bile.

* İnsanlar üç sınıftır: Melekler, cinler ve cin çarpmış melekler.


HAYAT

* Dünya misafir evidir, kahvesini içen gider

* Bu dünyada en temiz şey sudur, o da alçağa akar.

* Dünya bir hamamdır, Arşimet kanun bulur, kalanlar sabun.

* Alın yazısı reçete gibidir, yazılan okunmaz, verilen içilir.

* Güneş ol ama her akşam başka ufuktan batma.




VİTRİN

* Doktor için kalp pompadır. Çocuk için doktorun dehdeh olduğu gibi.

* Kırkayak pantolon provasına gitse terzi baygınlık geçirir.

* Pilicin kabul salonu tenceredir.

* Kurt kuzunun resmini çizse, tablo bitmeden model biter.

* Güneş sövülse de doğar, sevilse de batar.

* Hayat bir tren yolculuğudur, herkes ineceği istasyona aynı hızla ilerler.

* San’at uğruna, Dede efendi Betofen ile koalisyon yaptı mı, Dokuzuncu Senfoni Hicaz makamında çalınır.

* Fakirlerin dayanışması, kamburların sırt sırta vermesine benzer.

* Kimi hükümet eder, kimi de hükümete.

* Mutlaka bir şey çalacaksan, maya çal.

* Cehennem cennete dikilmiş bir korkuluktur, hayvanlar girmesin diye.




BEYİN SALATASI

* Lazımı lazımlıkta arama.

* Aşk, sofra gibidir, aynı iştahla kurulup kaldırılmaz.

* Bu dünyada gördüğüm en temiz adam kardan adamdır.

* Kulak gözden yararlıdır, karanlıkta da kullanılır.

* Eşeğin taşıdığı en ağır yük adıdır.

* Devlet sırları seks fıkrası gibidir, gülerek fısıldanır.

* Kimse son nefesini vermez, zorla alırlar.

* Tek gözü olan, profilden resim çektirmeli.

* Kusuru yüze vurma, kambur arkaya konmuştur.

* Koltuk değneğini, ancak topal ayakta tutar.

* Adalet mülkün temeli ise, bu sallantı ne?



* Kan, kalpte de bulunur, sülükte de.



UYARILAR





DÜZEN






Düzen beşikten bozuk, dikensiz gül ekmiyor

Doğumun sancısını, doğan kişi çekmiyor.




AYDINLIK



Ne olursan ol değil, nerde olsan ol deriz

Bizim yolda gel gel yok biz ayağa gideriz.




Çağ değiştirmek için, yere düşmüş cemreyiz

Ölülere öz emanet, dirilere kemreyiz.




ÖZTANRI




Toprak kalıbımıza, ruh tanrısal ihsandır

Cins olmayan hayvandan ilk damızlık, insandır.




Gözde olmak istersen, özde olanı gözet

Her an ölebilirsin, vasiyet gibi söz et.




Ey Cebrayil nerdesin? Ben de artık kırklığım

Sen benim hayalimsin, hem hayal kırıklığım.




DİNBAZ




Cenneti Hurilerden ayıran öyle az ki

Bebek, memede sütten başka bir tat bulmaz ki.




Minareden bağırma, Tanrımız değil sağır

Halkın ise kulağı zaten işitir ağır.




DEVRİM




Alçak olan kapıdan baş eğip girmektense

Bir çengel at balkona, sana hırsız da dense




Üzgünüm, sakat diye bana biraz küstün de

Bacağım tahta ama, gaz pedalı üstünde




Elimizdeki beyler sinek, maça beyidir

Atıp da yenisini çekmek daha iyidir.



MAYA




Kimse maşallah demez, ne kadar büyüse ur

Üniforma giyen toz, en fazla, çöpçü olur.




Bir güneşe değişmem, tüm yıldızlarla ayı

Tren kısa olsa da, ezer upuzun rayı




Dostunu anlayamaz düşmana şartlanmış er

Kafası çalışsa da sadece tik tak eder.




Şiirden anlamayan şiir gibi güzeller

Yeni şiir basılmış kaymak kağıda benzer





ÇAĞRILAR


TOPLUM



Halkın akıllı oyu, acısını dindirir

Dama eşek çıkaran, yine kendi indirir




Köpek kurda direnip, çobandan koyun alır

Koparsa da zinciri, tasma boynunda kalır




AYDINLIK



Ayağı bağlanmışı kesmeyen, koyuncudur

Zarı düşeş gelince üzülen, oyuncudur. “Nietzschex”




Güneş gibi gülerek karanlıklara eğil

Ver ama bulut gibi ağlayaraktan değil. “Hz. Mevlana”




Her hasta ruha şifa verir bendeki ilim

Sidiğe bakıp, teşhis koyan doktor değilim. “Hz. Mevlana”




KARANLIK




Ne salon sosyalisti, ne de hatta salonuz

Fiske ile yükselen, şişirilmiş balonuz. “Montaigne”




Gözlerimin önünden geçer, bazan dünlerim

O yeşil yargılarım, salatalık günlerim. “Shakespeare”




Bırak, konup kalksınlar, vızlasınlar, aldırma

Sen sineklik değilsin, onlara el kaldırma. “Nietzsche”




Vatan haini için bile vardır bir sınır

Evini yakan insan, ancak kendi ısınır. “Atasözü”

Yüklə 243,87 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin